tatil-sepeti
Barış Pınarı Harekatı başladı

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: - “İTO'nun temsil ettiği 420 bin üyemiz adına söylemek isterim ki, iş dünyamız tüm gücüyle devletimizin ve ordumuzun yanındadır, arkasındadır.” - “Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında kahraman ordumuza, jandarma ve polis teşkilatımızamuvaffakıyetlerdiliyorum. Cenab-ı Hak yar ve yardımcıları olsun” İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye'nin,Suriye'nin kuzeyindeki YPG/PKK hedeflerine yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin olarak, “İTO'nun temsil ettiği 420 bin üyemiz adına söylemek isterim ki, iş dünyamız tüm gücüyle devletimizin ve ordumuzun yanındadır, arkasındadır. Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında kahraman ordumuza, jandarma ve polis teşkilatımıza muvaffakiyetler diliyorum. Cenab-ı Hakk, yâr ve yardımcıları olsun” dedi. Avdagiç yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kahraman ordumuz yeni bir harekâta start verdi. Sınırlarımızın güvenliği, sınırlarımızın ötesinden başlıyor. Sanki bilinçli bir şekilde sınırlarımızın ötesinde oluşturulmaya çalışılan kaotik ve sisli ortamdan, sisler dağıldıktan sonra bambaşka bir tablo çıkarmak isteyenler var. Türkiye bunu, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük öngörüsüyle fark etti. Önce Pençe, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları yapıldı. Şimdi hepsinden daha kapsamlı bir sınır ötesi harekâta başlandı. Allah’ın izniyle bu harekât da başarıyla tamamlanınca, Akdeniz’den İran sınırına kadar güneyimiz güven altında olacak. Böylece sınır ötesinde Türkiye’yi tehdit eden unsurların gelişmesine fırsat verilmeyecek. Birileri Atlantik ötesinden geliyorsa, birileri kuzeyden gelip bu coğrafyaya müdahale etmek istiyorsa, onların hepsinden önce bizim bu coğrafyada söz söyleme hakkımız var. Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında kahraman ordumuza, jandarma ve polis teşkilatımıza muvaffakıyetler diliyorum. Cenab-ı Hakk, yâr ve yardımcıları olsun.”

