tatil-sepeti
Mallar serbest ihracat tam gaz

HABER: ADEM ORHUN Yürürlükteki Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) ihracatçılarımıza, 300 milyon nüfuslu, 3.7 trilyon dolar milli gelire sahip, 1.3 trilyon dolarlık ithalat pazarına avantajlı giriş imkanı sağlıyor. STA’lar 2014’teki 157 milyar dolarlık ihracatımızda yüzde 12’lik paya sahip. Gümrük Birliği ortağı AB ile ele alınırsa ihracatımızın yüzde 55’ini tercihli rejimler kapsamında yapıyoruz. STA KRİZ DİNLEMİYOR Anlaşmalar kapsamında, sanayi ürünlerinde tam serbestleşme öngörülürken, tarım ürünlerinde tercihli kotalar çerçevesinde taviz veriliyor. STA bulunan ülkelere yönelik ihracatımızdaki artış, genel ihracatımızdan yüzde 20 fazla. İthalatımızdaki artış ise genel ithalatımızdan yüzde 10 fazla. Öyle ki 2009’daki küresel finans krizinde, Türkiye’nin ihracatı yüzde 30 düşerken, aynı dönemde STA ülkelerine ihracatımız yüzde 10 artmıştı. Bu rakamlar STA’nın zor zamanlarda dış ticaretteki avantajını ortaya koyuyor. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Japonya, Singapur, Meksika ve Peru ile STA akdedilmesine yönelik müzakereler başlatıldı. Bunlara ilaveten, Güney Kore ile 26 Şubat 2015’te STA kapsamında imzalanan ‘Yatırım Anlaşması’ ve ‘Hizmet Ticareti Anlaşması’nın iç onay süreçlerinin tamamlanmasını müteakip yürürlüğe girecek. Bu arada Singapur ile yürütülen STA müzakereleri de tamamlandı. Kasımda Antalya’da gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi’nde STA’nın imzalanması planlanıyor. Bu anlaşmaların yürürlüğe girmesi ile yalnızca mal ticaretinde değil, birçok alanda ihracatçı ve yatırımcılarımıza pazara giriş kolaylığı sağlanmış olacak. Uzak mesafelerdeki bu ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkilerimiz önemli bir ivme kazanacak. YENİ GİRİŞİMLER Bugün yürürlükte olan 18 STA ile ihracatçılarımızın hedef pazarlara daha elverişli koşullarla girmesi sağlanıyor. Öte yandan, bu dönemde 10 ülke ve ülke grubu (ABD, Kanada, Tayland, Hindistan, Endonezya, Vietnam, Orta Amerika Topluluğu, Afrika Karayip Pasifik Ülkeleri, Cezayir ve Güney Afrika Cumhuriyeti) nezdinde de STA müzakerelerini başlatma girişimleri sürdürülüyor. YÜZDE 90’IN TERCİHİ Çok taraflı ticaret düzeninin yeni pazar açılımları konusunda yetersiz kalması, ülkeleri ikili ve bölgesel ticaret anlaşmaları yapmaya itiyor. Maliyet ve lojistik hesaplarının yanı sıra politik ilişkilerin de etkisiyle STA’lar, ülkeler arasında yaygınlaşıyor. STA’lar, iki ya da daha fazla ülke arasında ticareti etkileyen tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılarak, taraflar arasında bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını sağlıyor. Bunlarla birlikte STA’lar, taraf ülkelerin üçüncü ülkeler ile ticaretlerinde mevcut ulusal düzenlemelerini sürdürmelerine izin veriyor. Böylelikle anlaşmaya taraf iki ülkenin çevredeki diğer ülkelere oranla karşılıklı ticari avantajları oluyor. Ticaret ve ekonomide küreselleşme olgusunun da etkisiyle Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeleri arasında sonuçlandırılan STA’ların sayısı her yıl artıyor. DTÖ üyesi 161 ülkenin yüzde 90’ı en az bir STA veya Gümrük Birliği’ne dahil durumda. HİZMETLER DE GİRİYOR Günümüzde bazı STA’lar sadece mal ticaretiyle ilgili değil hizmetlerin serbestleştirilmesine ilişkin düzenlemeler ihtiva ediyor. STA’larda yatırımların teşviki politikası, mevzuat uyumu, teknik standartların karşılıklı tanınması, gümrük idareleri arasında işbirliği, devlet yardımları, anti-damping uygulamaları, elektronik ticaret, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması gibi konular da yer alıyor. Tercihe ve uzlaşmaya bağlı bu düzenlemeler ikili ve bölgesel ticaretin kolaylaştırılması ve geliştirilmesinde ciddi rol oynuyor. TRANS PASİFİK VE ABD Avrupa Birliği ile ABD arasında Trans-Pasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakereleri 2013’ten bu yana devam ediyor. ABD ile Türkiye arasında da bir STA akdedilmesine yönelik girişimlerimiz neticesinde, Gümrük Birliği nedeniyle TTIP’in ülkemiz üzerindeki muhtemel etkileri de dikkate alınarak, Türkiye ile ABD arasında ticaretin serbestleştirilmesi ve ekonomik ilişkilerimizin derinleştirilmesi nihai hedefiyle bir Yüksek Düzeyli Komite (YDK) kuruldu. Bu komitenin eş başkanlığını Ekonomi Bakanlığı ve ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) yürütüyor. Bir yıl içinde tamamlanması beklenen çalışmalar sonucunda Türkiye ile ABD arasında ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için eş başkanlara politika önerileri sunulacak. REKABET GÜCÜ BELİRLEYİCİ Avrupa Topluluğu ve parasal birlik uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Mercül, STA’ların iki etkisine dikkati çekti. Gazetemize STA’ları değerlendiren Prof. Mercül, şunları söyledi: “STA’ların birinci etkisi ticaret yapıcı etkisidir. İkincisi ise ticaretin yönünü değiştirici etki. Ancak en önemli konu dış ticaret hadlerinde ortaya çıkıyor. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine, faktör maliyetlerine, ticaret hacmine, özet olarak; rekabet gücüne göre ilişkinin yönü ve kapsamı büyük farklılıklar gösterebilir. Burada en önemli konu rekabet gücü kriteri. Ticaret, malların ucuz ve kaliteli olduğu yöne doğru dönecektir. Bu da ülkelerin mutlak veya mukayeseli olarak üstün olduğu alanlarda üretime ağırlık vermesi yönünde hareketlere yol açar. Sonuç olarak, rekabet gücü kriteri en önemli etken. Kurulan ekonomik ilişkilerin yönünü ve kapsamını bu kriter belirler. Teknolojiyi üreten, iyi kullanan ve de nitelikli insan gücüne sahip ülkelerin bu ilişkilerde en fazla yararı sağlayacağı kesin görünmektedir.” YÜRÜRLÜKTEKİ STA’LAR: EFTA İsrail Makedonya Bosna Hersek Filistin Tunus Fas Suriye Mısır Arnavutluk Gürcistan Karadağ Sırbistan Şili Ürdün Morityus Malezya Güney Kore

