tatil-sepeti
Kırsal kalkınma için 970 milyon lira hibe

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2006 yılında başlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı ile 81 ilde üretici gelirlerini artırmak, yeni teknoloji içeren, tarıma dayalı küçük ve orta ölçekli sanayinin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla destek verdiklerini kaydetti. Pakdemirli, bu çerçevede bitkisel, hayvansal ürünler ile su ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması, çiftçilik faaliyetlerinin geliştirilmesi, seralarda yenilenebilir enerji kullanılması, el sanatları, soğuk hava deposu ve kırsal turizm gibi konularda yatırımcılara yüzde 50 hibe desteği sağladıklarını vurguladı. KAPSAM GENİŞLEYECEK Son iki yılda, 2 bin 756’sı tamamlanan 2 bin 859 projeye 855 milyon lira hibe desteği verdiklerini belirten Bakan Pakdemirli, şu bilgileri paylaştı: “Bu destek sayesinde kırsalda yaklaşık 1.8 milyar liralık yatırım yapıldı. Bu yıl ise 13’üncü etap kapsamında, 1063’ü ekonomik yatırımlar, 1682’si de kırsal ekonomik altyapı yatırımları olmak üzere toplamda 2 bin 745 projeye 970 milyon lira daha destek sağlayacağız.” Pakdemirli, 2021-2025 yıllarına ilişkin 4’üncü Dönem Kırsal Kalkınma Destekleri çerçevesinde ‘Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımlar ve Kırsal Ekonomik Altyapı Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı’na yönelik çalışmaların devam ettiğinin de altını çizerek, yeni dönemde kapsamın daha da genişleyeceğini bildirdi.

