FATİH OKTAY
Yapay zeka, bilgi işlem sistemlerinin verileri değerlendirmesiyle, geleneksel olarak insanların yaptığı işleri, makinaların yapmasını sağlayan teknolojilere verilen genel ad. Fikir daha eskilere gidiyorsa da bu tür ilk uygulamalar yaygın olarak 80 ve 90’larda yaygınlaşmış ve büyük beklentilere yol açmış, Türkiye’de de özellikle finans sektöründe bazı projeler gerçekleştirilmişti. Bu ilk nesil yapay zeka uygulamaları, daha çok belli alanlarda uzmanların birikimlerinin kurallara dönüştürülerek bilgisayarlara yüklenmesine dayalıydı ve yaşamımızda büyük etki yaratmadı. Son 10 yılda gelişen ikinci nesil yapay zeka sistemleri ise belli bir alanda, uzmanlarca geliştirilen modeller çerçevesinde, verileri işleyerek çok daha karmaşık kurallarını kendileri geliştiriyor, yani öğreniyorlar. Bilgisayarlar insanların işleyebileceğinden daha fazla veriyi, daha hızlı ve birçok durumda daha düşük maliyetle işleyebileceği için bunun üretim, ticaret, kamu yönetimi ve savaş alanlarında büyük sonuçları bulunuyor.
ZEKİ EKONOMİ, ZEKİ TOPLUM
Çin’de, ülke yönetimi 2010’ların başlarından bu yana ekonomik ve teknolojik gelişme planlarında yapay zeka teknolojisine önemli bir yer veriyor. 2017 yılında açıklanan Yeni Nesil Yapay Zeka Gelişim Planı ise bu teknolojiyi ülkenin önümüzdeki yıllardaki gelişiminin merkezine yerleştiriyor, ‘ekonomik gelişmenin yeni motoru’ olarak niteliyor. Plan, yapay zeka teknolojisi kullanılarak ‘akıllı’ robotlar ve üretim sistemleri ile üretimin verim ve kalitesinin artması, daha etkili üretim ve dağıtım sistemleri oluşturulması yanında bu teknoloji sayesinde ülke yönetim sisteminin ve eğitim, sağlık gibi sosyal hizmetlerin daha etkili sunulmasını sağlamayı hedefliyor. Plan, bu alandaki gelişmelerin savunma sanayine yansıtılmasıyla askeri alanda da avantaj elde edilmesini öngörüyor.
Planda bu amaçlara yönelik olarak bilimsel ve teknolojik araştırma geliştirme faaliyetlerinin artırılması, bu teknolojiye odaklı teknoloji merkez ve üretim kümelelerinin oluşturulması, insan altyapısının zenginleştirilmesi için eğitim altyapısının geliştirilmesi ve dışarıdan yetişmiş insan çekilmesi ve tüm bunlar için gerekli finansal kaynağın sağlanmasını öngörüyor. Plan, Çin’in 2030 yılında bu teknolojide dünyanın ana inovasyon merkezi durumuna gelmesini ve bu teknolojiye dayalı olarak ‘zeki ekonomi’, ‘zeki toplum’ yapısı yönünde görünür ilerleme sağlanmış olmasını hedef olarak koyuyor.
PATENT BAŞVURU SAYISINDA LİDER
Çin, günümüzde bu hedeflerin çok uzağında değil. ABD ve Çin, yapay zeka teknolojisinde diğer ülkelerin açık ara önünde iki öncü ülke konumunda bulunuyor. Dünyada bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin yaklaşık üçte ikisi, ABD yüzde 40, Çin yüzde 25 dolayında olmak üzere bu iki ülkede bulunuyor. Görüntü ve ses tanıma, oluşturma gibi alanlarda Çin, dünya lideri şirketlere sahip. Yapay zeka konusunda uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanan makale sayısı açısından Çin, 2017 yılından bu yana ABD’nin önünde. Bu alandaki yıllık patent başvurusu sayısında da Çin, ABD’nin önüne geçmiş bulunuyor.
Çin’in bu başarısında dünya sıralamasında üst sıralarda yer alan üniversitelere, bilgi işlem ve iletişim alanında büyük bir insan kaynağına ve dünyada önde gelen şirketlere sahip olması, ülke yönetiminin bu alana yüksek tutarlarda kaynak akıtması yanında, ülke pazarının büyüklüğü, halkın yeni teknolojilere açıklığı, bunlara bağlı olarak yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesinde kullanılabilecek veri bolluğu rol oynuyor.
Bununla beraber, ikinci nesil yapay zeka teknolojisinin temelini oluşturan bilimsel çalışmalar ABD’de gerçekleştirilmişti; Çin’in bu alanda liderlik konumuna gelip gelmeyeceği, üçüncü nesil teknolojiye geçişi sağlayacak gelişmelerin hangi ülkede gerçekleştirileceğine bağlı olacak.
27 Ağustos 2021 Cuma