tatil-sepeti
Yastıkaltı birikimin yerini vadeli hesap alıyor

ING Türkiye’nin gerçekleştirdiği bir araştırmayagöre, tasarruf araçları arasında, yastıkaltı altın ve nakitte altı puanlık düşüş kaydedilirken TL ve döviz vadeli hesaplarda toplam beş puanlık artış yaşandı. ING Türkiye, Türkiye’de kentsel yerleşim bölgelerinde yaşayan yetişkin bireylerin tasarruf eğilimlerini izlemek amacıyla 2011 yılından bu yana IPSOS iş birliğiyle gerçekleştirdiği "Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması"nın (TTEA) 2020 yılı ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. Buna göre, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 13’e kadar düşen tasarruf sahipliği oranı, bu yılın ilk çeyreğinden sonra (yüzde 13,4) ikinci çeyrekte de çıkışını sürdürerek yüzde 14,3’e yükseldi. DÜZENLİ TASARRUF YAPMAYANLAR GELECEK ÜÇ AYI HEDEFLİYOR Düzenli tasarruf yapmayanlar arasında, gelecek üç ay içerisinde tasarruf yapmayı planlayanların oranı 15 puanlık bir artışla yüzde 45’i buldu. TTEA, tasarruf sahibi olmayanlar içinde, yakın gelecekte tasarruf yapmayı düşünenlerin oranının da beş puanın üzerinde bir artışla yüzde 34,5’e yükseldiğini ortaya koydu. YASTIKALTI BİRİKİM YENİDEN 2019 SEVİYESİNDE, VADELİ HESAPLAR YÜKSELİYOR Araştırmaya göre, tasarruf sahiplerinin tercih ettiği tasarruf araçlarında, bu yılın ilk çeyreğinde yastık altı altın ve nakitte büyük bir değişim yaşanmış, bu yöntem yedi puan yükselişle yüzde 24’e çıkmıştı. İkinci çeyrek ile birlikte yastıkaltı birikim tercihi bu kez altı puan düşerek 2019 seviyesine döndü. Yastık altı birikimin yerini ise üç puanlık artışla yüzde 18’e ulaşan TL vadeli hesap ile iki puanlık artışla yüzde 9’a ulaşan döviz vadeli hesap aldı. Yastıkaltı tercihindeki düşüşün ardından ilk sıraya yüzde 21 ile bireysel emeklilik fonları yerleşti. TASARRUF SAHİPLİĞİ ORANI EN ÇOK YÜKSELEN 18-24 YAŞ GRUBU OLDU Araştırmaya göre, tasarruf sahiplerinin yaş dağılımı incelendiğinde en dikkati çeken yaş grubu 18-24 yaş oldu. Tasarruf sahipliği geçen yılın aynı döneminde yüzde 11, geçen çeyrekte ise yüzde 14 olan bu yaş grubu, bu çeyrekte tasarruf sahipliğini beş puan artırarak yüzde 19’a ulaştırdı ve en yüksek tasarruf sahipliği oranına sahip yaş grubu oldu. Diğer taraftan, çocuksuz ve çocuklu bireylerin tasarruf sahipliği oranları arasındaki fark, bu çeyrek itibarıyla dokuz puana çıktı. Çocuksuz bireylerde tasarruf sahipliği dört puanlık artışla yüzde 20’ye yükselirken çocuklu bireylerde ise bir puanlık düşüşle yüzde 11’e geriledi. İster çocuklu olsun ister çocuksuz , tasarrufu olmayan tüm bireyler arasında yakın gelecekte tasarruf yapma niyetinde olanların oranı ise geçen döneme göre artış gösterdi. Bu oran çocuksuz bireylerde yüzde 41 çocuklularda ise yüzde 31’e çıktı.

