Giriş: 19.09.2025 - 08:43
Güncelleme: 19.09.2025 - 08:46
İSA KARAKAŞ

İSA KARAKAŞ

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, pandemi döneminde verilen zorunlu ücretsiz izinlerin kıdem tazminatı ve yıllık izin sürelerinin belirlenmesinde dikkate alınması yönünde emsal bir karara imza attı. Karar, bölge adliye mahkemelerinin kararları arasındaki farklılıkları giderirken, işverenlerin de gereksiz yere idari ve yargısal yaptırımlarla karşı karşıya kalmasını önleyecek.


COVID-19, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bütün işyerlerini derinden etkiledi. Hükümet işyerlerini desteklemek ve istihdamı korumak amacıyla pandemi döneminde zorunlu ücretsiz izin uygulamasının yolunu açtı. 


Bu dönemlerde zorunlu ücretsiz izine ayrılan işçilerin gerek yıllık izin gerekse kıdem tazminatına esas sürelerin belirlenmesinde büyük tereddütler yaşandı. 


Zira pandemi nedeniyle hükümet kararıyla zorunlu izin uygulaması ilk defa gerçekleştirildi. Hal böyle iken işyerlerinin çoğunluğu ücretsiz izin sürelerini kıdem tazminatı ve yıllık izin sürelerinin belirlenmesinde dikkate almadı. Keza iş mevzuatımızda genel olarak deneme süresi de dahil olmak üzere en az bir yıl çalışmış işçiler, yıllık ücretli izne hak kazanıyor. 


Yine en az bir yıllık çalışması olan işçiler, İş Kanunu’nda öngörülen diğer şartların varlığı halinde kıdem tazminatına da hak kazanıyor.


Gerek yıllık izin gerekse kıdem tazminatına esas sürelerin belirlenmesinde, ücretsiz izin süreleri dışlanıyor. Başka bir ifadeyle ücretsiz izin döneminde iş sözleşmesi askıda olduğundan bu süreler hem yıllık izin hem de kıdem tazminatına esas sürelerin hesabında dikkate alınmıyor. 


Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yönde. Ancak pandemi döneminde verilen zorunlu ücretsiz izinlerin, kıdem tazminatı ve yıllık izin sürelerinin belirlenmesinde dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin Bölge Adliye Mahkemeleri arasında farklı kararlar ortaya çıktı. 


Farklıların giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması açısından konu Yargıtay’a intikal ettirildi. Bunun üzerine Yargıtay’ın verdiği karar, ezber bozucu niteliktedir. Yargıtay’ın son dönemde hükme bağladığı emsal nitelikteki bu karar, yazımızda değerlendirildi.


KARAR BİLGİLERİ

Kararı veren daire başkanlığı: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 

Karar bilgileri: 2025/3201 E., 2025/4965 K.

Yasal dayanağı: 4857 sayılı İş Kanunu'nun Geçici Madde 10; “Bu kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25. maddenin 1. fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından feshedilemez” hükümleri ile mezkur kanunun diğer ilgili madde hükümleri, ihtilafın yasal dayanağını teşkil ediyor. 


MAHKEMELERDEN FARKLI KARARLAR

Zorunlu ücretsiz izinlerin kıdem tazminatı ve yıllık izin sürelerinin belirlenmesinde dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemelerinin farklı kararları özetle şöyle: 


Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, 19.11.2024 tarihli ve 2022/2164 Esas, 2024/2452 Karar Sayılı kararında; “… davacının hizmet süresinin ücretsiz izinde geçen sürelerin dışlanmasıyla belirlenmesi gerektiği, bu süreler dışlandığında davacının kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı…” yönünde karar verdi.  


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi, 07.03.2023 tarihli ve 2022/1907 Esas, 2023/391 Karar Sayılı kararında; “…davacının fiili çalışma süresine, bildirim süresine 6 haftalık sürenin ilavesi ile kıdeme esas hizmet süresinin belirlenmesi gerektiği…” yönünde karar verdi. 


Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2024 tarihli ve 2022/1054 Esas, 2024/1108 Karar Sayılı kararında da aynı yönde karar verildi.


Bu kararlara binaen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında özetle; ücretsiz izinlerin anılan Daire tarafından da kıdem tazminatına esas alınamayacağı kabul edilen askı sürelerinin kanun ve sözleşmeden doğduğu,  4857 sayılı Kanun'un geçici 10/2 hükmünde öngörülen pandemi dönemindeki zorunlu ücretsiz iznin ise kanuna dayanmakla birlikte işverenin tek taraflı tasarrufu ile gerçekleştiği, bu nedenle işveren tarafından tek taraflı verilen ücretsiz iznin, kıdeme bağlı haklar bakımından ayrıca değerlendirilmesi zorunluluğunun ortaya çıktığı belirtildi. 


HAK VE MENFAAT DENGESİ

Kuşkusuz bu değerlendirmede düzenlemenin konuluş amacı, uygulanma koşulları ve tarafların haklarına etkileri göz önünde bulundurulmalı. Söz konusu kararda bu açıdan yapılan değerlendirmede; 


* İşverenin iradesine bağlı olarak tek taraflı uygulanan ücretsiz izin bakımından, işçinin, nakdi ücret desteği ödenmesine karşın oluşan gelir kaybı yanında kıdemi bakımından da hak kaybına uğramasının söz konusu olacağı, 


* Diğer taraftan zorlayıcı neden olan salgına dayalı olarak işten çıkarma yasağı ile birlikte ücretsiz izinde geçen sürelerin tamamının işçinin kıdeminden sayılacağının kabul edilmesi ise işveren açısından önemli bir yük teşkil edeceği göz önünde bulundurularak taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin korunmasına yönelik bir çözüm bulundu. 


Buna göre; pandemi döneminde hükümet tarafından uygulanan zorunlu ücretsiz izin düzenlemesinin amacı ve taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi de göz önünde bulundurularak, yıllık ücretli izin ve kıdem tazminatına esas sürenin belirlenmesinde, bildirim süresine 6 haftanın eklenmesiyle oluşan süreyi geçmemek kaydıyla işçinin 4857 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10/2 hükmü kapsamında ücretsiz izinde geçirdiği sürenin dikkate alınması gerektiği, bunu aşan kısmın kıdeme esas süreye eklenemeyeceği sonucuna ulaşıldı. 


Kanaatimizce hem işçi hem işverenlerin iradesi dışında pandemi nedeniyle ortaya çıkan boşluk karşısında bu karar, iki taraf açısından da adil ve hakkaniyete uygun dengeli bir karar olmuştur. Özellikle işçilerin kıdem tazminatı ve yıllık izinleri açısından tamamen ‘silinmiş bir zaman dilimi’ olarak algılanan psikolojik rahatsızlıklarının giderilmesi açısından da büyük bir ehemmiyet arz ettiğini belirtmem gerekir.


İDARİ VE YARGISAL YAPTIRIMLAR ÖNLENECEK

Yargıtay’ın emsal nitelikte bu kararıyla birlikte pandemi döneminde ve bu süreyle sınırlı olarak hükümet tarafından uygulanan zorunlu ücretsiz izin uygulaması (4857 s. Kanun /G.10/2hükmü) kapsamında; ücretsiz izinde geçen sürenin, bildirim süresi ve 6 haftalık sürenin ilavesi ile bulunacak sürenin hem kıdem tazminatına esas sürede hem de yıllık iznin belirlenmesinde dikkate alınması gerekiyor. Belirtilen süreleri aşan kısmı ise dikkate alınmayacak. Bu uygulamanın dikkate alınması, işverenlerin gereksiz yere idari ve yargısal yaptırımlarla karşı karşıya kalmalarını bertaraf edecek.