tatil-sepeti
Bu takımın hedefi yerli elektromobil

HABER: İLKER BAŞÖZ İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin yeni öğrencileri, başlayan eğitim yılının heyecanını, halen eğitimini sürdüren öğrenciler ise icat çıkarmanın mutluluğunu yaşıyor. Bir ay içerisinde sürücüsüz elektronik otomobil üreten İstanbul Ticaret Üniversitesi Elektromobil Takımı, bu heyecanlarını gazetemizle paylaştı. Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Ceylan’ın yürüttüğü projeyle İstanbul Ticaret Üniversitesi, bu sene ilk kez TÜBİTAK’ın düzenlediği yarışa katıldı. TÜBİTAK’ın organize ettiği ve bu yıl 14’üncü kez düzenlenen Efficiency Challenge Electric Vehicle yarışmasında sadece bir aylık çalışmaları ile kontak çeviren Çağlar Elektromobil Takımı, gelecek senelerde vites artıracak. BATARYA SİSTEMİ ÜNİVERSİTEDEN Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Ceylan, bir yıl önce bu yarışmaya katılmaya karar verdiklerini söyledi. Projenin neden son bir ay içinde tamamlanabildiğini de anlatan Ceylan, bu süreci şöyle özetledi: “Sponsor arayışlarımız devam ediyordu. Ayrıca bu süreçte uzun yıllar bu yarışa katılan üniversitelerin araçlarını inceledik. TÜBİTAK’ın bize verdiği 40 bin liralık bütçeyi kullanarak bu işi gerçekleştirdik. Batarya sistemlerimizi üniversitemiz aldı. Toplamda sponsorlarımızla birlikte 80-90 bin liralık bir masrafımız oldu ve öğrencilerimiz bir ay boyunca gece gündüz çalışarak bu projeyi yarışa yetiştirdi.” TEORİ VE PRATİK BİR ARADA Amacının, öğrencilerin teorinin yanı sıra işin mutfağında da bulunmaları olduğunu vurgulayan Ceylan, “Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’de elektrikli aracı üreteceği 5’li konsorsiyumu açıkladı. Ama Türkiye’de bu aracı üretecek mühendis sayısının çok az olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerin oluşturduğu bu atölyeler öğrenciler için bir yetiştirme programı gibi. Asıl amacımız, bu atölyelerden çıkan öğrencilerin ileride bu firmalarda etkin rol alması” dedi. TAKIM KAÇ KİŞİDEN OLUŞUYOR? Toplam 21 kişilik bir ekip olan Elektromobil Takımı, 16 Mekatronik Mühendisliği ve 5 Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencilerinden oluşuyor. Aracın dış tasarımını Endüstriyel Tasarım, mekanik ve elektronik kısmını ise Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri yapıyor. BAYRAĞI ALT SINIFLAR DEVRALACAK Takımın kaptanı olan Mekantronik Mühendisliği son sınıf öğrencisi İlker Yıldız, projenin üniversitenin geleneği haline gelmesini amaçladıklarını söyledi. Bu nedenle takımda hazırlık sınıfı dahil 1, 2, 3 ve 4’üncü sınıfların tamamından öğrencilerin yer aldığını belirten Yıldız, ”Böylece alt sınıftaki öğrenciler bayrağı mezunlardan alıp projeyi devam ettirebilecek” dedi. İlker Yıldız, Mekatronik Mühendisliği ve Endüstriyel Tasarım öğrencilerinden oluşan takıma, gelecek sene Elektronik Mühendisliği bölümünden öğrencilerin de katılacağını dile getirdi. YÜZDE 100 TÜRK MALI MOTOR ÜRETECEKLER İlk defa bu sene yarışa katılan Elektromobil Takımı’nın hedefinde aracın motorunu sıfırdan üretmek var. Yüzde 100 Türk malı bir motor üretmek ise yüklü bir bütçeyi beraberinde getiriyor. Takım bu kaynağı sağlamak için 10 kişiden oluşan bir sponsorluk ekibi oluşturacak. ÖNCELİK OTONOM KATEGORİSİNDE TÜBİTAK’ın Efficiency Challenge Electric Vehicle yarışması üç kategoriden oluşuyor. Bu kategoriler elektromobil, otonom ve hidromobil. İstanbul Ticaret Üniversitesi ise yarışmaya otonom ve elektromobil dallarında katılıyor. Takım bir sonraki sene özellikle otonom alanında başarı elde etmeyi planlıyor. TEK ŞARJDA 300 KM 3 kilowatt kapasiteli batarya ile 5 saatte şarj olan elektromobil, tek şarjda 300 kilometre yol yapma özelliğine sahip.

