tatil-sepeti
Türkiye'nin ilk entegre güneş paneli üretim fabrikası

Türkiye'nin ilk, Avrupa ve Orta Doğu'nun tek entegre güneş paneli üretim fabrikası, 400 milyon dolar yatırımla devreye alındı. Ankara'da kurulan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıldı. Türkiye'nin ilk, Avrupa ve Orta Doğu'nun tek entegre güneş paneli tesisi olma özelliğini taşıyan tesis, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2016'da ihalesi gerçekleştirilenYenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA-1 GES) projesi kapsamında inşa edildi. Yatırım tutarı 400 milyon doları bulan tesis, yıllık 500 megavat güneş paneli üretim kapasitesine sahip olacak ve gerçekleştireceği üretimle her yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık panel ithalatını önleyecek.Tesiste üretilen panellerin yerlilik oranı yüzde 70'in üzerinde olacak. Dünyada bu kapsamdaki20 entegre tesis arasına giren fabrikada, güneş enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesi için bir Ar-Ge merkezi kurulacak ve bu merkezde 100 araştırmacı çalışacak. PANELLER KONYA'DAKİ SANTRALDE KULLANILACAK Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası'nda üretilen paneller, YEKA-1 GES projesi kapsamında Konya Karapınar'da kurulacak güneş enerjisi santralinde (GES) kullanılacak. Konya Karapınar GES için ise 1 milyar dolar yatırım yapılacak. Santral, yıllık 2,6 milyar kilovatsaat elektrik üretecek. Konya Karapınar GES eylül ayı itibarıylaher ay 40 megavatlık bölümler halinde devreye alınacak ve 33 ayda tam kapasite üretime geçebilecek. Söz konusu santralin devreye alınmasıyla Türkiye'de güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 25 artacak ve yıllık 2 milyon ton karbondioksit salımı engellenebilecek.

20 Ağustos 2020 Perşembe

Konut Fiyat Endeksi haziran ayında arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haziran 2020 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri açıklandı. Türkiye'deki konutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE (2017=100), Haziran 2020'de bir önceki aya göre yüzde 2,6 artarak 139,5seviyesinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25,7 yükselen KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 11,6 artış kaydetti. Üç büyük ilin konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2020 yılı haziran ayında bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir'de sırasıyla yüzde 2,6, 2,7 ve 3 yükselişgözlendi. Endeks değerleri 2019'un aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 20,1, 26,4 ve 28 arttı.

