tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Osman Arıoğlu

Dilimizde öyle kelimeler var ki, bunların güncel karşılıklarını bulmak hiç de kolay değil. İfrat, özetle aşırıya kaçmak, tefrit ise olması gereken önemi vermemek olarak ifade edilebilir. Bu kelime, kamu hizmeti yürütenler bakımından onların uygulamalarında bazen olması gerekenin üzerinde bir sıkılığa gitmeleri, bazen de kuralı dejenere edecek ölçüde farklı uygulamalara neden olmaları şeklinde karşımıza çıkar.

Bazı düzenlemeler var ki, esas itibariyle bir kamusal imtiyazı kullananlara veya kamu hizmeti niteliğinde bir hizmeti sunma imtiyazı verilenlere bu imtiyazları kullanırken birtakım temel kurallara uyma zorunluluğu da konulur. Kamunun bu tür düzenlemeleri yapması en doğal hakkıdır. Bir kamusal imtiyazı kullananın bu imtiyazı kötüye kullanmasının önüne geçilmesi, başkalarıyla haksız rekabet yaratmasının önüne geçilmesi, daha kısa deyimiyle imtiyazı istismar etmesinin engellenmesi kamunun temel görevidir elbette. Bu nedenle birçok düzenleyici ve denetleyici kurum ve kurul kurulmuştur.

LİDAŞ UYGULAMASI

Bir örnek vermek gerekirse, lisanslı depoculuk uygulaması ülkemizde ürün borsacılığının geliştirilmesi anlamında getirilen önemli müesseselerden biri. Devlet, ürününü lisanslı depoya koyan çiftçinin depo kirası bedelinin bir kısmını ödemek suretiyle destek sağlar. Bu destekteki temel amaç, çiftçinin ürününü istediği zaman satabilmesini sağlamak olmanın yanında, fiyatları iklim koşullarına ve yıldan yıla çok dalgalanmaya açık olan tarım ürünlerinde fiyat istikrarının ve düzenli üretimin sağlanmasıdır. Bu nedenledir ki, lisanslı depoculuk faaliyeti yapmak için müstakil bir şirket kurmak ve bu şirketin esas sözleşmesinde Ticaret Bakanlığı’nın düzenlediği temel kriterlerin yer alması gerekir.

Buraya kadar her şey gayet doğal ve olması gerektiği şekilde. Bazen uygulamada işin boyutu o derece farklılaşır ki, bürokrasi bu tip sözleşmelerden neredeyse günün koşullarına uymayan hükümleri bile değiştirmek yerine bu sınırlamalara tam olarak bağlı kalarak uygulamayı devam ettirme yoluna gidebilir. Yani bazen ifrat derecesinde katı durulabilir.

Esasen kamu, bütün kurumlara ve kişilere objektif yaklaşması gereken bir noktadadır. Uygulamada esneklik sağlayacak ise bunu düzenleyici veya açıklayıcı işlemleri ile herkese eşit şekilde duyurması gerekir.

Konuyu LİDAŞ anlamında değerlendirecek olursak; lisanslı depoculuk faaliyetinde bulunmak isteyenlerin kuracakları şirket türü, kurucularında ve yöneticilerinde bulunması gereken temel nitelikle, asgari sermaye tutarı ve yapabileceği veya yapamayacağı faaliyetler temel aranması gereken kurallardır. Bunun dışında örneğin yönetim kurulunun hangi sıklıkta toplanacağının belirlenmesi bir gereklilik olmamalı. Bu anlamda tip sözleşmeye harfi harfine sadık kalınması çok da gerekli bir durum değildir.

Temel prensip, kamunun yayınladığı bu tür taslaklara hangi ölçüde uygulanacağının da esaslarını yine kendi açıklamalarında belirtmesidir. Böylece uygulayıcılar nerede inisiyatif kullanabileceklerini, nerede sıkı sıkıya örneğe bağlı kalacaklarını net olarak bilecekler. Bu tür açıklamaları yapmadığı zaman kamudaki bürokratın tutumuna göre yapılan farklılık esasa ilişkin olmadığından kabul edilebilir veya taslağa uymadığı için düzeltilmesi talep edilebilir.

ÖNERİMİZ

Biz, bugüne kadar kamu yararına halel getirmemek kaydıyla, bürokrasinin belli inisiyatifleri kullanmasını savuna geldik. Ancak bu inisiyatifleri kullanırken birinin lehine, diğerinin aleyhine sonuç doğurmayacak objektiflikte olunması temel şarttır.
Bu nedenle de kamunun bir imtiyazından yararlanmak üzere faaliyet göstermek isteyenlere bizim önerimiz, kamunun öngördüğü sınırlamalara olabildiğince bağlı kalmaları ve şayet günün koşullarına uymayan bir durumu görmüşlerse bunu kamunun düzeltmesi için gerekçeli önerilerini ilgili mercilere iletmeleridir. Elbette çoğu zaman bu önerilerin hayata geçirilmesinin zaman alabileceği de unutulmamalı.

16 Nisan 2021 Cuma