30 Ekim 2015 Cuma

Adım adım milli uçak

ABD merkezli uzay sistemleri, ticari yörünge taşımacılığı, mikro uydular, güvenlik, enerji, bilişim gibi alanlarda uzmanlaşmış teknoloji şirketi Sierra Nevada Corporation (SNC), milli uçağımızın geliştirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. İTO BİLGİ ALDI İstanbul Ticaret Odası Heyeti, Sierra Nevada Corporation CEO’su Fatih Özmen’i ziyaret ederek, yerli uçak hakkında bilgi aldı. Özmen, Dornier firmasının teknoloji ve lisanslarını satın aldıklarını belirterek, bu birikimi Türkiye’ye aktararak bölgesel yolcu uçaklarının üretimine başlayacaklarını söyledi. DÖRT YIL HEDEFİ Özmen, “Dornier firmasının teknoloji ve lisanslarını Türkiye’ye kaydırarak, dört yıl içinde Türk uçağını uçar hale getirmeyi hedefliyoruz” dedi.İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar da SNC CEO’su Fatih Özmen’e işbirliği teklifinde bulundu. Çağlar, Özmen’i İTO’da yerli uçak konusunda yapılacak ortak çalışma toplantılarına davet etti. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın SNC’ye yaptığı ziyaret çerçevesinde İstanbul Ticaret Üniversitesi ile işbirliği yapılması da gündeme getirildi. Fatih Özmen, Denver Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) girişimcilik programı yürütüyor. Benzeri bir programın İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde de açılması için çalışma yapılacak. NASA’NIN SEÇTİĞİ ÜÇ FİRMADAN BİRİ Sierra Nevada Corporation, astronotları yerküre alçak yörüngesine uçuracak ticari personel taşıma yeteneğini geliştirecek, NASA’nın seçtiği üç firmadan biri. ABD’nin 13 eyaletinde faaliyet gösteren SNC, satışlarının yüzde 80’ini ABD hükümetine yapıyor. Fatih Özmen, İTO Başkanı Çağlar başkanlığındaki heyete Türkiye’de üretilmesi planlanan uçağın benzerinin üretiminin yapıldığı hangarı gezdirdi. Ziyaret kapsamında İTO Heyeti’ne çalışmalar ve kullanılan teknoloji hakkında brifing verildi.Fatih Özmen, İTO Başkanı Çağlar başkanlığındaki heyete Türkiye’de üretilmesi planlanan uçağın benzerinin üretiminin yapıldığı hangarı gezdirdi. Ziyaret kapsamında İTO Heyeti’ne çalışmalar ve kullanılan teknoloji hakkında brifing verildi.