19 Ağustos 2020 Çarşamba

İhracatçılar ve üreticiler egzotik meyvelere yöneliyor

Tarım sektörü ile ülke ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunan Antalya'da yetiştirilen ve ihraç edilen tropik meyve çeşitleri artıyor. Turizmin yanı sıra tarımda da adından söz ettiren kentte, kivi, avokado, ananas, ejder meyvesi, çarkıfelek (passion furit), mango gibi egzotik meyve üretim alanları genişliyor. Katma değeri yüksek olması açısından üreticisinin yüzünü güldüren meyvelerin, ihracatında da artışlar yaşanıyor. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin (BAİB) verilerine göre, bölgeden 7 ayda 274 bin dolarlık yaban mersini, 100 bin dolarlık kivi, 56 bin dolarlık avokado, 11 bin dolarlık ananas ihracatı gerçekleştirildi. Tropikal meyve ihracatı yapan bir firmanın genel müdürü Ufuk Güngör, son yıllarda tropik meyvelere ilginin daha da arttığını söyledi. Daha önce ithal gelen ürünlerin artık Türkiye'de üretildiğini belirten Güngör, bazı meyvelerin ihracatına da başlandığını kaydetti. Bunu gurur verici olarak nitelendiren Güngör, "Türkiye, hızlı adapte olabilen, üreten ve geliştiren bir ülke" dedi. Yurt dışında "blueberry" olarak bilinen yaban mersininde üretim alanlarının artmasıyla ihracatın da hareketlendiğini aktaran Güngör, avokadoda da hızlı bir gelişme yaşandığını bildirdi. Türkiye'nin kivide de ithal ülke konumundan ihracat eden ülke konumuna ulaştığını söyleyen Güngör, mango ve çarkıfelek meyvelerinde de yüz güldürücü gelişmelerin yaşandığını kaydetti. ANTALYA TROPİK MEYVE ÜRETİMİNDE ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİP Egzotik meyvelerin, üreticisine daha fazla kazandırdığını dile getiren Güngör, şunları söyledi: "Antalya bölgesi, tropik meyve üretiminde önemli bir potansiyele sahip. Bunu üretici, ihracatçı ve ülkemiz açısından bir fırsat olarak görüyoruz. Bahsettiğimiz ürünler, bir yarım küreden, diğer yarım küreye ihraç ediliyor. Nakliyesi, seyahat süreleri... Oysa ki Türkiye bu açıdan çok şanslı, burada yetiştirilen ürün çok kısa sürede Avrupa'ya, Rusya'ya, Arap yarımadasına ulaşabilecek konumda." Türkiye'de bir karış arazinin bile boş kalmaması gerektiğinin altını çizen Güngör, üretimdeki fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. YURTDIŞINDAN GETİRDİKLERİ MEYVELERİ TÜRK MARKASIYLA İHRAÇ EDİYORLAR Güngör, sadece üretimin yeterli olmadığını, ürünün zamanında ve doğru bir şekilde pazarlanması gerektiğini belirtti. Türkiye'de yetişen ürünleri ihraç ederken, ülkede yetişmeyen ürünleri de ithal ederek Türk markasıyla dünyaya pazarladıklarını anlatan Güngör, Kosta Rika, Malezya ve Hollanda olmak üzere üç ülkede merkezlerinin bulunduğunu söyledi. Bu ülkelerden talep gelen her ülkeye Türk markasıyla ürün gönderdiklerini belirten Güngör, "Dünyanın her yerinde üretilen ürünleri yine dünyanın başka noktalarına pazarlama ağımız var. Kosta Rika'nın ananasını Türk markası ile Hollanda, Rusya ve Litvanya'daki tüketicilere ulaştırıyoruz. Kenya'dan avokado alıp, Malezya'ya, Güney Kore'ye satıyoruz. Bu ürünler Türk markası ile global pazarda dolaşıyor" diye konuştu.

19 Ağustos 2020 Çarşamba

Fuarlar, 1 Eylül'den itibaren düzenlenmeye başlanacak

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Twitter hesabından fuarlara ilişkin değerlendirmede bulundu. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19)salgını nedeniyle ertelenen fiziki fuarlardan açık alanda gerçekleştirilenlerin normalleşme süreciyle birlikte 1 Temmuz'dan itibaren düzenlenmeye başlandığını anımsatan Pekcan, "Kapalı alanda gerçekleştirilen fiziki fuarlarımız ise 1 Eylül'den itibaren yeni önlemlerle düzenlenmeye başlanacak.Maske-mesafe ve hijyen tedbirleri kapsamında gerekli tüm önlemler alınarak kamu sağlığının korunmasına öncelik verilecek" ifadelerini kullandı. HES KODU SORGULAMASI YAPILACAK Pekcan, katılımcı, ziyaretçi ve görevlilerin HES kodu sorgulaması yapılarak fuar alanına girişlerinin sağlanacağına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Ayrıca, ziyaretçi sayısı, standların yerleşim planları, dezenfektasyon gibi belirlenen tüm kurallara yönelik denetimler TOBB veya görevlendireceği oda/borsa tarafından yapılacak."

