tatil-sepeti
Ambalajlı suda hedef yeni yol haritası

HABER:OSMAN KUVVET İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen “ambalajlı içme suyu ve damacana su sektörünün sorunları” konulu toplantıda, sektörün bugünü ve geleceği ele alındı. İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer başkanlığında gerçekleşen toplantıda, Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER), İstanbul Sucular Derneği ve İTO’ya kayıtlı ambalajlı su üreticileri bir araya geldi. STANDARTLAR Ambalajlı içme suyu ve damacana su sektörünün standartlarının belirlenerek, daha güçlü yerli firmalar ve büyüyen bir sektör hedeflenmesi gerektiğini belirten İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, şöyle konuştu: “İTO olarak, sektörün gelişmesi ve yol haritasının belirlenmesi, sektörün sorunlarının iyi anlaşılması ve ilgili makamlara iyi anlatılabilmesi için bir araya geldik. Odamız, yasaların kendisine verdiği hak ve görevler çerçevesinde sektör temsilcilerinin taleplerini kati bir hassasiyetle değerlendiriyor. Ayrıca Odamız sektör ile kamusal erk arasında aktif olarak köprü vazifesi ifa etme çabasında.” ÇATI KURULUŞ ÖNERİSİ Oturum başkanlığını Ahmet Özer’in yürüttüğü sektör toplantısında, dernek ve oda başkanları, bir çatı kuruluş olması gerektiğini, yapılan ve çıkacak olan düzenlemelerde bu kuruluşun söz sahibi olması gerektiğini belirtti. Sektör temsilcileri, su üzerindeki vergi yükü ile maliyetlerin yönetilebilir ve sürdürülebilir hale gelmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.

23 Ekim 2019 Çarşamba

Güvenilir ürün için algı oluşturulmalı

Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı kapsamında düzenlenen ‘Güvenilir Ürün Güvenilir Hizmet’ başlıklı panelde konuşan İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, güvenilir ürün ve güvenilir hizmet için algı oluşturmak gerektiğini söyledi. ‘İŞ Büyüten Fuar’ Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı, 17’nci kez organize edildi. Markalara franchise sistemi ile yeni şubeler açarak büyüme fırsatı sunan fuar, ‘iş kurmak’ isteyenlere yüzlerce cazip seçenek sunarak kendi işinin patronu olma fırsatı sağladı. Ulusal ve global ölçekte markalara ve on binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan fuar, yabancı yatırımcıların da ajandasında ilk sırada yer alıyor. YURTDIŞI İLGİSİ Türkiye’nin her bölgesinden yatırımcıların akın ettiği fuar, yurtdışından da yoğun ilgi gördü. Fuara ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Kanada, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Rusya, İspanya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Cezayir, İran, Mısır, Lübnan, Fas, Kuveyt, Katar, Dubai ve Azerbaycan’dan yatırımcılar ve işbirliği anlaşmaları için ticari heyetler katıldı. ÇALIŞMA YAPILMALI Fuar kapsamında, Güvenilir Ürün Platformu desteği ile ‘Güvenilir Ürün Güvenilir Hizmet’ başlıklı bir de panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Genel Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı panelde, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, bir konuşma yaptı. Özer, güvenilir ürün ve güvenilir hizmet için algı oluşturmanın ve bu güvenirliği sağlamlaştırmak için çalışma yapmanın gerekliliğini vurguladı. Etkinlik sonunda güvenilir ürün gönüllülerine, gazetecilere, akademisyenlere ve STK temsilcilerine sertifika takdim edildi.