30 Ekim 2015 Cuma

Kuyumculuk pazarı 15 milyar dolara ulaştı

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Kuyumculuk sektörü 40 bin işletmesinde 200 bin çalışanı ile 15 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. Sektör temsilcileri bu potansiyel ile ekonomiye daha çok katma değer kazandırma iddiasında. İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Erhan Hoşhanlı, 2015’in ilk yarısının sektör açısından beklentilerin altında geçtiğini söyledi. Hoşhanlı, buna rağmen hem alternatif pazar hem de yeni pazarlama yöntemlerinde arayışlara girdiklerini belirtti. Dış piyasanın iç piyasaya göre daha olumlu seyrettiğini anlatan Hoşhanlı, şöyle konuştu: “Türkiye’de ve dünyadaki ekonomik durgunluk, altın fiyatlarındaki hareketlilik, seçim atmosferi ve terör olayları iç piyasada müşteri taleplerini olumsuz etkiledi. Dış piyasa iseiç piyasaya göre daha olumlu geçmekle birlikte; Ortadoğu’da yaşananlar ve dünyadaki ekonomik durgunluktan sektörümüz olumsuz etkilendi.” TANITIM VE FUAR ÖNEMLİ Diğer sektörlerde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de tanıtım ve fuarlara önem verilmesi gerektiğine işaret eden Hoşhanlı, “İstanbul’da 15-18 Ekim 2015 tarihleri arasında yapılan fuarda yakalanan tanıtım performansının artırılarak devam ettirilmesi gerekir. Kuyumculuk sektörünün kendine has ve komplike özelliklerinden dolayı yeni bir yapıya ulaştırılması lazım. Kuyumculuk Yasası diyebileceğimiz böyle bir yasa ile sektörün uzun yıllar var olan sorunlarının giderilmesi, sistematize edilmesi ve önünün açılması mümkün olacak” dedi. Sektörün yaklaşık 40 bin işletme ve 200 bin istihdam, iç ve dış piyasadaki hacmi ile ortalama 15 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip olduğunu belirten Erhan Hoşhanlı, sorunlarını şu şekilde dile getirdi: “Şu anda kuyumculuk sektörünün en önemli sorunu; altın fiyatlarının borsaya, döviz fiyatları ve enflasyona bağlı olarak yükselmesi ile ortaya çıkan fiyatının ticari kazanmış gibi vergilendirilmesidir. İşletmelerin envanterindeki altın miktarı ticari kazanç olup olmadığına bakılmaksızın yılsonunda değerlemeye tabi tutularak vergilendiriliyor. Bu da sermayenin vergilendirilmesidir. Bu yüzden ellerinde altın sermayesi olan işletmeler haksız vergilendiriliyor ve bu durum da onların küçülmesine sebep oluyor.” SERTİFİKALANDIRILMA YETERSİZ Komite Başkan Yardımcısı Ercan Özboyacı ise mücevher taşlarının sertifikalandırılmasında yaşanan sorunları şöyle anlattı: “Gittikçe artan miktarda tercih edilen taşlı mücevherlerdeki taşların sertifikasını veren kuruluşların sayısını ve etkinliğini artırarak sektörün ticari potansiyelini geliştirmeliyiz. Bunun için de uluslararası akredite olmuş laboratuvarların açılması gerekiyor. Sanata ve eğitime dayalı sektörümüzün varlığını sürdürmesi ve uluslararası arenada avantajlarını koruması için mesleki standartlar en kısa zamanda tamamlanmalı. Bu konuda İTO’nun desteklediği mesleki yeterlilik çalışmaları bir yıldan beri yürütülüyor.” ALTIN ESASLI MUHASEBE SİSTEMİ İTO Meclis Üyesi Ahmet Mirat Kökler, sektörde yaşanan vergilendirme sorununu şöyle anlattı: “Sektörümüzün başlıca sorunlarından biri; fiktif (fiyat artışlarından çıkan kârlar) kârlardan dolayı çıkan fiyat farklarından vergilendirilmesidir. Komite olarak bu konuda bir çözüm önerdik. Altın esaslı muhasebe sistemine geçiş hakkında görüşlerimizi sunduk. İç piyasada, fiyat istikrarsızlığı ve seçim nedeniyle bekle-gör durumu hakim. Yurt dışı ihracat işlemlerimiz-de ise pırlantadaki ÖTV’nin kaldırılma-sıyla artış oldu. Yine de yeterli olmadığı düşüncesindeyim.El sanatı göz nuru el işçiliğimiz, bizim kültürümüze has. Bu el işçiliği örneklerimizi yeniden gündeme getirip, ustalarımızı ve işçilik örneklerimizi tanıtmalıyız.” ÜRETİCİYE ÖNEM VERİLMELİ Komite Üyesi Minas Arslan, Türkiye’de İstanbul için özellikle iki kuyumculuk fuarının fazla olduğunu söyledi. Arslan, üreticiyi öne çıkaran bir fuara ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “İç piyasanın nabzını tuttuğum için biliyorum. İki fuarın arka arkaya gelmesi bence fazla. Özellikle el emeği ve üreticilerin öne çıkarılması gerekir. Son zamanlarda fuarlarda toptancılar ön planda. Ayrıca AB ülkelerinde sektör fuarlarında o kadar satış öne çıkmıyor. Bizde ise daha çok satış ön planda” dedi. İhracat noktasında ciddi düşüşler olduğuna değinen Arslan, yurt dışından müşteri portföyünün değiştiğine dikkat çekti. Arslan, şöyle konuştu: “Özellikle Avrupa ayağında ciddi düşüşler var. Şu anda üretim Arap ülkelerine doğru kayıyor. Tabii ki bu da üretim ve ayar konusunda bir değişiklik ortaya çıkarıyor. Aynı ürün ve modeli 14 ayar yaparken şimdi Arap ülkeleri vatandaşlarına dönük olarak 22 ayar yapmak durumundayız. Bu da imalatı zorluyor.”

