tatil-sepeti
Akdeniz’de egemenlik ve ekonomi harekatı

HABER: ADEM ORHUN Kıbrıs’ta adayı Yunanistan’a bağlama (Enosis) hayalindeki EOKA’cı Rumların 15 Temmuz 1974’te yaptığı darbe ardından, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Ada’daki Türk halkının varlığını ve haklarını korumak için harekete geçti. Darbenin yaşandığı günlerde yoğun diplomatik temaslardan olumlu sonuç alınamaması ve sivil Türklerin katledilmesi üzerine 20 Temmuz 1974’te ilk Kıbrıs harekatı yapıldı. Sonraki haftalarda Rumların silahlı saldırılarını sürdürmeleri üzerine ağustos ayında ‘Ayşe tatile çıksın’ parolasıyla büyük harekat gerçekleştirildi. Türkiye’nin çok kısıtlı maddi ve ekonomik şartlarına rağmen gerçekleştirdiği bu harekatlar, kendi coğrafyasını aşan yeni hesapların yapılmasına sebep oldu. MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE 90’lı yıllarda bölge suları ‘kıta sahanlığı’ tartışmalarıyla ısınırken, 2000’li yıllarda ise Doğu Akdeniz’de çeşitli anlaşmalarla ortaya çıkan ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ (MEB) çekişmesinin merkezinde yine Kıbrıs bulunuyor. Adanın güneyindeki Rum Kesimi’nin (GKRY) Akdeniz’deki muhtemel petrol ve doğalgaz yataklarının tespiti ve işletilmesi için global petrol şirketleriyle anlaşma yapmasıyla bölge yeniden ısındı. GKRY, 2003 yılında Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması imzaladı. Rum kesiminin MEB alanı belirlediği diğer ülke 2010’da İsrail oldu. ŞİRKETLERE RUHSAT GKRY, deniz alanlarında hidrokarbon faaliyetleri yürütülmesi için 2007 yılında ihaleye çıktı ve bunu AB resmi gazetesinde yayımlattı. Rum tarafı bunun ardından 2018’e kadar GKRY’nin ilan ettiği 13 blok üzerinde global enerji şirketlerine hidrokarbon arama işletme izni verdi. Bu anlaşmalar Türkiye ve KKTC tarafından kabul edilmedi. Akdeniz’deki haklarını ve Kıbrıs’taki Türk varlığını ısrarla vurgulayan Türkiye, bölgeye sismik araştırma gemileri ve sondaj gemileri göndererek kararlılığını ilan etti. SAHAYI BOŞ BIRAKMADIK Bu kapsamda Kıbrıs adasının çevresinde bir sismik araştırma gemisi ve iki adet derin deniz sondaj gemisi faaliyetlerini sürdürüyor. Fatih sondaj gemisi Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kıta sahanlığında, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Yavuz sondaj gemisi KKTC’nin Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ruhsat verdiği alanlarda çalışmalarını sürdürüyor. Bunlara ek olarak MTA’nın sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in de Akdeniz görevine hazırlandığı açıklandı. Bölgedeki muhtemel tehditler sebebiyle de Türk muharebe gemileri de hemen yanlarında seyir halinde, Türkiye’nin egemenlik haklarını koruyor. Aynı şekilde, milli savunma çalışmalarının ürünü olan silahlı İHA’lar da nöbete başladı. Rum kesiminin, Fatih sondaj gemisi personeline karşı tutuklama tehdidi üzerine TB2 tipi Bayraktar SİHA, Kıbrıs semaları ve Akdeniz’de 24 saat esasına göre gözlem uçuşuna çıktı. AB’DEN YAPTIRIM KARARI Diğer yandan, Kıbrıs’taki Türk varlığını görmezden gelmekte ısrar eden Avrupa Birliği (AB), Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu iddia ederek, bazı adımlar atma kararı aldı. Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı’nın ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde AB’nin Türkiye’ye sağladığı katılım öncesi fonlarda kesinti yapılmasına, Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’deki kredi faaliyetlerinin gözden geçirilmesine, Türkiye ile AB arasında devam eden havacılık anlaşması müzakerelerinin askıya alınmasına ve Ortaklık Konseyi ile üst düzey diyalog toplantılarına bir süreliğine ara verilmesine karar verildiği kaydedildi. Bildirgede, Türkiye’nin hidrokarbon arama çalışmalarını sürdürmesi halinde AB’nin hedef odaklı tedbir seçenekleri üzerinde de çalışacağına işaret edildi. Kararlar arasında bulunan AB’nin Katılım Öncesi Mali Yardımı (IPA) çerçevesinde 2014-2020 döneminde Türkiye’ye taahhüt ettiği 4.45 milyar Euro’dan bir miktar kesinti yapması öngörülüyor. RUMLAR REDDETTİ Bu arada son gelişmeler üzerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum kesimine ‘hidrokarbonlar konusunda ortak komite kuralım’ önerisinde bulundu. Güneydeki Rum siyasi parti liderleri bu öneriyi reddetti. GARANTİ KARARLILIĞI Bu gelişmelere karşılık Türkiye, Kıbrıs’ta Türk varlığının haklarına yönelik kararlı tutumundan vazgeçmiyor. Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, garantör ülkelere ve AB’ye, Rumların tek taraflı çalışma yapmasının doğru olmadığını söylediklerini belirtti. Çavuşoğlu, Türk tarafının haklarının garanti altına alınması gerektiğini aktardıklarını kaydetti. BM çatısı altında bir komisyon kurulması teklifinde bulunduklarını hatırlatan Çavuşoğlu, bu ortak komisyon içerisinde müşterek çalışmalar yapıldıktan sonra sondaj yapılması gerektiğini anlattı. KIBRIS İŞLERİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ GÖREV BAŞINDA Resmi Gazete’de 6 Temmuz’da yayımlanan Cumhurbaşkanı Genelgesi’ne göre, KKTC ile ilişkilerin yürütülmesi bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Bakan tarafından yerine getirilecek. Ekonomik ve teknik yardımların planlanması ve koordinasyonu maksadıyla Cumhurbaşkanınca görevlendirilen makam bünyesinde Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü oluşturulması uygun görüldü. RUMLAR KKTC VE TÜRKİYE’NİN HAKLARINI NASIL İHLAL EDİYOR? * Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Türkiye arasındaki deniz yetki alanlarını kapsayan sorun 2003 yılında GKRY’nin Mısır ile yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması ile başladı. Bu anlaşma Türkiye’nin özellikle batı bölgesine düşen Türk kıta sahanlığını ihlal ediyor. * Türkiye, Rumların MEB anlaşmasına yönelik itirazını 2004’te bir nota ile BM Genel Sekreterliğine bildirdi. Bu şekilde yapılan sınırlandırma anlaşmasının (MEB) geçerliliği olmadığı ortaya konuldu. * GKRY, aynı anlaşmayı 2007 yılında Lübnan ile yapmak istedi, ancak Lübnan Parlamentosunda bu anlaşma onaylanmadı. * 2010’da GKRY ile İsrail, MEB anlaşması imzaladı. Türkiye bu anlaşmaları tanımadığını duyurdu. * GKRY, ilan ettiği 13 blok üzerinde global enerji şirketlerine hidrokarbon arama işletme izni verdi. HANGİ PETROL ŞİRKETİ HANGİ BÖLGEDE Doğu Akdeniz’de GKRY tarafından tek taraflı olarak ilan edilen sözde 13 parsel var. GKRY bu parselleri uluslararası petrol şirketlerine ihale ederek lisanslandırıyor. * İtalyan Eni şirketi (2, 3, 6, 8, 11. Parseller) * Amerikan Noble Enerji (12. Parsel) * Amerikan ExxonMobil ve Katar Petrolleri (12. Parsel) * İsrailli Delek Grup (12. Parsel) * Total (11. Blok) Ayrıca Güney Koreli Kogas’ın 2, 3 ve 9. Parsellerde İtalyan Eni ile müşterek lisansı var. Doğu Akdeniz’de Lübnan da ruhsatlandırma çalışmaları yapıyor. Lübnan 2017’de tanmamlanan ihale ile Eni-Total-Novatek firmalarına ruhsat verdi. Buna göre 4 ve 9. Bloklarda sondaja başlayacaklar.