23 Ekim 2019 Çarşamba

Franchıse’da düşük maliyetle 400 şube hedefi

HABER:CEYHUN KUBURLU Franchıse sektörünün en önemli noktalarından biri de kendi işini yapmak isteyen gençlere fırsatlar sunması. Bu konuda çok büyük bütçeler gerektirmeden yatırım yapmak mümkün. Doğru bir yatırım ve işinin başında duran girişimciler harcadığı parayı 12 ayda geri döndürebiliyor; işini büyütüp, yurtdışına da açılabiliyor. En çok yatırım çeken alanların başında 100 bin TL ve altı bütçeli franchise markaları geliyor. Bu alanda en çok yatırım çeken sektörler ise yeme-içme ve hizmet sektörleri. Kimi küçük bir restoran açıyor, kimi oto yıkama, kimi de kuru temizleme... Bu alana en çok yatırım yapan profil ise cebine emekli ikramiyesini koyanlar ve üniversiteyi yeni bitirmiş gençler… MOTİVASYON ARTTI Franchise sektörünün girişimcilere sunduğu fırsatları anlatan sektör temsilcileri, şu bilgileri verdi: “Hem yeni kurulan marka sayısındaki artış hem de köklü markaların indirimleri 2019’da franchise giriş bedelleri üzerinden bir rekabet ortamı yarattı. Zira birçok marka giriş bedellerini düşük tutmaya başladı. Bazı markalar franchise giriş bedeli talep edip aylık cirodan bir bedel istemezken, bazı markalar kullanım hakkı ve cirodan pay ve reklam bedeli talep edebiliyor. Tam da bu durumda franchise bedelinin düşük tutulması girişimci üzerindeki motivasyonu arttırıyor. Özellikle belli dönemlerde markalar, şubeleşme atağında birçok promosyon yapıyor. Bu da yatırımcıya daha uygun bütçelerle franchising sistemi altında bir markanın parçası olma imkânı sağlıyor. Şirketler, çeşitli dönemlerde bu tür uygulamalarla markalarını daha geniş alanlara yayma ve daha fazla yatırımcıya ulaşma fırsatı yakalayabiliyor.” DESTEK ÇOK ÖNEMLİ Bugün spor salonlarından yeme-içmeye kadar 30’a yakın markanın 100 bin TL ve altı bütçe ile yeni girişimciler çekmeye çalıştığını anlatan sektör temsilcileri, şöyle devam etti: “Girişimciler çok yüksek bütçe gerektiren yatırımlara artık sıcak bakmıyor. Çünkü risk çok fazla. Küçük bütçeli yatırımlar daha cazip geliyor. Eğer bu yatırım tutarsa, ikinciyi üçüncüyü açıyor. Ya da daha büyük bir işletme kuruyor. Sadece kadın girişimci arayan işletmeler de var. Ya da 35 yaş altı girişimci arayanlar... Girişimciler doğru bir lokasyon bulduğu takdirde yatırımını çok kısa sürede geri döndürebiliyor. Ayrıca pazarlama tanıtım ve eğitim desteği de aldıkları için bilmediği bir işe girmesi daha kolay oluyor.” GİRİŞİMCİ SAYISI ARTIYOR Türkiye’de franchise sektörünün 2000’li yılların başında büyümeye başladığını ancak son dönemlerde bu büyümenin hızlandığını anlatan sektör temsilcileri şunları kaydetti, “Franchise sektörüne ilgi gösterenlerin başında genç nüfus geliyor. Bu grup çalışan değil işveren olmak istiyor. Bir de emekliye ayrılanlar var. Onlarda birikimlerini değerlendirmek istiyor. Bu alanda birçok fırsat bulunuyor. Ayrıca kadınların da son dönemlerde birçok fırsatı değerlendirdiği gözleniyor. Franchise sektörünün bu yıl büyümesinin en önemli nedeni ise AVM’lerin TL ile dükkan kiralıyor olması. Bu sektör için çok önemli bir fırsat.”

