tatil-sepeti
Sigorta priminin yüzde 60’ı aracılardan

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi zümre toplantısı düzenledi. “Sektör Açısından 2015 Yılının Değerlendirilmesi, 2016 Yılının Projeksiyonu” konulu zümrenin açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun, sektörün ihtiyaçları ve sorunları için İTO’nun yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Coşkun, kârlılıkta yüzde 25’in üzerinde daralma yaşandığı sektörde, teknik adam zorunluluğu nedeniyle İstanbul’da 830 acentenin kapanmış olduğuna dikkat çekti. Coşkun, acente komisyon oranlarının düşürülmesinin bir çözüm olmadığını ve Hazine Müsteşarlığı ile Sigorta Acenteleri İcra Komitesi’nin (SAİK) İstanbul’u ayrıca değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Zümreye başkanlık eden Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Levent Korkut da sektörün tüm kesimlerinin durumundan memnun olmadığını, acentelerin ise giderek önemsizleştirildiğini dile getirdi. EN ÇOK ACENTEYE GÜVENİYOR Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Şule Avcıoğlu ise sektörün son yıllarda önemli gelişmeler içinde olduğuna dikkat çekti. 2004-2014 yılı arasındaki prim üretiminin yüzde 17 arttığını vurgulayan Avcıoğlu, “Prim üretiminde yüzde 60 ile aracılar en büyük paya sahip. Sektördeki 15 bin 500 acente 32 bin kişi ile istihdama önemli bir katkı sağlıyor. Müsteşarlığımızın çalışmasına göre acenteler müşteri tarafından en fazla güven duyulan kişiler” diye konuştu. Avcıoğlu, müsteşarlığın acentelere destek vermeye devam edeceğini söyledi. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Hazine Uzmanı Pınar Kaman Doğanoğlu da sektörün tartışmalı konularından biri olan eksper ataması ile ilgili bilgi verdi. Sigorta Eksperleri Dernek Başkanı Ahmet Nedim Erdem, sektörün ancak tam birlik içinde sorunlarına çözüm bulabileceğini vurgulayarak, “Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var. Samimi, adil ve gerçekçi olmazsak sektörün hiçbir sorununu çözemeyiz” diye konuştu. PRİM ARTIŞI VERGİ OLARAK GÖRÜLÜYOR Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası ile ilgili herkesin mutsuz olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon kişinin araç sahibi olduğu için bu poliçenin 20 milyon kişinin hayatını ilgilendiren olmazsa olmaz bir sosyal sorumluluk olduğunu belirten Ülger, “Türkiye, 2014 yılında Avrupa’nın üçte biri araç sayısı ile 1 milyon 200 bin kaza yaparak Avrupa’nın iki katı kazaya ulaştı. Bunun sonucunda 3 bin 500 kişi hayatını kaybetti” dedi. Ülger, serbest tarife rejimi ile kötü ve iyi olan sürücünün birbirinden ayrıldığını ve poliçelerin ona göre fiyatlandığını kaydetti. Ülger, sürücülerin bu sistemde daha dikkatli olduklarını beyan ederek, “Herkes aynı fiyatla sigortalanamaz. İyi ile kötüyü birbirinden ayırmak zorundayız. Prim artışlarından dolayı sigortalılık düşüyor. Tüketici bunu vergi olarak görüyor. Bu algıyı doğru yönetmezsek başarılı olamayız” diye konuştu. SEKTÖR BÖYLE GİDEMEZ! İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Levent Korkut, sektörün tüm kesimlerinin durumundan memnun olmadığını ve sektörün böyle devam edemeyeceğini dile getirdi. Sigorta şirketlerinin eylül sonu itibariyle bilanço sonuçlarından memnun olmadığını da anlatan Korkut, sözlerine şöyle devam etti: “Sektörde iyi risk ile kötü riski birbirinden ayırmalıyız. Trafik kazalarında cezalar yükseltilmeli. Yönetmeliklerin çok sık değişmesi nedeniyle uyumda zorlanma yaşanıyor.Yasalar ve yönetmelikler sık sık değişmemeli, değişiklik yapılırken tüm taraflar bir araya getirilmeli. Acenteler ekonomik ve sosyal gelişmeler nedeniyle yeni iş bulmakta zorlanıyor. Acentelik sözleşmelerinde sigorta şirketinin hakim durumu acenteyi zora sokuyor. Sigorta şirketlerinin ani reflekslerle komisyonları düşürmesi kayıplara neden oluyor.”