09 Ekim 2019 Çarşamba

Silikon Vadisi’nden ABD pazarına girdiler

HABER: ECEM ÇUHACI KÜÇÜK Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM), Winglobal programı ile küresel pazara açılmayı hedefleyen girişimciler, 16 haftalık programdan mezun oldular. Başarılı projelerden Robust Dye, Silikon Vadisi’ne gitmeye hak kazanan girişimler biri oldu. İSTANBUL’A KATKI Yol şerit boyalarına uzun ömür biçen proje, aynı zamanda çevreye de zarar vermiyor. Silikon Vadisi öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşerek tüm İstanbul’daki yollarda Robust Dye ürünlerinin kullanılacağına dair söz aldılar. Yerel pazarda elde ettikleri başarı ile Silikon Vadisi’nin yolunu tutan genç girişimciler, Silikon Vadisi’nde de güçlü network oluşturarak global pazara da hızlıca girmeyi planlıyorlar. Programın 19 yaşındaki en genç girişimcileri olan Cavid Bayramlı ve Kerem Acar, Robust Dye’ı ve Silikon Vadisi deneyimlerini sorduk. İKİ YIL DAYANIYOR Projenizden bahsedebilir misiniz? Cavid Bayramlı: Robust Dye nanoteknoloji altyapısı ile bütünleşmiş bir yol çizgi boyası. Piyasadaki mevcut boyalar 3 ile 6 ay arasında dayanırken, Robust Dye boyaları en az iki yıl dayanıyor. Üstelik Robust Dye boyaları tamamen organik bileşenlerden oluşuyor. Bu yüzden çevreye herhangi bir zararı bulunmuyor. Günümüzdeki mevcut boyalar ise sentetik boyalar. Bu boyalar hem çevreye çok zararlı hem de çevresel sorunlardan dolayı yasaklanıyor. Robust Dye boyaları tamamen çevre dostu içeriği ile de sürdürebilir şehirleşmeyi destekliyor. Robust Dye güçlü mukavemeti ile kurum ve kuruluşların da boya uygulama sıklığını düşürerek de bir kar oranı sağlıyor. FİKİR DOĞURAN KAZA Geliştirdiğiniz bu ürünün bir hikayesi var mı? Kerem Acar: Aslında biraz üzücü bir hikayesi var. Markamız, Cavid’in trafik kazası geçirmesi sonucu ortaya çıktı. Cavid, karşıdan karşıya geçerken bir araç yolda silinen yaya geçidini fark etmediği için Cavid’e çarptı. Cavid’in yoğun bakım ve hastane sürecinden sonra ülkemizdeki yol şerit çizgilerinin neden silindiğini araştırdık. Araştırma esnasında Cavid katıldığı bir nanoteknoloji fuarında yeni bir madde keşfetti. Nanoteknolojik maddeyi incelemeye başladık. Bu sürede bir yandan da pazar araştırması yaptık. Belediyelerle görüşerek yol şerit çizgilerinin 3 ila 6 ay gibi kısa sürelerde silindiğini ve piyasadaki tüm boyaların da çevreye zarar verdiğini öğrendik. Tüm süreçleri araştırdıktan sonra 1.5 yıllık Ar-Ge sürecini tamamlayarak Robust Dye markasını ortaya çıkardık. YELPAZE ÇOK GENİŞ Projeniz hangi aşamada ve bugüne kadar hangi süreçleri tamamladınız? Cavid Bayramlı: Projemiz seri üretime geçme aşamasında.Robust Dye’ın uygulama alanlarının fazlalığından dolayı müşteri yelpazesi çok geniş. Karayolları, şehir içi yollar, bisiklet yolları, otoparklar, park alanları, okul bahçeleri, spor sahaları ve havalimanları gibi alanlardaki tüm müşterilere hitap ediyor. Şirketler özelinde de planladığınız yeni süreçler var mı? Kerem Acar: 2020’ye kadarki sürecimizde belirli şirketler ile de işbirliği yapacağız. AMERİKALILARA AKILLI BOYA Silikon Vadisi deneyiminiz projeniz için nasıl geçti? Projenin Türkiye ve global pazara kazandıracakları neler? Cavid Bayramlı: Silikon Vadisi, Robust Dye’ın büyük dönüm noktalarından biri oldu ve Amerikalı yatırımcılardan büyük ilgi gördü. Dünyanın en büyük boya markalarından Sherwin-Williams projemizle ilgilendi. Görüşmeye devam ediyoruz. Katıldığımız ve başarılı BootUp yarışmasında ise ABD’li mentorlar ile eşleşerek ABD pazarına giriş stratejileri hakkında konuştuk. Ayrıca Silikon Vadisi’ndeki bir mentorumuzun desteğiyle Amerika için dümeni tenis kort sahalarına çevirdik. Yarışma sonrasında ise BootUp etkinliğindeki yabancı yatırımcılardan çok büyük ilgi gördük. Böylece şirketimizin diğer bir ayağını ABD’de açmaya karar verdik. Şu anda ise yabancı iki yatırımcı ile ilerliyoruz. ABD pazarında bildiğiniz üzere birçok otonom araç bulunuyor ve bu araçlar yol şerit takip sistemine sahip. Fakat yol şerit çizgi boyaları düzgün olmadığı için birçok altyapı sorunu oluşuyor. Biz de ABD pazarında akıllı şehirleşmeyi destekleyerek ‘Akıllı Şehirlerin, Akıllı Boyası’ mottosuyla bir giriş yapmayı düşünüyoruz.