21 Ağustos 2020 Cuma

Plastik işleme makineleri sektörü salgına rağmen yatırıma devam etti

Plastik işleme makineleri sektörü, yılın ilk yarısında koronavirüs salgınına rağmen yatırımlarını sürdürdü. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’ndan (PAGEV) yapılan açıklamaya göre, PAGEV'in yayınladığı Plastik İşleme Makineleri Sektörü Ocak-Haziran 2020 İzleme Raporu’nda yer alan verilere bakıldığında genel makine sektöründe kapasite kullanımı, yılın ilk çeyreğinde 2019 yılının ilk çeyreğinin üzerindeyken ikinci çeyrekte 2019 yılının gerisine düştü. Böylece plastik işleme makinelerinin de içinde yer aldığı genel makine sektöründe kapasite kullanımı, 2020 yılının ilk 6 ayında 2019 yılının aynı dönemine kıyasla 11,2 puan gerileyerek ortalama yüzde 68,5 olarak gerçekleşti. Salgının plastik ve plastik tüketen sektörlere olumsuz etkisiyle plastik işleme makineleri üretimi 2020 yılının ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 gerileyerek 214 milyon dolara indi. Bu dönemde plastik işleme makineleri üretiminden, presler ve diğer makineler yüzde 47, aksam ve parçalar yüzde 24, ekstrüzyon makineleri yüzde 13, enjeksiyon makineleri yüzde 7, termoform makineleri yüzde 6 ve şişirme makineleri yüzde 3 pay aldı. İHRACAT DÜŞERKEN İTHALAT YÜKSELDİ Pandeminin tüm dünyada dış ticareti kısıtlaması sonucunda sektörün ihracatı bu dönemde yüzde 15 azalarak, 82 milyon dolara indi. İhracatta öne çıkan ilk beş ülke, Rusya Federasyonu,Almanya, Cezayir, Hindistan, Romanya olarak sıralandı. İhracat düşerken ithalat arttı ve yılın ilk yarısında sektörün ithalatı yüzde 47 yükselişle 255 milyon dolar oldu. Bu dönemde en çok ithalat yapılan ülkeler, Çin, Almanya, İtalya, Avusturya ve Tayvan oldu. Plastik işleme makineleri sektörünün dış ticaret açığı 2020 yılının ilk yarısında ithalatın artması ve ihracatın gerilemesi nedeniyle 2019 yılının ilk yarısına kıyasla yüzde 128 artarak 173 milyon dolar olarak gerçekleşti. MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI YÜZDE 27 ARTTI Plastik sektöründe makine ve teçhizat yatırımları 2020 yılının ilk yarısında geçen senenin aynı döneminekıyasla yüzde 27 artarak 387 milyon dolara ulaştı. Yatırımdaki bu artışta özellikle ambalaja olan talepteki yükseliş etkili oldu. Söz konusu yatırımların yüzde 66’lık büyük bölümü ithal makinelerle karşılanırken yerli makine sektörü bu artıştan istenilen oranda pay alamadı. İthal makine yatırımı 2019 yılının ilk 6 ayında 174 milyon dolar iken 2020 yılının ilk 6 ayında 255 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde yerli makine üretimi ise 132 milyon dolar oldu. Yılın ilk yarı gerçekleşmeleri ve koronavirüs salgınının ekonomi ve plastik sektörüne muhtemel etkileri doğrultusunda plastik işleme makineleri üretiminin 