tatil-sepeti
“Gelecek nesiller 15 Temmuz destanından ilham ve güç alacak”

İTO Başkanı Avdagiç: - “15 Temmuz öyle bir destandır ki, bundan sonraki nesiller, bu destanı okuyarak, demokrasiye, milli iradeye sahip çıkma ilhamı ve gücü alacaklardır” İstanbul Ticaret Odası (İTO), Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerince gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişiminin 3. yılında Atatürk Havalimanı'nda yapılan anma etkinliğine katıldı. İTO’ya üye 420 binden fazla işletmeyi temsil eden Oda Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri, kurulları ve personeli, “15 Temmuz öyle bir destandır ki, bundan sonraki nesiller, bu destanı okuyarak, demokrasiye, milli iradeye sahip çıkma ilhamı ve gücü alacaklardır” diyerek toplandı. İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran ve Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç başkanlığındaki heyet, kahraman şehitlerimiz ve gazilerimiz anısına Türk bayraklarıyla Atatürk Havalimanı’ndaki resmi tören alanına yürüyüş gerçekleştirdi. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün Türk milletinin övünç madalyalarından biri olduğunu söyledi. Avdagiç, “15 Temmuz, Türk milletinin 3 yıl önce yazdığı çağdaş bir zafer destanıdır. 15 Temmuz Türk milletinin tarihi sıçrama anlarından biridir. Türk halkı; 100 yıl önce ülkemizi manda altına sokmak isteyenlerden farkı olmayan ipotekli kimlikler taşıyan darbecilere, ihanetlerinin bedelini ödettirmiştir” dedi. 15 Temmuz’un hiç şüphe yok ki aynı zamanda ekonomimize yönelik bir operasyon girişimi olduğunu kaydeden Şekib Avdagiç, “Daha da önemlisi 15 Temmuz aynı zamanda Türkiye ekonomisini durağanlaştırma ve çökertme hareketidir. Türk iş dünyasının her mensubu, girişimcisinden emekçisine kadar bu niyeti ve eylemi fark etmiş, çelikten bir Çanakkale setini daha o gece Atatürk Havalimanı’na ve Türkiye’nin her cadde ve meydanına kurmuştur. Böylece halkımız istiklalimize de, iktisadımıza da sahip çıkmıştır” diye konuştu. Avdagiç, “Biz de kazanımlarımızın korunması noktasında, iş dünyası olarak da bu hain girişime karşı yekvücut olduk. 420 bin üyemiz adına Türk milletine söz veriyoruz ki, 15 Temmuz zaferini de, o gece halkına silah sıkan hain FETÖ darbecilerini de asla unutmayacağız" ifadesini kullandı. Avdagiç, 15 Temmuz’un üçüncü yıl dönümünde, vatan ve millet uğruna canlarını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, gazilerimizi de şükranla andıklarını kaydetti. İstanbul Ticaret Odası, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla, kahramanlarımızı ve tüm şehitlerimizin hatıralarını, İTO’nun sosyal medya hesaplarında yayınladığı bir kısa film ile de yad etti.

15 Temmuz 2019 Pazartesi

15 Temmuz bir turnusol kağıdıdır, dost ile düşmanın belli olduğu gecedir

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi üzerinden tam üç yıl geçti. Darbe girişiminde 251 kişi şehit olurken, iki binden fazla kişi da yaralandı. Bunun yanı sıra darbe girişiminin ekonomiye olumsuz birçok etkisi oldu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, darbe girişiminin ekonomiye etkilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, tam üç yıl önce Türkiye'nin büyük bir ihanetle sarsıldığını belirterek, halkın bu ihanete çok sert şekilde cevap verdiğini ve hain darbecilere hadlerini bildirdiğini söyledi. 15 Temmuz'un Türk halkının yazdığı çağdaş bir zafer destanı olduğunu dile getiren Avdagiç, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, Türk milletinin övünç madalyalarından biridir. 15 Temmuz, vatanı işgal eden emperyalist güçlere karşı yürüttüğümüz Kurtuluş Savaşı'nda şehit ve gazilerimize verilen İstiklal Madalyası gibi bağımsızlığımızın simgesidir. Çünkü 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk milleti, sokak ve meydanlara inerek, dış güçlerle iş birliği halindeki hain FETÖ'cü darbecileri püskürterek, milli iradesine ve istikbaline sahip çıkmıştır. Türk milleti, Edirne’den Kars’a kadar büyük bir mücadele örneği vermiştir. Halkımız, İstanbul’da Şehitler Köprüsü’nde, Atatürk Havalimanı’nda ve şehrin tüm cadde ve meydanlarında destan yazmış, Ankara'da ise Gazi Meclisimizi bombalayan uçaklara ve halkına kurşun yağdıran hainlere karşı, göğsünü çelikten siper yapmıştır." diye konuştu. Avdagiç, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla meydanları ve caddeleri dolduran halkın bir bütün olduğunu belirterek, 15 Temmuz'un aynı zamanda ülkesine ihanet edenlerin deşifre olduğu bir gün olduğunu kaydetti. İpotekli kimlikler taşıyan hainlere, halkın gerekli dersi verdiğini aktaran Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Beyinleri yıkananlara, robot gibi yetişenlere, yabancı güçlerle kol kola girip vatanına ihanet edenlere karşı, milletimiz gerçek anlamıyla bir zafer kazanmıştır. Bu yönüyle 15 Temmuz, 'yurt dışındaki hesabın yurt içine uymayacağının' en büyük ispatıdır. 