tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

OSMAN ARIOĞLU

26 Ekim tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı kanun ile özellikle mükellef hukuku yönünden çok önemli düzenlemeler yapıldığına bu köşede değinmiş ve önemli gördüğümüz bazı düzenlemeleri açıklamaya çalışmıştık. Bugün yine aynı kanunla getirilen önemli bir düzenlemeden bahsedeceğiz.

Kanunun üçüncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 20/C maddesi eklenmiştir ve bu madde ile de tarımsal destekleme ödemelerinin gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir.

Bu düzenleme, tek başına da son derece anlamlı ve önemli bir düzenlemedir. Zira, öteden beri Gelir İdaresi’ndeki köklü bir anlayış doğru olarak ve bir kez daha teyit edilmiş oldu. Bu anlayış veya prensip şöyle: Gelir vergisi mükelleflerinin faaliyetleri çerçevesinde elde ettikleri tüm gelirler, kanunda aksi belirtilmedikçe gelir vergisine tabidir. Bu nedenle yapılan bu düzenleme, vergideki bir genel prensip değişikliği değil, aksine bu prensibe uygun olarak kanuna bir istisna hükmü konulmasıdır.

Öteden beri gelen bu prensibe istinaden kamu tarafından yapılan destek ödemeleri elde eden açısından bir gelir unsuru olarak değerlendiriliyor ve vergi matrahına dahil edilmesi gerekiyordu. Yeni düzenlemeyi yorumlamaya çalışırsak şunları ifade edebiliriz: Kamu tarafından verilen destekler, çiftçinin desteklenmesi ve bazı maliyetlerinin karşılanması amacıyla verildiğinden ve daha ziyade de harcamalar gerçekleştikten sonra yapıldığından net tutar olarak çiftçiye intikal etmeli ve devlet verdiği desteğin bir kısmını vergi olarak geri alıyor psikolojisinin ortadan kaldırılması amacı taşıyor olmalı.

YAPILMIŞ OLAN VERGİ KESİNTİLERİ İADE EDİLECEK

Bu düzenlemeye paralel olarak yine aynı kanunla geçmişe yönelik de bir düzeltme imkanı getirildi. Kanunun 11. maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’na Geçici 92. madde eklendi. Bu madde ile de tarımsal destekler üzerinden yapılmış olan vergi kesintilerinin iadesi sağlanıyor. Uygulamaya ilişkin açıklamaları içeren tebliğ taslağı, Gelir İdaresi internet sitesinde yayınlandı.

Tebliği taslağında yapılan açıklama genel itibari ile uygulama değişikliğinde İdare’nin öteden beri gelen anlayışına büyük ölçüde benzerlik taşıyor. Ancak önemli bir farklılık bu tebliğ taslağında gözümüze ilişti. Tebliği taslağında; “Madde hükmünden yararlanılabilmesi için birinci fıkra kapsamındaki ödemeler üzerinden kesilen vergilerin ödenmiş olması şartı aranmaz” ibaresi yer alıyor. Gelir İdaresi’nin eski dönemlerde, adeta mükellefin mükellefe kontrol ettirme anlayışının kalıntılarının teknolojinin bu ölçüde geliştiği dönemlerde de artık devam ettirilmemesi gerektiğini zaman zaman bu köşede ifade etmiştik. Bu tebliğ taslağı ile görüyoruz ki, İdare artık mükellef odaklı ve yeni bir anlayışı benimsemeye başlamış ve yapılan bir kesintinin hazineye intikal edip etmediğine bakmaksızın kesinti yapılan tarafın iade alma hakkını muhafaza etmiştir. Ancak burada en önemli hatırlatılması gereken vergilemenin yine genel prensiplerinden biri olan zamanaşımı süresinin dikkate alınmasıdır. Bu hüküm çerçevesinde 1 Ocak 2016 sonrası yapılan kesintiler nedeniyle iade talep edilebilecek. Hakkında kesin yargı kararı bulunan işlemlere ilişkin iade yapılmayacağı ifade ediliyor. Bu durum yasal düzenlemede açıkça belirtilmiş olduğundan uygulamanın da doğal olarak bu şekilde olması gerekiyor.

Özetle; düzenlemeyle bundan böyle çiftçiye yapılan tarımsal destekler gelir vergisinden istisna edilmiş. Kanunun yayınlandığı tarihten itibaren çiftçiye yapılan destek ödemeleri üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacak. Gelirlerini beyan eden çiftçiler bakımından bu destekler vergiye tabi gelirden indirilecek. Düzenleme ile birlikte gördüğümüz önemli anlayış değişikliği nedeniyle de emeği geçenleri tebrik ederiz.

26 Kasım 2021 Cuma