30 Aralık 2015 Çarşamba

Konut üreticileri kentsel dönüşüm için toplandı

HABER: YAHYA GÜL İstanbul Ticaret Odası (İTO) Konut İnşaatı Meslek Komitesi, Cemile Sultan Korusu’nda sektörü bir araya getirdi. Toplantıya İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Gökhan Murat Kalsın ve Dursun Topçu; Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, İTO Konut İnşaatı Meslek Komitesi Başkanı Şeref Ekşi, komite üyeleri, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Hande Yalçıntaş, Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz ile çok sayıda davetli katıldı. 2023 EYLEM PLANI İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, ”Sizlerin sorunlarını, çözüm için yapılacak çalışmaları içinizden bir arkadaş olarak takip ediyorum” dedi. Kalsın, göreve gelir gelmez sektörlerin sorunlarını masaya yatırırken iki önemli sektörle işe başladıklarını hatırlattı. Bu sektörlerin birinin de inşaat olduğunu vurgulayan Kalsın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben, inşaat sektörünün çalışmalarıyla ilgili yönetim tarafından görevlendirildim. Çalışmalarımız için personelimizden seçtiğimiz elemanlarla proje birimi oluşturduk. İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü 2023 Stratejik Eylem Planı adı altında bir çalışma başlatarak büyük bir çalıştay yaptık. Sektörün tüm kesimlerinden 250 kişilik temsilciyle bir araya geldik ve ortaya çıkan 600’den fazla sorunu masaya yatırdık. Bu sorunların çözümü için de 28 proje hazırladık. Şimdi bu çalışmayı bir rapora dönüştürdük ve yakında Sayın Başbakanımızın huzurunda kamuoyu ile paylaşacağız. Ayrıca inşaat ve gayrimenkul ihtisas komitesi oluşturarak çalışmalara başladık. Bir taraftan da Odamızın düzenlediği fuarlara inşaat ve gayrimenkulü ilgilendiren çalışmaları da dahil ettik. MIPIM Fuarı’nda İstanbul’un dev maketini sergiledik ve Türkiye’de gelişmekte olan inşaat ve gayrimenkul sektörüne dikkat çektik. 2016 yılı için daha geniş bir çalışma yapıyoruz, sizlerin de katılımını bekliyoruz. İnşaat sektörü büyük bir sektör olduğu halde lobicilikte maalesef ağırlığını hissettiremiyor. Yine İTO olarak iş güvenliği konusunda ve vergi konusunda da çalışmalarımız oldu. İlk defa Maliye Bakanlığıyla bu kadar yakın bir çalışma yapıldı.” UZMANI ANLATTI İTO Konut İnşaatı Meslek Komitesi Başkanı Şeref Ekşi de, bir araya gelmelerinin amacının ‘kentsel dönüşüm’ olduğunu söyledi. “Kentsel dönüşümün nasılını, niçinini uzmanından dinlemek daha faydalıdır” diyen Ekşi, konuyla ilgili sunum yapması için İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Hande Yalçıntaş’ı toplantıya davet ettiklerini belirtti. SÜREÇ NEDEN YAVAŞLIYOR? Kentsel dönüşümle ilgili bir sunum yapan İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Hande Yalçıntaş, kentsel dönüşümün kentsel çöküntü alanlarını yeniden canlandırmayı, çevresel kaliteyi ve yaşam kalitesini artırmayı, yeni iş kaynakları ile istihdam olanakları oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Yalçıntaş, kentsel dönüşüm süreci ile ilgili şunları anlattı: “Riskli alanda uygulamada yaşanan sorunlar, hak sahipleri ile uzlaşılamaması. Hak sahiplerince riskli alan ilanı, plan onayı veya kamulaştırma iş ve işlemlerine karşı açılan davalarda mahkemelerce verilen yürütme durdurma ve iptal kararları, yürütülen kamulaştırma işlemlerinde kamulaştırma davalarının çok uzun sürmesi, davalar sonuçlanmadan uygulamaya geçilememesi ve riskli alanlarda tahliye ve yıkım sürecinin riskli yapılardaki süreç gibi hızlı ve etkin yürütülememesidir.”

