tatil-sepeti
Karada 3 yeni kuyuda petrol keşfettik

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda söz konusu 3 kuyudan günlük 6 bin 800 varil üretim yapılacağını belirtti. Diyarbakır'daki Akoba-1 kuyusundan 2 bin 800, Yenişehir-1 kuyusundan 3 bin ve Kırklareli'deki Misinli-2 kuyusundan günlük bin varil petrol üretileceğini kaydeden Dönmez, "Karadeniz’deki 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfimizin ardından, karada da 3 yeni kuyuda petrol keşfettik. Günlük 6 bin 800 varil üretim yapacağımız keşiflerimiz hayırlı olsun." ifadesini kullandı.

27 Mayıs 2021 Perşembe

Sebze ve meyvedeki pestisit takibi ihracata olumlu yansıyor

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, yaptığı yazılı açıklamada, gıda ürünleri ihracatında başarıyı sürekli kılmanın yolunun tüketici güveninin sürdürülebilir olmasından geçtiğini belirtti. Türkiye'nin, dünyanın gıda deposu olduğuna işaret eden Uçak, şu ifadeleri kullandı: "Yılda ortalama 50-55 milyon ton taze meyve sebze üretiyoruz. Domates, kiraz, biber, üzüm, kayısı, incir, narenciye, çilek, nar başta olmak üzere pek çok taze meyve sebzede dünyanın en büyük üreticileri arasında yer alıyoruz. İhracattaki başarının da sürdürülebilir olması için hastalık ve zararlılarla mücadelede entegre bir süreci hedefliyoruz. Gıda ürünlerinin kaliteli ve sağlıklı olması için izinli olan pestisitlerin doğru bir şekilde gıda üretiminde kullanılması gerekiyor. Pestisit kullanımında dikkat edilmesi gereken çok fazla husus var. Doğru zaman, doğru doz, doğru alet ve ekipman, ilaçlama ve süre çok önemli. Aksi takdirde yapılacak olan pestisit uygulamalarında insan ve çevre sağlığına zarar vermiş oluyoruz, ayrıca ihracatta da sorunlar yaşamış oluyoruz." Pestisit konusunda herhangi bir problem yaşamamak amacıyla "Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz" adlı çalışma hazırladıklarını kaydeden Uçak, yoğun olarak ihraç edilen çekirdeksiz sofralık üzüm, kiraz, nar, şeftali, mandalina, çilek, domates, hıyar ve asma yaprağı gibi ürünlerin mercek altına alındığını aktardı. Ürünlerin akredite laboratuvarlarda analiz edildiğini bildiren Uçak, şunları kaydetti: "Meyve ve sebzede zararlı organizmalara karşı kullanılan pestisit konusunda başlattığımız analiz çalışmaları ihracata olumlu yansımaya başladı. Geçtiğimiz aylarda 1500 dekar çilek bahçesinden numune alındı. Sonuçlar en büyük ihraç pazarlarımız Avrupa Birliği, Rusya ve ülkemiz limitlerine uyumlu çıktı. Üreticimizin bu başarısı ihracata da olumlu yansıdı. Türkiye'nin yılın 4 ayında gerçekleştirdiği çilek ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre 16,5 milyon dolardan 40,3 milyon dolara ulaştı. Doğru üretim yöntemlerini uyguladıkları için üreticilerimize teşekkür ediyoruz. Projemizde ikinci aşamada kiraz bahçelerinden numune aldık ve analiz için laboratuvara gönderdik. Üretiminde dünya birincisi olduğumuz kirazda da gıda güvenliğini önceleyerek ihracatta da üst sıralara yükselmek için çabalarımız devam edecek."