24 Eylül 2018 Pazartesi

56 yeni girişimci BTM’de kampa girdi

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), girişimci adaylarını ve fikir sahiplerini özel kampa alarak ticari hayata hazırlanmalarını sağlıyor. İstanbul Ticaret Odası’nın iştiraki olan BTM, yılın ikinci Hızlandırma Kampı’nı başlattı. Yeni dönemde güçlendirilmiş hızlandırma kampı ile 56 yenilikçi iş fikrine sahip proje, BTM’ye kabul edildi. Bu projeler 12 haftalık yoğun bir programı tamamlayacak. BEŞİNCİ KAMP Beşincisi başlatılan kamp için geleneksel ‘BTM Hoş Geldin’ etkinliği düzenlendi. Girişimcilerin 12 haftalık çalışma sonunda fikirlerini ticarileştirebileceğini belirten BTM Direktörü İbrahim Elbaşı, proje sahiplerinin, iş fikirlerini BTM Sahne aracılığıyla yatırımcılara anlatacağını kaydetti. Elbaşı, seçilen projelerin iyi ya da kötü olarak değil, ticarileşebilme ve proje ekibinin potansiyeline yönelik olarak değerlendirildiğini hatırlattı. EĞİTİM VE ATÖLYE Hızlandırma Kampı’nın; eğitimler, atölye çalışmaları, yatırımcı ve startup söyleşileri, mentorluk destekleri ve birebir danışmanlık hizmetleriyle devam edeceğini kaydeden Elbaşı, kamp sürecinde başarılı olan girişimcilerin İTO’nin 81 Meslek Komitesi’nden ilgili komitelere sunum yapacağını ve bilirkişilerden olumlu geri dönüş almaları sonucunda sürecin ‘BTM Sahne Yatırımcı-Girişimci Buluşması’ etkinliği ile sonuçlandırılacağını dile getirdi. TECRÜBE PAYLAŞIMI BTM Hoş Geldin etkinliğinde kuluçka çalışmalarına devam eden MasterFi kurucusu Mesut Polat ve Contaxer kurucusu Hasan Can Orhan, BTM’den nasıl daha etkili yararlanabileceklerini anlattı. İki yenilikçi isim, başarıya giden yolda neler yaşayacaklarına dair yol gösterici tavsiyelerde bulundu. İTO BAŞKANI AVDAGİÇ GİRİŞİMCİLERLE BULUŞTU İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimcileriyle selfie çektirdi. Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı da olan Şekib Avdagiç, vakıf yönetim toplantısı öncesinde BTM Fulya Yerleşkesi’ni gezerek girişimcilerle sohbet etti. Girişimcilerin projelerini merak ettiğini belirten ve ihtiyaçlarına yönelik sorular soran Avdagiç, BTM’nin yeni yerleşkesi hakkında da fikirlerini aldı. Sohbet sonrasında girişimcilerin selfie çekme isteklerini kırmayan Avdagiç, girişimcilere başarılar diledi. Avdagiç’e İTO Yönetim Kurulu Üyesi ve İTO Bilgiyi Ticarileştirme ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Doğan Salman ile İTO Meclis Üyesi ve BTM Mütevelli Heyet Üyesi Turgut Erkeskin de eşlik etti. BM ÇALIŞTAY HEYETİ BTM’Yİ ZİYARET ETTİ Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu UNCTAD işbirliğiyle İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Uygulamalı Sanayi Politikaları Teori, Pratik ve Etkin Politika Tasarımı İçin Araçlar Yaz Okulu ve Çalıştayı’ için 20 ülkeden gelen katılımcılar, BTM Fulya Yerleşkesini de ziyaret etti. Tükiye’deki girişimcilik ekosistemini tanımaya çalışan katılımcılar, hem BTM süreçleri hem de BTM’nin Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine kattığı değer hakkında bilgi aldılar. BTM Direktörü İbrahim Elbaşı’nın sunumunun ardından BTM girişimcilerinden Hasan Can Orhan kendi projesi Contaxer’ı katılımcılara anlatıp, soruları cevapladı. Girişimcilerin selfie çekme isteklerini kırmayan Avdagiç, gençlere başarılar diledi.

