Hakan  GÜLDAĞ

Hakan GÜLDAĞ

Diğer Yazıları

HAKAN GÜLDAĞ

Geçen hafta, ekonominin gidişatına ilişkin önemli veriler açıklandı. Biliyorsunuz, veriler, toplanması, tasnifi derken genellikle geç yayınlanıyor. Geçen hafta açıklanan veriler şubat ayına aitti.

Açıklanan verilerden biri, sanayi üretimine ilişkin oldu. Şubat ayında sanayi üretimi aylık yüzde 4.4 arttı. Yıllık olarak ise yüzde 13.3 geldi. Sanayi üretimindeki bu büyüme oranı, piyasanın genel beklentisinin üzerinde. Zira, reel kesim güven endeksi de, imalat sanayi yöneticilerinin satın alma eğilimlerini ölçen PMI Türkiye verisi de daha düşük bir büyüme sinyali veriyordu.

Perakende satış endeksleri büyümeye ilişkin ipucu veren bir diğer veri. Şubatta aylık artış yüzde 0.5, yıllık artış yüzde 6.2 oldu.

Satış endekslerinde yıllık bazdaki artış hızında 2021 yaz aylarından bu yana neredeyse düzenli diyebileceğimiz bir gerileme var.

Özellikle gıdadaki gerileme dikkat çekici. Uzmanlar, gıda fiyatlarının sürekli yükselişinin talepte sürekli denebilecek bir gerilemeye yol açtığını vurguluyor. Gıda dışı sektörlerde ise beklentilerin aksine sert talep daralmaları görülmüyor.

Geçen hafta büyümeye ilişkin sinyal alacağımız üçüncü veri, ciro endeksleri oldu. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerinin gerek yurt içi, gerekse yurt dışı satışlarından elde ettikleri geliri gösteren bu endeksin yıllık düzeydeki artışı, şubatta yüzde 105.4’e geldi. Ocak ayında yüzde 91.7 düzeyindeydi. Ciro endekslerinde ciddi bir yükselme var. 2021 büyümesi yüzde 11’di. Şubat ayında TÜFE yüzde 54 oldu. Çok yüksek oranlar. Gelgelelim, ciro endekslerindeki artış, enflasyonun ve büyümenin toplamından da yüksek.

İLK ÇEYREKTE BÜYÜME YÜZDE 7 OLABİLİR

Yavaş yavaş, bu verileri sizle paylaşarak ne anlatmak istediğime geleyim...

Hiç şüphesiz, bu verilerin neden böyle çıktığı tartışılabilir. İhracatın ve dış talebin etkisine dikkat çekilebilir. Şubat sonunda patlak veren Ukrayna-Rusya savaşının bu tabloyu değiştirebileceği söylenebilir. Ancak görünen o ki, iç talepte beklendiği kadar büyük bir daralma yok. Sanayi üretimi de, iç talebin göstergesi olarak kabul edebileceğimiz perakende satışları da, brüt satış hasılası olarak görebileceğimiz ciro endeksleri de buna işaret ediyor. Hatta ilk iki ayın verilerine sahip olarak ilk çeyrekte büyümenin yüzde 7 ve üzeri olabileceğini dahi söyleyebiliriz.

Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzü bize detaylara baktığımızda verilerdeki artışta enflasyonun etkisini gösteriyor. Dahası önümüzdeki dönemde ‘hissedilen’ enflasyon artabilir. Artması yüksek ihtimal. Kaldı ki, ekonomi yönetimi de enflasyonun yıl sonuna kadar yüksek kalacağını kabul ediyor.

Yüksek enflasyon ister istemez tüketici alışkanlıklarına da etki ediyor. Bunlar yeni kuşakların tüketim eğilimleriyle birleştiğinde, müşteri kitlenizi yeniden değerlendirmekte büyük fayda var. Hedef kitlenize tekrar alıcı gözle bakmak, hem Türkiye’de hem dünyada devam edeceği anlaşılan enflasyon ortamı ve giderek tüketici kitlesi içinde ağırlık kazanmaya başlayan yeni kuşakların etkisi düşünüldüğünde zorunlu hale geldi.

