Av. Muhammet Aksan
Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7244 sayılı Kanun’un 17 Nisan 2020 tarihinde ilan edilmesinden itibaren 3 ay süresince iş sözleşmelerinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller haricinde işveren tarafından feshi yasaklandı.
Düzenlemede yer almayan ihbar süreli fesihler için ise farklı yorumlar ortaya çıkmaya başladı.
BİLDİRİM SÜRELİ FESİH
Önümüzdeki süreçte pek çok iş uyuşmazlığına neden olacağı öngörülen bildirim süreli fesih bakımından, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Üyesi Şahin Çil’in Türkiye Barolar Birliği’ne yaptığı açıklamalar ise oldukça önem taşıyor. Çil, işverenin ihbar öneli vererek iş sözleşmesini feshetmesi bakımından ikili bir değerlendirme yaptı. Verilen ihbar süresi, 3 aylık fesih yasağı süresinin sonuna denk geliyorsa, yasak kapsamında olmayacağından feshin geçerli kabul edilebileceğini ifade etti. Fakat verilmiş ihbar süresinin bitimi fesih yasağı kapsamında kalırsa, fesih bildiriminin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde, işçi açısından arabuluculuk süresine başvuru ve işe iade davası açma sürelerinin başladığının altını çizdi. Kanun koyucunun amacı ile böyle bir dönemde işçi için başvuru sürelerinin başlatılması sonucunu doğuracak yorumların uyuşmadığını belirtti. Çil, 3 aylık yasak süresi içinde bildirim önelli fesih yapıldığı takdirde, yasak süresince bu ihbar süresinin işlemeyeceğini, ancak fesih yasağının kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağının kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi.
İDARİ PARA CEZASI
Fesih yasağı düzenlemesinden önce bildirilen fesih iradesi bakımından ise yine öncelikle yasanın yürürlüğe girmesi ile ihbar süresinin duracağı ve yasağın bitişine denk gelen 17 Temmuz 2020 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağının değerlendirilebileceğini ifade etti. Bu durumda kanunun ilanına kadar ihbar süresi işleyecek, 3 ay boyunca duracak ve yasağın bitişi ile kaldığı yerden işlemeye devam edecek. Fakat bu durumda, fesih yasağı süresi uzatılması ihtimali de göz önüne alındığında işverenin yasaktan önce bildirdiği fesih iradesinin uzun bir süre sonuç doğurmamasının kanun koyucunun amacıyla uyuşmadığını belirtti. Bu görüşe göre yasaktan önce yapılan fesih bildirimi bakımından, kanun tarihi itibarı ile de ihbar süresi işlemeye devam edecek ve bildirim sonuçlarını doğuracak. Çil işverenlerin, önel sonunda ilgili kurumlara fesih bildirimini yaparken, idari para cezası ile karşılaşması ihtimalinin de yüksek olduğunu belirtti. Fakat idari para cezası ile karşılaşan işveren, iş sözleşmesinin, fesih yasağından önce feshedildiğinden bahisle cezaya itiraz edebilme imkanına sahiptir.