21 Eylül 2018 Cuma

Kan kanserine 30 dakikada teşhis

HABER: AYŞE BAŞAK Teknoloji, tıp alanında insanlığa her gün yeni çözüm ve imkânlar sunuyor; yeni teşhis ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi-ne vesile oluyor. Yeni teknolojilerin, inovatif buluşların hastaların ya da doktorların işlerini hafiflettiğine, teşhis sürelerini kısalttığına, tedaviyi kolaylaştırdığına ya da maliyetini düşürdüğüne şahit oluyoruz. Avustralya’dan gelen bir teknoloji haberi, kan kanseri teşhisi için bulunan yeni ve şaşırtıcı bir yöntem, bu gibi gelişmelere iyi bir örnek: Kan kanseri teşhisi için artık parmaktan kan almak gibi basit bir işlem yeterli olacak ve sonuç 30 dakika içinde kesinleşecek. RNA ÖLÇÜLÜYOR Kan kanserleri ile mikro RNA adı verilen moleküllerin bir bağı olduğu keşfedildi. Bu moleküllerin diğer RNA moleküllerini hedef alarak onların protein kodları oluşturmalarını engelledikleri ve bunun da tümör ve metastaza sebep olduğu anlaşıldı. Avustralyalı bilim insanları, düşük RNA seviyesini kolayca tespit ederek bu hastalığı kolaylıkla teşhis etmenin yolunu keşfetti. Avustralya’da bulunan New South Wales Üniversitesi’nden bilim insanları, altın kaplama nano partiküllerini DNA ile modifiye ederek bunları elektromanyetik bir sinyal ile RNA moleküllerini yakalamak için yönlendiriyor. MALİYETİ DÜŞÜRECEK Alınan küçük bir kan örneğine bu moleküller konuyor ve mikro RNA moleküllerine gidip onları yakalıyorlar. Bunlar daha sonra bir mıknatıs marifetiyle toplanabiliyor. Halihazırda kan kanseri teşhisi için kullanılan testin 12 saatte neticelendiğini düşünecek olursak sadece 30 dakikada sonuç veren bu testin hem kolaylık açısından hem de maliyeti düşürmek adına çok ileri bir adım olduğunu görüyoruz. Yöntemin son derece etkili ve sonuçların güvenilir olduğu belirtiliyor. DAHA KOLAY VE HIZLI TEST Mikro RNA moleküllerinin sayısının azalması ya da artması, kanser teşhisi için çok önemli bir bilgi. Ekibin lideri Profesör Gooding, parmaktan kan alınarak yapılan bu testin mevcut yöntemlere göre çok daha kolay ve hızlı olduğunu, mikro RNA seviyesinin belirleyici olduğunu söylüyor. Bu sonuçların burada kalmayıp ileride kanda çok nadir olan kanser hücrelerinin, kanserin erken döneminde de teşhis edilmesini sağlayacağını belirtiyor. Tek şarjla 1125 atış Almanya’nın Münih kentindeki mühendislerin geliştirdiği Spyra One, elektrikli pompa marifetiyle su mermileri fırlatıyor. 750 ml haznesi olan tabanca, depo-sunu 14 saniyede dolduruyor. Her biri 60 cm uzunluğunda olan bu mermiler, 7.5 metre uzağa gidebiliyor. Bir kez doldurulduktan sonra 25 atış gerçekleştirebiliyor. Tek şarjla 1125 atış yapılabiliyor. Spyra One henüz seri üretime geçmedi. İnternet üzerinden alınan erken siparişler için istenen bedel 99 Euro.