2020 yılının sonunda 2019 yılına kıyasla yüzde 20 gerileyerek 406 milyon dolara ineceği, sektör ihracatının yüzde 21 düşüşle 156 milyon dolara gerileyeceği tahmin ediliyor. Söz konusu dönemde ithalatın yüzde 15 artışla 485 milyon dolara ve plastik işleme makineleri yatırımlarının yüzde 1 artışla 735 milyon dolara çıkacağı tahmin ediliyor. YATIRIMLAR İÇİN GÖNÜL İSTİYOR Kİ YERLİ MAKİNELERİN DE PAYI ARTSIN" Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle mart ayının ortalarından itibaren baş gösteren talepteki daralmanın sektöre olumsuz yansıdığını belirterek, şunları kaydetti: “Koronavirüs salgını neticesinde otomotiv sektöründe küresel bazda üretimin durma noktasına gelmesi, otomotiv sektörünün ana tedarikçilerinden olan plastik sektörümüzü oldukça olumsuz etkiledi. Otomotiv sektörü için mamul ve yarı mamul üreten firmalarımızda bu dönemde büyük oranda iş kaybı olurken otomotiv işleme makine yatırımları da ertelendi. Ancak hijyen ve medikale yönelik üretim yapan firmalarımız açısından tablo farklıydı. Kovid-19 salgını gıdadan ambalaja kadar pek çok alanda plastiklerin hayati öneme sahip olduğu gerçeğini teyit etti. Korona ile birlikte hijyen sağlamak için ham maddesi plastik olan maske, eldiven, siperlik, tanı kitleri, dezenfektan, kolonya şişeleri, gıda ambalajları ve tek kullanımlık ürünlerde ciddi oranda artış oldu. Pandemi sürecinde plastik sektöründeki düşüşün daha büyük olmaması ise bu dönemde tüketimi artan gıda ambalajı, kozmetik ve dezenfektan ambalajı, hijyen ürünleri ve tek kullanımlık plastik ambalajlar sayesinde oldu. Yılın ilk yarısında hemen tüm göstergeler ekside seyretse de makine yatırımlarında yaşanan yüzde 27’lik artış, pandemi süresince plastiklerin hijyen açısından oynadığı rolün daha iyi anlaşılması ve tüketicilerin bu tarz plastik ürünlere gösterdiği ilgiden kaynaklandı.” Pandemi nedeniyle dünya ve Türkiye ekonomisinde yaşanan zorlu sürece rağmen plastik sektörünün yatırımlara devam etmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Yavuz Eroğlu, “Türkiye plastik sektörü dünyada 6., Avrupa’da ikinci konumda ve pandemi sürecinde de büyüyüp aradaki farkı azaltmak için dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen yatırım yapmaya devam ediyor. Bunun da önünün açılması ve kolaylaştırılması lazım. Yatırımlar için gönül istiyor ki yerli makinelerin de payı artsın. Bunun için yerli makine üretimine verilen desteklerin artırılması, ithalata karşı korunması elbette önemli ancak yatırımların önünün kesilmemesi için Türkiye’de üretilmeyen veya endüstrisi belirli seviyeye gelmemiş olan makinelerde de firmaların yatırım yapmasını engelleyici tedbirlerin alınmaması önem taşıyor. Bu konuda dengeli ve analitik bir strateji uygulanmalı” değerlendirmesinde bulundu.