15 Temmuz, aynı zamanda bir turnusol kağıdıdır, dost ile düşmanın belli olduğu gecedir. 15 Temmuz'da hain FETÖ ile birlikte onların destekçisi iç ve dış güçler de püskürtüldü, onlara da hadleri bildirildi. O gece kadınlarımız cesaretin zirvesi oldu, erkeklerimiz şehitlik mertebesine koşarak gitti. Gençlerimiz, göğüslerini çelikten silahlara dönüştürdü. Kadınlarımız, erkeklerimiz, gençlerimiz o gece bir kitle olmaktan çıkıp 'filler' karşısındaki 'ebabil kuşları' gibi hain darbecilere kan kusturdular. İstanbul iş dünyası olarak, 15 Temmuz’un üçüncü yılı münasebetiyle diyoruz ki; 15 Temmuz’u asla unutmayacağız. Çünkü 15 Temmuz’u unuttuğumuz an, milletimizin iradesine gem vurulduğu an olacaktır. 15 Temmuz’u unuttuğumuz an, istiklalimizi, istikbalimizi, kendi iktisadımızı, kendi sanatımızı ve kendi kültürümüzü kaybettiğimiz an olacaktır. 15 Temmuz’u unuttuğumuz an, 251 şehidimizin ruhunun sızladığı, kanının yerde kaldığı an olacaktır. İTO Başkanı olarak 420 bin üyemiz adına Türk milletine söz veriyorum ki, 15 Temmuz zaferini de, o gece halkına silah sıkan hain FETÖ darbecilerini de asla unutmayacağız." “15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ SANAYİ ÇARKLARINI DURDURAMADI” İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da Türkiye'nin üç yıl önce 15 Temmuz hain darbe girişiminin çok acı sonuçlarını yaşadığını belirterek, demokrasiye canları pahasına sahip çıkanların, hainlerin bombalarına, kurşunlarına hedef olduğunu anımsattı. İnsanların canına kasteden, demokrasinin önünü kesmeyi amaçlayan bu hain girişimin, iş dünyası ve sanayiciler açısından da çok olumsuz yansımaları olduğunu aktaran Bahçıvan, "Çok şükür ekonomi yönetimimiz, dirayetli kararları ile bu olumsuzlukları kısa sürede bertaraf etti. Gerek finansal ve gerekse üretim hayatımızda ciddi bir aksama olmadı. Öte yandan iş dünyasını oluşturan tüm sivil toplum kuruluşları olarak darbenin hemen ardından, ekonomimize yönelik yapılan dış algı çalışmalarına karşı bir güç birliği oluşturduk. Bu ortak duruşun yanında İstanbul Sanayi Odası olarak ekonomimizin bu süreçten etkilenmemesi, yanlış algı çalışmalarının sonuç vermemesi için elimizden ne geliyorsa yaptık. Darbeyi takip eden ilk iş gününde sanayiciler olarak hepimiz işlerimizin başında olduk. Böylece üretim çarklarının hiçbir sorun olmadan dönüyor olduğu mesajını kamuoyuna verdik. 15 Temmuz darbe girişimi, sanayi çarklarını durduramadı." şeklinde konuştu. Bahçıvan, kurumsal olarak da İSO nezdinde Türkiye'yi ve ekonomiyi bütün dünyaya en doğru şekilde anlattıklarını belirterek, kısa süre içinde hükümet ve uluslararası sermayeli firmaların yönetici ve üyelerini "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" toplantısında bir araya getirdiklerini anlattı. Bu toplantıyla ülkede "ekonomi çarklarının hiçbir sorun olmadan dönmekte olduğu" mesajını tüm dünyaya en güçlü şekilde verdiklerinin altını çizen Bahçıvan, "Bugün özellikle belirtmek isterim ki ülkemiz dünyaya entegre bir ekonomiye sahiptir. Göz bebeğimiz olan sanayi sektörümüz, darbe günlerinde olduğu gibi bugün de geleceğe umutla bakarak ekonomimizin en güçlü sacayağı görevini sürdürmeye devam ediyor." dedi. "GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN VAZGEÇİLMEZ UNSURU DEMOKRASİDİR" Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise üç yıl önce, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne göz dikerek, hain bir darbe girişimiyle nice insanı şehit eden Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), milli iradesine bir kez daha sahip çıkan demokrasi kahramanları karşısında hüsrana uğradığını söyledi. Aziz milletin, iş insanından öğrencisine, gencinden yaşlısına kadar ve her görüşten insanıyla, her bir ferdiyle tek vücut olarak demokrasiden yana olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ispatladığını belirten Olpak, "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletimizin dik duruşu ve demokrasi çağrısı neticesinde, her zaman olduğu gibi yine birbirimize kenetlendik, zorluğu yine birlikte göğüsledik. Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biri olan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnetle anıyoruz ve bir daha böyle günler yaşamamayı diliyor, olmaması için elimizden geldiğince çalışmamız gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı. Olpak, Türkiye'nin yaşadığı zor dönemleri her zaman sağduyu ve azimle atlatıp zor süreçlerden daha da güçlenerek çıktığını belirterek, dünyanın önemli ekonomileri arasında yer alan Türkiye'nin küresel boyuttaki stratejik önemi ve cazibe merkezlerinden biri olması sebebiyle dış etkenlere de açık bir konumda olduğuna dikkati çekti. Geçen yılın ağustos ayında, dövizdeki, Türkiye'nin makroekonomik göstergeleriyle bağdaşmayan volatiliteyle birlikte sıkıntılı bir süreç yaşandığını belirten Olpak, şunları kaydetti: "Bu manipülatif kur atağına rağmen, ekonomi yönetimimizin ortaya koyduğu tedbirler sonucu, süreci olabildiğince az hasarla atlatmaya çalıştığımız bir dönem yaşıyoruz. Ticaret Bakanlığımızın koordinasyonunda, ihracatta 168,1 milyar dolar ile tarihi bir rekora imza atarken, ithalattaki pozitif görünüm ile birlikte cari açığımızın azalması noktasında da önemli bir performans ortaya koyduk. İş dünyası temsilcileri olarak el birliğiyle hareket ederek, devletimiz ve milletimizden aldığımız güçle Türkiye’nin küresel ekonomi arenasındaki bayrak taşıyıcısı olmak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. DEİK olarak Türkiye’nin 'ticari diplomasi' misyonunu üstlenerek çıktığımız bu küresel yolculukta, demokrasi mücadelemizi anlatmaya ve işimizi dünyaya taşımaya devam edeceğiz. Güçlü Türkiye'nin vazgeçilmez temel unsurunun demokrasi, hukuk devleti, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmişlik olduğunun bilinciyle, hedeflerimize ilerleyen yol haritamızda bize düşen her görevi yerine getirmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz." "TÜRKİYE YÖNÜNÜ MİLLET ROTASINDA TUTACAK" TİM Başkanı İsmail Gülle, "Türkiye, demokrasi adına verdiği haklı mücadelesini, vatandaşından iş dünyasına, siyasete ve ordusuna kadar topyekun birlik içerisinde vermeye devam edecek, dünyanın neresinde olursa olsun, yönünü hep milli rotasında tutacaktır." dedi. Gülle, 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türk milletinin topyekun ortaya koyduğu iradesiyle darbelere dur demeyi başardığını belirterek, hıyanet içerisinde kirli planlar yapanlara bundan sonra da böyle bir teşebbüsü akıllarına bile getiremeyeceklerinin en vurucu şekilde gösterildiğini söyledi. Kahraman Türk milletinin, milli iradenin tartışılmaz gücüyle tanklara, uçaklara ve hain kurşunlara tarihte birçok kez olduğu gibi göğüs gerdiğini dile getiren Gülle, halkın dünya siyasetinde eşi benzeri görülmemiş bir destana ve demokrasiyi sahiplenme mücadelesine imza attığını vurguladı. Gülle, Türk ticaret diplomasisinin saha neferleri ihracatçıların, hain teşebbüsün direkt olarak gelişen ve büyüyen Türkiye'yi hedef aldığını gayet iyi bildiğini belirterek, Türkiye'nin artık ihracatta büyük atılımlar yapan, savunma ve havacılıktaki başarıları başta olmak üzere teknolojiyi artık sadece kullanan değil, üretebilen, modernize edebilen ve ihraç edebilen bir ülke olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği dinamizm ve ekonomi yönetiminin de destekleriyle, TİM'in 2019'da yeni bir misyon ve vizyon ortaya koyduğunu anlatan Gülle, "Dış ticaret fazlası veren Türkiye' diyerek çıktığımız yolda, 5G vizyonunu, yani, 'Güçlü Türkiye', 'Güçlü Ekonomi', 'Güçlü İhracat', 'Güçlü İnsan Kıymetleri' ve 'Güçlü İhracat Altyapısı' mottolarını oluşturduk. Bugün Türkiye, 2060 yılında 102 milyona giden toplam nüfusu ve 60 milyona yükselecek olan çalışan nüfusu ile büyük bir potansiyel barındırıyor. Nitelikli insan kaynağı yaratmak adına bugünden atılacak olan yapısal reform adımları, hem sanayide hem de içerisinde bulunduğumuz teknolojik dönüşüm döneminin doğurduğu yeni iş alanlarında ülkemizdeki potansiyeli karşılamayı amaçlamalıdır. 2019 yılını 'Sürdürülebilirlik ve Yenilik Yılı' olarak tanımlamamızın da asıl öngörüsü bu potansiyele dayanmaktadır. 15 Temmuz’da birlik olan iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ekonomi yönetimine daha etkin katılım başladı. Piyasa ekonomisine dayalı zihinsel, kurumsal ve sektörel boyuttaki dönüşüm, başarıyla hayata geçmeye başladı. Bu da hem Türk toplumunun hem de dünyanın Türkiye algısını daha da güçlendirdi ve ekonomik demokratikleşmesinin güçlendirdiği öz güveni, milli egemenlik, milli irade ve milli ekonominin korunması ve kollanması adına çok daha güçlü bir zemine taşıdı." diye konuştu. Gülle, 16 Temmuz 2016 sabahı Türkiye'nin, milli iradenin tüm süreçlere hakim olduğu, bugün ve gelecekte içeriden ve dışarıdan kimsenin artık Türkiye'nin geleceğine, kaderine müdahale etmeye cesaret edemeyeceği bir döneme uyandığını belirterek, "16 Temmuz’dan bu güne olduğu gibi Türkiye, demokrasi adına verdiği haklı mücadelesini, vatandaşından iş dünyasına, siyasete ve ordusuna kadar topyekun birlik içerisinde vermeye devam edecek, dünyanın neresinde olursa olsun, yönünü hep milli rotasında tutacaktır." dedi. "KAYYUMDAKİ ŞİRKETLER, SİSTEME DAHA YÖNETİLEBİLİR YAPILAR HALİNDE ENJEKTE EDİLMELİ" Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçen ve Türk Milleti’nin tüm dünyaya