30 Aralık 2015 Çarşamba

Hazır giyim stratejisini İTO’da belirledi

HABER: FEDAİ YILDIRIM Türkiye ekonomisinin amiral gemilerinden olan hazır giyim sektörü, 2014’ü 18 milyar dolar ihracat ve 3 milyar dolara yakın da ithalat ile kapattı. Bu yılın eylül ayına kadar olan zaman diliminde ise yaklaşık 13 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektör, ihracat büyüklüğü açısından dünyada 7’nci sırada bulunuyor. ARTILAR VE EKSİLER Türkiye genelinde çok büyük istihdam da sağlayan sektör, son dönemde başta Rusya ve çevre pazarlardaki değişim karşısında uygulayacağı stratejiyi, sektörün önde gelen isimlerinin de katılımıyla İTO’da masaya yatırdı. Hazır Giyim Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri başlıklı çalışma toplantısında; finansmana erişimdeki sıkıntılar, çevre pazarlardaki sorunların ihracata olumsuz etkileri, imaj ve marka üretmede yapılması gerekenler, teşvik ve destekler ile sektörün artıları ve eksileri konusunda çözüm önerileri ele alındı. ÖNDE GELEN SORUNLAR Toplantının açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, hazır giyim sektörünün yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Çağlar, “Nitelikli istihdam kaynağındaki eksiklik, üretim maliyetlerindeki yükseklik, finansmana erişimdeki sıkıntılar ve hedef pazarlara yönelik teşvik sistemine olan ihtiyaç çözüm bekleyen sorunlarımızın en önde gelenleri” dedi. ÖZEL TEŞVİKLER OLMALI Rusya pazarındaki son duruma değinen Başkan Çağlar, mevcut durumdan dolayı bu pazara yönelik ihracatta sorun yaşanabileceğini, stoklardaki ürünler için yeni pazarlar bulmak mecburiyetinde kalınabileceğini söyledi. Çağlar, “Rusya’da, Rusya’dan para kazanmadan yatırım yapan tek sektör tekstil. Bizim bu fedakarlığımıza dikkat çekmek istiyorum. Son dönemdeki özel durumlara yönelik özel teşviklerin devreye girmesini bekliyoruz” diye konuştu. TEKSTİLİN 2023 VİZYONU Öte yandan Çağlar, İTO olarak ‘Tekstilin 2023 Vizyonu’ başlıklı, sektör temsilcilerinin de bilgisini alarak bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmayı yakın zamanda herkesle paylaşacaklarını sözlerine ekledi. Toplantıda İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Servet Samsama ve İTO Genel Sekreter Yardımcısı Tezer Palacıoğlu da yer aldı. YENİ PAZARLAR BULMALIYIZ İstanbul Ticaret Odası Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Şenol Aras, Rusya ve çevre pazarlardaki olumsuz gelişmeler karşısında sektör temsilcilerinden morallerini bozmamalarını istedi. Sektörün geleceğine güvenmek gerektiğini belirten Aras, “Yeni pazarlar bulmalıyız. Bu tür sorunları da telafi edecek güçteyiz” dedi. HEDEF PAZAR İRAN OLMALI İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, gelişmekte olan ülkelerde hazır giyim sektörünün revaçta olduğunu belirterek, Türk hazır giyim sektörünün en büyük probleminin ise imaj olduğunu söyledi. Özhamaratlı, küresel belirsizlikler ve çevre ülkelerdeki politik gelişmelerin