20 Ağustos 2020 Perşembe

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü Çin ve ABD'ye ihracatını katladı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Uludağ İhracatçı Birlikleri verilerinden yapılan derlemeye göre, mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründe temmuzda, 2019'un aynı ayına kıyasla yüzde 3,26 artış ile 512 milyon 398 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Sektör, ocak-temmuz döneminde ise geçen yılın aynı dönemine nazaran yüzde 3,85 azalışa rağmen 3 milyar dolarlık ihracat yaptı. Sektörde geçen ay, en çok ihracat ana pazar Irak'a yapıldı. Bu ülkeye mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı temmuzda, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,56 artışla 83 milyon 338 bin dolar oldu. Irak'a ocak-temmuz ihracatı ise 2019'un aynı aylarına kıyasla yüzde 5,88 azalıp 458 milyon 301 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Irak'ı, yüzde 14 artış ve 28 milyon 854 bin dolarlık ihracatla İsrail takip etti. İsrail'e yılın 7 ayında yapılan dış satım da yüzde 8,43 yükselişle 179 milyon 835 bin dolara çıktı. En çok ihracat yapılan üçüncü ülke ABD'ye geçen ay gerçekleştirilen dış satım, Temmuz 2019'a göre yüzde 96,39 artışla 27 milyon 187 bin dolara çıktı. ABD'ye ocak-temmuz dönemindeki dış satımın da yüzde 59,16 yükselişle 125 milyon 764 bin dolar olduğu belirlendi. Temmuz rakamlarına göre ABD'yi, yüzde 6 artış ve 21 milyon 303 bin dolarla Suudi Arabistan, yüzde 16 yükseliş ve 20 milyon 652 bin dolarla Libya, yüzde 24 azalış ve 20 milyon 325 bin dolarla İran, yüzde 20 artış ve 20 milyon 314 bin dolarla Almanya izledi. Çin'e temmuzda yapılan mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı ise yüzde 832 artışla 12 milyon 44 bin dolar olarak kaydedildi. Ocak-temmuz döneminde Çin'e bu sektörde yapılan dış satım yüzde 117 yükselişle 47 milyon 423 bin dolara ulaştı. ÇİN'E İHRACATIN ARTMASI SEKTÖRÜMÜZE BÜYÜK BİR GÜÇ KATTI Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Mustafa Balcı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle mart-mayıs aylarında zorlu bir süreçten geçen sektörün yeniden rahat nefes almaya başladığını söyledi. Balcı, mobilya sanayisi çatısı altında yer alan büyük markalar ve KOBİ'lerin üretime tam kapasiteyle devam ettiklerini belirterek, "Sektörümüz koronavirüs salgını sürecinde Ar-Ge yatırımlarına ağırlık verdi. Ar-Ge çalışmalarımız, tasarım gücümüz, istihdam yatırımlarımız ve kaliteli üretimlerimizle sektörümüzü kalkındırmak adına çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Balcı, "Türk mobilyasını dünyanın her noktasına ulaştırmayı hedefliyoruz. ABD ile Çin arasında yaşanan ticari gerginlik dolayısıyla yönünü ABD pazarına çeviren sektörümüz büyük bir avantaj sağladı. Geçen ay, ABD'ye yüzde 100'e yakın bir ihracat artışı görmekteyiz. Bu bizi oldukça sevindirmektedir. Ayrıca Çin'e de ciddi bir artış söz konusu. Temmuzda Çin'e yapılan mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı, yüzde 800'ün üzerinde artışla 12 milyon dolara çıktı. Çin'e ihracatın artması sektörümüze büyük bir güç kattı. Salgına rağmen ABD ve Çin'de yükselişe geçen mobilya ihracatının artarak devam edeceğini tahmin ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İHRACATTA REKOR BEKLENTİSİ İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan da Kovid-19 nedeniyle nisan ve mayısta yavaşlayan ihracatın haziran ve temmuzda arttığını söyledi. Komşu ülkelerde sınır kapıların açılmasıyla mobilya ihracatının hızlandığına değinen Ayhan, şunları kaydetti: "Temmuz ayı itibarıyla ihracatta geçen yılı hemen hemen yakaladık. Geçen ay Çin ve ABD, sektörün ihracatında en fazla artış oranına sahip ülkeler oldu. Bu ülkelere ihracatın artması sektörümüz ve markalarımız açısından oldukça önemli. Çünkü milli bir ürün üretiyoruz, bu milli ürünü dünyaya pazarlamak, satmak zaman alıyordu. Bundan sonra daha kolay olacağını düşünüyorum. Artık 'Türk mobilyası' kavramı oluştu. Bu kavramı korumak gerekir. Son 4 aylık dilimde, sektörde Türkiye rekoru kırarız diye düşünüyorum."

