Giriş: 08.08.2025 - 09:14
Güncelleme: 08.08.2025 - 09:14
İSA KARAKAŞ

İSA KARAKAŞ

Çalışanlar, yıllık izin ücretinin geç ödenmesi halinde haklı sebeple iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatına hak kazanabilir mi? Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararına göre yıllık izin dönemine ilişkin ücret, işçi izne başlamadan önce peşin olarak hesabına ödenmeli. Aksi takdirde işveren hem kıdem tazminatı ödeme maliyeti hem de idari ve yargısal yaptırımlarla karşı karşıya kalacak.


Çalışanların uzun süreli dinlenmesi için yıllık izin zorunlu bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. İş mevzuatımızda da senelik izinle dinlenme ihtiyacının giderilmesi için bütün usul ve esaslara ilişkin ayrıntılı düzenlenmeler yer alıyor. Buna rağmen yıllık izinle ilgili taraflar arasında sık sık ihtilaf yaşanıyor. Ortaya çıkan uyuşmazlıklarda Yargıtay içtihatları yol gösteriyor. Yıllık izin ücretinin ödenme zamanı ve geç ödenmesi halinde işçinin haklı sebeple işten ayrılması için bir sebep teşkil edip etmeyeceği, dolayısıyla kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmayacağına ilişkin Yargıtay’ın son dönemde hükme bağladığı emsal karar, bu yazımızda değerlendirildi.


YILLIK İZİN SÜRELERİ
İşe başladığı günden itibaren deneme süresi de dahil olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan işçiler yıllık ücretli izine hak kazanır. Yıllık izin süresinin ve izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverene ait işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilmesi elzemdir. Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanun veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen sürelerin de işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında birleştirilerek göz önünde bulundurulması zorunlu.


İşçinin izin süresi, iznini hak ettiği tarihteki kıdemine (hizmet süresine) göre değişir.


Buna göre işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;


- 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden,


-  5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden,


- 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olmaması gerekir.


Ancak işveren isterse yıllık ücretli izin süresini daha fazla kullandırtabilir. İşçilerin izin süreleri kıdemlerine göre değişmekle birlikte 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilerin en az bir yıllık çalışmalarının bulunması halinde kıdemleri ne olursa olsun bu kişilere verilecek yıllık ücretli izin süresinin 20 günden az olmaması kanuni bir zorunluluktur. Yer altında çalışanların da izin süreleri belirtilen sürelerden 4’er gün daha fazladır. Peki, belirtilen sürelere uygun olarak yıllık izin kullandırılmış olsa bile yıllık izne ilişkin ücretler ne zaman çalışanların hesabına yatırılacak? Bu sorunun cevabını emsal nitelikteki Yargıtay kararına göre değerlendirelim.


KARAR BİLGİLERİ
Kararı veren daire başkanlığı: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Karar bilgileri: 2025/2024 E., 2025/2487 K.

Yasal dayanağı: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 57/1 hükmü uyarınca işverenin işçinin yıllık izin dönemine ilişkin ücretinin izinden önce peşinen veya avans olarak ödeme zorunluluğu ile aynı kanunun 24/II-(e) hükmünde yer alan işveren tarafından işçiye ücretinin kanun hükümlerine uygun olarak ödenmemesi ve aynı maddenin (f) alt bendinde çalışma şartlarının uygulanmaması hükümleri ihtilafın yasal dayanağını teşkil eder.


2 MAHKEMEDEN 2 FARKLI KARAR
İzmir’de yaşanan, yıllık izin ücretinin izne çıkmadan önce işçiye peşin olarak ödenmesi veya avans olarak verilmesi zorunluluğuna aykırı davranılmasının işçi bakımından haklı fesih nedeni sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığıyla ilgili olarak; iki hukuk dairesi farklı kararlar verdi. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 22.04.2021 tarihli ve 2021/310 Esas, 2021/736 Karar sayılı kararıyla işverenin yıllık izne ayrılan işçiye yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, izne başlamasından önce peşin olarak ödeme veya avans olarak verme yükümlülüğüne aykırı işveren davranışının işçi bakımından haklı fesih nedeni teşkil ettiğine ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığına ilişkin İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararına karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 22.03.2024 tarihli ve 2022/1708 E. 2024/758 Karar sayılı kararında ise benzer şekilde, yıllık izin dönemine ilişkin ücretinin peşin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyan ederek kıdem tazminatı talebinde bulunan işçi bakımından, davacının feshe konu ettiği hususların haklı fesih sebebi teşkil etmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddini kararlaştırdı.


HAKLI FESİH NEDENİ
İki daire arasında benzer konuda kesin nitelikteki farklı kararlar bulunduğu, bu nedenle 5235 sayılı Kanun’un 35/3 hükmü uyarınca dosyanın Yargıtay’a gönderilmesine karar verildi. Yargıtay’ın konuyla ilgili kararında özetle; 4857 sayılı Kanun’un 24/II-(e) hükmünde işveren tarafından işçiye ücretinin kanun hükümlerine uygun olarak ödenmemesi ve aynı maddenin (f) alt bendinde çalışma şartlarının uygulanmaması, haklı fesih nedeni olarak düzenlendiği, bu bağlamda aynı kanunun 57/1 hükmü uyarınca işverenin yıllık izne ilişkin ücretinin, yıllık izne ayrılmadan evvel işverence peşin ödenmediği gerekçesiyle yapılan feshin haklı sebeple olduğuna hükmetti.


Yargıtay’ın bu kararının isabetli olduğu aşikardır. Keza İş Kanunumuzda ve bu kanuna istinaden yürürlüğe konan izinlerle ilgili yönetmelik de hiçbir duraksamaya mahal vermeyecek şekilde düzenlenmiştir. Buna göre yıllık izin dönemine ilişkin ücretin ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödenmesi veya avans olarak verilmesi mutlaka emredici niteliktedir. Yıllık izin süresinin işçi lehine verilmesi ya da işçinin talep etmemiş olması da bu mutlak hükmün gereğini değiştirmeyecektir.