demokrasi dersi verdiği 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün üzerinden üç yıl geçtiğini hatırlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı sürece minnetle anılacak olan 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı. Kaan, FETÖ ile ekonomik mücadelenin aslında ekonominin zayıf yanlarını keşfederek bunlarla mücadele edebilmek ve uzun soluklu çözümler üretmek adına bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Teori ve görüntüde sorunsuz gibi işleyen ancak uygulama noktasında hata veren ekonomi bileşenlerinin "iktisadi kaçak" olarak tanımlandığını bildiren Kaan, ekonomik modeller işletilirken hesaplamaların, piyasa koşullarında işletilememesinin temel nedeninin sistemdeki iktisadi kaçaklar olduğunu kaydetti. Kaan, 15 Temmuz sonrasındaki sürecin, ekonomik kaçakları göstermesi adına önemli olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sermaye birikimi yeterli düzeyde olmadığı sürece ekonomik politikaların sürdürülebilirliği tehlike altındadır. Sağlıklı bir finans sektörü ve derin sermaye piyasası ancak sermaye stokunun ülke lehine genişletilmesiyle mümkündür. Bunun için milli sermaye stoku oluşturulması ve yatırımların yerlileştirilmesi, uzun bir süredir MÜSİAD olarak savunduğumuz bir görüştür. Tıpkı toprak reformunun sanayi devrimini hızlandırması gibi dünya, sermaye reformunun milli servet birikimi yaratması ve refahı artırması teorisini çalıştırmaktadır. Örneğin kayyumdaki şirketlerin milli bir unsur olarak yeniden yapılanması ve sisteme, ortaklıklar halinde, temizlenerek aktarılması mümkündür. Aynı şekilde reel ekonomik parametrelerin sığ sermaye piyasası ile işletilemeyeceği açıktır. Bunun için alternatif fonlama modellerinin geliştirilmesi ve kayyumdaki şirketlerinin sektörel verimliliklerine göre parçalanarak sisteme daha yönetilebilir yapılar halinde enjekte edilmesi gerekir. Büyümek isteyen sanayiciler açısından hazır kurulu yapılar olan bu firmaların, hızlıca yabancı ya da yerli ortaklıklarla özel sektöre kazandırılması gerekir. Yabancı yatırımın yerlileştirilmesi de bu sayede yeniden yapılandırılabilir. Ancak bu işlemlerde ortaklık yapıları ve yabancı ortağın menşei, yabancının kimlerden oluştuğu ve buraya gelme sebebi gibi sorular bir güvenlik meselesi ciddiyetiyle ele alınmalıdır." "HEDEF İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE BÜYÜYEN TÜRKİYE EKONOMİSİYDİ" Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise 15 Temmuz’da hain darbe girişiminin hedefinin mevcut siyasi istikrarın yanı sıra 13 yıldır sürekli istikrarlı bir şekilde büyüyen Türkiye ekonomisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin ekonomik büyüme performansı, artan refah seviyesi, özellikle dış yatırımlar için cazibe merkezi olmasıyla sürekli yükselen bir grafik çizdiğini anımsattı. Türkiye'nin darbe girişimiyle 20 milyar dolara yakın bir kayıp yaşadığını kaydeden Aydın, "Darbe teşebbüsü sonrasında, yerinde alınan kararlarla darbenin ekonomiye etkileri zayıflatılmaya çalışılsa da Türkiye aleyhine bu durumu fırsata çevirmeye çalışan zihniyetler tarafından ülkemiz aleyhinde bulunulan kara propagandalar ile darbe teşebbüsünün ekonomimize belirli bir oranda etkisi oldu. Darbenin hemen akabinde, kredi derecelendirme kuruluşlarının takvim dışına çıkarak not düşürmesi, ülkemiz aleyhine çalışan zihniyetlerin fırsatçılığını da ortaya koydu. Bu süreçte özellikle özel sektöre borç veren finansal kuruluşlar baz aldığından dolayı, bu durumun Türkiye’de ekonomik anlamda riskleri artırmaya neden olduğu ve kredi derecelendirme kuruluşlarının olumsuz tavır takındıkları net bir şekilde ortaya koyuldu. Yine bu süreçte Türkiye’ye giriş çıkış yapan kişi sayısı bir önceki yıl 115 milyonlara dayanmışken, bu rakam darbenin yaşandığı yıl 80 milyonun altına düştü. Döviz kurları arttı, borsada haftalık büyük düşüşler yaşanarak şirketlerimiz ciddi maddi kayıplara uğradı. Bu kayıp oranı da 80 milyar lirayı buldu. Bir çok insan bankalardan mevduatlarını çekti. Bu oran normal bir güne oranla 2,5 kat daha fazla oldu. Türkiye üzerinde 'siyasi risk var' açıklamaları, yabancı yatırımcıların ülkemizi tercih etmesine engel oldu." şeklinde konuştu. Aydın, darbe girişiminin hemen akabinde gerek hükümet gerekse bankacılık, özel sektör ve STK’lardan yapılan ekonomiye ilişkin güven verici açıklamaların, hasarın önlenmesinde büyük etkisi bulunduğuna dikkati çekerek, bu dayanışmanın millet omuz omuza verdiğinde neleri başarabileceğinin somut bir göstergesi olduğunu söyledi. Kara propagandaların Türkiye düşmanlarının himayelerinde, çeşitli platformlarda sürdüğünü belirten Aydın, "Eli kanlı bu zihniyetler ile mücadelemiz, minnettarlık duyduğumuz kahraman şehitlerimizden aldığımız güç ile artarak devam edecek ve asla son bulmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar beyhude bir uğraş ve büyük bir hainlik içendedirler. Türkiye, kamu maliyesinde yer alan güçlü göstergeleri, güçlü bankacılık sistemi ve önüne koymuş olduğu aktif yapısal reformlarla pozitif bağlamda yükselişini sürdürecektir. Darbeci kalıntılarına verilecek en büyük cevap 'güçlü Türkiye' olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