09 Ekim 2019 Çarşamba

Dengelenmeden sonra sıra büyümede

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) ilişkin değerlendirmesinde, “2020 ve sonrası için yüzde 5 gibi güçlü bir büyüme hedefimiz var. Böylece ekonomide güçlü büyüme dönemi başlayacak” dedi. Yeni programı değerlendiren Avdagiç, “Programda da belirtildiği üzere, tüketimin yıl sonuna doğru hızlanması, kredi kanallarının yeniden açılması, değişimi başlatacak güçlü bir zemin oluşturacaktır. Bu güçlü zemin, gelecek yıllar için YEP’te yer alan arzu ettiğimiz düzeydeki büyüme hedeflerinin teminatı olacak” diye konuştu. GÜÇLÜ BÜYÜME “Cari açık ve enflasyon gibi kritik başlıklarda başarılı bir dengelenme süreci yakaladık” diyen Avdagiç, “2020-2022 YEP ile de orta vade için olumlu ve makul bir çerçeve ortaya konulmuştur. 2020 ve sonrası için yüzde 5 gibi güçlü bir büyüme hedefimiz var. Bunu çok önemsiyoruz” şeklinde konuştu. Avdagiç şöyle devam etti: “Böylece ekonomide güçlü büyüme dönemi başlayacaktır. Dolayısıyla ana mesajın sürdürülebilir büyüme olması önemlidir.” İRADE BEYANI İşsizliğe yönelik yeni bir teşvik paketi, hal yasası ve vergi reformu konuları da programdaki önemli başlıklar arasında. Türkiye’yi sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümeye taşıyacak irade beyanı ortaya konuldu. Bu bağlamda YEP 2019’da vurgulanan ‘değişim başlıyor’ temasına ekonomideki aktörlerin hep birlikte imza atmasını önemsiyoruz. VERGİ VE İSTİHDAM Avdagiç değerlendirmesine şöyle devam etti: “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dikkat çektiği gibi, kredi kanallarının yeniden açılması firmalarımız için kritik öneme sahip. Burada kredi kanallarının açılması için alınan tedbirlerin de etkisini güçlü hissedeceğimiz bir süreç başlıyor. Ayrıca YEP 2019’un istihdam, vergi, finansman kanalları gibi Türkiye’nin gelişim kaydetmesi gereken öncelik alanlarına temas etmesini de yerinde buluyoruz. Bunlar sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacak.” ÜÇ YILDA NELER YAPILACAK? Gıda fiyatlarına tedbirGıda enflasyonuyla mücadele kapsamında sulama yatırımları yapılacak. Sera yatırımları teşvik edilecek. Hal Yasası ve Perakende Yasası hayata geçirilecek. İthalat tedbirlerine 2020’de devamLüks tüketim mallarının ithalatına yönelik tedbirler 2020’de devam edecek. İthal ara malların üretimine yönelik yoğun çalışma sürecek. Sektör odaklı krediİVME Paketi ile başlatılan ihracatı ve yerlileştirmeyi destekleyen ölçülü ve sektör odaklı kredi politikası 2020’de genişletilecek. Vergi reformu adımlarıÇok kazanandan çok, az kazanandan daha az vergi alınmasına yönelik, uluslararası uygulamaları örnek alan vergi reformunun adımları atılacak. Öncelikli sektörler11. Kalkınma Planı’nda yer alan kimya, ilaç, tıbbi cihaz, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları olarak belirlenen imalat sanayi sektörleri, yeni ekonomik programın ruhunda da öncelikli alan olacak. İstihdam sıkı tutulacakİstihdamdaki kişi sayısının yıllık ortalama 1 milyon 66 bin kişi artarak işsizlik oranının kademeli gerilemesi sağlanacak. Teşvikler ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanacak. İFM 2021’DE AÇILACAK Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) kurulacak. Sermaye piyasalarını derinleştirecek reform paketi devreye sokulacak. İstanbul Finans Merkezi 2021’in sonuna doğru açılacak. Dolarizasyona karşı bir tedbir seti devreye sokulacak. BIST’de alternatif ürünler aktifleşecek.

