DOÇ. DR. NURULLAH GÜR
Küresel ekonominin yeni gündemi stagflasyon. Gündelik iktisadi hayatta çok sık kullanmadığımız için genelde bu kavram karıştırılır. Özellikle de resesyonla. Stagflasyon dediğimiz olgu, yüksek enflasyon ile ekonomik durgunluğun aynı anda yaşanmasıdır. Ekonomik durgunluk denilince akla hemen negatif büyüme gelebilir. Negatif büyüme ve artan enflasyon ikilisi, ağır tip bir stagflasyondur. Ekonomik büyüme pozitif olsa da büyüme oranları kayda değer bir gerileme yaşıyorsa ve bu dönemde bir de enflasyon tarihi ortalamaların oldukça üzerinde seyrediyorsa, bu durum da bir tür stagflasyondur.
İşin kavramsal boyutunu bir tarafa bırakalım ve asıl meseleye geçelim: Küresel ekonomiye yön veren gelişmiş ve gelişen ekonomiler için stagflasyon riski var mı? Mevcut koşullara baktığımızda, negatif büyümeli bir stagflasyon riski ufukta gözükmüyor. Ancak, 2022’nin ilk yarısına kadar büyüme rakamlarının yavaşlayacağı ve geçici olduğu düşünülen enflasyonun inatçı davranacağını görmemiz muhtemel. Bu durumu da bir tür stagflasyon olarak etiketleyenler olacaktır.
ENFLASYONDA YÜKSEK SEYİR
Salgın sonrası ekonomik toparlanmada zirve noktasını gördük. Baz etkisinin geride kalacak olması ve arz şoklarının üretimi yavaşlatmasından dolayı büyüme rakamlarının önümüzdeki çeyreklerde kademeli olarak gerilemesi bekleniyor. Geçici olduğu düşünülen enflasyonun o kadar da geçici olmadığı anlaşıldı. Hammadde, taşımacılık ve enerji fiyatları belli bir noktadan sonra normalleşmeye başlayacak ve enflasyon sakinleşecektir. Ama bunun beklenenden biraz daha uzun süreceğini not etmeliyiz. Yani, önümüzdeki aylarda çeyreklik bazda büyüme oranları gerilemeye başlarken, enflasyondaki yüksek seyir sürecek. Eğer üst üste gelen arz şoklarına yenileri eklenirse, stagflasyon riski iyice artar.
SIKI PARA POLİTİKASININ DOZU
Ellerinde maliyet/arz enflasyonu ile doğrudan mücadele edebilecek politika araçları olmasa da merkez bankalarının 2022’de para politikalarını sıkılaştırmaları bekleniyor. Neden? Enflasyonun büyük bölümü arz tarafından gelse de talep koşullarının da enflasyonu tetiklediğini unutmayalım. Merkez bankalarının oraya müdahale etme imkanları var. Tabii merkez bankaları bir de beklentiler kanalından sorun çıkmasını istemeyecektir. Enflasyonun çok da geçici olmadığı görüşü hâkim hale gelirse, şirketlerin ve hanelerin enflasyon beklentileri bir anda artabilir. Bu durum, ekonomileri bir enflasyon sarmalına itebilir. Para politikalarını sıkılaştıracak olan merkez bankalarının dikkat etmesi gereken bir husus var: Eğer para politikasını aşırı ve çok hızlı biçimde sıkarlarsa, bu tercih enflasyonda kayda değer bir iyileşme sağlamadan ekonomik aktivitenin sert daralmasına neden olabilir. Böylesi bir senaryonun gerçekleşmesi halinde, küresel ekonominin canını yakacak büyüklükte bir stagflasyon riski baş gösterebilir. Bu yüzden 2022’de sıkı para politikasının dozu ve hızı oldukça kritik olacak.
15 Ekim 2021 Cuma