YENİ DÖNEM, YENİ İHTİYAÇLAR

İster mal ister hizmet üretin... Üretiminizi bir hedef kitleye dönük yapmak her zaman önemli. Şimdi yüksek enflasyon koşulları altında, deyim yerindeyse hedefler iyice hareketlendi. Bir bakıyorsunuz, müşteri kitleniz bir hücre gibi hızla bölünüyor. Bir bakıyorsunuz, eğilimler tüketici kitlesinin büyük bölümünü benzerleştiriyor. Ayrıca orta direk ya da orta sınıf diye adlandırdığımız kesimde hem ekonomik hem de sosyal önemli değişimler yaşanıyor. Genç kuşağın, yöneticilerin birçoğunun yüksek enflasyonda iş yapma tecrübeleri yok. Değişen koşullara göre hedef kitlenizi ve onların yeni ihtiyaçlarını belirlemek iyice kritik bir hal aldı.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da enflasyon tüketici kitlelerini hareketlendirdi. ABD’de enflasyon yüzde 8.5, İngiltere’de yüzde 7 olarak açıklandı. Bizimkinin yanında devede kulak kalır ama o ülkelerde önemli etkileri oluyor. Sonuçta, son 30-40 yılın en yüksek rakamları. Artan fiyatlar ve tedarik sıkıntısı olabileceği düşüncesiyle Almanya’da da tüketiciler marketlerden her zamankinden fazla yağ alıyor. İhracatçılarımızın dış pazarlardaki tüketici davranışlarındaki değişiklikleri de dikkate alması gerekiyor.

ELİNİZ BÖĞRÜNÜZDE KALMASIN...

Belirsizlikler yüksek ama işlerimizi yürütürken, üretim yaparken gelecek için plan yapmak zorundayız. Bu planları yaparken hedef kitlenin yalnız bugünkü taleplerini değil, gelecekteki konumunu da dikkate almak gerekiyor. Bu nedenle, sosyal ve ekonomik hayattaki değişim hızını da yakından takip etmek gerekecek.

Müşteri kitlenizdeki değişimi iyi tespit ettiğinizde işiniz bir parça da olsa kolaylaşacak.

Tasarımdan tanıtıma kadar her şeyi, hedeflenen kitlenin yeni ihtiyaçlarına göre seçtiğinizde başarı şansınız yükselecek.

Yeni oluşan hedef kitleler için ürün farklılaştırmasına gitmeyenlerin önümüzdeki dönemde, hani nasıl derler, eli böğründe kalabilir.
Bizden söylemesi…

ADIM ADIM HEDEF KİTLE ANALİZİ

Bölün: Yeni bir ürünü piyasaya sürmek istediğinizde önce tüketicileri belirli kriterlere göre gruplara ayıracaksınız. Bir başka ifadeyle tüketicileri segmentlere böleceksiniz.

Belirleyin: Ortaya çıkan segmentleri, şirketinizin faaliyet konusunu, imkanlarınızı ve yeteneklerinizi dikkate alarak değerlendireceksiniz. Bu tüketici gruplarından bazılarını hedef kitleniz olarak belirleyeceksiniz.

Bilgi toplayın: Sorun, soruşturun, istihbarat yapın, hedef kitlenizin tutum ve davranışları, zevk ve tercihleri hakkında topladığınız bilgiler sizin için hazine değerinde.

Seçin: Belirli bir tüketici grubunu tercih ederken, onlara eskilerin dediği gibi ‘aşina olmak’ da gerekiyor. Hedef kitlesinin arzu ve özlemlerini, duygularını, yönelimlerini bizzat içinde duyan, hisseden girişimcilerin başarı şansı daha yüksek.

Markaja alın: Müşterilerinizi çok yakından tanıyor olabilirsiniz. Yine de hedef kitlenizi bir kez de alıcı gözüyle yakın gözlem altına alın. Uzmanlar, bu aşamada yüz yüze görüşmelerin de yarar sağlayacağının altını çiziyor.

Konsept oluşturun: Seçtiğiniz hedef kitlenin özelliklerini, zevk ve tercihlerini iyice kavradıktan sonra üreteceğiniz yeni mal ve hizmetin konseptini oluşturacaksınız. Bu konsepti ürünün dizaynından başlayarak, satış sonrası servise kadar her aşamadaki çalışmalarınıza sindireceksiniz.

Uyumu sağlayın: Hedeflediğiniz tüketici kitlesinin ortak kimliği ile sizin şirketinizin kimliği arasında tam bir uyum sağlamak çok önemli. Fiziki ya da elektronik ortamda olsun firmanızın yeri, dükkanınızın dekorasyonunu tespit ettiğiniz kimliğe göre düzenlediğinizde başarı şansınız yükselir. Çalışanlarınızın tavır ve davranışlarının da potansiyel müşteri kitlenizin kimliğine uygun olması çok önemli.

Tanıtın: Ürünlerinizin tanıtımının hedef kitlenize göre yapılması da bir o kadar önemli. Hedef kitlenin ortak kimliği ve hayat tarzı hakkında topladığınız bilgiler, imaj yaratma, tanıtım ve reklam çalışmalarında çok işinize yarar. Kime yöneldiğinizi bildiğiniz için reklam harcamalarını hem en etkin hem de en düşük maliyetle yapma imkanına sahip olursunuz.

Fiyatı belirleyin: Fiyatlama aşamasında, hiç şüphesiz hedef kitlenizin alım gücünü esas alacak, maliyetlerinizi de bu fiyat düzeyine göre belirleyeceksiniz. Gerektiğinden daha düşük ya da yüksek fiyatlar, hedef kitlenizi ıskalamanıza yol açar.

15 Nisan 2022 Cuma