19 Ağustos 2020 Çarşamba

Çiftçiye verilen destekler tarımsal hasılaya zirve yaptırdı

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli,Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi’nin yeni 10 yılda Türkiye tarımının yol haritasına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği "Tarım Ormanın Geleceği Webinar Serisi ve Zirve"sinde, tarım ve gıda güvenliği hakkında açıklamalarda bulundu. Gıdanın değerinin yokluk günlerinde daha iyi anlaşıldığını ifade eden Pakdemirli, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin tarım ve gıdanın önemini tüm dünyaya yeniden hatırlattığını söyledi. Pakdemirli, tarımın önemine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Genel olarak tarım yapılabilir 50 santimlik bir toprak ortalama olarak 20 bin yılda, yani 7,3 milyon günde oluşuyor ama besin kaynaklarımızdan birisi olan buğday 9 ayda, yani 270 günde hasat ediliyor. Ancak bir insan açlığa su varsa 56 gün, su yoksa 14 gün dayanıyor. Gıda üretim kaynakları milyonlarca günde oluşurken, üretim yüzlerce günde yapılırken insanoğlu gıdasızlığa sadece birkaç gün dayanabiliyor. Biz gıdanın ortaya çıkış öyküsünü ne kadar iyi bilirsek elimizdekinin değerini o kadar iyi anlarız." DÜNYADA TOHUMDA EN BÜYÜK 10 FİRMANIN PAZAR PAYI YÜZDE 73 Bakan Pakdemirli, dünyada tarımsal hasılanın Ar-Ge'nin de etkisiyle son 50 yılda 11 kat artışla 3,4 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Bununla birlikte tarımsal üretim kaynaklarının azaldığını, toprakların kirlendiğini ve arazilerin tahrip olduğunu anlatan Pakdemirli, dünyada su tüketiminin yüzde 70'ini tarımın kullandığını kaydetti. Tarımda son 50 yılda artan üretim nedeniyle tarım kaynaklı sera gazı salınımının da arttığını aktaran Pakdemirli, "Son 10 yıl tüm zamanların en sıcak dönemi oldu. Bu durum en fazla tarımı etkiledi. Gıda ve tarım ürünleri son 50 yılda küresel ticaretin daha fazla ilgisini çekti. Son 40 yılda tarım ve gıda ürünlerinin dış ticaret hacmi 7 kat artışla 1,6 trilyon dolara ulaştı. Tarımda girdi ve ürün fiyatları az sayıda güçlü uluslararası firmanın kontrolü altına girdi. Tarımsal ürün ticaretinde 10 firmanın pazar payı yüzde 90. Gıda ve içecek işlemede 10 firmanın pazar payı yüzde 90, bitki koruma ilaçlarında 5 firmanın pazar payı yüzde 84, tohumda en büyük 10 firmanın pazar payı yüzde 73" bilgilerini verdi. Tarımda yaşanan küresel kartelleşmenin ülkelerin gıda bağımsızlığını tehdit etmeye başladığını anlatan Pakdemirli, şöyle konuştu: "Paylaşmanın ve israfın önlenmesinin bizim dinimizde, kültürümüzde ayrı bir yeri var. Biz soframızı kardeşleriyle paylaşan, yerdeki ekmeği öpüp kenara koyan bir milletiz. Maalesef dünyada gıda paylaşımındaki adaletsizlik son 50 yılda giderek büyüdü. İsraf artmaya devam etti, dünyada üretilen gıdanın her yıl 3'te1'i kayıp veya israf oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 26'sı aşırı beslenme sorunu yaşarken diğer taraftan nüfusun yüzde 26,4'ü beslenme eksikliği çekiyor. Dünyada herkes için gıda var ancak bu adaletsizlik 821 milyon kişinin yatağına aç girmesine neden oluyor." KISA DEĞER ZİNCİRLERİGELECEK 10 YILDA GÜNDEMDE OLACAK Dünya nüfusunun 2050'ye kadar yüzde 30 artmasının beklendiğini aktaran Bekir Pakdemirli, gıda talebinde ise yüzde 60'lık bir talep artışının yaşanmasının beklendiğini anlattı. Gıda tedarik zincirinin tohumdan üretime, hasattan nakliyeye, depolamadan pazarlamaya kadar birçok unsuru içinde barındırdığını ifade eden Pakdemirli, "Bu sistemi basitleştirmek ve üretici-tüketici arasındaki kademeleri azaltmak için gıda tedarikinde kısa değer zincirleri (Short Value Chains) gelecek 10 yılda gündemde olacak konulardandır" dedi. Pakdemirli, "yeşil büyüme" ve "yeşil ekonomi" kavramlarının 2010'dan sonra ortaya çıktığını ve etkisini günden güne artırdığını ifade ederek, tüm dünyanın artık tarım üretiminde sera gazını azaltan yöntemleri kullanmaya başladığını söyledi. İklim değişikliğinin en fazla tarımı etkilediğini aktaran Pakdemirli, önümüzdeki yıllarda üreticinin daha az zarar görmesi için tarım sigortasına daha fazla rağbet