14 Temmuz 2019 Pazar

İTO’dan İstanbul Yaklaşımı’na yeni yorum: Finansal Restorasyon Planı

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: - "Yeni İstanbul Yaklaşımı’nın hedefini, şirket kurtarma operasyonu şeklinde görmüyoruz. Biz bu yaklaşıma, ‘Finansal Restorasyon Planı' diyoruz" - "Bankalar ile sanayi ve ticaret kesiminin ortak bir çalışma grubu oluşturması, bir 'öncelik listesi' belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz" - "Türkiye ekonomisinin temel taşı şirketlerdir. Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin kapasitesidir" İstanbul Ticaret Odası (İTO), "Yeni İstanbul Yaklaşımı" diye anılan şirket borç yapılandırmasının, daha geniş bir kapsamla "Finansal Restorasyon Planı" şeklinde ele alınmasını önerdi. 420 bin işletmenin üye olduğu İTO'nun temmuz ayı olağan meclis toplantısında, şirketlerin borç yapılandırması olarak ifade eden "Yeni İstanbul Yaklaşımı" ele alındı. Toplantıda, "Yeni İstanbul Yaklaşımı"nın daha geniş bir kapsamla "Finansal Restorasyon Planı" şeklinde ele alınması tavsiye edildi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana üç yıl geçtiğini belirterek, 15 Temmuz’u asla unutmayacaklarını söyledi. Hükümetin borçlu şirketlerin finansal yapılandırmasına ilişkin bir kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğunu anımsatan Avdagiç, söz konusu kanun teklifinin borçlu şirketlerin finans kuruluşlarına olan borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik kapsamlı bir çerçeve çizdiğini anlattı. Avdagiç, bu teklifle ekonominin kilit sorunlarından birine el atıldığını vurgulayarak, "Çünkü bütün gelişmiş ekonomiler gibi Türkiye ekonomisinin de temel taşı şirketlerdir. Çünkü Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin kapasitesidir. Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin istihdamıdır. Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin daha çok üretmesidir. Dolayısıyla Türkiye’nin şirketleri, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğidir." diye konuştu. Türkiye’nin kapasitesini, istihdamını, üretimini ve geleceğini korumak için atılan bu adımları takdirle karşıladıklarını dile getiren Avdagiç, şirketlere, son dönemde hızla değişen ekonomik ve jeopolitik koşullar nedeniyle bozulan bilançolarını düzeltmeleri için fırsat verilmesinin, Türkiye’nin istihdam, üretim ve hizmet kapasitesini korumak için önemli olduğunun altını çizdi. "BORÇ ÖTELEMENİN ÖTESİNE GEÇEN BİR YAPILANDIRMA GERÇEKLEŞTİRİLECEK" İTO Başkanı Şekib Avdagiç, bankacılık sektöründe takipteki alacakların büyüklüğünün 115 milyar lira olduğunu belirterek, böyle bir süreçte konuya kanun düzeyinde el atılmış olmasının kritik önemde olduğunu söyledi. İlk defa borç ötelemenin ötesine geçen bir yapılandırma gerçekleştirileceğini kaydeden Avdagiç, "Ekonominin aktörleri, üretimin içinde tutulacak. Reel sektör olarak 'Yeni İstanbul Yaklaşımı' diye anılan borç yapılandırılmasının hedefini, şirket kurtarma operasyonu şeklinde görmüyoruz. Bu yüzden biz bu yaklaşıma, 'Finansal Restorasyon Planı' diyoruz, böyle görüyoruz, böyle olması gerektiğine inanıyoruz." şeklinde konuştu. "VERGİ VE SGK GİBİ KAMU BORÇLARI DA YENİDEN YAPILANDIRMA SÜRECİNE DAHİL EDİLEBİLİR" Şekib Avdagiç, "Finansal Restorasyon Planı" önerisine ilişkin, şunları kaydetti: "Yeniden yapılandırmada, bankalar ile sanayi ve ticaret kesiminin ortak bir çalışma grubu oluşturmasını, bir öncelik listesi belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylece şirketlerin yapısal nedenlerden mi yoksa genel ekonomik koşullardan dolayı mı güçlükler yaşadığı ortaya konulabilecektir. Bu sayede öncelik sıralamasında adil bir yaklaşım sergilenecektir. Yeniden yapılandırma sürecine kamunun da katkısı önemlidir. Bu kapsama alınan şirketlerin vergi ve SGK gibi kamu borçları da yeniden yapılandırma sürecine dahil edilebilir. Dolar ve avro bazında yüksek faizlerle gerçekleştirilen yapılandırmalar tekrarlanmamalı. Çünkü bunlar, kısa vadeli zaman kazanmanın ötesine geçemez." TBMM’ye sunulan kanun teklifini iş dünyası olarak çok önemsediklerini ifade eden Avdagiç, geçmiş tecrübelerin ışığında güçlenmiş yeni bir İstanbul Yaklaşımı'nın, sıkıntıların aşılmasına büyük destek vereceğini ve ekonominin çarklarının hızlı ve arzu edilen seviyede dönmesine yardımcı olacağını belirtti.