23 Ekim 2019 Çarşamba

Büyüyen e-pazara dijital pazarlama

Türkiye’de 59 milyon kişi her gün ortalama iki saatini internette geçiriyor. Dijital pazarda satın alma kararlarının önemli bir kısmı bu iki saatlik zamanda oluşuyor. Bunun farkında olan firma ve marka sahipleri, müşterilerinin satın alma kararlarını ‘e-pazar’dan etkileyebilmek için yeni arayışlara giriyor. 2014’ten bu yana ortalama yüzde 33 büyüyen, geçen yıl ise büyüme temposunu yüzde 42’ye çıkaran e-ticarette başarılı olabilmenin en önemli anahtarı, hedef kitlenin doğru seçilmesi. YÜZDE 25 Gelişmiş ülkelerde e-ticaret toplam perakende pazarının yüzde 11’ine tekabül ederken, bu oran Türkiye’de yüzde 5.9 seviyesinde. Her yıl gelişerek kullanıcı sayısını artıran Türkiye e-ticaret pazarında geçtiğimiz yıl 59.9 milyar TL’lik bir ciro elde edildi. Bu pastadan en büyük payı ise tatil seyahat siteleri aldı. Türkiye’de pek çok firmanın çevrimiçi satışları bulunurken, henüz e-pazara girmeyen firmalar toplam firma sayısının yüzde 25’ini oluşturuyor. KIYMETLİ 3 SANİYE Firmaların, perakende harcamalarının 20’de 1’ini çevrimiçi gerçekleştiren Türk kullanıcısını e-pazarda kendilerine çekebilmek için yalnızca üç saniyeleri bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre kullanıcıların yüzde 80’i üç saniye içinde açılmayan internet sayfalarını terk ediyor.e-ticaretin tüm bu yönleri İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen ‘E-Ticaret ve Dijital Pazarlama Konferansı’nda ele alındı. Konferansta firmalara dijital pazara girişte izleyecekleri yöntemler anlatıldı. SOSYAL MEDYA Konferansta e-ticaret ve dijital pazarlamanın duayenleri katılımcılara e-pazarda var olabilmenin sırları anlattı. Buna göre firmaların e-ticarette, internet sitelerinin yanı sıra kampanyalarının önemli bir bölümünü sosyal medyadan yürütmeleri gerekiyor. Zira Türkiye’de 44 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Sosyal ticaretin 2020’de 160 milyar dolarlık bir pastaya ulaşacağı öngörülüyor. Sosyal medyanın pazarlamadaki en büyük pastasını ise yüzde 84’le Instagram alıyor. Sosyal medya kullanıcıları artık alacakları ürünün tanıtım yazısından ziyade etkili bir fotoğrafını görmeyi tercih ediyor. VİDEONUN PAYI e-ticarette, en etkili pazarlama yöntemlerinden birini de videolu paylaşımlar oluşturuyor. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya yüzde 92’lik oranla Youtube. Türk kullanıcısı aylık kişi başı 200 dakikalık video izliyor. Beğenilen markaların videoları yüzde 70 oranında paylaşılıyor ve video içerikleri satın alma kararlarının yüzde 85’ini olumlu etkiliyor. Ancak firmaların bu aşamada çok hızlı olmaları gerekiyor; zira gençler 6 saniyede kendilerini etkilemeyen bir videoyu değiştirebiliyor. Bu durum orta yaş ve üzerinde ise 15 saniyeyi buluyor. E-CÜZDAN Gelişen e-ticaret ve sosyal ticaret, firmalara güvenli ve kolay ödeme imkânı sunma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. Zira e-pazar müşterileri, kendilerini en fazla dört adımda sonuca ulaştırmayan ödeme yöntemlerinden vazgeçebiliyor. Müşteriler için güvenli ödeme yöntemleri de alışveriş kararlarını etkiliyor. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada kredi kartı, banka kartı ve ön ödemeli kartları dijital ortamda tek bir cüzdanda bir araya getirerek ödeme imkânı sunan e-cüzdan, çevrimiçi alışverişte yüzde 38’lik bir paya ulaşmıştı. 2021’de bu oranın yüzde 47’ye ulaşması öngörülüyor. ÇETİN REKABET ORTAMI İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen ‘E-Ticaret ve Dijital Pazarlama Konferansı’nın açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman yaptı. Salman, Türkiye’nin dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “Son yıllarda dijital pazarda yaşanan gelişmeler vesilesiyle çok çetin bir rekabet ortamının hâkim olduğu bir ekosistem söz konusu. Tüm bu gelişmeler yüzünden artık işletmelerimizin geleneksel ticaret yöntemlerinin dışına çıkarak gelişen teknoloji uygulamalarına hızla adapte olmaları ve erişimi çok daha hızlı olan e-ticaret ve dijital pazarlama gibi alanlarda etkin birer oyuncu haline gelmeleri gerekiyor.” AKILLI TELEFON GERÇEĞİ Firmaların dijital ticarette akıllı telefon gerçeğini de göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Zira Türkiye nüfusunun yüzde 93’ü akıllı telefon kullanıyor. KPMG Türkiye’nin araştırmasına göre e-ticaret müşterilerinin yüzde 57’si, satın alma kararlarını telefonları aracılığıyla gerçekleştiriyor. Kullanıcıların yüzde 98’i telefonları dik konumda kullandığı için firmaların mobil pazara yönelik tasarımlarını buna göre gerçekleştirmeleri gerekiyor.