göstereceğini kaydetti. TARIMSAL HASILADA AVRUPA'DA BİRİNCİ, DÜNYADA İLK 10 ARASINDA YER ALIYORUZ Pakdemirli, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 18 yıl boyunca tarım ve orman sektöründe büyük işler yaparak altyapıyı güçlendirdiğini kaydetti. Son 2 yılda Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile gelişen altyapının daha da sağlamlaştırıldığını söyleyen Pakdemirli, tarım ve gıdanın gelecek 10 yılına hitap eden pek çok projeyihayata geçirdiklerini anlattı. Pakdemirli, şu bilgileri verdi: "Dünyada ekilen tarım alanı toplam tarım alanının yüzde 32'si iken Türkiye'de bu oran yüzde 61 seviyesinde. Yani dünya ortalamasına göre iki kat daha iyi durumdayız. 23,1 hektar ekilebilir tarım arazimizle dünya genelinde 17. sıradayız. Yine son 18 yılda orman alanımızı yaklaşık 2 milyon hektar artışla 22,7 milyon hektara ulaştırmamıza rağmen bu alanda dünyada 47'nci sıradayız.Diğer yandan 14,6 milyon hektar mera varlığımızla dünyada 44'üncü sıradayız. Dolayısıyla toprak, orman ve su varlığı imkanlarımızı doğru okumalı ve mevcut potansiyelimizi daha etkili kullanacak çalışmalara ağırlık vermeliyiz. Ülkemiz coğrafi konum açısından büyük avantajlara sahip. 12 binden fazla bitkiye ev sahipliği yapan nadir biyoçeşitliliğe sahip ülkelerden birisiyiz. 4 saatlik bir uçuş mesafesi ile dünya nüfusunun yüzde 40'ına ulaşma imkanımız var. Ülkemiz bulunduğu konum itibarıyla 1,9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgede. Ülke olarakAvrupa'da 55,1 milyon küçükbaşla 1. sırada, 18,7 milyon büyükbaşla 2. sıradayız. Süt üretiminde 3. sıradayız. Tarımsal alan bakımından dünyada 17'nci sırada olmamıza rağmen tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada ilk 10 arasında yer alıyoruz." 4.6 MİLYAR FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURDUK Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, son 18 yılda AK Parti iktidarları döneminde bakanlığın yaptığı yatırımlar ve destekler ile Türkiye'nin güçlü bir tarım ve orman altyapısı kazandığını belirterek, "Tarımsal hasılamızı 7,5 kat artırarak 275 milyar liraya çıkardık. 310 milyar lira tarımsal destek verdik, 585 baraj inşa ettik, 6,6 milyon hektar araziyi sulamaya açtık. 4,6 milyar fidanı toprakla buluşturduk, tohumluk üretimimizi 8 kat, tohumluk ihracatımızı 10 kat artırdık. Son 18 yılda 220 milyon dolar tarımsal ihracat yaptık, 75 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik" bilgilerini verdi. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile verilen desteklerde muazzam bir artış görüldüğünü aktaran Pakdemirli, son iki yılda tarımsal desteği yüzde 52 artışlar 22 milyar liraya çıkardıklarını söyledi. Bakanlığın bütçesinin yüzde 55'ini tarımsal desteklere ayırdığını anlatan Pakdemirli, "Tarımsal desteklerin bugün itibarıyla yüzde 77'si, yani 17 milyar lirası çiftçilerimizin hesaplarına yattı. Verdiğimiz destekler üretime ve tarımsal hasılaya büyük ivme kazandırdı. Son 2 yılda tarımsal hasılamızı yüzde 45 artışla 275 milyar liraya çıkardık. Bugün tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada da ilk 10 içerisindeyiz. Bu vesileyle başta çiftçilerimiz olmak üzere bütün çiftçilerimizin eline, emeğine sağlık" diye konuştu. GELECEĞİ ÇOK DAHA İYİ PLANLAMAMIZ GEREKTİĞİNİ GÖRDÜK Pandemi süresinde pek çok ülkede market raflarının boşaldığını anlatan Bakan Pakdemirli, Türkiye'de perakende zincirlerinin yönlendirilmesiyle böyle tabloların görülmediğini, tarımsal üretimin de kesintisiz devam ettiğini söyledi. Pakdemirli, sözlerine şöyle devam etti: "Tarımsal desteklerin yüzde 77'sini 7 ay içerisinde ödedik. Nisan, mayıs aylarının tarımsal kredi borçlarını da erteledik. Tohumun yüzde 75'ini çiftçimize hibe vererek ekilmeyen hazine arazilerini üretime kazandırıyoruz. Ayrıca hazine arazilerini çiftçilerimize tahsis ederek ekilmedik bir karış toprak dahi bırakmamak niyetindeyiz. Bu süreci 18 yılda oluşturduğumuz güçlü altyapımız sayesinde alnımızın akıyla gıda tedarikinde sorun yaşamadan atlattık ancak geleceği çok daha iyi planlamamız gerektiğini gördük."

19 Ağustos 2020 Çarşamba