22 Temmuz 2019 Pazartesi

Çocuklara girişimcilik turu

Çocuk ve genç kuluçka merkezi olarak faaliyet gösteren Fikir Değirmeni’nin genç girişimcileri, BTM’yi ziyaret etti. BTM Direktörü İbrahim Elbaşı, girişimcilik ve ekosistem hakkında genç girişimcilere bilgiler verdi. Genç girişimciler daha sonra BTM girişimcilerinden Aslı Yılmaz ve Melih Çöl’ü dinledi. Genç girişimciler, BTM girişimcilerinin projelerinihayata geçirirken neler yaşadıklarını da öğrendi. Winglobal’de ödeme sistemleri anlatıldı Winglobal Söyleşi kapsamında iyzico Girişim Kanalları Sorumlusu Pamir Yanık, girişimcilerle BTM Fulya Yerleşkesi’nde buluştu. Küresel pazara açılmayı hedefleyen girişimciler, Türkiye ve özellikle global pazarlarda kullanılan ödeme sistemleri hakkında detaylı bilgi aldı. Fikri ve sınai haklar eğitimi Winglobal–BG Startup Camp programı kapsamında ‘Küresel Doğan Startuplar İçin Fikri ve Sınai Hakların Korunması’ eğitimi, BTM Fulya Yerleşkesi’nde gerçekleşti. Patent uzmanı Seval Yılmaz tarafından verilen eğitimde Winglobal girişimcileri, projelerini uluslararası pazarda nasıl koruyabileceklerini öğrendi.

19 Temmuz 2019 Cuma

450 gönüllü turizm elçisi altı noktada göreve hazır

İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nı ziyaret eden turistlere yardımcı olmak amacıyla Fatih Belediyesi’nin başlattığı Gönüllü Turizm Elçileri Projesi, 10’uncu kez start aldı. Bin 500 öğrencinin başvurduğu projede yazılı ve sözlü mülakatları geçen 450 öğrenci, gönüllü turizm elçisi olarak Sultanahmet, Ayasofya, Yerebatan, Divanyolu, Kapalıçarşı ve Eminönü olmak üzere toplam altı bölgede görev aldı. MÜZE KART HEDİYE Sahada bir genel koordinatör ve altı supervisor yer alıyor. 30 günü dolduran turizm elçilerine sertifikanın yanı sıra sembolik cep harçlığı da verilecek. Projeye kabul edilen turizm elçilerine bir yıl boyunca kullanabilecekleri müze kart hediye edilecek. 7 EYLÜL’E KADAR Turizm elçileri saat 10.00-18.00 arası görev yapacak. Çalışma günleri hafta içi ve hafta sonu grupları olarak ikiye ayrılıyor. Yaşları 14-30 arası değişen 450 gönüllü turizm elçisi; İngilizce, Almanca, Arapça, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Korece, Japonca ve İtalyanca dillerinde, 7 Eylül’e kadar turistlere yardımcı olacak. Ayasofya Meydanı’nda düzenlenen törene Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan,İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkan Yardımcısı Bahadır Yaşık ile çok sayıda vatandaş katıldı. DOLANDIRICIYA KARŞI KORUYACAKLAR Gönüllü turizm elçisi Ayşenur Taşdelen, “İngilizce, Korece ve Japonca biliyorum. Burada özellikle turistlerin dolandırılmasına karşı yardımcı olmaya çalışıyoruz. Turistleri dolandırmaya çalışan, daha fazla para almaya çalışanlar var. Mümkün olduğunca onların önüne geçmek ve turiste yardım etmek için buradayız” dedi.

19 Temmuz 2019 Cuma

‘Geleceğin antikaları’ Hünkar Kasrı’nda

HABER: BARIŞ CABACI İstanbul Ticaret Odası kültürel mirasımıza sahip çıkmaya devam ediyor. İki haftada bir yeni bir sergi ile sanatseverlerle buluşan Yeni Cami Hünkar Kasrı, bu sefer kapılarını, çini sanatçısı Sevgi Vardarlı İnal’ın birbirinden değerli eserlerinden oluşan ‘Geleceğin Antikaları’ sergisi için açtı. Serginin açılışı İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, İTO Meclis Üyeleri ve sanatseverlerin katılımıyla gerçekleşti. 27 TEMMUZ’A KADAR AÇIK İnal’ın birbirinden değerli çini süslemelerinden oluşan sergide, iç mimari çini süslemelerinden takılara kadar birçok eser meraklılarının beğenisine sunuluyor Osmanlı tarihinden günümüze kalan en değerli miraslardan biri olan çini sanatını konu alan ‘Geleceğin Antikaları’ sergisi, 27 Temmuz tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