19 Eylül 2018 Çarşamba

Prizlerle internet ağını hızlandırıyor

HABER: AYŞE BAŞAK Berlin’de gerçekleşen IFA 2018, dünyanın en önemli teknoloji fuarlarından biri. Özellikle ev elektroniği alanında en ilginç aletlerin tanıtıldığı, yeni geliştirilen teknolojiler ile müşterilerin ilk kez buluştuğu fuar, çok önemli bir teknoloji merkezi olma görevini üstleniyor. Bu gibi fuarlarda her ne kadar karmaşık cihazlar daha çok sükse yapıp, ilgi görüyor olsalar da, kullanışlılık ve günlük hayatta yaygınlık kazanma açısından çoğu zaman basit ama efektif çözüm öneren, sıradan görünümlü cihazlar başarılı oluyor. BASİT AMA İŞLEVSEL Örneğin Devolo Magic, gerek görünümü gerek inovatif açıdan çok ilgi çekici değil. Ancak işlevselliği düşünüldüğünde çok öne çıkan bir ürün. Evdeki internet ağını hızlandıran ürün, 2400 Mbps hıza çıkabiliyor. Peki, basit ama çok işlevsel bir cihaz olan Devolo Magic bu işi nasıl yapıyor? Adındaki sihir nereden geliyor? Devolo Magic, Powerline sistemini kullanarak bir ağ üzerinde çalışıyor. Powerline adı verilen ağ sisteminde elektrik prizlerine takılan herhangi bir cihaz, evin hali hazırda var olan elektrik hatlarını kullanarak internet iletişimini gerçekleştiriyor. Evet, duymak şaşırtıcı olsa da, duvarların içinden geçen, fişi takıp türlü cihazları çalıştırdığımız, bildiğimiz elektrik tesisatını internet için kullanmak mümkün. TESİSAT UYGUN OLMALI Son yıllarda kullanımı artan bir teknoloji olan Powerline sistemi her evde çalışmayabiliyor. Eski tesisatlarda sorun olabiliyor. Yenilerde ise bir problem yaşanmıyor. Elektrik tesisatı ile ilgili bazı şartların sağlanması gerekiyor. O yüzden böyle ürünleri almadan önce tesisatınızın uygunluğunu kontrol etmekte fayda var. Bu sistem sayesinde bir cihaz direkt internet modemine bağlanınca diğer odaların prizlerine takılan farklı cihazlar da bunun üzerinden internete bağlanıyor. Tüm cihazlar bulundukları yerde kablosuz internet bağlantısıda sunuyor. KABLOSUZ CİHAZLARLA ENTEGRE Devolo Magic, 2400 Mbps hız vaat ediyor. Her biri 500 metre mesafeden çeken kablosuz bağlantısı olan cihazlar,Devolo Magic sayesindeaynı zamanda birbirlerinden de haberdaroluyor. Örneğin elinizde telefonla bir odadan diğerine geçtiğinizde bağlantınız size yakın olan cihaza, daha doğrusu daha hızlı bağlantı sağlayan cihaza devrediliyor. Ürünün ne zaman piyasaya çıkacağı ya da fiyatı konusunda bir bilgi verilmedi. Hangarda elektrikli otomobil üretecek İngiltere’de İkinci Dünya Savaşı’ndan kalmış olan bir hangar ve etrafındaki genişçe bir arazi, elektrik süpürgeleri ile tanıdığımız Dyson firması tarafından 260 milyon dolar harcanarak özel bir iş için kullanılır hale getiriliyor. Hangar bir fabrikaya, çevresi de bir deneme pistine dönüşecek. Dyson burada elektrik süpürgesi üretmeyecek. Pek tahmin edilemeyecek bir şey oluyor ve Dyson da elektrikli otomobil işine giriyor. Yüzlerce insanın çalışacağı bu yer, elektrikli araç için araştırma ve geliştirme merkezi olacak. Çok güçlü motorlar üretme konusundaki tecrübesi, firmanın önümüzdeki yıllarda bu sektöre iddialı bir giriş yapmasını mümkün kılıyor. 2020’de ilk elektrikli otomobilini üretmeyi hedefleyen Dyson, bu araçların deneme sürüşlerini ödüllü mimar Chris Wilkinson’a yaptırdığı binanın çevresindeki 16 km uzunluğundaki pistte gerçekleştiriyor olacak. Dyson CEO’su Jim Rowan, bu hangarların çok kısa süre içinde elektrikli otomobil üretim ve test etme kampüsü olacağını ve İngiltere’de yeni iş imkanları oluşturacağını belirtiyor.