12 Temmuz 2019 Cuma

İTO Başkanı Avdagiç: 'Teknoloji odaklı modele inanıyoruz'

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL - ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, TBMM’ye sunulan 11. Kalkınma Planı’na ilişkin, “Katma değerli üretimi önceleyen ve sanayiyi merkeze koyan çok önemli bir vizyon belgesi. Bu planla teknoloji odaklı yeni bir kalkınma modelini inşa edebileceğimize inanıyoruz” ifadesini kullandı. İTO Meclis toplantısında konuşan Başkan Avdagiç, ‘Yeni İstanbul Yaklaşımı’ diye anılan şirket borç yapılandırmasının, ‘Finansal Restorasyon Planı’ şeklinde ele alınmasını önerdi. Avdagiç, bankalar ile sanayi ve ticaret kesiminin ortak çalışma grubu oluşturmasının önemine dikkat çekti ve “Öncelik listesi belirlenmeli” dedi. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) temmuz ayı olağan meclis toplantısında ‘Yeni İstanbul Yaklaşımı’ diye anılan şirket borç yapılandırması da gündeme geldi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, ‘Yeni İstanbul Yaklaşımı’ diye anılan şirket borç yapılandırmasının, daha geniş bir kapsamla ‘Finansal Restorasyon Planı’ şeklinde ele alınmasını önerdi. ÇARKLARI HIZLANDIRACAK Bankacılık sektöründe takipteki alacakların büyüklüğünün 115 milyar lira olduğunu hatırlatan Avdagiç, böyle bir süreçte konuya kanun düzeyinde el atılmış olmasının kritik önemde olduğunu vurguladı. Avdagiç, “Böylece ilk defa borç ötelemenin ötesine geçen bir yapılandırma gerçekleştirilecek. Ekonominin aktörleri, üretimin içinde tutulacak” dedi. Avdagiç, “TBMM’ye sunulan bu kanun teklifini iş dünyası olarak çok önemsiyoruz. Geçmiş tecrübelerin ışığında güçlenmiş yeni bir İstanbul yaklaşımının sıkıntıların aşılmasına büyük destek vereceğini düşünüyoruz. Bu yaklaşım, ekonominin çarklarının hızlı ve arzu edilen seviyede dönmesine yardımcı olacak” diye konuştu. YENİDEN BÜYÜME İÇİN ELZEM Avdagiç, şunları kaydetti: “Kanun teklifi, borçlu şirketlerin finans kuruluşlarına olan borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik kapsamlı bir çerçeve çiziyor. Bu teklifle, ekonomimizin kilit sorunlarından birine el atıldı. Türkiye ekonomisinin de temel taşı şirketler. Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin kapasitesidir, istihdamıdır, daha çok üretmesidir. Dolayısıyla Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin geleceğidir. Bu yüzden Türkiye’nin kapasitesini, istihdamını, üretimini ve geleceğini korumak için atılan bu adımları takdirle karşılıyoruz. Şirketlerimize, değişen ekonomik ve jeopolitik koşullar nedeniyle bozulan bilançolarını düzeltmeleri için fırsat verilmesi, Türkiye’nin istihdam, üretim ve hizmet kapasitesini korumak için önemli. Hem yılların emeği varlıklarını heba etmemek hem de ekonominin yeniden büyüme rotasına dönmesi için elzem.” TEKNOLOJİ ODAKLI KALKINMA Yeni kalkınma planıyla ilgili görüşlerini de paylaşan Avdagiç, şöyle devam etti: “11. Kalkınma Planı’nın görüşmelerine, 9 Temmuz’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başlandı. Plan, 2023’e kadarki dönemi kapsıyor. En önemli özelliği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olması. Meclis komisyonlarında görüşülmeye devam eden On Birinci Kalkınma Planı, katma değerli üretimi önceleyen ve sanayiyi merkeze koyan çok önemli bir vizyon belgesi. Teknoloji odaklı sanayi hamlesiyle, Türkiye’nin cari açık verdiği ürünler için yeni bir program başlatılacağı haberi önemli bir müjde. Planda kimya, ilaç, tıbbi cihaz, makina, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları öncelikli sektörler olarak belirleniyor. Ayrıca üretim sektörlerinin ihtiyacı olan lojistik, insan kaynağı, eğitim ve dijital dönüşümle ilgili yatırımlar, iş dünyasının beklentileriyle örtüşüyor. Planla teknoloji odaklı yeni bir kalkınma modelini inşa edebileceğimize inanıyoruz.” İKİ BÖLÜM AÇILIYOR İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katıldıklarından da bahseden Avdagiç, “Öğrencilerin mezuniyet sevincini paylaştık. İTO olarak yeni dönemde istatistik ve matematik bölümlerini üniversitemize tekrar kazandırıyoruz. Big data ve yapay zekâ gibi geleceğin meslekleri bu alanlardan çıkıyor. İstatistik Bölümü’nü tercih eden öğrencilere yüzde 100 burs veriyoruz. Matematik Bölümü’nü tercih eden öğrencilere de yüzde 100, yüzde 75 ve yüzde 50 burslar veriyoruz. Aynı şekilde