07 Temmuz 2020 Salı

Turizm için ticari diplomasi de devrede

MÜGE BİBER Turizm sektörü, 2019’da 51 milyon 860 bin ziyaretçi ile 34 milyar 520 milyon 332 bin dolar gelir sağladı. Bu yıl ise 58 milyon turist hedefleniyordu. Ancak koronavirüs salgını bu hedeflere ulaşmayı zorlaştırınca, turizmde hem siyasi hem ticari diplomasi devreye girdi. Avrupa Birliği, 1 Temmuz’dan itibaren seyahat serbestisi getirdiği listede, Türkiye ve Rusya’yı liste dışı bıraktı. GÖZLER AB GÜNCELLEMESİNDE Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası toplum tarafından örnek gösterilen Türkiye, bu konuda lobi çalışmalarına daha da hız vererek Almanya nezdinde bir dizi diplomatik girişimde bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’da mevkidaşı Heiko Maa ile görüştü. Olumlu geçen görüşme sonrası gözler Avrupa Birliği’nin bir sonraki seyahat güncellemesine çevrildi. Rusya ise Türkiye’ye turist göndermeye oldukça sıcak bakıyor. Rusya Ulaştırma Bakanı Yevgeniy Ditrih, Türkiye’nin 15 Temmuz’da Rusya ile hava yolu ulaşımını tekrar başlatmaya yönelik teklifini değerlendirdiklerini söyledi. UKRAYNA İNİŞ YAPTI Yoğun devam eden turizm diplomasisi sonucunda Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga, Marmaris’e gelerek bir dizi temasta bulundu. Türkiye ile Ukrayna arasında koronavirüs tedbirleri kapsamında ara verilen uçuşların başlamasıyla 189 turisti taşıyan ilk uçak, 1 Temmuz’da Antalya Havalimanı’na indi. Ukrayna’nın Antalya Konsolosu Viacheslav Khomenko da turistlerin artık gelmeye başladığını dile getirdi. Herkesin kurallara uymasını isteyen Khomenko, “Her yıl Ukrayna’dan gelen turist sayısında yüzde 20 artış görüyoruz” dedi. EN DOĞRU YER TÜRKİYE Türk hükümetinin, sürecin en başından beri şeffaf bir iletişimle mevcut durumunu ve ulaşılmak istenen hedefin ne olduğunu kamuoyuyla paylaşan SunExpress üst yöneticisi Max Kownatzki ise tatil için en doğru ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Kownatzki, Covid-19 sonrası seyahat trendlerine göre Avrupa’nın birçok yerinde ekonomik toparlanmanın zaman alacağına işaret ederek, krizin galibinin, ‘güvenli, hijyenik ve uygun maliyete karşılık yüksek değer sunan ülkeler’ olacağını söyledi. Kownatzki, birlikte çalıştıkları uluslararası turizm kuruluşlarının Türkiye’ye bakışını şöyle özetledi: “İş ortaklarımızdan aldığımız geri bildirimler uzun vade için çok olumlu. Avrupalı misafirlerimiz Türkiye’nin iklimini, tatil bölgelerini çok beğeniyor. Yasakların kaldırıldığı Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye turist getirmeye başladık.” İSTANBUL İLK 10 ŞEHİR ARASINA GİRECEK TUGEV ve ICVB Başkan Vekili Bahadır Yaşık, yeni normalde 2021’den itibaren tüm ertelemeleri telafi edecek yeni bir kongre ve toplantı takvimi üzerinde çalıştıklarını belirtti. Yaşık, dünya konjonktürünü yakından takip edip şimdiden çalışma yapılması ve artık sadece ‘turizm’ ya da ‘kongre turizmi’ değil, turizmin farklı alanlarında sektörel anlamda uzmanlaşılması gerektiğinin altını çizdi. Özellikle kongre turizmiyle birlikte el ele gidebilecek olan yeşil turizm ve sağlık turizmi gibi İstanbul’u öne çıkarabilecek alanlara odaklanıldığını söyleyen Yaşık, “ICVB olarak, Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği’nin (ICCA) 2021’den itibaren tüm ertelemeleri fazlasıyla telafi edecek yeni bir kongre ve toplantı takvimi üzerinde çalışıyoruz. İlk olarak, kongre şehirleri sıralamasında İstanbul’un önümüzdeki 5 yıllık sürecin sonunda ilk 10’a gireceğinden hiç şüphemiz yok” şeklinde konuştu. HEDEF 2021 Devletler arasında turizm diplomasisi sürerken, sivil toplum kuruluşları da ticari diplomasilere devam ediliyor. İstanbul Ticaret Odası’nın başkanlığını yürüttüğü İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), İstanbul’un liderliğinde dünyanın en büyük kongre şehirlerini online olarak bir araya getirdi. Brüksel, Lüksemburg ve Paris’in kongre ve ziyaretçi bürolarının genel müdürlerinin katıldığı toplantıda, pandemi sürecinin kongre şehirlerine etkisi değerlendirildi. Toplantıdan çıkan ortak düşünce, 2021 itibariyle büyük çaplı ve yoğun katılıma sahip kongre ve toplantıların çeşitli önlemler alınarak başlayabileceği yönünde oldu. TESİSLERE SERTİFİKA ZORUNLULUĞU Turizm sektörüne yönelik alınan önlemler kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı yeni değişiklikler yaptı. Buna göre, 50 oda ve üzeri kapa-sitedeki tüm konaklama tesislerine ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ alma zorunluluğu getirildi. Bakanlık belgeli olan veya olmayan, 50 oda ve üzeri kapasitedeki tüm konaklama tesislerince sertifika alınması zorunlu olacak. Halen faaliyette olan konaklama tesislerine ‘Güvenli Turizm Sertifikası’nı alabilmeleri için 15 Temmuz 2020 tarihine kadar süre tanındı. Sertifika alma zorunluluğu getirilen konaklama tesislerinin, sertifikasız faaliyet gösterdiği takdirde işletme faaliyetlerine son verilecek. OTELDE İZOLASYON İMKANI Bakanlığın yayınladığı genelgeye göre ikametgah adresi yurt dışında olan misafirin, Türkiye’ye girdikten sonra veya konaklama süreci içerisinde Covid-19 teşhisi konulması ve sağlık kuruluşunca hastanede tedavisi gerekmediğinin belirlenmesi halinde, konaklama sözleşmesinde belirtilen süre ve koşullarda tesiste konaklaması sağlanacak. Covid-19 teşhisi konulan misafir ile aynı aileden olan veya birlikte aynı odada kalan kişiler dahil konaklama süresince misafir izolasyon odalarında kalacaklarına ve odalarının dışına çıkamayacaklarına ilişkin imza karşılığı yazılı bilgilendirme ve bildirim yapacak. Otellerin oda sayısına göre izolasyon oda sayısı değişiyor. TURİSTLER SEYAHATE HAZIR Pandemi sürecinde ICVB’nin gerçekleştirdiği webinara katılan TripAdvisor Destinasyon Satış Müdürü Chad Shiver, TripAdvisor kullanıcılarıyla gerçekleştirdiği pandemi sonrası seyahat anket sonuçlarını açıkladı. Ankete göre; * Turistlerin yüzde 63’ü mayıs ayının ilk haftasını olası seyahat araştırmaları yaparak geçirdi. * Turistlerin yüzde 89’u kriz sonrası ilk 6 ay içerisinde, yüzde 48’i ise ilk 3 ay içerisinde yurt dışı seyahatine çıkmak istediğini belirtti. * Seyahat kısıtlamaları kaldırıldığında en çok dinlenme, doğa gezisi, tarihi keşif ve plaj tatillerinin tercih edileceği belirtildi. * Katılımcıların yüzde 76’sı bir sonraki seyahatleri için rezervasyon yaptıkları her şeye ilişkin esnek iptal politikalarının şart olduğunu söyledi. * Bir konaklama yerinde kalmak için en önemli hususların temizlik, iptal sigortası ve indirim olduğu bildirildi.

