Giriş: 10.06.2024 - 10:31
Güncelleme: 10.06.2024 - 10:31
İSA KARAKAŞ

İSA KARAKAŞ


 

Yüzde 10.2 oranını aşan 65 yaş ve üzeri nüfusuyla artık yaşlı bir ülke konumuna gelen Türkiye’de, SGK’nın genel sağlık sigortası harcamaları adeta katlanarak büyüyor. 2022 yılında 283 milyon TL olan sağlık harcamaları, 2023 yıl sonunda yüzde 95.3 artışla 553 milyon TL’yi aştı.


 

TÜİK’in son verilerine göre, Türkiye’de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 kişi oldu. Yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7.1 iken, 2023 yılında binde 1.1 oldu. Bu durum, nüfus artış hızında alarm düzeyinde olağanüstü düşüşlere işaret ediyor. Diğer yandan, 2007 ve 2023 yılı nüfus piramitleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölüm hızlarındaki azalmaya bağlı olarak, yaşlı nüfusun gittikçe daha fazla arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülüyor. Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Ortanca yaş, aynı zamanda nüfusun yaş yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli göstergelerden biridir. Türkiye’de 2022 yılında 33.5 olan ortanca yaş, 2023 yılında 34’e yükseldi. 

 

ÇALIŞMA ÇAĞI YÜZDE 68.3

 

Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı 2007 yılında yüzde 66.5 iken, 2023 yılında yüzde 68.3 oldu. Öte yandan, çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı yüzde 26.4’ten yüzde 21.4’e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise yüzde 7.1’den yüzde 10.2’ye yükseldi.

 

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), genel olarak 65 yaş ve üzerini yaşlılık dönemi olarak kabul ediyor. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının yüzde 10 seviyelerine yaklaşması ise yaşlı nüfusa sahip ülke nitelendirmesine geçişin bir göstergesi sayılıyor. Bu açıdan bakıldığında ülkemiz yüzde 10.2 oranını aşan 65 yaş ve üzeri nüfusuyla artık yaşlı bir ülke konumuna geldi. Nüfusun hızla yaşlanması başta işgücü ve sosyal güvenlik sisteminde büyük hasarlara neden olacaktır. Son genel sağlık sigortası verilerine bakıldığında sağlık harcamalarında şimdiden büyük bir sıçrama görülüyor.

 

553 MİLYON TL HARCANDI

 

Sosyal güvenlik sistemimizde genel sağlık sigortasının uygulamaya girmesiyle birlikte birkaç istisna haricinde kalan vatandaşlarımızın neredeyse tamamına yakını, sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamına alındı. Bugün itibarıyla ülkemizin sosyal güvenlik sisteminde genel sağlık sigortasının vatandaşları kapsama alanı yüzde 99’a ulaşmış bulunuyor. SGK verilerine bakıldığında geçen yıl sonu itibarıyla SGK’nın genel sağlık sigortası harcamalarının adeta katlanarak büyüdüğü görülüyor. Zira 2022 yılında 283.224 milyon TL olan sağlık harcamaları 2023 yıl sonunda yüzde 95.3 oranında artış göstererek 553.143 milyon TL seviyesinde gerçekleşti.

 

PROAKTİF ÖNLEMLER ŞART

 

Sağlık harcamalarının yüzde 66.4’ünü tedavi harcamaları oluşturuyor. İlaç, reçete hizmet bedeli ve diğer harcamalar ise toplam tutarın yüzde 33.6’lık kısmına karşılık geliyor. Bu durumun ortaya çıkmasına, hem sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması hem de yaşlanmaya bağlı olarak tedavi ve ilaç harcamalarının gittikçe artması neden oldu. Bu durum, ekonomik açıdan varlık-yükümlülük dengesinin sağlanması için sağlık harcamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesine ağırlık verilmesini, ayrıca proaktif önlemler alınmasını gerektiriyor. 

 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİ

 

SGK verileri, önümüzdeki süreçlerde ülkemizde yaşlı nüfusun daha da artması ve işgücünün de azalmasıyla birlikte genel sağlık sigortası harcamalarının katlanarak artacağını gösteriyor. 

 

Ülke nüfusunun yaşlanmasına bağlı olarak sağlık harcamalarındaki artışın etkilerini azaltmak için sağlıklı yaşlanma ve koruyucu sağlık hizmetlerinin desteklenmesi hayati ehemmiyet arz ediyor. Bu kapsamda, sağlık harcamaları ile ilgili risk faktörlerinin belirlenerek, bir sağlık geri ödeme politikasının geliştirilmesi sağlık harcamalarının kontrol altına alınması açısından değerlendirilmesi elzemdir.

 

Diğer yandan, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için EYT düzenlemesi ile birlikte 2022 yılında 2.01 olan aktif-pasif oranının 1.66’ya gerilemesiyle, önümüzdeki dönemde bu oranların daha da bozulacağı görünüyor. 

 

Bu hususlar göz önünde bulundurularak, tüm sigorta kolları kapsamı dışında bulunan başta gelir düzeyi düşük ücretsiz aile çalışanları, mevsimlik tarım işçileri ile diğer nüfusun kapsama dahil edilmesi için özel politikalar geliştirilerek bağımlı nüfusun azaltılıp sistemin desteklenmesi gerekiyor.