Moda ve Tekstil Bölümü’nde okuyacak öğrencilerimize de yüzde 75 ve yüzde 100 burs sağlayacağız. Bu yıl da ilk beş tercihinde üniversitemizi yazıp kazanan öğrencilere yüzde 20 indirim sağlayacağız. İlk 3’te tercih edenlere ise öğrenim süreleri boyunca, her yılın dokuz ayında 400 lira burs vereceğiz. Bu arada 420 bin üyemize de indirim imkanı sunmaya devam ediyoruz. İTO üyelerinin eş ve çocuklarına yüzde 15, diğer kardeş Oda ve borsaların üyelerine de yüzde 10 indirim yapacağız. Meclis ve komite üyelerimizin eş ve çocuklarına da üniversitemizi tercih etmeleri halinde yüzde 25 indirim uygulayacağız.” YAPILANDIRMAYA ÖNCELİKLER ÖNERİSİ * Yeniden yapılandırmada, bankalar ile sanayi ve ticaret kesiminin ortak bir çalışma grubu oluşturmasını, bir öncelik listesi belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylece şirketlerin yapısal nedenlerden mi yoksa genel ekonomik koşullardan dolayı mı güçlükler yaşadığı ortaya konulabilecek. Bu sayede öncelik sıralamasında adil bir yaklaşım sergilenecek. * Yeniden yapılandırma sürecine kamunun da katkısı önemli. Bu kapsama alınan şirketlerin vergi ve SGK gibi kamu borçları da yeniden yapılandırma sürecine dahil edilebilir. * Dolar ve Euro bazında yüksek faizlerle gerçekleştirilen yapılandırmalar tekrarlanmamalı. Çünkü bunlar, kısa vadeli zaman kazanmanın ötesine geçemez. 15 TEMMUZ, ‘YURTDIŞINDAKİ HESABIN YURTİÇİNE UYMAYACAĞININ’ EN BÜYÜK İSPATI İTO Başkanı Avdagiç, 15 Temmuz Pazartesi gününün, hain FETÖ kalkışmasının üçüncü yıldönümü olduğunu hatırlatarak, “O gece milletimiz demokrasiyi doğrudan savunmaya geçip, hain FETÖ’cüleri safdışı etti. 15 Temmuz, Türk halkının yazdığı çağdaş bir zafer destanıdır. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, Türk Milleti’nin övünç madalyalarından biridir. Vatanı işgal eden emperyalist güçlere karşı yürüttüğümüz Kurtuluş Savaşı’nda şehit ve gazilerimize verilen İstiklal Madalyası gibi bağımsızlığımızın simgesidir. 15 Temmuz, aynı zamanda ülkesine ihanet edenlerin deşifre olduğu bir gün. O gece, ipotekli kimlikler taşıyan hainlere, halkımız gerekli dersi verdi. Beyinleri yıkananlara, robot gibi yetişenlere, yabancı güçlerle kol kola girip vatanına ihanet edenlere karşı, milletimiz gerçek anlamıyla bir zafer kazandı. Bu yönüyle 15 Temmuz, ‘yurtdışındaki hesabın yurtiçine uymayacağının’ en büyük ispatıdır. 15 Temmuz, aynı zamanda bir turnusol kağıdıdır. Dost ile düşmanın belli olduğu gecedir. İstanbul iş dünyası olarak, 15 Temmuz’u asla unutmayacağız” diye konuştu. MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR YENİ BİR BAŞARI HİKAYESİ YAZACAĞIMIZA İNANCIMIZ TAM İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın temmuz meclisini açarken yaptığı konuşmada,15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü vesilesiyle şehitlere rahmet diledi. Oran, “Bugün hâlâ gerek ekonomi cephesinde, gerek ticaret cephesinde ve gerekse de askeri bir takım pazarlıklarla, ülkemizin önüne set çekme çabalarını görüyoruz. Böylesi bir dönemde bizlerin yoğunlaşması gereken en önemli konu ise ekonomi ve ticaret. Yatırımları artırmak, ekonomik hareketliliği canlandırmak ve yeniden büyümeye devam edebilmek için elimizden gelenin fazlasını ortaya koymalıyız” dedi. EKONOMİK TOPARLANMA Ekonomik verilere bakıldığında yılın ikinci yarısından itibaren ekonomide toparlanma gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Oran, diğer yandan gelişmiş ekonomilerden gelen faiz indirim sinyallerinin de uluslararası yatırımlarda risk iştahını artırdığını söyledi. HEDEFLERİ DE AŞABİLİRİZ Oran, şöyle devam etti: “11. Kalkınma Planı Meclis’te. Son derece gerçekçi ve ulaşması elzem hedefler ortaya konulmuş. Türkiye bu hedeflerin üstüne çıkabilir. Önümüzdeki seçimsiz dönemde bu yol haritası doğrultusunda belirlenen hedeflere ulaşacağımıza, yeni bir başarı hikayesi yazacağımıza inancımız tam.” KIBRIS TÜRKÜ’NE DESTEK İstanbul’daki yerel seçimlerin de geride kaldığını hatırlatan Oran, “Şehrimize, ülkemize hayırlar getirsin. Bu vesileyle Sayın Ekrem İmamoğlu’nu da tebrik ediyoruz” dedi. Temmuz ayının aynı zamanda Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 45. yıldönümü olduğunu dile getiren Oran, “Akdeniz’de şu sıralar iyice artan bir hareketlilik söz konusu. Bu çıkar çatışmaları arasında Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkü’nün