19 Temmuz 2019 Cuma

Enerji yatırımında Orta Asya fırsatı

Kazakistan’ın Pavlodar eyaleti kömür madenleri, termal elektrik santralleri ve petrol rafinerisiyle ülkenin ‘enerji bölgesi’ olarak biliniyor. Kazakistan’ın kuzeybatısında126 bin kilometrekarelik alana sahip Pavlodar eyaleti,ülkenin toplam elektrik üretiminin yarısını, toplam kömür üretiminin de yüzde 65’ini karşılıyor. 753 bin nüfuslu eyalettekipetrokimya fabrikaları, termik santralleri ve diğer sanayi tesisleri Ekibastuz, Aksu ve eyalet merkezi Pavlodar kentlerinde yer alıyor. REZERV 460 MİLYAR DOLAR Ekibastuz enerji santralleri, toplam 4 bin megavattan fazla elektriküretirken, Pavlodar petrol rafinerisi yılda yaklaşık 500 bin ton benzin, 650 bin ton dizel üretiyor. Ülkenin kömür rezervinin üçte birinin bulunduğu Pavlodar’daki, Bogatır, Ekibastu, Doğu ve Mayköbe gibi büyük kömür madenlerinden yılda 80 milyon ton kömür çıkartılıyor. Bölgede 3 milyar tona yakın kömür rezervinin olduğu belirtiliyor. Kömür dışında eyalette altın, bakır, alüminyum, nikel, kobalt ve diğer değerli metallerin de önemli ölçüde rezervleri bulunuyor.Kömür dahil bölgedeki maden rezervinin 460 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. 70 ÜLKE İLE TİCARET Eyaletin ticaret yaptığı 70’ten fazla ülkenin başındaTürkiye, Rusya, Ukrayna, Belarus, Almanya, Özbekistan, Kırgızistan, İtalya ve ABD geliyor. Pavlodar’dan bu ülkelerekömür, alüminyum, elektrik, kimya ve tarım ürünleri ihraç ediliyor. Pavlodar eyaleti Valisi Bulat Bakauov, ülkenin toplam elektrik enerjisinin yarısını ve kömür üretiminin yüzde 65’ini gerçekleştirdiklerini belirterek, “Pavlodar, enerji kaynakları ve tesisleriyle ‘enerji ve yakıt merkezi’ adını hak ediyor” dedi. Üretilen elektrik enerjisinin bin megavattan fazlasını ihraç ettiklerini aktaran Bakauov, Rusya ve Özbekistan’a elektrik sattıklarını söyledi.Bakauov, eyaletin coğrafi konumunun Rusya ve Çin piyasalarına açılmak için de son derece uygun olduğunu sözlerine ekledi. ÖZEL EKONOMİK BÖLGE YATIRIMCI BEKLİYOR Eyalet merkezi Pavlodar kentindeki Özel Ekonomik Bölge (ÖEB), yerel ve yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmayıhedefliyor.Kazakistan’ın eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in kararıyla 2011’de bin 200 hektarlık alanda kurulan ÖEB, ülkeye milyarlarca dolar yatırım çekiyor. Yatırımcılara KDV, gelir, gümrük ve diğer vergi kolaylıklarının sağlandığı ÖEB’de, arsalar 25 yıllık süreyle bedelsiz tahsis edilebiliyor. ÖEB’de kurulan 10 fabrikada, araba yağı, alüminyum, klor, hidroklorik asit, çelik boru ve araç parçalarının yanı sıra diğer malzemeler üretiliyor. ÖEB Yönetim Kurulu Başkanı Aybek Tursıngaliyev, son 8 yılda ÖEB’e 72 milyar tenge (186 milyon dolar) yatırım çektiklerini belirterek, “Kimya, petrokimya ve metalürji alanlarında 10 projeyi hayata geçirdik” dedi. ÖEB’in ancak 400 hektarının kullanıldığına işaret eden Tursıngaliyev, kalan800 hektar alana daha 30 fabrika kurabileceklerini söyledi. Tursıngaliyev, ÖEB’e Türk firmalarının da ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Bir Türk firması da üyemiz oldu ve yıl sonuna kadar bölgemizde yılda 30 bin ton kapasiteli alüminyum folyo ve kapı, pencere profil üretiminibaşlatmak istiyor” diye konuştu. Türk firmanın yatırım miktarının 6 milyar tengenin (15 milyon dolar) üzerinde olduğunu aktaran Tursıngaliyev, halihazırdaarsa kayıt süreci yapıldığını, daha sonra fabrika kurularak yıl sonunda projenin faaliyete başlayacağını söyledi. Tursıngaliyev, bölgede hammadde, ucuz iş gücü ve lojistik altyapının olduğuna dikkati çekerek, “Bu nedenle yatırımcıları ÖEB’e yatırım yapmaya davet ediyorum. Avrupa’da üretilen bir ürünün Kazakistan’da üretilmesi durumunda maliyeti yüzde 40 ucuz olacak” dedi.

18 Temmuz 2019 Perşembe