23 Ekim 2019 Çarşamba

İstanbul iş dünyasından Barış Pınarı Harekatı’na tam destek

Ortak açıklama metnini İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in okuduğu toplantıya; İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, İSTİB Başkanı Ali Kopuz, İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa Şişman, Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Talat Yavuz, TÜRK-İŞ İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, Kamu-Sen İstanbul İl Temsilcisi Remzi Özmen ve TZOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ömer Demir katıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör unsurlarını yok edeceğine inancın tam olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Uluslararası camiayı, teröre karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hakim kılma yönünde niyetlerini açıkça göstererek ülkemize destek vermeye davet ediyoruz. Gün sessiz kalma değil, milli birlik ruhuyla bir ve beraber olarak ses verme günüdür” diye konuştu. İstanbul iş dünyasının önde gelen temsilcileri, yaptıkları ortak açıklamada, Barış Pınarı Harekatı’nı desteklediklerini duyurdu. Ortak açıklamayı ise İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç okudu. Avdagiç, açıklamayı 81ilde aynı anda tüm odalar ve borsalarla birlikteyaparak Türkiye vedünya kamuoyuna seslendiklerini söyledi. Türkiye’nin 9 Ekim 2019’da Suriye sınırı üzerinde ‘Barış Pınarı’ adlı sınır ötesi harekatı başlattığını hatırlatan Avdagiç, “Amaç hem sınırlarımızın güvenliğini sağlamak hem de ülkemiz ve bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak.Bölgeyi PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden temizleyerek Suriye halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmak, bölgede huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis etmek. Bizler devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz” dedi. 2 YILDA 100 EYLEM Avdagiç, Türkiye’nin bu harekatla uluslararası kurallardan doğan hakkını kullandığını ifade ederek, harekatın; evrensel hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatıldığını söyledi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterildiğini ifade eden Avdagiç, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bu harekat, meşru ve uluslararası hukuka uygun.Ülkemiz özellikle Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu terör örgütü unsurlarınca son 2 yılda 100’ün üzerinde taciz ve hasmane eyleme maruz kaldı.Terör örgütleri, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de saldırılar düzenliyor.Suriye’deki yerel halkın da terör örgütlerinin giderek artan insan hakkı ihlalleri, göçe zorlanma, taciz ve zulmüne karşı şikayetleri ve tepkileri sürekli artıyor. Herkes artık şunu çok iyi görmelidir ki; masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’yla başlayıp devam eden tüm bu operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde veriyor.” GERİ DÖNÜŞÜN ÖNÜNÜ AÇACAK Avdagiç, harekattasivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat gösterildiğini belirterek, Türk ordusunun, bu özverili tutumunu hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekatlarında gösterdiğini hatırlattı. Önceden terörün hakim olduğu bölgede hayatın normale döndüğünü ifade eden Avdagiç, bölgeye barış ve huzurun geldiğini söyledi.Türkiye’nin, yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin hazırladığını aktaran Avdagiç, şunları kaydetti: “Türkiye’nin elinden gelen tüm imkanlarını bu bölgeler için nasıl seferber ettiğini de dünya kamuoyu gördü. İnanıyoruz ki, gönül dünyasını ve insanları imar edemeyenler, yeryüzünü imar edemezler. Türkiye olarak yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadık, olmayacağız.Tarafımız huzur, barış ve kardeşlik. Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük çabaları, etnik ve dini temizlik de dahil olmak üzere, insanlığa karşı işlenen suç niteliğindeki PKK/PYD/YPG ve DEAŞ eylemleri nedeniyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacak, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacak.Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı her harekat, Suriyeli göçmenler, mazlum ve mağdur durumdaki yerel halk tarafından destekleniyor.Bu gerçekler ışığında, uluslararası camiayı, teröre karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hakim kılma yönünde niyetlerini açık bir şekilde göstererek ülkemize destek vermeye davet ediyoruz.” Avdagiç, ortak açıklamayı şöyle tamamladı: “Türkiye’nin iş dünyasındaki bütün paydaşları olarak, işvereni, çalışanı, esnafı olarak, dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgedeki terör unsurlarını yok edeceğine ve terör örgütlerini hezimete uğratacağına olan inancımız tam.Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyoruz. Cenabıhak Mehmetçiğimizi korusun, ordumuzu muzaffer kılsın. Yar ve yardımcımız olsun.” ARAMIZA KİMSE FİTNE FESAT SOKAMAZ İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye ve Türkiye ekonomisine yöneltilen tehditlere Türk milletinin, iş dünyası ve sivil toplumuyla birlik içinde duraraken güzel cevabı vereceğini söyledi.Bu tehditler karşısında bu vatanın her bir ferdinin, Türkiye’nin geleceği için daha çok çalışacağını ve daha çok üreteceğini ifade eden Avdagiç, “Gün sessiz kalma değil, milli birlik ruhuyla bir ve beraber olarak ses verme günüdür” dedi. Vatandaşları, sosyal medyadaki bilgi kirliliğine karşı dikkatli olmaya davet eden Avdagiç, “Bölgede yaşayanlar komşumuz, kardeşimiz. Aynı medeniyetin, aynı kültürün, aynı inancın mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok edemez. Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman edemez” dedi.

16 Ekim 2019 Çarşamba