Doç. Dr. Nurullah Gür
Yeni tip koronavirüs hastalığının küresel bir salgına dönüşmesinin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti. Salgın, küresel gündemin ilk sıralarındaki yerini korumaya devam ediyor. Salgının seyrine ve aşılanma hızına göre ülkeler ve bölgeler arasında farklılıklara rağmen, salgının küresel ekonomiyi zorlamaya devam ettiğini söyleyebiliriz. Çoğu ülke, salgın öncesi milli gelir rakamlarına 2021’de dahi ulaşamayacak.
16 TRİLYON DOLAR
Dünya genelinde salgından kaynaklı olarak verilen mali desteklerin toplam tutarı 16 trilyon doları buldu. Mali desteklere olan ihtiyaç bundan bir sene öncesine kıyasla azaldı; ancak ihtiyacın ortadan kalktığını söylemek için henüz çok erken. Birçok ülkenin 2021’in geri kalanında, hatta 2022’de salgından kaynaklı ekonomik sorunların çözümüne yönelik mali destek vermeye devam edeceğini göreceğiz. Bir taraftan da bütçe açıkları ve kamu borcu arttıkça ülkelerin mali hareket alanının daraldığını gözlemliyoruz. Bu durum, salgın koşullarından dolayı ayakta kalmakta zorlanan sektörlere ve şirketlere erişmek için kamu kaynaklarını daha etkin kullanmayı bir zorunluluk haline getiriyor.
Yapılan çalışmalar, mali destekleri şu ana kadar tam olarak doğru sektörlere ve şirketlere ulaştırma noktasında belli sorunların yaşandığını gösteriyor. IMF tarafından açıklanan verilere göre, salgın döneminde gelişmiş G20 ülkelerinin verdiği tüm mali desteğin yüzde 28.1’i büyük şirketlere giderken, KOBİ’lere giden oran yüzde 10.6 kadar. G20 grubu içerisindeki gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranlar sırasıyla yüzde 19.2 ve 8.7.
‘TERZİ İŞİ’ MALİ DESTEK
Dünya Bankası tarafından yapılan ve birçok ülkeyi kapsayan bir anket çalışmasından elde edilen bulgulara göre ise şirketlerin yüzde 20’si salgın koşullarından etkilenmediği halde mali destek almış. İhtiyaç duymadığı halde mali destek alanlar arasında büyük şirketler başı çekiyor. Bu oran, büyük şirketler arasında yüzde 23 iken, mikro ve küçük ölçekli şirketlerde ise yüzde 20’lerde.
Sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, birçok gelişmiş ülkede kamu kaynaklarının gittikçe azaldığı bir ortamda mali desteklerin sektör ve şirket ölçeklerinde daha seçici dağıtılması gerekiyor. Ekonomik aktivite, istihdam ve yenilikler için hayati öneme sahip KOBİ’lerin daha az destek alması, küresel ekonominin normale dönmesini geciktirir. Desteğe ihtiyaç duyan sektörlerdeki doğru KOBİ’lere erişimi sağlayacak ‘terzi işi’ mali destek mekanizmaları oluşturulmalı. Vaka sayılarındaki artıştan dolayı yeni kısıtlayıcı tedbirlerin alındığı ülkemizde özellikle hizmetler sektörünün belli iş kollarında faaliyet gösteren KOBİ’lerimize yeni kredilerden ziyade doğrudan cirolarını destekleyici ve maliyetlerini düşürücü mali politikalar kanalıyla yardımcı olunması gerekiyor.
16 Nisan 2021 Cuma