Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları


Enflasyon düzeltmesi uygulaması, vergi mevzuatımıza 2003 yılında dahil oldu ve 2004 yılında uygulandıktan sonra, geçtiğimiz yıl tekrar gündeme geldi ve bir yıllık erteleme sonrası 2024 yılı itibarıyla uygulama yapılacak görülüyor. 

 

Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde yeni uygulamanın ne şekilde yapılacağına ilişkin çok kapsamlı bir Genel Tebliği taslağı yayınlandı ve bu tebliğle İdare kamuoyunun görüşlerini alma gayreti içerisinde oldu. Bu tür konularda tebliğ taslağının yayınlamasının öteden beri Gelir İdaresi’nin doğru olarak uyguladığı bir yöntem olduğunu ifade etmek isteriz. Uygulama yapılacak ise bu uygulamanın en doğru şekilde yapılması ve karmaşık değil sade bir uygulama olması önemli olacak.

 

UYGULAMANIN TEMEL FELSEFESİ

 

Çoğunlukla mükellefler ortaya çıkan dönem vergi matrahlarının enflasyon oranı ile çarpılarak bulunan kısmı hariç vergilenme yapılması gibi bir sonucu değerlendirebilirler. Oysa, enflasyon düzeltmesi bilançodaki parasal olmayan kıymetlerin enflasyon endeksi ile güncellenmesi suretiyle ortaya çıkan kâr üzerinden vergileme yapılmasını amaçlayan bir düzenlemedir. Bunun da sağlam bir mantığı var. Enflasyonun parasal kalemler üzerindeki etkileri zaten mali tablolara yansıyor. Önemli olan parasal olmayan bilanço kalemlerinin güncellenmesi suretiyle reel gelişmenin kavranmasıdır. Mükellef şahıs veya şirketin varlığında meydana gelen reel artışın vergilenmesi hedefleniyor. Hal böyle olunca da, ortaya faaliyeti olmadığı halde aktifinde büyük değerler bulunduran mükelleflerin, aktif kıymeti borç ile temin etmiş olmaları durumunda faiz veya kur farkı ile enflasyon arasındaki reel artış kısmının vergilenebilmesi durumu söz konusu oluyor. Oysa, sermaye ve sabit kıymet birebir olan bir bilançoda her iki taraf da aynı ölçüde değerleneceğinden ortaya bir kâr veya zarar çıkması durumu söz konusu olmayacak. 

 

Özetle enflasyon düzeltmesi sonucunda, sermaye ve borç oranına ve borcun maliyetine göre kâr veya zarar durumları söz konusu olabilecek. Elbette ki, kanunen kabul edilmeyen giderler gibi vergilemeyi etkileyen istisna ve muafiyetler yine varlığını devam ettirecek ve vergi matrahını etkilemeye devam edecek.

 

UYGULAMADA KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR

 

Bu temel felsefeden hareketle enflasyon düzeltmesi sırasında ortaya çıkabilecek iki konuya dikkat çekmek isteriz. 

 

Stoklar

 

Daha çok stokla çalışan işletmeler, bu stokları sermaye veya borç ile edinme durumlarına göre enflasyon düzeltmesinden farklı etkilenecek. Stok devir hızına bakarak bazı işletmeler ilk anda satışını yapmadıkları stoklar itibarıyla kârlı görünecek ve vergi matrahları yükselebilecek. Ayrıca ucuz finansman bularak yatırım yapma imkanı bulan işletmeler de enflasyon düzeltmesi uygulamasından olumsuz etkilenebilecek. Ancak bu durum düzeltmenin doğasından kaynaklanan bir durumdur.

 

Yeniden değerleme değer artış fonu

 

Özellikle tebliğ yayınlanması sırasında düzeltilmesinde yarar olan temel bir konu enflasyon düzeltmesi uygulaması yapılabilmesi için öncelikle 2023 bilançosunun da enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekiyor. Bu düzeltme sırasında yeniden değerleme fonu gibi kalemlerin bilançodan çıkarılması sırasında sağlıklı çalışan ve değerlemeye tabi aktifi yoğun olan işletmelerde düzeltme zararı çıkabilecek. 2023 yılında yapılan bu düzeltme aynı yıl vergilemesini etkilemeyeceği için fiilen uygulamanın yapılacağı 2024 yılında sırf bu düzeltme zararı nedeniyle oluşan vergiye tabi bir kazanç çıkabilecek. Burada yapılması gereken zarar mahsup zamanaşımı da dikkate alınarak 2023 yılında ortaya çıkan bu zararın vergi matrahından indirilmesine imkan verilmesidir. Ortaya çıkabilecek tereddütleri giderebilmek bakımından da dileyen işletmelere son 5 yıl mali tablolarını düzeltebilme imkanı sağlanması ve böylece ortaya çıkan zararın ne kadarının yasal olarak mahsup edilebilir zarar olduğuna ilişkin tereddütlerin ortadan kaldırılması sağlanabilecek.

11 Aralık 2023 Pazartesi