tatil-sepeti
Hakan  GÜLDAĞ

Hakan GÜLDAĞ

Diğer Yazıları

Dünyanın iki dev gücü arasındaki ‘soğuk savaş’ genişliyor.

ABD yönetimi, telekomünikasyon ekipmanlarını da dış ticaret yasağı listesine ekledi. Böylece Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşı yeni bir boyut kazandı. Çatışma alanı bu kez teknoloji...

Bu süreçte dikkat çekici ikinci bir gelişme, ABD’li dev teknoloji şirketlerinin geçmişten farklı olarak ABD Başkanı Donald Trump’ı desteklemeleri oldu. Daha önce, Trump’a karşı deklarasyonlar yayınlayan bu şirketler, şimdi onun yanında hizaya girdi. Silikon Vadisi’nin neredeyse tüm önde gelen şirketlerinden, ABD yönetiminin aldığı karara paralel adımlar gelmeye başladı. Google, İntel, Broadcom, Qualcomm ve Xilinx gibi ABD’li teknoloji devleri Çin’in yükselen teknoloji şirketi Huawei ile olan ilişkilerini askıya aldı. Huawei’ye ürün de göndermeyecekler.

90 GÜN SÜRE

Öte yandan, Çin tarafı da tepkilerini sertleştirmeye başladı. Son olarak Huawei kurucusu Ren Zhengfei, ABD’nin kendilerine yönelik yaptırımları 90 gün ertelemesini önemsemediğini, ABD hükümetinin kendilerini hafife aldığını söyledi.

Bu arada, cephe hem şirketler hem de ülkeler bazında genişliyor.

Belirlenen 90 günlük sürecin ardından yeni Huawei cihaz satın alacak kullanıcılar, Google servislerinden yararlanamayacak. Yapılan kısıtlamaların ardından Huawei’in gelecekteki ürünlerinde kendi yazılım ve donanımını geliştirmeye de hız vermesi bekleniyor. Birçok uzmana göre, yaptırımlar, ABD’li teknoloji üreticilerini de olumsuz etkileyecek. Örneğin Google, Huawei üzerinden elde ettiği yüz milyonlarca dolarlık gelirden olacak.

ABD’li yetkililer henüz konuyla ilgili bir kanıt sunmuş olmasalar da, Çinli şirketlere yönelik ‘casusluk’ suçlamaları işin boyutunu değiştiriyor.
ABD yönetiminin Huawei’yi kara listeye almasının ardından, bazı Avrupalı ve Japon şirketleri de bu şirketle işbirliğini sonlandırma kararı aldı.

PERDE ARKASI

Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından geçen hafta İstanbul’da düzenlenen “Ticaret Savaşlarının Arkasındaki Gerçek: Teknoloji” paneli de bu konuda bir hayli bilgi sundu.

Panelde konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, “Dünya ticaret hacmi 19.4 trilyon dolar. ABD, 2.6 trilyon dolarlık ithalatıyla dünyanın en büyük ithalatçısı. İkinci sırada 2.1 trilyon dolarlık ithalatıyla Çin geliyor. Dolayısıyla ABD ile Çin arasında yaşanan bir ticaret savaşı dünya ekonomisini ve dünya ticaretini doğrudan doğruya etkileyecek bir gelişme” dedi ve şöyle devam etti:

“Amerika’nın şu anda bir kural tanımazlık bakış açısı var ve buna da hepimiz şahit oluyoruz. 5G teknolojisi önümüzde 5-10 yılın belirleyicisi olacak ve 5G teknolojisinin Çinliler tarafından tamamıyla kontrol altına alınması ABD’yi de çok rahatsız ediyor. Ve Çinlilerin sadece 5G teknolojisi için önümüzdeki 4-5 yıllık dönemde 180 milyar dolarlık bir harcama taahhüdü var.”

GENİŞLEME MOTİVASYONU

Aynı panelde, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Başkanı Ahmet Eren, bir başka önemli noktaya dikkat çekti:

“Çin anonim şirketi teknolojik olarak ilerleyip yurt dışına yayıldıkça, genişleme motivasyonu daha da artacak. ABD’de de başlangıçtaki durum ve tutum değişmeye başlamıştır. Birçok demokrat politikacının Trump’ı ‘Çin’e karşı yumuşak davranmakla’ suçlaması çarpıcıdır.”