09 Ekim 2019 Çarşamba

VW yatırımı, diğer yabancı yatırımları da tetikleyecektir

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: - "Volkswagen'in Türkiye yatırımı, tek başına bile çok önemlidir. Bu diğer yabancı yatırımları da tetikleyecektir. Türkiye tecrübeli iş gücü, dinamik yatırım ortamı ile dünya için üreten bir merkeze dönüşmüştür" - "Yıl sonunda otomotiv satışlarında 470-480 bin bandına gelebileceğimizi ve 500 bini yakalayacağımızı düşünüyorum" İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Volkswagen'in (VW) Türkiye'ye yatırım yapacak olmasının çok önemli olduğunu belirterek, "Bu, diğer yabancı yatırımları da tetikleyecektir. Türkiye tecrübeli iş gücü, dinamik yatırım ortamı ile dünya için üreten bir merkeze dönüşmüştür." dedi. Avdagiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye otomotiv pazarında son 12-15 aydır ciddi bir düşüş yaşandığını ifade ederek, şu an yaşanan dengelenmenin ve ekonominin tekrar makul bir noktaya gelmesinin otomotivde ötelenmiş talebin tekrar gündeme gelmesine yol açtığını söyledi. Taşıt alımında faizlerin indirilmesinin sektöre olumlu katkı sağlayacağını vurgulayan Avdagiç, "Şu anda ortaya konan yeni pakette, ben önümüzdeki 3 ayda bugüne kadar yapılan hesaplamalardan çok daha yüksek miktarlarda yurt içinde ötelenmiş talebin karşılanması noktasında bir netice alacağımızı öngörüyorum. Hem stokların eritilmesi ve hem de üretimin artmasına yönelik olumlu bir yansıması olacaktır. Yıl sonunda otomotiv satışlarında 470-480 bin bandına gelebileceğimizi ve 500 bini yakalayacağımızı düşünüyorum." şeklinde konuştu. Otomotivde faiz indirimi kampanyasının somut yansımalarını görmeye başladıklarını belirten Avdagiç, şunları kaydetti: "Türkiye'de üretim yapan firmalar, tedarik sanayisinde olan firmalara zaten program artışlarını göndermeye başladı. Dolayısıyla bunun olumlu yansımalarını hemen gördük. Şu anda araç kiralama (rent a car) firmalarının taleplerinde ciddi bir artış olduğunu kendileriyle yaptığımız görüşmelerde görüyoruz. Hatta bir kısmı, taleplerinin tam olarak karşılanamadığını ifade ediyorlar. Bunların hepsi güzel haberler..." VOLKSWAGEN'İN YAPACAĞI YATIRIM Şekib Avdagiç, VW'nin Manisa'da yapacağı yatırıma da değindi. Şirketin Türkiye'ye yatırım yapmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Avdagiç, "Bu, diğer yabancı yatırımları da tetikleyecektir. Türkiye tecrübeli iş gücü, dinamik yatırım ortamı ile dünya için üreten bir merkeze dönüşmüştür. Türkiye'de üreten markalara VW'nin de eklenmesi son derece kayda değerdir." değerlendirmesinde bulundu. Büyük şirketlerin yatırım konusunda birçok unsuru dikkate aldığını belirten Avdagiç, "Bizim burada Bulgaristan ile mukayese edilmemiz gerçekten büyük bir haksızlıktı, otomotiv sektöründeki paydaşlar açısından büyük bir haksızlıktı. Bulgaristan'da bir tane otomobil fabrikası, bir tane otomotiv fabrikası yok. Yan sanayi konusunda bir kültürü ve altyapısı yok. Bir yurt içi pazarı yok. Şimdi bunların hepsi Bulgaristan'da yok ama Türkiye'de var." diye konuştu. TÜRKİYE'NİN YATIRIM AVANTAJLARI Türkiye yan sanayisinin, hem güçlü yerli üreticiler hem de lojistik imkanları nedeniyle avantajlı konumda bulunduğunu vurgulayan Avdagiç, Türkiye'de yan sanayi ve tedarik sanayinin de çok etkin ve kuvvetli olduğunu söyledi. Volkswagen'in yatırım konusunda Türkiye'yi tercih etmesinde Türkiye'nin öne çıkan özelliklerine değinen Avdagiç, şunları kaydetti: "Birkaç maddede sıralayacak olursak; Türkiye'deki otomotiv tedarik sanayinin çok kuvvetli olması, Türkiye'nin sağladığı teşvik paketi, Türkiye'deki iç pazarın kuvvetli olması ve Türkiye'deki üretim metodolojisinin hızlı değişimlere çok açık olması şeklinde sıralayabiliriz. Ben ayrıca altını çizmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın bu konudaki tutumu ve desteği de bu konunun kotarılmasında çok önemli olmuştur. Kendilerine tekrardan teşekkür ediyorum." Avdagiç, Türkiye'nin dış ticarette AB'nin 5'inci büyük partneri olduğunu anımsatarak, VW'nin yatırımda Türkiye'yi seçmesinin, bazı çevrelerin dillendirdiği "Türkiye, Avrupa için önemli mi?" şeklindeki soruya da bir cevap olduğunu söyledi.