27 Mayıs 2021 Perşembe

Kilit sektörlerde Kovid-19 sonrası toparlanma yol haritalarıyla sağlanacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, çevrim içi olarak gerçekleştirilen "COVID-19’un Kırılgan Sektöre Etkileri Raporları Tanıtım Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, sağlık krizinin ötesine geçen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının hayatın her alanına etki ettiğine işaret ederek sorunun çözümü için küresel bakış açısı ve iş birliklerinin gerektiğini söyledi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde uyguladıkları ve Japon hükümetince finanse edilen projenin, küresel salgınla mücadelede uluslararası iş birliğinin en güzel örneklerinden biri olduğuna dikkati çeken Varank, "Salgının etkilerinin çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındığı projede, kırılgan sektörlerin toparlanmasına katkı sağlayacak çok detaylı bölgesel analizler yapıldı. Geliştirilen bölge ve sektör bazlı bu analizler politika yapım süreçlerimizde önemli bir girdi teşkil edecek." diye konuştu. Varank, projede ayrıca KOBİ'lerde teknik kapasite artırımından genç işsizlerin becerilerinin geliştirilmesine kadar birçok alanda nitelikli çıktılar ortaya konulduğunu, KOBİ'ler ve gençlerin salgın sonrası döneme hazırlanmasına yönelik kapsamlı eğitim programları düzenlendiğini bildirdi. Salgının küresel ekonomiye etkilerinden bahseden Varank, bu süreçte Türkiye'nin sağlık ve ekonomi arasında başarılı bir denge kurduğunu, uyguladığı politikalarla dünya genelinden pozitif ayrıştığını dile getirdi. "KOSGEB DESTEĞİNDEN DAHA FAZLA İŞLETMENİN YARARLANABİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ" Varank, bu başarıda 19 yılda inşa edilen güçlü sağlık altyapısıyla dinamik sanayi sektörünün katkısının büyük olduğunu belirtti. Salgından turizm ve hizmet gibi sektörlerin olumsuz etkilendiğini ve bu etkileri hafifletmek için kapsamlı destekler sağladıklarını anımsatan Varank, "KOSGEB'in 5 milyar bütçeli 'Mikro ve Küçük İşletmelere Hızlı Destek Programı' ile imalat sanayi işletmelerimize ve teknoloji tabanlı start-up'larımıza 3 yıl geri ödemesiz ve faizsiz kredi desteği sunuyoruz. Başvuru süreci tamamlanan programda değerlendirme süreci başladı. Bu imkandan daha fazla imalatçı KOBİ'mizi nasıl faydalandırabiliriz uluslararası kuruluşlarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Burada iyileştirmeler yaparak daha fazla işletmenin faydalanmasının önünü açmak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı diğer bir destek programıyla da esnaflara hibede bulunduklarını, yaklaşık 1 milyon 385 bin esnafın bundan yararlanabileceğini anlattı. "İŞLETMELERİN YÜKÜNÜ HAFİFLETMEK İÇİN BİRÇOK UYGULAMAYA ÖNCÜLÜK EDİYORUZ" Bakanlık olarak da işletmelerin ve çalışanların yükünü hafifletmek, kabiliyetlerini artırmak için birçok uygulamaya öncülük ettiklerini söyleyen Varank, şunları kaydetti: "TÜBİTAK, KOSGEB ve kalkınma ajanslarımız aracılıyla KOBİ'lerin pandemide karşılaştıkları sorunları tespit için sahada çalışmalar yürüttük. Kurumlarımızın sağladığı desteklerde proje sahipleri lehine esnemeler yaptık. Açtığımız yeni teşvik ve destek çağrılarıyla yoğun bakım cihazları, tanı kiti, maske, ilaç, koruyucu malzeme, bilişim uygulamaları ve aşı konularındaki birçok projeye destek sağladık. Kalkınma ajanslarımız aracılığıyla 'COVID-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Mali Destek Programı'nı ilan ettik. Bu programla salgının yayılımını azaltmak için acil çözüm önerisi sunan 63 projeye 42,9 milyon lira katkı verdik." Varank, salgın sürecinde yoğun bakım solunum cihazını, Bakanlık koordinasyonunda bir araya gelen firmaların tasarlayıp ürettiklerini hatırlatarak hem Türkiye'nin gereksinimini karşıladıklarını hem de ihtiyaç sahibi diğer ülkelere hibe ve ihraç ettiklerini dile getirdi. Şimdi de Hindistan'da ihtiyaç duyulan tıbbi malzeme gereksinimini gidermek için seferber olduklarını anlatan Varank, "Hindistan'a oksijen jeneratörleri, solunum cihazları, oksijen tüpleri ve ilaçlardan oluşan tıbbi yardımları iki askeri kargo uçağımızla dün gece gönderdik. Türkiye olarak salgınla mücadelede tüm dünyaya el uzatmaya, imkanlarımız ölçüsünde destek olmaya devam edeceğiz." dedi. "SALGININ ETKİLERİNİ ANALİZ EDEN BİLİMSEL ÇALIŞMALARA AĞIRLIK VERİYORUZ" Varank, bir yandan Kovid-19'un toplum ve işletmeler üzerindeki akut etkilerini bertaraf ederken, diğer yandan salgının