DOÇ. DR. NURULLAH GÜR
Ekonomi politikalarına yönelik tercihler, ekonomik gidişatı belirleyen temel unsurdur. Ancak, ekonominin dışında cereyan eden bazı faktörler de kur, enflasyon, ihracat ve büyüme gibi temel makro ekonomik değişkenler üzerinde kayda değer etkilere neden olabiliyor. Jeopolitik, bu tip dışsal faktörlerin belki de en önemlisi. Bizim coğrafya, dünya üzerinde jeopolitik meselelerin kendisini en derinden hissettirdiği yerlerin başında geliyor. Irak’ın işgali, Suriye iç savaşı, Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesi, İran yaptırımları, Filistin meselesi ve daha niceleri… Bütün bu meseleler, süper güçlerin kendi içinde ve/veya süper güçlerin bölgesel güçlerle ilişkilerinde gerilimlere neden oluyor. Bu gerilimlerin tetiklediği belirsizlikler, ekonomiye ağır bir maliyet yükleyebiliyor.
BÖLGESEL İSTİKRAR
Ortadoğu ve Akdeniz ile ilgili yukarıda saydığımız meselelerin bir kısmıyla ilgili ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden farklı düşünüyoruz. Türkiye bir taraftan kendi sınır ve iç güvenliğini, bir taraftan da bölgesel istikrarı düşünerek hareket etmeye çalışıyor. Bu yoldaki bazı tercihlerimiz Batılıların çıkarına ters düştüğü için jeopolitik baskılara ve cezalandırmalara maruz kalabiliyoruz. S-400 meselesi ve Halkbank davasında olduğu gibi. Türkiye, bir taraftan da değişen küresel denklemde Doğu ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeyi ve Batı ile Doğu arasında bir denge tutturmayı amaçlıyor. Türkiye’nin son derece rasyonel ve pragmatik olan bu tercihi de bazı Batılı siyasetçileri rahatsız ediyor.
YABANCI SERMAYE
Jeopolitik meselelerden kaynaklı belirsizlikler döviz kurları, faiz ve enflasyon gibi makro değişkenlerde aşırı dalgalanmalara neden oluyor. Jeopolitik anlaşmazlıklar ve ülke risk priminden çekinen yabancı sermayenin Türkiye’ye olan yatırım iştahının azaldığı gözlemleniyor. Reel sektör, dalga boyunun yüksek olduğu bir ortamda fiyatlama ve yatırım kararlarını verirken bir hayli zorlanıyor.
Öyle ki, döviz kurları ve faizin yüksek seviyesinden ziyade bu değişkenlerin oynaklığı şirketleri daha fazla olumuz etkiliyor.
DİPLOMATİK KANALLAR
Kısa ve orta vadede bölgemizdeki jeopolitik risklerin bir anda azalmasını beklemek gerçekçi olmaz. Dolayısıyla ekonominin üstündeki belirsizlik bulutlarını dağıtmak için Türkiye’nin diplomasi kanallarını sonuna kadar zorlaması gerekiyor. Tıpkı NATO Zirvesi’nde olduğu gibi. Diplomatik adımlar ve etkin iletişim yöntemleriyle karşı tarafların bizim aleyhimize kullanabileceği argümanları ellerinden almalıyız. Ayrıca, ekonomi politikalarının öngörülebilirliğini artırarak jeopolitik meselelerin ekonomik değişkenler üzerinde yarattığı baskıyı azaltmalıyız.
18 Haziran 2021 Cuma