26 Ekim 2015 Pazartesi

Batum’dan İstanbul’a yatırım çağrısı

HABER: ADEM ORHUN Komşumuz Gürcistan’ın turistik kenti Batum, Türk iş dünyası için fırsatlar barındırıyor. Acara Özerk Cumhuriyeti’nde yer alan Batum, geniş sahil şeridi, orman ve dağları, tarihi yapıları ve her yıl sayıları artan modern binalarıyla da ilgi çekiyor. Turizm ağırlıklı yatırım sahası haline gelen Batum’da, otel ve inşaat malzemeleri alanında ticari hacim katlanarak artıyor. Acara Özerk Cumhuriyeti’nden İstanbul’a gelen hükümet yetkilileri, iş adamları ve otel yöneticileri, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen İstanbul-Batum İş Forumu’nda bölgelerindeki yatırım ve ticaret imkanlarını anlattı. Forumun açılışında İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, iki ülke arasındaki 1.6 milyar dolarlık ticaret hacminin yeterli olmadığını belirterek, “Bu rakamı artırmak için hepimiz üzerimize düşenleri yapmalıyız” dedi. AVRUPA’YA GİRİŞ KAPISI Acara Özerk Cumhuriyeti Maliye ve Ekonomi Bakanı David Baladze ise “Buradaki iş adamları Gürcistan’ı kullanarak Avrupa piyasasına girebilir. Dünyaca ünlü otel zincirlerinin yeni inşaatları yükseliyor. Türk iş adamları için de Gürcistan piyasası çok cazip. Her türlü sorularınızı bize iletebilirsiniz. Hükümet olarak işlerinizi kolaylaştıracağız” diye konuştu. MUAFİYET UYGULANIYOR Acara Özerk Cumhuriyeti Maliye ve Ekonomi Bakanlığından Kamila Kakhidze, son 5 yılda pek çok global şirketin geldiğini ve 2014’te yatırım miktarının yüzde 41 oranında arttığını söyledi. Kakhidze, “İnşaat, turizm ve enerji ön planda. Acara hükümeti belli miktarlarda muafiyet ile yatırımcıları teşvik ediyor” dedi. Acara’da yatırım imkanlarına dikkati çeken Tatil ve Turizm Yerleri Departmanı’ndan Mamuka Berdzenishwili de şunları söyledi: “Enerjide devam eden 6 proje var. Batum Limanı da lojistikte çok önemli. Geçen yıl AB ile imzalanan ortaklık anlaşması sayesinde Gürcistan şirketlerinin Avrupa piyasasına girmesinin önü açıldı.”

23 Ekim 2015 Cuma