tatil-sepeti
Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

 

Reform kavramı bir kurumu veya uygulamayı iyileştirmek için değişiklik yapmak anlamına gelir. Ekonomiyle alakalı meselelerde reform denince akıllara makro düzeyde yapılan değişiklikler gelir. Vergi sistemindeki değişimler, emek piyasasına yönelik yeni düzenlemeler ve diğerleri. Aslında, reform sadece makro ile sınırlı tutulamayacak kadar geniş bir alanı kapsar. İşin bir de mikro bacağı olduğu unutulmamalı. Tıpkı ülke ekonomileri gibi şirketler de reforma ihtiyaç duyarlar. Yerel ve küresel ölçekte değişim ve dönüşümler baş döndürücü hızda gelişirken, reel sektörün bunlar hiç yaşanmıyormuş gibi hareket etmesi mümkün mü? Tabii ki hayır.

 

Yönetişim, şirketler düzeyinde reform ihtiyacının kendini ilk hissettirdiği alanların başında gelir. Şirketler büyüdükçe karar alma süreçlerinin yukarıdan aşağıya doğru yayılması gerekir. Karar alma süreçlerinin yetkilendirme ile profesyonel yöneticilere devri, şirket yönetimini kolaylaştırır. Yönetimde yetki devri, şirketlerin kalite ve verimlilikten ödün vermeden ölçek büyütmesine olanak tanır. Hatta yeniliklerin önünü açar.

 

TEKNOLOJİK DEĞİŞİMLER

 

Teknolojik değişimler, şirketler için reformu tetikleyen bir unsurdur. Şirketlerin kendi sektörlerini ilgilendiren yenilikleri yakından takip etmeleri gerekir. Oyun değiştirici nitelikte bir teknolojik değişim olduğu zaman, şirketlerin geç kalmadan yeniliklere adapte olmaları beklenir. Böylesi bir süreç de şirketler açısından çok boyutlu bir reform anlamına gelir. 

 

Eskiden şirket finansmanı denilince akıllara sadece banka gelirdi. Şirketlerin çoğu, finans işlerini el yordamıyla yönetmeye çalışırlardı. Günümüzde ise bu eski anlayış artık yetersiz kalıyor. Bir taraftan finansal enstrümanların sayısı artarken, bir taraftan da şirketlerin finansman ihtiyaçları çeşitlendi. Hal böyle olunca şirketlerin finans işlerini profesyonel bir planlamayla yürütmeleri zorunluluk haline geldi. Reform ihtiyacı burada da kendini hissettiriyor. 

 

BEŞERİ SERMAYE

 

Şirketlerin başarı yolundaki en büyük destekçilerinden biri çalışanlarıdır. Onlar motive, verimli ve yeniliklere açık oldukları sürece şirketlerin başarıyı yakalamaları çok daha kolay oluyor. Beşeri sermayenin geliştirilmesi sadece çalışan bireylerin değil, şirketlerin de sorumluluğunda. İşe alım sürecinden performans yönetimine, iş başında eğitimlerden şirket dışı eğitimlere kadar tüm insan kaynakları süreçleri zamanın ruhuna ve sektörün ihtiyaçlarına göre şekillendirilmeli. Zira, yeni jenerasyonlar emek piyasasına giriyor, reel sektör açısından yerel ve küresel bazda koşullar ve beklentiler değişiyor…

 

Konu başlıklarını ve örnekleri çoğaltabiliriz. Günün sonunda yine aynı noktaya geleceğiz. Reform sadece politika yapıcıların makro ekonomik düzlemde gerçekleştirmeleri gereken bir süreç değildir. Ekonominin en temel iki biriminden biri olan şirketler için de reform olmazsa olmaz bir şey. Reform ihtiyacının farkında olan ve buna göre aksiyon alan şirketler daha rekabetçi ve üretken olurlar. Reel sektörün kendini reformdan geçirmesi, makro ekonomiye de olumlu yansır. Böylece ülke ekonomisi daha hızlı ve kalıcı biçimde büyüyebilir.   

08 Mayıs 2023 Pazartesi