07 Temmuz 2020 Salı

Dijitalleşmeyle ticarette risk azalıyor

ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası, pandemi döneminde düzenlediği online seminerlerle dijitalleşme sürecinin ticari hayata getirdiği yenilikleri aktarmaya devam ediyor. Elektronik Teminat Mektubu Platformu ve Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB) Diğer Faaliyetleri Webinarı, İTO’nun youtube kanalından canlı yayınla gerçekleştirildi. Webinarda, KKB İş Geliştirme Yöneticileri Doğan Yılmaz ve Alper Yalçın; çek, karekodlu çek, karekodlu çek kayıt sistemi, elektronik teminat mektubu ve findeks konularında bilgi verdi. ALTERNATİF FİNANSMAN ARACI Çek uygulamasının alacakları temsil eden en önemli enstrümanlar arasında yer aldığını belirten KKB İş Geliştirme Yöneticisi Doğan Yılmaz, “Ülkemizde 2019 yılı itibariyle 500 bin kişi fiili olarak çek keşide etti. 500 bin kişi de en az bir kez çek almış. Yani hamil olmuş. Son 10 yıl ortalamasına bakarsak, yılda ortalama 20 milyon çek keşide ediliyor. Bu çeklerin toplam hacmi de 1 trilyon lira değerinde. Bankacılık sektörünün reel sektöre kullandırdığı kredilerin toplamı ise 2 trilyon lira. Yani reel sektör bankacılık sektörünün kendisine kullandırdığı kredinin yarısı kadarını çek aracılığıyla birbirine kredi olarak kullandırıyor. Bir çekin ciro elde etmek amacıyla ortalama beş kez el değiştirdiğini de düşündüğümüzde yılda ortalama 100 milyonun üzerinde ticari işlem, çek ile yapılıyor. Çek, alternatif bir finansman aracı ve doğru çalıştığı sürece faydalı bir sistem” dedi. KAREKODLU ÇEK UYGULAMASI Karekodlu çekin 1 Ocak 2017’de uygulamaya alındığını hatırlatan KKB İş Geliştirme Yöneticisi Alper Yalçın da şunları söyledi: “Bankalar çek müşterilerine artık yalnızca karekodlu çek teslim edebiliyorlar. Hamil olacak kişi bu karekodu okutarak çeki keşide edenin ödeme performansıyla ilgili bilgilere erişebiliyor. Findeks’in mobil uygulamasına karekodu okutarak keşideciyle ilgili gerekli raporlara ulaşabiliyorsunuz. Okuttuğunuz çek yaprağıyla ilgili bir ihtiyati tedbir alınmış mı, keşidecinin mahkemeler tarafından verilmiş bir çek yasağı durumu var mı, son beş yılda arkası yazılan çeki olmuş mu gibi bilgiler de yer alıyor. Alacak riskini yönetmek için oldukça yardımcı bir sistem.” İMZA YETKİLİSİNİN DEĞİŞMESİNE ÇÖZÜM Karekodlu çek kayıt sistemi uygulaması hakkında bilgi veren KKB İş Geliştirme Yöneticisi Doğan Yılmaz, şöyle konuştu: “Uygulama çerçevesinde çeki alan kişi, çeki aldığı anda karekodlu çek kayıt sistemine çeki kaydederse, kaydettiği tarihten sonra keşidecinin imza yetkilisi değişse bile bu değişiklikten etkilenmiyor. Ayrıca keşideci de bu imzayı atan artık yetkili değildir itirazında bulunamıyor. Çeki alan kişinin tek yapması gereken Findeks karekodlu çek kayıt sistemine çeki kaydetmek. Dolayısıyla keşideci, imza yetkilisi değişikliğine gitse bile ödeme tarihi geldiğinde ödeme sorumluluğu devam ediyor. Karekodlu çek kayıt uygulaması 15 Temmuz 2016 tarihli ve 6728 sayılı yasanın 62. maddesinde yer alıyor.” E-TEMİNAT MEKTUBU TİCARETİ HIZLANDIRDI Webinarda, elektronik teminat mektupları da gündeme geldi. Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle banka teminat mektupları hariç tutularak teminat mektuplarında elektronik imzanın kullanılabilir hale geldiğini belirten KKB İş Geliştirme Yöneticisi Alper Yalçın, “Teminat sisteminin elektronikleşmesiyle kredi süreci tamamlandığında lehtar yeterli kredibiliteye sahipse mektup banka tarafından elektronik ortamda düzenleniyor ve Findeks aracılığıyla muhataba elektronik ortamda ulaştırılıyor. Lehtarın bankaya gidip teminat mektubunun elektronik olarak düzenlenmesini söylemesi yeterli. Muhatabın yani teminat mektubunu alacak tarafın ise banka ile bir defaya mahsus hizmet sözleşmesi imzalaması gerekiyor. Sözleşmeyi bankaya teslim ettikten sonra artık tüm bankalar muhatabı elektronik teminat mektubu alabilir olarak görmeye başlıyor. Uygulama sayesinde lehtar ile muhatabın ticari faaliyetleri kolaylaştı ve hızlandı” dedi.