sektörlerini de etkilediğini ifade ederek, “Mutlaka ürün ve pazar çeşitliliğini sağlamalıyız” dedi. Özhamaratlı, şunları söyledi: “Hedef pazar olarak da İran’a yönelmekte fayda var. Markalaşma ve tasarıma da yatırım yapılmalı. Moda oluşturan ülke olmalıyız. Üretim ise ekonomik politikalarda her ettiği değeri alamıyor. Bu konuda daha adil bir vergilendirme sistemine gidilmeli. Yüksek katma değerli üretim yapan firmalar, bölge farkı gözetmeksizin her yerde desteklenmeli. Ayrıca bürokrasi hızlandırılmalı. Nitelikli istihdam oranı artırılmalı. Üniversite-sanayi işbirliği gerçek anlamda tesis edilmeli. Özellikle mesleki eğitimde sektörel kuruluşlar da etkili olmalı.” KOBİ’LER EKONOMİNİN BELKEMİĞİ Toplantının oturum başkanlığını yürüten İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhittin Adıgüzel, sanayileşmenin kalkınma için önemli olduğunu ifade ederek, Türkiye’deki işletmelerin büyük bölümünün KOBİ niteliğinde olduğunu söyledi. Adıgüzel, “İhracatın yüzde 60’ını, ithalatın da yüzde 40’ını KOBİ’ler yapıyor. KOBİ’ler ekonominin belkemiği. O yüzden çok önem vermek gerekir” dedi. KADIN VE ÇOCUK GİYİMDE GÜÇLENMELİYİZ Kiğılı Giyim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, hazır giyim sektöründe istihdam edilenlerin çok çalışkan olduklarını ve kısa sürede sektörün Avrupalı markalar ile başa baş rekabet edebilecek seviyeye ulaşmasında bu hızlı çalışkanlığın büyük payı bulunduğunu söyledi. Sektörün geleceğinin parlak olduğunu ve bu konuda da endişeye gerek olmadığını belirten Kiğılı, “Dışarıdan gelen markaları pek ciddiye almayın. Sadece İspanyol markalar kadın giyimde Türkiye’de etkililer. Onun dışında erkek ve jean giyimde burada iş yapamazlar. Türk markaları bu alanda onların tozunu attırır. Biz kadın ve çocuk giyimde biraz zayıfız. Bu alana ağırlık vermeliyiz. Türkiye nüfusunu idare edebilecek markalarımız ve firmalarımız mevcut. O yüzden dışarıdan gelen markalar Türkiye’de duvara tosluyor” diye konuştu. FİNANSMANA ERİŞİRSEK HER YERDE MAĞAZA AÇARIZ İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Türk hazır giyim sektörünün 217 ülkeye ihracat yaptığını hatırlatarak, sektördeki en büyük sıkıntının finansmanı elde etmekteki zorluk olduğunu vurguladı. Kredi alırken zorlanıldığını belirten Tanrıverdi, böyle bir finans sisteminde müteşebbisin ayakta durma şansının çok az olduğunu söyledi. Güçlü finansman olduğu takdirde Türk girişimcisinin dünyanın her yerinde mağazalaşma kabiliyetinin bulunduğunu ifade eden Tanrıverdi, Rusya pazarına yönelik sorunun ise yakın zamanda çözüleceğine inandığını kaydetti. Tanrıverdi, şunları söyledi: “Rusya ile iş yapanlara faizsiz kredi kullandırılmalı. Ayrıca hammaddedeki ek vergi de en büyük sorunlarımızdan biri. Bu vergiler konduğundan beri özellikle Rusya, Orta Doğu ya da Afrika’ya iş yapan firmaların maliyetlerinde ciddi artış oldu. Bu verginin kaldırılması için uğraşıyoruz. Marka oluşturma destekleri de uzatılmalı.”