kısa ve uzun vadeli etkilerini analiz eden bilimsel çalışmalara ağırlık verdiklerine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Salgının henüz başlangıç döneminde, Kovid-19'un sosyal, beşeri ve ekonomik etkilerine yönelik olarak TÜBİTAK aracılığıyla proje çağrımızı açtık. Geçen şubat ayında bu çağrı kapsamında destek verdiğimiz 97 projenin bulgularını iki günlük bir konferansla kamuoyu ile paylaştık. Bugün tanıtımını yaptığımız ve paydaşlarımızın katkısıyla hayata geçen proje de bu anlamda attığımız önemli adımlardan biri. Projede, yereldeki ve bölgelerdeki aktörlerin ekonomilerinin toparlanmasına, krizlere karşı dayanıklılıklarının artırılmasına ve kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesine odaklandık. Özel sektörün güçlendirilmesi, gençlerin mesleki becerilerinin artırılması projemizin temel önceliği. Bu kapsamda, ilk olarak bölgelerdeki kırılgan sektörlerin Kovid-19 krizi sonrası durumlarını analiz ettik, yeniden toparlanma stratejilerini değerlendirdik. Türkiye ekonomisi için kilit öneme sahip tekstil, lojistik, gıda, makine ve otomotiv sektörlerinde 25 farklı kırılgan sektörler analiz raporu hazırladık. Bunların yabancı dilde olanları da mevcut. Bu da özellikle iş ve tedarik kesintilerini önlemek için yol haritalarında bize yardımcı oldu. Buna dönük raporları hazırlarken de bunlardan faydalandık." Varank, söz konusu sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin ihracat potansiyelinin artırılması için "Yeni Pazar Analizi" ve "Ürün Uzayı Analizi" raporlarını hazırladıklarını belirterek bu raporlarda, ihracatta hedef pazarlar ve ürün çeşitliliği analizlerinin yanında, rekabetin artırılmasına yönelik politika, strateji ve eylemlerin yer aldığını ifade etti. "Projenin bir diğer çıktısını ise ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin dijital becerilerini geliştirmek için düzenlenen eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetleri oluşturuyor." diyen Varank, e-ticaret, dış ticaret, sosyal medya pazarlaması gibi konularda düzenlenen eğitimlerden 3 binden fazla gencin faydalandığını bildirdi. Varank, söz konusu eğitimlerin gençlerin salgın sonrası dönemde istihdam edilmelerinde ciddi fayda sağlayacağına işaret ederek, şu bilgileri paylaştı: "Kırılgan sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ'lerimizin teknik kapasitelerini geliştirmek için de birçok eğitim ve danışmanlık faaliyetleri yürüttük. 500'e yakın işletmemiz, dijitalleşme, finansal analiz, finansmana erişim, stratejik planlama ve yenilik gibi konularda eğitim ve danışmanlık hizmeti aldı. Proje tamamlandığında bu sayı 1000'e ulaşacak. Kalkınma ajanslarımızın kriz ve doğal afet sonrası yönetim yetkinliklerinin güçlendirilmesi için kapasite geliştirme faaliyetleri yürüttük. Bu kapsamda kalkınma ajansları personeline 8 modülde dayanıklılık eğitimi düzenledik." Bu analiz ve eğitim faaliyetleriyle salgın sonrasındaki toparlanma sürecini hızlandırmayı, gelecekte karşılaşılabilecek krizlere karşı dayanıklılık oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Varank, proje paydaşlarına teşekkür etti. "KOBİ'LERE FİNANSAL DESTEK SAĞLAYACAĞIZ" JICA Türkiye Ofisi Başkanı Nobuhiro Ikuro ise Türkiye'ye projede destek vermekten memnuniyet duyduklarını belirterek, Kovid-19 salgınına yanıt vermek amacıyla geçen ay Dünya Bankası aracılığıyla KOBİ'lere KOSBEG iş birliğiyle hızlı destek projesi yapmaya karar verdiklerini ve KOBİ'lere finansal destek sağlayacaklarını söyledi. Ikuro, toplumdaki kırılgan gruplara bu tür çalışmalar aracılığıyla yardım etmeye çalıştıklarını aktararak, "KOBİ'lere bu sene teknik destekler de sunacağız. Teknik destek projemizin amacı Türkiye'de yeni ortaya çıkmış danışmanlık hizmetine Japon danışmanlar tarafından destek vermek olacak." dedi. KOBİ'ler için ağustosta seminerler gerçekleştirmeyi planladıklarını aktaran Ikuro, "3 program gerçekleştirilecek. Bunlardan bir tanesi iş devamlılığını, biri işin büyütülmesi bir sonraki ise işlerin geliştirilip inovasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi olacak." diye konuştu. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da etkinlikle özel sektöre ve kırılgan sektörlere destek olmaya çalıştıklarını ifade etti. Türkiye'nin geçen dönemde ekonomik büyüme kaydeden sayılı ülkelerden olduğunu anımsatan Vinton, ülkenin salgınla mücadele kapsamında yürüttüğü çalışmaların takdire şayan olduğunu dile getirdi.

