OSMAN ARIOĞLU
Finansman gider kısıtlaması uygulamasının detayları belli oluyor. Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde konuya ilişkin tebliğ taslağı yayınlandı. Önce finansman gider kısıtlaması uygulaması neydi, onu hatırlayalım. Daha sonra da tebliğ taslağı ile ilgili değerlendirme yapalım. Aslında uygulama, Gelir Vergisi Kanunu’na indirilemeyen giderlere ilişkin 41. maddenin birinci fıkrasına 9. bent olarak, 6332 sayılı Kanun ile 2012 yılında eklenmişti. Ancak uygulanacak oranın belirlenmesi konusu kararname ile belirlenmesi, kanun hükmü gereği bugüne kadar fiilen uygulanmıyordu. Konuya ilişkin 4 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı, finansman gider kısıtlaması uygulamasını 2021 yılı itibariyle başlatmış oldu.
UYGULAMAYA İLİŞKİN ANA HATLAR
Temel olarak uygulama işletmelerin öz varlıklarını aşan yabancı kaynaklara ilişkin yüzde 10’luk kısmının vergi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmemesi esasına dayanıyor. Özetle;
* İşletmelerde kullanılan öz kaynak tutarını aşan yabancı kaynaklara ilişkin vade farkı, kur farkı, faiz, kâr payı gibi finansman giderlerinin yüzde 10 bölümü gider olarak kabul edilmeyecek.
* Yatırımların maliyetine atılan finansmanlarla ilgili faiz, kâr payı, vade farkı, kur farkı, bu kısıtlamaya tabi olmayacak.
* Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bu uygulamanın dışındadır.
DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİĞİMİZ KONULAR
Yatırımların maliyetine atılan faiz, kâr payı, kur farkı, vade farkı gibi giderler bu kısıtlamaya tabi tutulmayacak.
Tebliğe göre en temel belirleyici unsur geçici vergi dönemleri itibari ile de finansman gider kısıtlaması uygulamasının yapılacak olması. Bu, bir anlamda işletmelerin lehine olarak da değerlendirilebilecek bir durum olabilir.
Esas itibari ile zaten geçici vergi uygulamasında yüzde 10’a kadar farklarla ilgili herhangi bir tarhiyatyapılması söz konusu değildir. Bu yönüyle finansman gider kısıtlaması uygulaması, işletmelerde kullanılan yabancı kaynakların öz kaynakların üç katını aşan kısmına ilişkin giderlerin kabul edilmeyeceği esasını belirleyen bir diğer finansman gider kısıtlaması uygulaması ile farklılık arz ediyor. Bahsettiğimiz uygulamada dönem başı öz varlık dikkate alınarak yabancı kaynakların öz kaynağın 3 katını aşıp aşmaması durumuna göre değerlendirme yapılırken, burada cari dönemde dönem sonu öz kaynağı ile dönem sonu yabancı kaynak kıyaslaması yapılması esası benimseneceği anlaşılıyor.
NETLEŞTİRİLMESİ GEREKEN KONULAR
Uygulamaya ilişkin netleştirilmesinde yarar olduğuna inandığımız birkaç konuyu dile getirmek isteriz. Yatırım maliyetine eklenen finansmanlara ilişkin gider kısıtlaması uygulanmayacak. Buna karşılık, yatırım için alınan finansmanlarda işletme dönemine denk gelen ve doğrudan gider yazılma tercihi kullanılan finansmanlara ilişkin gider kısıtlaması uygulanmaması hakkaniyetin gereği olmalı. Aksi durum yatırımın fizibilitesini değiştirebilecek mahiyette farklı sonuçlara yol açabilecek.
Bir diğer önemli konu, işletmeler finansman gideri olduğu gibi finansman gelirleri de söz konusu olabilecek. Burada olması gereken, gider kısıtlamasına tabi olacak finansman giderlerinin hesabında öncelikle finansman gelirlerinin, finansman giderlerinden çıkarılması suretiyle kalan kısmın hesaplamada dikkate alınmasıdır. Tebliğde bu konuya açıklık getirilebilir.
Özellikle holding şirketlerinin kullanıp doğrudan grup şirketlere aktardığı köprü kredilerin holding şirket bünyesinde finansman gider kısıtlaması uygulamasına tabi tutulmaması yerinde olacak. Aksi uygulama, gider kısıtlamasının mükerrer uygulaması gibi bir sonuca neden olacak.
Faturada ayrıca gösterilmeyen ancak fatura bedeli içerisinde yer alan vade farklarının finansman gider kısıtlaması uygulamasına kesinlikle tabi tutulmaması gerekir. Bu şekilde de uygulamanın önemli bir mahsuru ortadan kaldırılabilmiş olacak.
Buna benzer uygulamada açıklığa kavuşturulması gereken konular olacak. Umarız bu uygulama, işletmeler açısından en minimum hasarı verecek şekilde açıklamalarla yönlendirilir.
02 Nisan 2021 Cuma