Ağustos ayının sonunda Türkiye İstatistik Kurumu çok önemli ve yakından irdelenmesi gereken bir veriyi bizlerle paylaştı. İnşaat sektörünün istihdamıyla ilgili verileri yayınladı. Bu veriler sektörün büyüyüp büyümediğini, üretim ve verimlilik ile ilgili sorunlar yaşayıp yaşamadığının sinyallerini bize veren önemli ipuçları barındırıyor.

2015 yılının ikinci çeyreğinde yani nisan-haziran döneminde inşaat sektöründe istihdam bir önceki döneme göre yüzde 1.8, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 9 azaldı. Bu çok önemli bir veridir. Bize sektörle ilgili çok önemli bir bilgi veriyor.

İSTİHDAM AZALIŞI

Yukarıdaki grafik bize inşaat sektöründeki istihdamın dönemler itibariyle gelişimini gösteriyor. Bu grafiğe göre son zamanlarda sektörde ciddi bir işgücü azalışı yaşanıyor. Bunun sebeplerine inersek talep yetersizliği nedeniyle üretimin yavaşlaması, eldeki biriken stoğun eritilememesi neticesinde üretimde frene basılması gibi sebepler sayılabilir. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 istihdam azalışı artık tedbir almakta geç kalmasanız iyi olur mesajını çok net bir şekilde veriyor.
Bu verilerin yanında şu soruyu sormamız gerekiyor: Acaba ciddi bir verimlilik artışı mı oldu da istihdam azaldı?

2015 yılının 2. çeyreğinde inşaat çalışılan saat endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.9, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise yüzde 10.1 oranında azaldı. Bu durumda verimlik artışından dolayı istihdamın azalmadığı aksine üretimde yavaşlama olduğu net görülebiliyor.

BRÜT ÜCRETLER

Yukarıdaki tablo çalışılan saat ile ilgili tarihsel gelişimi çok güzel bir grafikle açıklıyor. Kısacası sektörde hem istihdam hem de çalışılan saat azalıyorsa o sektörün üretimini acilen mercek altına almanın zamanı gelmiş demektir.

Burada bir diğer gelişme de brüt ücretlerde bir önceki çeyreğe göre yüzde 2, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.8 oranında artış göstermiştir. Özellikle son çeyrekteki artış dikkat çekicidir.

Sonuç olarak inşaat sektöründe hem istihdam hem de çalışılan saatte ciddi azalmalar varken brüt ücret maliyetlerinin artması pek de güzel sinyaller vermiyor. Bu gelişmede global talebin olumsuz etkisi olmakla beraber konutta iç talebe yönelik üretim olup olmadığı da sorgulanmalı. Daralan bir sektörel veriyle karşı karşıya olduğumuzdan nakit döngülerinde biraz yoğurdu üfleyerek yemenin, aşırı agresif davranarak nakit akışını fazla riske atmamanın zamanı diye düşünüyoruz.

19 Ekim 2015 Pazartesi