06 Ekim 2019 Pazar

İTO Başkanı Avdagiç: Anuga Fuarı'nda küresel gıda sofrasının başköşesindeyiz

İTO Başkanı Avdagiç: - "Türkiye, Anuga 2019’da Türk fuarcılık tarihinin en büyük katılımlarından birini gerçekleştiriyor. Anuga’da küresel gıda sofrasının başköşesindeyiz. 315 firma ile Anuga’da adeta 'partner ülke' gibiyiz" - "Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da tarım, ormancılık ve balıkçılık kalemi, 2018’in ikinci çeyreği hariç, son 10 çeyrektir pozitif büyüyor. Bu çok önemli" İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Türkiye, Anuga 2019’da Türk fuarcılık tarihinin en büyük katılımlarından birini gerçekleştiriyor. Anuga’da küresel gıda sofrasının başköşesindeyiz. 315 firma ile Anuga’da adeta 'partner ülke' gibiyiz." dedi. Bu yıl 100'üncü yılını geride bırakan, "dünyanın en büyük gıda fuarı" olarak kabul edilen Anuga 2019, Almanya'nın Köln kentinde kapılarını açtı. Paraguay'ın bu yılki partner ülkesi olduğu fuara katılan 7 bin 590 firma arasında ilk sırada 925 firma ile İtalya yer aldı. Bu ülkeyi 738 firma ile Almanya, 541 firma ile Çin, 538 firma ile İspanya, 315 firma ile Türkiye ve 243 firma ile Fransa izledi. Fuara Türkiye'den İTO'nun milli katılım organizasyonu ile 257 firma katılırken, 58 firma da fuarda bireysel stantlarıyla yer aldı. 106 ülkeden katılımın gerçekleştiği fuarda stant açan firmaların yüzde 90'ı Almanya dışından katılım sağladı. 9 Ekim'e kadar devam edecek fuarı 165 bini aşkın profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. ÖNEMLİ BİR BAĞLANTI NOKTASI İTO Başkanı Şekib Avdagiç, iki yılda bir düzenlenen Anuga fuarının, kişiselleştirilmiş diyetten, süper gıdalara kadar trendlerin ortaya konulduğu önemli bir bağlantı noktası olduğunu söyledi. 2017’deki Anuga’ya Türkiye'den 247 firma katılırken, bu yıl milli katılım altındaki firma sayısının 257’ye yükseldiğini belirten Avdagiç, "Türkiye, Anuga 2019’da Türk fuarcılık tarihinin en büyük katılımlarından birini gerçekleştiriyor. Anuga’da küresel gıda sofrasının başköşesindeyiz. 315 firma ile Anuga’da adeta 'partner ülke' gibiyiz. Üstelik bunu katılımcıların tüm lojistik ve stand hizmetlerini bizzat üstlenerek yaptık. Katılım ücretlerinde dolar paritesi sebebiyle sübvansiyon yaparak gerçekleştirdik. Kendisini Türkiye’nin kalkınmasına adayan bir kurum olarak yaptıklarımız, 'Odalar ne yapıyor?' diye soranlara yorumsuz cevabımızdır." diye konuştu. "GIDADA ÜSTÜNLÜĞÜ ELİNDE BULUNDURAN ÜLKELER BİR ADIM ÖNDE" Avdagiç, Türk firmalarının 2017’deki fuarda genel gıda, dondurulmuş gıda, unlu mamuller, sıcak içecekler, içecekler, et ve et ürünleri, aşçılık, ekipman ve teknolojileri olmak üzere 7 ayrı ihtisas salonunda yer aldığını anımsatarak, “Bu yıl organik gıda firmalarının yer aldığı salonda da varız. Türkiye olarak bu önemli platformda çıtayı hep daha