Geçtiğimiz hafta sonu ülkemiz elim bir darbe kalkışması ile karşı karşıya kaldı. Bu elim hadise 250 civarında sivil ve asker vatan evladının şehadeti ve 1.500 civarında vatan evladının da yaralanması ile sonuçlandı. Bu nedenle öncelikle şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar temenni ederim.
İnanıyorum ki, bu elim hadise milletimizin birlik ve dayanışmasının güçlenmesini pekiştirmiştir. Söz konusu millet ve devletimizin varlığı, bağımsızlığı ve demokrasi olunca gerisinin teferruat olduğunu milletimiz bir kez daha göstermiştir.
Bu elim hadise ekonomimizin ve piyasalarımızın gücünün yerinde olduğunu, dost düşman tüm dünyaya gösterdi. Şimdi daha güçlü ve kararlı olma zamanı. Bu anlamda Merkez Bankası’nın 25 baz puanlık üst bant faiz indiriminin yeterli olup olmadığını veya zamanının doğru olup olmadığını tartışma zamanı değildir. Muhtemeldir ki, bu elim hadise olmasaydı Merkez Bankası 50 baz puanlık faiz indirimi yapabilirdi. Doğal olarak biraz ihtiyatlı davranmayı tercih etti. Zira toplantı zamanı bu elim kalkışmanın hemen arkasından geldi.
Türkiye’nin kendisiyle yıllar önceden anlaşmasını yenilemediği Standard and Poor’s önce kredi notunu düşürebileceği yönünde açıklama yaptı. Çarşamba günü akşam saatlerinde Türkiye’nin kredi notunu BB‘ye düşürdüğünü ve görünümünü de negatife çevirdiğini açıkladı. Bu kuruluş, diğer kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkardığı dönemde de Türkiye’nin kredi notunu değiştirmemekte ısrar etmişti.
Normal olarak kredi derecelendirme kuruluşlarının not açıklamaları belli süreçlerden geçiyor; dolayısıyla da kredi notu açıklaması bir hayli zaman alıyor. S&P’nin açıklaması ise bu süreçlere hiç de uygun olmayan bir şekilde son derece alelacele gerçekleşti. Hal böyle olunca da bu not açıklamasına iyi niyetle bakmak mümkün değildir. Bu açıklamanın ardından bazı yabancı yatırımcıların satış pozisyonu alması ile döviz kurlarında yükseliş yönünde hareket biraz ivme kazandı. Ancak bu etkinin geçici olacağını bekliyoruz. Çünkü elbette elim bir darbe teşebbüsü olmuştur. Bu teşebbüs kısa sürede millet-devlet işbirliği ile bastırılmış, ekonomi üzerine olumsuz etki edecek bir sürece fırsat verilmemiştir. Kaldı ki, Türkiye eski örneklerin aksine ekonomi ve mali yönden gayet sağlıklı durumdadır. İktidar- muhalefet-siyasi partiler yerinde, hükümet görevinin başında, ekonomi yönetimi ve iş dünyası yerindedir. En son açıklanan bütçe gerçekleşmelerinde bütçe gidişatının gayet iyi olduğu, borç yükü istatistiklerinde de kamu borç yükünün uluslararası borçluluk standartlarının çok altında olduğu görülmüştür. Bu nedenle S&P tarafından alelacele yapılan not indiriminin samimi olduğuna inanmak mümkün değildir. Kurlardaki bu etki kalıcı olmayacaktır.
Ortada endişe ve panikle harekete neden olacak bir durum yoktur. Her ne kadar Çarşamba günü kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’den de yönü net olmayan açıklamalar gelmişse de bunun bir not değişikliğine dönmesi normal olmayacaktır. Perşembe günü itibarıyla 3 ay Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesi böyle bir sürecin piyasaları ve sosyal hayatı en asgari boyutta etkileyerek normale dönülmesini sağlayabilecektir. OHAL sürecinin gidişata göre daha erken sonlandırılması da mümkün olabilir. Bunu elbette hep birlikte izleyip göreceğiz. Gün, millet olarak birlik, kenetlenme ve daha azim ve gayretle çalışma günüdür.
25 Temmuz 2016 Pazartesi