Amerika ve Çin arasındaki hamlelerin özellikle teknolojik düzlemde uluslararası rekabette öne geçme yarışından kaynaklandığını vurgulayan Maliye Hesap Uzmanları Derneği Başkanı Berrak Atila da, “Dünya piyasalarında endişeyle izlenen ticaret savaşlarının kazananı olur mu bilinmez. Ancak yarattığı belirsizlik ve gerginlik ortamında, uzmanlar, dünya ekonomisinde kayıplar yaşanacağına, sürecin soğuk savaşa varacağına kesin gözüyle bakıyorlar” diyor.

NADİR ELEMENTLER

Bu yazıyı bitirirken, Çin’in tüketici elektroniğinden askeri ekipmanlara kadar pek çok alanda kullanılan kritik önemdeki ‘nadir elementleri’, ABD’ye karşı bir misilleme olarak kullanacağı haberleri geldi.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, gerçekten de, ‘soğuk savaşı’ da içeren dünya çapında bir hegemonya mücadelesine dönüşüyor.

MÜCADELENİN YENİ ODAĞI 5G

5G’deki ‘G’ harfi İngilizce ‘Generation’ (Nesil) kelimesinin kısaltması. Yani, 5G, ‘5’inci Nesil’ demek. Telekomünikasyonda dünyanın lider firmaları bir anlamda dünyaya da yön veriyor. Bunu da standartları belirleyerek yapıyorlar. O firmaların mühendisleri hücresel ağların yapılandırılması için standartlar üzerinde anlaşıyor. Altyapı konusunda da işbirliği içinde hareket ediyor. İletişim cihazları da bu altyapı standardına uygun şekilde üretiliyor. Yaklaşık her 10 yılda bir bu altyapının
kodları ve malzemesi değiştiriliyor.
Aslına bakarsanız bu süreç giderek de kısalıyor. 40’lı yıllardaki telekomünikasyon ağı 1G olarak adlandırılıyor. 90’lı yıllardaki hücresel sistemler ise 2G.
Hâlâ kullanılan 3G hayatımıza 2003 yılında girdi. 2009’da ise 4G’ye geçtik. Şimdi 5G’yi konuşmaya başladık.

NEDEN 5G?

Şimdi kullandığımız 4G’den sonra bu altyapı 5’inci kez değiştirilecek. ‘Neden’ derseniz, yanıt hazır: “Gelişen yeni teknolojileri kullanarak daha iyi hizmet sunabilmek.”
Tabii, bu altyapı her değiştiğinde tüketicilerin yeni cihazlar satın alması gerekeceğini söylemeye bile gerek yok. Bir de daha az maliyetle daha çok ürün almak olarak özetlenebilecek verimlilik meselesi var. Yeni teknolojiler, şirketlerin verimliliklerini artırmalarına da fırsat veriyor.

NE ZAMAN KULLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ?

Şimdilik kesin bir tarih yok. ABD’de 2019’un ikinci yarısından itibaren hizmete girmesi planlanıyor. İlk uygulama ülkenin tamamında değil, belli şehirlerde başlayacak. Ancak bunun için de net bir tarih yok. 51 milyonun üzerinde 4.5G kullanıcısı olduğu bilinen Türkiye için de henüz net bir tarih yok. İlgili bakanlar tarafından “dünya ile eş zamanlı geçileceği” yönünde açıklamalar yapıldı. Dünya genelinde 5G’ye 2020 ile 2022 arasında geçiş sağlanacak. ABD’nin ardından ilk uygulamaya girmesi beklenen ülkeler İngiltere, Almanya, Güney Kore, İsviçre, Avustralya ve Çin.

NE KADAR HIZLI?

Bu sorunun cevabı nerede yaşadığınıza, hangi servis operatörünü kullandığınıza bağlı olacak. Tabii 5G’ye ne zaman geçtiğinize de... Her halükarda var olana kıyasla, ‘çok hızlı’... ABD’nin önde gelen çok uluslu telekom şirketi Qualcomm tarafından yapılan testlerde saniyede 4.5 gigabit hıza ulaşıldığını açıkladı. Bu, şu anda bilinen en yüksek hız. 5G’de ortalama hız ise saniyede 1.4 gigabit. Bu hızı, 4G ile karşılaştıracak olursanız, 20 kat hızlı.

