Türkiye ekonomisi yerel seçimler sonrası yapısal reformlara odaklandı. Reform adımlarına dair ilk açıklamalar geçtiğimiz günlerde yapıldı. Önümüzdeki aylarda detaylar gelmeye devam edecek. Geçtiğimiz beş yıldaki yoğun seçim takviminin yanı sıra yaşanan iç ve dış şoklar, Türkiye’nin ekonomik meselelere yeterince odaklanamamasına neden oldu. Küresel ekonominin politika ve teknoloji boyutlarında yaşadığı değişimler ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu mevcut durumun gereksinimleri hesaba katıldığında önümüzdeki 4.5 yılın ana odağının ekonomi olması gerekliliği çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Verimli şekilde değerlendirilmezse telafisi çok zor olan ama öbür yandan akıllı politikalar ve hedef odaklı bir anlayışla geçirilmesi durumunda Türkiye ekonomisine kalkınmada ligi atlatabilecek bir 4.5 yıl var önümüzde.
Bu yeni dönemde seçici, koordineli, öngörülebilir ve kapsayıcı politikalar ön plana çıkmalı. Kamu son 15 yılda verdiği teşvikler sayesinde reel sektörün gelişimine ve ekonomik büyümeye önemli katkı sağladı. Ancak desteklerin sektör, firma ve teknoloji ayırt etmeksizin genele verilmesi teşviklerden potansiyelin altında verim alınmasına neden oldu. Türkiye’nin yeni dönemde ayağı yere basan ve kademeli ilerleyen hedeflerle gelecek vaat eden alanlara daha fazla kaynak ayırarak teşvik sistemini seçici bir yapıya kavuşturması gerekiyor. Kaynakları ne kadar fazla ve kurumsal yapısı ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir ülke aynı anda bütün alanlara destek sağlayarak en yüksek verimi yakalayamaz. Kamu, bu durumun farkındalığıyla birlikte teşvik sistemini daha seçici hale getirerek kaynaklarını etkin kullanmak adına destek verilecek sektör ve teknolojileri belirleme üzerinde çalışıyor.
Bakanlıklar ve kamu kurumlarınca ortaya konan hedeflerin ve politikaların birbirleriyle çelişmemesi için koordinasyon çok büyük öneme sahip. Koordinasyon eksikliği hem kaynak hem de zaman kaybına neden olur. Politika yapıcı kurumların hedef ve politika belirmede birlikte hareket edebilecekleri mekanizmaların oluşturulma sürecinin hızlandırılmaya ihtiyacı var.
İster ortodoks ister heterodoks ekonomi politikaları uygulayın fark etmez, günün sonunda ortaya konan politikalarının hanehalkları ve firmalar açısından öngörülebilir olması başarı için anahtar. Bu bağlamda ekonomik aktörlerin uzun vadeli bir perspektifle sağlıklı karar alabilmeleri için kamunun ortaya koyduğu politikaların net bir şekilde anlaşılır ve tutarlı olmasının yanı sıra bir sonraki atılacak politika adımı ile mevcut adım arasındaki bağlantılının kolay kurulabilir olması elzemdir.
Yukarıdakilerle aynı derecede önemli olan bir diğer bileşen de kapsayıcılık. Reformları ekonomik refahın mümkün olduğunca toplumun geneli tarafından hissedilecek şekilde planlamak gerekiyor. Vergi adaletinin sağlanması, istihdamın artırılması, piyasaya giriş çıkışların önündeki bürokratik engellerin mümkün olduğunca azaltılması ve sosyal politikalarda sürdürülebilirliği sağlamak bu açıdan kritik öneme sahip.