07 Temmuz 2020 Salı

Satın almada dijital dönüşüm hızlandı

ŞEREF KILIÇLI Dijitalleşme süreci firmaların yeni döneme hızlı adapte olma gereklili-ğini de beraberinde getirdi. İstanbul Ticaret Odası da düzenlediği webinarlar ile üyelerinin dikkatini bu noktaya çekiyor. Yine bu çerçevede, Yeni Dönemde Satın Almanın Dijital Dönüşümü Webinar’ı İTO’nun youtube kanalından canlı yayınla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın yaptığı webinarda, satın alma sürecindeki dijital dönüşüm ve veri analizinin katkıları anlatıldı. AVRUPA SEVİYESİ Yeni dönemde satın almanın dijital dönüşümünün diğer birimler için de itici güç oluşturduğuna dikkat çeken İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, şöyle konuştu: “Türkiye’deki birçok şirket, satın alma birimlerinin dijital dönüşümüne yatırım yapmaya devam edeceğini belirtiyor. PwC araştırmasına göre, Türkiye’deki satın alma süreçleri yüzde 36 oranında dijitalleşti. Bu oran Avrupa genelinde ortalama yüzde 37. Türk şirketleri tedarikten ödeme işlemlerine ilişkin sistem uygulamaları başta olmak üzere satın alma süreçlerinin dijitalleşmesi bağlamında Avrupa ortalamasına yakın bir seviyede. Üretim sektöründe 7 sürecin 2.73’ü, hizmet sektöründe ise 3’ü dijitalleştirildi. Nitekim bu sürecin, içinde bulunduğumuz dönemde daha da hızlandığını hep birlikte gözlemliyoruz.” NEDEN SATIN ALMA? Moderatörlüğünü TÜSMOD Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Hüryılmaz’ın yaptığı webinarda, Siemens Tedarik Zinciri Direktörü Tuğrul Günal, Ford Satın Alma Müdürü Cem Sancak ve Arçelik Satın Alma Yöneticisi Fatih Karcan sunum yaptı. Satın almanın, cironun yüzde 40 ila 70’ini, toplam maliyetlerin ise yüzde 80’ini oluşturduğunu belirten Tuğrul Günal, şöyle devam etti: “Satın alma başarılı olduğunda sonuçları, inovasyonu, büyümeyi ve stratejik işbirliklerini etkiliyor. Rekabetçiliğimizi korumak için dijitalleşme seviyesini artırmalıyız.” ŞİRKETLERİN FARKINI VERİ ANALİZİ OLUŞTURACAK Satın alma sürecindeki değişimin dönemsel yapısına dikkat çeken Ford Satın Alma Müdürü Cem Sancak ise “Geleneksel satın alma yapısı, stratejik satın almaya, ardından e-satın almaya, günümüzde ise yeni jenerasyon dijital satın almaya doğru evrildi. Dijitalleşme artık sanayi içinde çalışan tüm şirketlerin bugün ve gelecek yol haritasında çok önemli bir alan oluşturuyor. Dijitalleşme sürecine veri yönetimi, iletişim, şeffaflık, zaman yönetimi, operasyonel işler ve motivasyon sebebiyle ihtiyaç duyuyoruz. Satın alma sürecinde veri analizi çok önemli hale geldi. Çünkü elimizde çok fazla veri oluştu. Bunları doğru şekilde analiz etmek şirketler arasındaki farkı oluşturacak” diye konuştu.

07 Temmuz 2020 Salı

Botaş’tan sanayi ve ticarete destek

BOTAŞ, doğalgazdan elektrik üreten santrallere sattığı gaz fiyatında yüzde 12.5 indirime gitti. BOTAŞ’ın internet sitesinde yer alan ‘2020 Yılı Temmuz Ayı Doğal Gaz Toptan Satış Fiyat Tarifesi’ne göre, konutlarda kullanılan doğalgazın fiyatında değişikliğe gidilmedi. Doğalgazdan elektrik üreten santrallere satılan gazın fiyatında ise yüzde 12.5 indirim uygulandı. Böylece bin metreküp gazın fiyatı 1.400 lira oldu. Sanayi ve ticarethane abonelerine de yüzde 9.8 indirim yapıldı ve bin metreküp gazın fiyatı 1.400 lira olarak belirlendi. Söz konusu fiyat indirimleri, 1 Temmuz’dan itibaren geçerli oldu.

07 Temmuz 2020 Salı