20 Ağustos 2020 Perşembe

Antalya 31 ülkeden misafir ağırladı

Dünyanın önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Antalya, yılın başından bu yana 31 ülkeden yaklaşık 850 bin misafir ağırladı. Ülkede "turizmin başkenti" olarak nitelendirilen Antalya, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde de güvenli ve sağlıklı turizmin adresi oldu. Kovid-19 tedbirleri kapsamında normalleşme adımlarının atılmasıyla Antalya'da turizm hareketlenmeye başladı. İç pazarın ardından, uçak seferlerinin başlamasıyla dış pazarda da canlılık yaşanıyor. Günde ortalama 180 uçağın indiği kente, 1-15 Ağustos'ta 106 bini Rusya, 74 bini Ukrayna, 48 bini Almanya, 36 bini İngiltere olmak üzere 31 ülkeden 325 bin turist geldi. Ocaktan bu yana ise kenti ziyaret eden turist sayısı 850 bin olarak gerçekleşti. ÖNLEMLERİMİZİ GÖSTERDİK Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ülkay Atmaca, 1 Haziran'da normalleşme adımlarıyla Türk misafirlerle kapıları açtıklarını hatırlattı. Ardından Kazakistan, Ukrayna ve Hollanda'dan turistlerin gelmeye başladığını dile getiren Atmaca, 1 Ağustos itibarıyla da aktarmalı olarak Rusya'dan misafirleri ağırladıklarını bildirdi. Özellikle iç pazarın turizm sektörünü mutlu ettiğini anlatan Atmaca, "Aldığımız önlemleri Türk misafirlerimiz ile yabancı turistlere gösterdik" dedi. DOLULUK ORANI YÜKSELİYOR Yoğun olarak Rusya ve Ukrayna'dan turist geldiğini belirten Atmaca, tesislerde doluluk oranlarının yükselmeye başladığını söyledi. Özellikle Rus pazarının açılmasıyla kapalı birçok otelin açıldığını kaydeden Atmaca, "Ne kadar çok otel açılırsa o kadar istihdam sağlanacaktır. Şu anda önceliğimiz otellerimizi açmak, istihdam sağlamak. Ağustosun ikinci yarısından itibaren ülke ve turist sayısında önemli bir artış olacağını düşünüyoruz" diye konuştu. Güvenli Turizm Sertifika programının da sağlıklı ve güvenli tatil konusunda önemli bir çalışma olduğuna işaret eden Atmaca, 50 oda üzerindeki tüm tesislerin sertifika alma zorunluluğu olduğunu bildirdi. Programla sertifika alan otellerin denetlendiğini dile getiren Atmaca, "İngiltere, Almanya ve Rusya'nın da kapılarını açmasında sertifika sistemi en önemli etkenlerden biri oldu" ifadesini kullandı. DÜNYADA ÖNCÜ ÜLKELERDENİZ Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Erkan Yağcı da temmuzda İngiltere, Ukrayna, ağustosta da Almanya ve Rusya başta olmak üzere turizmde dış pazarın hareketlendiği bir döneme girildiğini söyledi. Dış pazarın başlamasında hem kamu hem de özel sektörün çok ciddi çaba harcadığını belirten Yağcı, şunları kaydetti: "Güvenli Turizm Sertifika sistemiyle her türlü önlemi alarak turizm faaliyetine başladık. Bu konuda dünyada öncü olan ülkelerin başında geliyoruz. Bugüne kadar getirdiğimiz başarımız çok önemli, bunu hem kış dönemi hem de 2021 yılı için sürdürülebilir kılmamız lazım. Şu anki önceliğimiz bu dönemdeki hareketliliğimizi sertifika programı çerçevesinde devam ettirebilmek." Güvenli tatilde taviz verilmediği takdirde sezonun da uzayabileceğini ifade eden Yağcı, rakamlara ilişkin öngörülerin eylülde şekillenebileceğini sözlerine ekledi.

20 Ağustos 2020 Perşembe

Türkiye'nin ilk entegre güneş paneli üretim fabrikası

Türkiye'nin ilk, Avrupa ve Orta Doğu'nun tek entegre güneş paneli üretim fabrikası, 400 milyon dolar yatırımla devreye alındı. Ankara'da kurulan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıldı. Türkiye'nin ilk, Avrupa ve Orta Doğu'nun tek entegre güneş paneli tesisi olma özelliğini taşıyan tesis, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2016'da ihalesi gerçekleştirilenYenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA-1 GES) projesi kapsamında inşa edildi. Yatırım tutarı 400 milyon doları bulan tesis, yıllık 500 megavat güneş paneli üretim kapasitesine sahip olacak ve gerçekleştireceği üretimle her yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık panel ithalatını önleyecek.Tesiste üretilen panellerin yerlilik oranı yüzde 70'in üzerinde olacak. Dünyada bu kapsamdaki20 entegre tesis arasına giren fabrikada, güneş enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesi için bir Ar-Ge merkezi kurulacak ve bu merkezde 100 araştırmacı çalışacak. PANELLER KONYA'DAKİ SANTRALDE KULLANILACAK Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası'nda üretilen paneller, YEKA-1 GES projesi kapsamında Konya Karapınar'da kurulacak güneş enerjisi santralinde (GES) kullanılacak. Konya Karapınar GES için ise 1 milyar dolar yatırım yapılacak. Santral, yıllık 2,6 milyar kilovatsaat elektrik üretecek. Konya Karapınar GES eylül ayı itibarıylaher ay 40 megavatlık bölümler halinde devreye alınacak ve 33 ayda tam kapasite üretime geçebilecek. Söz konusu santralin devreye alınmasıyla Türkiye'de güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 25 artacak ve yıllık 2 milyon ton karbondioksit salımı engellenebilecek.

20 Ağustos 2020 Perşembe