11 Eylül 2018 Salı

Yükseklik korkusuna ‘sanal’ terapi

HABER: AYŞE BAŞAK Sanal gerçeklik deyince aklımıza hemen bilgisayar oyunları geliyor. Eğlence amacıyla kullanımı ön plana çıksa da bu teknolojiden başta eğitim olmak üzere tıp, uzay araştırmaları, otomotiv endüstrisi, askeri simülasyonlar, müzecilik ve mahkemeler gibi pek çok alanda faydalanılıyor. KORKU İÇİN SİMÜLASYON Bilim insanları bir süredir sanal gerçekliği, korkuların tedavisinde kullanmak üzere çalışmalar yapıyor. Her tür korku için simülasyonlar yaratılıyor. Topluluk karşısında konuşma korkusundan tutun da örümcek korkusuna varıncaya kadar… Bu alanda bir çığır açan Oxford Üniversitesi araştırmacıları, yükseklik korkusunu sanal gerçeklik ile tedavi etmeyi başardı. YÜZDE 68 BAŞARI Araştırmanın yükseklik korkusundan muzdarip ‘denekleri’, iki hafta içerisinde her biri 30 dakikadan oluşan 6 ayrı sanal gerçeklik seansına girmişler. Nic adında sanal bir rehber tarafından yönlendirilen, yüksek yerlerde sanal yolculuklara çıkarılan katılımcılar çeşitli aşamalardan geçirilmişler. Nic, yükseklik korkusu çeken katılımcıları belli görevleri tamamlayacakları şekilde yönlendirerek yükseklik korkularını yenmelerine yardım etmiş. Tedavi sürecinin eğlenceli geçmesi için özel olarak tasarlanan bu sanal dünyada sağlanan yüzde 68 oranındaki korkuyu yenme başarısının şaşılacak bir seviye olduğu belirtiliyor. DEPRESYON VE BAĞIMLILIK İÇİN UMUT OLDU Yükseklik korkusunu simülasyonla yenme araştırmasında tüm kuşkular henüz giderilmiş değil. Uzun vadede neler olacağı, korkunun geri gelip gelmeyeceği ya da farklı bir ortamda yeniden ortaya çıkıp çıkmayacağı merak konusu. Daha fazla denemeyle sonuçların kesinleşmesinin beklenmesi gerekiyor. Son derece umut verici olan bu çalışmalardan sonra bilim insanları sanal gerçeklik ile korkuların tedavisinin yanısıra depresyon veya bağımlılık gibi hastalıkların rehabilitasyonunda da gelişme sağlamayı ümit ediyorlar. Sürücüsüz taksiler mekik seferlerine çıkıyor Çok aceleniz var, bir yere yetişeceksiniz ve randevunuzu kaçırmak istemiyorsunuz… Toplu taşıma araçları gideceğiniz istikamette işlemiyor. Size hususi bir araç gerekiyor. Yolda park etmiş, sahibini tanımadığınız bir aracın kapısını açıp biniyorsunuz. Gideceğiniz yeri söyler söylemez araç harekete geçiyor, yani birinin kullanmasına gerek yok. Kendi ilerliyor ve sizi sürücüsüz olarak istediğiniz yere bırakıyor. Nasıl? Kulağa inanılmaz geliyor değil mi? Bu, artık bilim-kurgu değil. Hiç de uzak olmayan bir gelecekte karşılaşacağımız, yaşamak üzere olduğumuz şeyler bunlar! Gelecekte taksiler nasıl olacak? Cep telefonu uygulaması ile taksi veya kiralık araç çağırmak bir kolaylık olarak hayatımıza girdi bile. Ancak yakın gelecekte bundan çok daha fazlası bizi bekliyor.Alman firmalarından Bosch ve Daimler, üzerinde uzun süredir çalıştıkları sürücüsüz araç teknolojisinin denemelerine ABD’nin California eyaletinde başlayacak. Silikon Vadisi’nden Nvidia isimli şirket ile anlaşmışlar. 2019’un ilerleyen aylarında başlaması planlanan denemeler şehrin merkezi bir yerinde mekik seferleri (shuttle service) şeklinde yapılacak. Bu pilot proje, Daimler’in diğer taşımacılık teknolojilerinin denendiği projeler ile birleştirilecek. OTOMOBİL PAYLAŞMA PLATFORMU Daimler’in üzerinde çalıştığı bir diğer proje car2go; bir otomobil paylaşma platformu. Sürücüsüz araç teknolojisi ile birleştirilmesi düşünülüyor.Nvidia ise bu projenin bilgisayar ayağını oluşturuyor. Drive Pegasus adı altında çalışacak olan sürücüsüz araçların tüm iletişimi ve işlemcileri onlara ait. Anlık gelen dataların işleneceği bu sistemde saniyede trilyonlarca operasyon aynı anda yürütülüyor olacak.

04 Eylül 2018 Salı