haklı davası için elinden gelen desteği göstermeye devam edecek” diye konuştu. YUMURTA TÜKETİMİNİN ARTIRILMASI İÇİN KAMPANYA BAŞLATILMALI Zeki Paşalı / Perakende Ticaret Meslek Komitesi: Türkiye’de tavukçuluk sektörü öldürülüyor. Tüm yumurtaları tek sepete koyduğumuzdan dolayı bir ülkenin, Türkiye’den ithalat yasağı yüzünden şu an yumurtalık tavuklar kesiliyor. Zaten sektörün yüzde 65’i yabancı yatırımcıların elinde. Yarın bizi açlıkla terbiye edecekler, kuşatılıyoruz. Bunun için İstanbul Ticaret Odamızın, yönetim kurulumuzun hassas davranması gerekiyor. Yumurta bilinci geliştirmeliyiz. Toplumda yumurta tüketiminin artırılması için bir kampanya başlatılması gerekiyor. Yumurtanın faydaları anlatılmalı. Buradan çıktığınızda, 20’şer karton yumurta alarak komşularınıza hediye etmenizi rica ediyoruz. Biz buralarda neler yapabiliriz? Yönetenleri nasıl uyarabiliriz? Bu konulara kafa yorarsak çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Bu yumurta konusu önemli, rica edelim bu konuya eğilin. Yoksa böyle giderse 60 gün sonra, tavuğu ithal edecek duruma düşeriz. Bu kuşatmayı kırmak için bir çaba sarf edelim ama hayatın her alanında çaba sarf edelim. İTO İÇ YÖNERGESİ YENİLENDİ İstanbul Ticaret Odası (İTO) temmuz ayı olağan meclis toplantısında, kurumsal yenilenmeye yönelik bir adım daha atıldı. 2018 Haziran ayından bu yana ilgili kurum ve birimlerin istişaresiyle üzerinde çalışılan İTO İç Yönergesi, temmuz ayı meclis toplantısında meclis üyelerinin oylarıyla kabul edildi. Böylelikle Türkiye’nin en büyük ticaret odası olan İTO, yeni vizyonuna ve günümüz ihtiyaçlarına bağlı olarak kendi iç işleyiş sistemini güncellemiş oldu. Söz konusu yönerge, İTO’nun bir anlamda iç işleyişini düzenleyen kurallardan oluşuyor.

12 Temmuz 2019 Cuma

İTO Başkanı Avdagiç: ‘On Birinci Kalkınma Planı, sanayiyi merkeze koyan bir vizyon belgesidir’

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: - “On Birinci Kalkınma Planı, katma değerli üretimi önceleyen ve sanayiyi merkeze koyan çok önemli bir vizyon belgesidir. Bu planla teknoloji odaklı yeni bir kalkınma modelini inşa edebileceğimize inanıyoruz” - “Planda üretim sektörlerinin ihtiyacı olan lojistik, insan kaynağı, eğitim ve dijital dönüşümle ilgili yatırımlara detaylı olarak yer verilmesi, iş dünyasının beklentileriyle örtüşüyor” İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TBMM'ye sunulan ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kalkınma planı olan On Birinci Kalkınma Planı için, “On Birinci Kalkınma Planı, katma değerli üretimi önceleyen ve sanayiyi merkeze koyan çok önemli bir vizyon belgesidir. Bu planla teknoloji odaklı yeni bir kalkınma modelini inşa edebileceğimize inanıyoruz” ifadesini kullandı. Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, 2019-2023 dönemini kapsayan beş yıllık planın, Türkiye’nin gelecek vizyonuna isabetli vurgular yaptığını söyledi. Şekib Avdagiç, “Teknoloji odaklı sanayi hamlesiyle, Türkiye'nin cari açık verdiği ürünler için yeni bir program başlatılacağı haberi önemli bir müjde. Ayrıca kimya, ilaç, tıbbi cihaz, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları öncelikli sektörler olarak belirleniyor. Sanayi Bakanımız Sayın Mustafa Varank’ın bu sektörlerle ilgili yeni teşvik mekanizmaları oluşturulacağına ilişkin açıklaması, bu hedeflerin ciddiyetle ele alınacağına işaret ediyor” dedi. “HER ALANDA BÜTÜNSEL YAKLAŞIM ÖNEMLİ” Avdagiç, her alanda bütünsel yaklaşımın önemli olduğunu belirterek, “Planda üretim sektörlerinin ihtiyacı olan lojistik, insan kaynağı, eğitim ve dijital dönüşümle ilgili yatırımlara detaylı olarak yer verilmesi, iş dünyasının beklentileriyle örtüşüyor” diye konuştu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Ortaya konulan hedeflerin son derece önemli ve makul olması kadar kritik bir başka konu daha var. On Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’ndaki hedeflere ulaşılması, kuşkusuz ki bütünsel bir yaklaşım ile kararlı politika uygulamaları gerektiriyor. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için tüm ekonomi aktörlerinin büyük bir uyum içinde çalışacaklarına inanıyoruz. Diğer bir ifadeyle doğru teşhis edilmiş sorunlara karşı, doğru silahlarla, zamanında ve ortak bir mücadele ortaya konması büyük önem taşımaktadır” dedi.

10 Temmuz 2019 Çarşamba