21 Aralık 2015 Pazartesi

Dünya yan sanayine İTO TYSB modeli

Soyhan Alpaslan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Türk Yan Sanayi Borsası (TYSB), Fransa’da düzenlenen Dünya Yan Sanayi Borsaları toplantısına katıldı. Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) tarafından kurulan yan sanayi borsalarının 2015 buluşması Paris’te gerçekleşti. 17–20 Kasım tarihleri arasında dünyanın en büyük endüstriyel yan sanayi fuarı Midest’te bir stand açan UNIDO TYSB için de bir bölüm ayırdı. Midest Yan Sanayi Fuarı’nın milli katılım organizasyonu 1991 yılından 2015 yılına kadar İTO tarafından gerçekleştirildi. 2015’te İTO, Midest Fuarı milli katılım organizasyo-nunda yer almadı. Dünya Yan Sanayi Borsaları ortak toplantılarını UNIDO’nun standında yaptı. DÜNYAYA ÖRNEK TYSB’nin, UNIDO yetkilileri tarafından dünyaya örnek borsa olarak sunulduğu Dünya Yan Sanayi Borsaları toplantısında ülkelerin karşılıklı işbirliği talepleri ele alındı. TYSB ile Kamerun Yan Sanayi Borsası arasında 2016 yılında bir işbirliği sözleşmesi imzalanması için ön mutabakat yapıldı. Toplantıda; Afrika ülkelerinde planlanan iş geliştirme çalışmaları, körfez ülkelerinde yürütülen çalışmalarla ilgili mevcut durum tespiti yapıldı. Sürdürülebilirlik, kapsamlılık ve sanayi gelişimi esas alındı. Yeni kurulmuş olan yan sanayi borsalarının faaliyetlerinin sürdürülebilirliği tartışıldı. SATIN ALMA TALEPLERİ EŞLEŞTİRİLDİ TYSB, 39 ülkeden Midest fuarına katılan ana ve yan sanayicilerin teknik ve mühendislik satınalma taleplerini topladı. Talepler TYSB veri tabanındaki firmalarla eşleştirildi. Fuar sonrası değerlendirilebilecek talepler de kayıt altına alındı. TYSB, Midest’e bireysel katılan Türk firmaları da ziyaret ederek değerlendirmelerini ve önerilerini aldı. TEDARİKÇİ GÜNLERİNE GELECEKLER TYSB’nin tanıtım etkinliklerini izleyen bazı ana ve yan sanayici firmalar borsanın yabancı ana ve yan sanayici firmalara özel düzenlediği Tedarikçi Günleri’ne katılma talebinde bulundu. Tedarikçi Günleri, yerli ve yabancı ana sanayici firmaları, ana sanayiye üretim yapabilecek yerli yan sanayici firmalarla buluşturuyor. UNIDO’dan TYSB’ye öneri: Diğer borsalara da teknik destek verin Dünya çapında 49 yan sanayi borsası kuran Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO), Dünya Yan Sanayi Borsaları toplantısında Türk Yan Sanayi Borsası’nın (TYSB) İsfahan ve Kamerun yan sanayi borsalarında olduğu gibi yeni kurulacak yan sanayi borsalarına da teknik destek vermesini ve işbirliği yapmasını istedi. UNIDO yeni borsaları Uganda, Kenya, Burundi, Etiyopya, Gana, Nijerya ve Kırgızistan’da kurmayı planlıyor.