yukarı çıkarmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. İTO olarak Anuga ile birlikte Paris ve Abu Dabi’de yapılan SIAL gıda fuarlarının milli katılımını da gerçekleştiriyoruz. Üyelerimizi dünyanın en büyük fuarları ile buluşturuyoruz." dedi. Gıdanın dünyada ve Türkiye’de en stratejik sektör olduğunu vurgulayan Avdagiç, "Gıdada üstünlüğü elinde bulunduran ülkeler, daima bir adım önde. Bunun için biz gıda sektörünün önünü açmayı, tarihsel bir sorumluluğumuz olarak görüyoruz." ifadesini kullandı. " 1983’TE 26 FİRMA İLE KATILMIŞTIK" Avdagiç, İTO’nun Anuga’ya ilk kez 1983’te katıldığını hatırlattı. O tarihten bu yana Türkiye'nin fuara katılımının büyük bir gelişme gösterdiğini vurgulayan Avdagiç, "O zaman 26 firmayla gelip bir salonda, 125 metrekare yerde stant kurmuştuk. Şimdi aradan 36 yıl geçtikten sonra, ulaştığımız noktanın atını çizmek isterim. Bu sene fuara tam 257 firma getirdik. 5 bin 225 metrekare yerimiz var. Sekiz ayrı salonda varız. Bireysel katılımlarla Türk firmaların sayısı tam 315 oldu." diye konuştu. "İHRACATTA GIDA VE İÇECEĞİN PAYI YÜZDE 10” Şekib Avdagiç, Türkiye’nin gıda ve içecek endüstrisinde önemli bir performans gösterdiğini belirterek, "Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da iktisadi faaliyet kollarından biri olan tarım, ormancılık ve balıkçılık kalemi, 2018’in ikinci çeyreği hariç olmak üzere, son 10 çeyrektir pozitif olarak büyüyor. Bu çok önemlidir” dedi. Avdagiç, gıda ve içecek sektörünün dünya ihracatında 1,43 trilyon dolarla yüzde 7’lik paya sahip olduğunu ifade ederek, Türk gıda sektörünün de toplam ihracat içinde yüzde 10’luk paya sahip olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: "Gıda ve içecek sektöründe yaptığımız ihracat 2018’de de yükselişini sürdürerek 16,3 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk 7 ayında da sektörün ihracatı 8.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu payı daha da artırmanın hedefi ve gayreti içindeyiz. Çünkü Türkiye tarım ekonomisinde dünyada ilk 10’da. Buğday, şeker pancarı, süt, pamuk, kümes hayvancılığı, domates ve diğer meyve ve sebzelerden dünyanın önde gelen bir üreticisiyiz. Kayısı, fındık, kiraz ve incir üretiminde ise dünyanın en büyüğüyüz." "GIDA ÜRETİMİNİN ÖNÜMÜZDEKİ 30 YILDA YARI YARIYA ARTMASI ŞART" Uzmanların dünya nüfusunun 2050'de 9,8 milyara çıkmasını tahmin ettiklerini aktaran İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu şu demek; gıda üretiminin de önümüzdeki 30 yılda yarı yarıya artması şart. Elbette insanlık buna bir çözüm bulacak. İşte bu çıkış yolunun nasıl olacağını biz bu tür fuarlarda hissediyoruz, görüyoruz. Buna göre de firmalarımız ve ülkemiz vaziyet alıyor. Daha da önemlisi gıda ve içecek sektörümüzün geleceğine dair projeksiyon ve hazırlıklar yapabiliyoruz."

05 Ekim 2019 Cumartesi