Orta Vadeli Program (OVP), her yıl eylül ayının ilk haftasında kamuoyuna açıklanan en önemli ekonomik hedefler ve tahminler metnidir. Her yıl açıklandığı için de bir önceki OVP’de kalan yıllar hedefleri revize edilerek ve yeni bir yıl eklenerek devam edilir. OVP’nin daha ziyade dikkat çektiği dönemler ise hükümet değişikliği veya ekonomide köklü politika değişikliği olduğu dönemlerde olur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı bir toplantı ile kamuoyuna duyurulan ve ana hatları ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan OVP, temel bir politika değişikliği sonrası açıklanan en kapsamlı ekonomik öngörü metni olması bakımından geniş yankı uyandırdı. OVP açıklamasının Cumhurbaşkanının bizzat katılımı ve destek vurgusuyla yapılması, elbette yeni ekonomik programa hem iç hem de dış ekonomik çevrelerin güveni bakımından kritik önemdeydi. Bu nedenle olsa gerek ki, Yılmaz, sunumunda Cumhurbaşkanının desteğinin altını özellikle çizdi.
OVP İLE AÇIKLANAN HEDEFLER
Açıklanan hedeflerde elbette herkesin en çok dikkat çektiği veriler, enflasyon ve kur tahminleri oldu. OVP’de doğrudan bir kur tahmini verilmediği için de enflasyon ve büyüme oranları yanında TL ve dolar olarak verilen milli gelir rakamları dikkate alınarak kur öngörüsü çıkarılmaya çalışıldı. Şu an en öncelikli konu, programın gerçekçiliği olduğu için de 2023 yılsonu enflasyon öngörüsünün yüzde 65’e revize edilmesi değerli bulundu. Tabii en fazla tereddüt konusu da 2024 yılsonu enflasyon öngörüsünün yüzde 33 olması, buna karşılık öngörülen yüzde 4’lük büyüme ile bakıldığında biraz iddialı bulunabilir. Yabancı sermaye girişine bağlı olarak bu hedef de en azından matematik olarak tutturulamaz bir hedef değil.
Biz rakamlar konusunda kendi değerlendirmemize geçmeden önce program hedeflerinin tutturulabilmesi bakımından ilk yılın çok önemli olduğunu, önümüzdeki yıl ilkbaharda mahalli idare seçimlerinin olacağı da dikkate alınarak, atılan adımların kararlılığının değerli olduğunu vurgulamak isteriz. İçeride enflasyonla mücadele edilirken, bunun hiç acısız olacağını elbette öngörmemek gerekir. Ancak bu dozajı, kalıcı yabancı sermaye girişi ve bizim cari açığımızı azaltıcı yöndeki kalıcı hamlelerin sonuçları belirleyecek. Özellikle savunma sanayi alanında her geçen gün artan ihracat kapasitesi ile bu konuda ümitvar olunabilecek. Özellikle petrol ve doğalgaz fiyat artışlarının sınırlı kalması ve artan yenilenebilir enerji yatırımları cari açığı olumlu etkileyecek temel unsurlardır.
CARİ AÇIK SEYRİ
Bu yazı hazırlandığında ağustos ayı dış ticaret verileri ve temmuz ayı cari işlemler dengesi verileri açıklanmıştı. İlk 7 aylık dönemde cari işlemlerde 42.2 milyar dolar açık verilmişti. Dış ticaret dengesinde ise bir önceki yılın aynı ayına göre ciddi bir iyileşme görülüyor. Turizm dövizleri de işin içine girdiğinde cari açıkta ağustos ayında iyileşme olacağını bekleyebiliriz. Bu tespiti özellikle dile getirmemizin nedeni, enflasyonla mücadelede ve kur seviyesinin doğal olarak makul kalabilmesi için cari açık seyrinin önemli olduğuna dikkat çekmek. Bu arada yayınlanan reel efektif döviz kuru ve enflasyon rakamlarından bağımsız olarak genel kanının en azından kurun enflasyon kadar yükselmesinin hem dış ticaret hem de cari açık rakamları bakımından doğru bir tercih olacağını söyleyebiliriz. OVP satır aralarından da bu izlenim sağlanıyor. Kurun uzun bir süre değerli seyretmesinin enflasyonun düşürülmesine olan olumlu etkisi yanında, yan sanayide ciddi sıkıntılara sebebiyet verdiği, özellikle tüketim malları ithalatını patlattığı ve dolayısıyla da cari açığı artırarak sorunu kronikleştirdiği geçmiş tecrübelerde test edildi.
Açıklanan OVP’de yapısal reform adımları da kapsamlı bir şekilde ifade edilmiş. Enflasyonla mücadelenin siyaseten hiç de kolay bir durum olmadığını, ancak kalıcı enflasyonun da günün sonunda toplumda ciddi sıkıntıya ve gelir dağılımının daha da bozulmasına neden olduğunu unutmamalıyız. Atılacak tedbir adımlarında geçmiş tecrübelerden istifade ile soğukkanlı ve kararlı olunması değerli olacak. Bu anlamda şu ana kadarki gidişata bakarak mevcut ekonomi yönetimine güven duymamız ve biraz sabır göstermemiz gerektiğinin altını tekrar çizmek isterim.
18 Eylül 2023 Pazartesi