20 Aralık 2015 Pazar

Fiyat yerine kalitemizle rekabet edelim

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU İhracatta 1 milyar dolar sınırını geçen iç giyim sektörünün başlıca müşterileri Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya, Cezayir ve İran. Son dönemde Uzakdoğu ülkelerinin düşük fiyatla pazara girmesinden dolayı pay kaybına uğramak istemeyen iç giyim üreticileri, fiyat yerine kalite ve hızlı teslimat ile rekabet edilmesi gerektiğini savunuyorlar. İstanbul Ticaret Odası İç Giyim ve Aksesuarları Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Osman Alyüz, Türkiye’nin hazır ve iç giyim sektöründe üretim kapasitesi ile dünyada Çin’den sonra ikinci sıraya kadar yükseldiğini söyledi. Zaman içerisinde maliyetlerin artmasıyla Bangladeş, Hindistan ve diğer Uzakdoğu ülkelerinin düşük fiyatla öne çıktığına dikkat çeken Alyüz, “İç giyim sektörü olarak rakiplerimizlefiyat rekabetini bırakıp kalitemizle, Ar-Ge çalışmalarımızla, erken teslimatlarımızla ve seri tasarımlarımızla yer almalıyız” dedi. ALTERNATİF PAZARLAR Son yıllara kadar ihracatımızın yüzde 80’ine varan bölümünün ABD ve AB ülkelerine yapıldığını ifade eden Alyüz, yeni pazarlara doğru yelken açılması gerektiğini vurguladı. Alyüz, sektörün ekonomik durumu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Fiyat rekabetinden dolayı bu ülkelerdeki payımız gittikçe düşüyor. Buna alternatif olarak markalarımızı geliştirerek komşu ülkelere ve Afrika ülkelerine ağırlık vermemiz gerekir. Hazır giyimde olduğu gibi iç giyim sektöründe de tasarım önemli. Bunun için meslek liselerimiz ve üniversitelerimizin moda tasarım bölümlerinde iç giyime yer verilmeli. İç giyim diğer sektörlere göre kalite ve tasarımıyla en fazla rekabet ortamı olan bir alan. Sektörümüz aynı zamanda daha az yatırımla çok fazla istihdam sağlıyor. Ülkemize ve dünya piyasasına baktığımızda iç giyimde düşük maliyetle kaliteyi ve özgün tasarımı yakalama dönemidir.” TASARIM DESTEKLENMELİ İstihdama yapılan desteklerin maliyete, modelhanelere yapılan desteklerin ise tasarıma büyük yarar sağlayacağını belirten Alyüz, bunun ülkemizdeki firmaların ve markaların dünya piyasasındaki yerini sağlamlaştıracağını dile getirdi. Alyüz, şöyle devam etti: “Bölgesel asgari ücret uygulamasının, asgari ücrette işveren payının yeniden değerlendirilmesinde yarar görüyoruz. Bu da, iç giyim sektörünün dünya piyasasındaki rekabetine katkı sağlar. Tüm bu şartlara rağmen ülkemizdeki üreticiler sağlam altyapı ve tecrübesiyle iç piyasa ve ihracattaki yerini geliştirerek koruyor.“ PANİK HAVASINA GİRMEDİK Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Şükrü Alkan, 2015 yılının, Türkiye’deki siyasi süreç ve dünya genelinde yaşanan durgunluk nedeniyle pek olumlu geçmediğini söyledi. Dövizdeki tırmanışın da piyasalarda yaşanan durgunluğu tırmandırdığını belirten Alkan, sektörü şöyle değerlendirdi: “Bu kötü atmosferde iyi giden, tüccarımızın duyarlılığı ve panik havasına girmemesi oldu. Bu tutum kriz çığırtkanlığı yapanların heveslerini kursaklarında koydu. Beklenildiği gibi ödemeler aksamadı diyebiliriz. Bu dönem yatırımların durduğu, girişimcilerin nefes aldığı bir dönem oldu.” Alkan, sektörün öncelikle çözülmesi gereken sorunlarını şöyle sıraladı: Sektörümüzde temel sorun dövizdeki artış oldu. Taklit malların çoğalması haksız rekabeti beraberinde getiriyor. Bunun için hızlandırılmış patent sistemi devreye alınmalı ve üzerinde ivedilikle durulmalı. SSK’larda oluşan vergi yükü kabul edilir seviyelere çekilmeli ve bölgesel asgari ücret uygulamaları üzerinde durulmalı. KALİFİYE ELEMAN YETERSİZ Komite Üyesi Bahri Özdinç, sektörün acil kalifiye elamanlara ihtiyacı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bir depo sorumlusu, bir makine kullanacak eleman dahi bulamıyoruz. 12 yıllık eğitimin gereği olarak, meslek liseleri yeterince verimli olamıyor. Mevcut sistem üniversiteye yönlendiriyor. Binlerce üniversite mezunu eleman var ama bir kalifiye teknik eleman bulmakta zorlanıyoruz. Eleman sıkıntısının giderilmesi için yeni projeler üretilmesini istiyoruz.”

08 Aralık 2015 Salı