27 Mayıs 2021 Perşembe

Havayolu yolcu sayısının 2021'de salgın öncesi seviyenin yüzde 52 altında olması bekleniyor

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden (IATA) yapılan açıklamada, havacılık sektörünün sosyal ve ekonomik faydalarını sürdürülebilir bir şekilde sunabilmesini sağlamak için hükümetlerin desteklerini artırmalarının önemli olduğu vurgulandı. Açıklamada, bu yıl küresel yolcu sayısının 2019'a kıyasla yüzde 52 daha az olacağının tahmin edildiği aktarıldı. Küresel yolcu sayısının 2022'de salgın öncesi seviyelerin yüzde 88'ine çıkmasının beklendiğine işaret edilen açıklamada, 2023'te ise yolcu sayısının Kovid-19 salgını öncesi seviyeleri geçmesinin beklendiği kaydedildi. 2030'a kadar küresel yolcu sayısının 5,6 milyara çıkmasının öngörüldüğü, bunun salgın öncesi tahminlerin yüzde 7 altında olduğu bildirilen açıklamada, Kovid-19 nedeniyle tahmini 2-3 yıllık büyüme kaybı olacağı belirtildi.

27 Mayıs 2021 Perşembe

Türkiye'den 40 ülkeye 9,5 milyon dolarlık bal satıldı

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, Ocak-Nisan 2021'de Türkiye'den 2 bin 502 ton bal dış satımı gerçekleştirildi. Bal ihracatı, 2 bin 12 ton karşılığı 8 milyon 990 bin 22 dolar girdi elde edilen Ocak-Nisan 2020'ye göre miktar bakımından yüzde 24, değer bakımından da yüzde 6 artış gösterdi. Amerika, Almanya, Kuveyt, Belçika, Katar, İspanya ve Japonya, en fazla dış satım yapılan ülkeler olarak sıralandı. Bu dönemde Amerika'ya 2 milyon 825 bin 250 dolar karşılığında 707 ton bal satıldı. Bu ülkeyi 2 milyon 802 bin 956 dolarla Almanya, 412 bin 530 dolarla da Kuveyt izledi. Geçen yılın aynı döneminden farklı olarak Belçika, Bulgaristan, Hong Kong, İtalya, Fas, Dubai, Slovakya, Polonya, Pakistan, Afganistan, Kenya, İsrail ve Romanya'ya da bal ihraç edildi. BÖLGEDEN YAPILAN BAL İHRACATI YÜZDE 65 ARTTI DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, Türkiye'den ocak-nisan döneminde gerçekleştirilen bal ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artarak 2 bin 502 tona ulaştığını söyledi. Söz konusu bal ihracatından 9 milyon 542 bin 306 dolar gelir sağlandığını belirten Kalyoncu, bu rakamın da önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 arttığını aktardı. Kalyoncu, Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Artvin'in yer aldığı TR90 bölgesinden ise 2021 yılının ocak-nisan döneminde 14 ülkeye 145 ton bal ihraç edilerek, karşılığında 663 bin 169 dolar girdi sağlandığını vurguladı. Bölgeden geçen yıl aynı dönemde 6 ülkeye ihracı gerçekleştirilen 71 ton baldan 400 bin 955 dolar gelir elde edildiğini dile getiren Kalyoncu, bu dönem ihraç edilen bal miktarının yüzde 103, gelirin de yüzde 65 arttığına dikkati çekti. Kalyoncu, bölgeden ihracat yapılan ülke sayısının 6'dan 14'e çıkmasının sevindirici olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bölgeden en fazla bal, geçen yıl da olduğu gibi Almanya'ya satıldı. Bu yılın 4 aylık döneminde Almanya'ya gerçekleştirilen 67 ton bal ihracatından 259 bin 370 dolar gelir sağlandı. Geçen yıl ihracat yapılmayan Çin Halk Cumhuriyeti'ne ise 6 ton bal ihracatı karşılığında 70 bin 585 dolar gelir elde edildi." Geçen yıla oranla en yüksek artışın Bahreyn'e yapılan ihracatta yaşandığına dikkati çeken Kalyoncu, bu ülkeye gerçekleştirilen bal ihracatının gelirde yüzde 439 artarak 62 bin 122 dolara ulaştığını aktardı. Kalyoncu, özellikle son dönemde kaliteli bal ve bal ürünlerine olan talebin, bundan sonraki süreçte de artarak devam etmesini beklediklerini sözlerine ekledi.

26 Mayıs 2021 Çarşamba