HAYATIMIZI NASIL ETKİLEYECEK?

Bugün HD kalite bir filmi bilgisayarınıza 10 dakikada indiriyorsunuz. 5G ile 15 saniye sürecek. Tabii ortalama hızda... 4.5 gigabit hızında ise bir saniye dahi sürmeyecek. İki tuştan ‘indir’ olanına ihtiyacınız olmayacak. Doğrudan ‘oynat’ tuşuna basacaksınız. Keza, internet sitelerinin yüklenme süreleri de azalacak. Bir siteye ulaşmak için veriler farklı servis sağlayıcıları ve fiziki merkezlerden geçmek zorunda. Bugün 50 ila 100 milisaniyelik gecikmeler normal kabul ediliyor.
5G ile gecikme süresi bir-iki milisaniyeye düşecek.

NELERİ DEĞİŞTİRECEK?

5G sadece iletişim ve gecikme alanlarında iyileştirmelerle sınırlı kalmayacak. Sanal gerçeklik uygulamaları olmak üzere pek çok alanda devrim niteliğinde gelişmelere kapı açacak. Cihazlar hafiflemesi, daha serbest ve mobil hale gelmesiyle birlikte sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının günlük hayatının bir parçası haline gelecek. En çok verilen örneklerden biri futbol ile ilgili... Stadyumda tuttuğunuz takımın maçını izlerken sahaya telefonunuzun kamerası ve artırılmış gerçeklik gözlüğünüzle baktığınızda oyuna ve oyunculara ilişkin görmek istediğiniz her bilgiyi gecikme ve bekleme yaşanmaksızın anında görebileceksiniz.

5G’nin getirmesi beklenen değişiklikler sosyal hayat ve eğlenceyle sınırlı da değil. İş hayatından tıbba kadar binlerce alanda hayatı değiştirecek. Örneğin İstanbul’daki doktorlar Libya’da Trablus’ta bir hastanın ameliyatını robotik aygıtları kullanarak mili saniyelik gecikme dahi yaşamadan gerçekleştirebilecek. 5G teknolojisi akıllı şehirler, evler, araçlar için devrim niteliğinde değişimler getirecek.

RİSKİ VAR MI?

Her teknoloji gibi 5G’nin de riski var. Hatta kimi uzmanlara göre, 5G’nin sağlık üzerindeki etkileri ürkütücü. Bir kez, kablosuz ağlara dayanan bu teknoloji yüzbinlerce yeni anten ve baz istasyonu kurulmasını gerektiriyor. Bunun sağlığımız üzerinde uzun vadeli etkilerinden endişe duyan çok sayıda insan var. Yanı sıra, 5G bir önceki 4G’ye kıyasla daha yüksek güvenlik riskleri içeriyor; çünkü daha fazla arka kapı uygulaması ve açıkları mevcut.

Kısa süre önce Barcelona’da gerçekleştirilen Mobil Dünya Kongresi’nde son model akıllı telefon tanıtımlarında en öne çıkan konu 5G oldu. Yeni üretilen birçok cihaz son nesil iletişim gücü olan 5G veri ve internet bağlantısını destekliyor. Tabii henüz bu hizmeti alabileceğiniz bir yer yok. Dolayısıyla 5G cihazları almak için acele etmenin pek bir anlamı yok.

AKILLI MOBİL CİHAZ SATIŞINDA ÇİNLİLER ÖNE ÇIKIYOR

Huawei bu yılın ilk çeyreğinde 60 milyon adet akıllı telefon sattı. Apple ise 42 milyon. Huawei 2018’in ilk üç ayına göre satışlarını yüzde 50 artırdı, pazar payını da yüzde 17’ye çıkardı. Aynı dönemde Apple’ın telefon satışları yüzde 20 düştü. Pazar payı da yüzde 14’ten yüzde 12’ye geriledi.

Başka akıllı telefon satıcıları da var tabii... Bu alanın şu sıralardaki şampiyonu Güney Koreli Samsung gibi... Ama trend belli. En çok satış yapan akıllı telefon markaları arasında Çinli üreticiler ön plana çıkıyor. En çok satış yapan ilk 5 marka arasında dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi olan Huawei’in yanı sıra Çinli Xiaomi (Şiaomi) ve Oppo...

10 Haziran 2019 Pazartesi