tatil-sepeti
Depreme işveren de tedbir almalı

İTO BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ: - İstanbul Ticaret Odası, 20. Dönem’in Dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nı yaptı. İTO’nun 81 meslek komite temsilcilerinin biraraya geldiği toplantıda, komite üyeleri sektörleri ile ilgili güncel sorunlarını dile getirip, çözüm önerilerini masaya yatırdı. - Müşterek toplantıda konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, deprem gerçeği ile yaşamayı kabullenmek gerektiğini ifade etti. Avdagiç, “Fabrikalarımızın, işyerlerimizin ve atölyelerimizin iç kısmını da afet durumuna göre dizayn etmeliyiz” dedi. HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL / ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 81 meslek komitesinin temsilcileri, yılın ikinci Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nda biraraya geldi. Altı ayda bir yapılan müşterek toplantıda, ekonominin nabzı tutulurken, komite üyeleri sektörleri ile ilgili güncel sorunlarını dile getirip, çözüm önerilerini masaya yatırdı. EKSİKLERİ GİDERELİM Müşterek toplantıda komite ve meclis üyelerine hitap eden İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’da geçtiğimiz hafta yaşanan depremin ardından hayatın devam ettiğini ifade ederek, “Üretimin çarklarının durmaması lazım. Bunun için biz de üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi. Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası’nın üyelerine imalathanelerini ve fabrikalarını gözden geçirmeye davet ettiklerini söyledi. Türkiye’nin deprem gerçeğini kabul etmek zorunda olduğunu belirten Avdagiç, “Kabullenmek, ‘yapacak bir şey yok’ deyip tembellik yapmak değil. Gereken tedbirleri alarak ‘deprem gerçeği ile birlikte’ yaşamaya devam etmektir. Eğer varsa eksiklerini giderip devletin açıkladığı standartlara getirmeye çağırdık. Bu yetmez… Ayrıca fabrikalarımızın, işyerlerimizin ve atölyelerimizin iç kısmını da afet durumuna göre dizayn etmeliyiz” diye konuştu. DERT DERMANDIR Avdagiç, eğer dert varsa dermanın da bulunduğunu vurguladığı konuşmasında, “Hiçbir endişeye kapılmadan bu kürsüyü mutlaka kullanın. Sorun olarak gördüğünüz her şeyi, her tespitinizi bizimle çekinmeden paylaşın. İnanın, biz onlardan çok istifade ediyoruz” dedi. Meclis ve 81 komitenin üyelerine seslenen Şekib Avdagiç şunları söyledi: “Biz; bireysel akla değil kollektif akla; yani istişarenin gücüne inanıyoruz. Bu yüzden İTO Yönetimi olarak, ünlü Selçuklu veziri Nizamülmük’ün Siyasetnamesi’nde ifade ettiği şu sözleri hiç unutmuyoruz: ‘Bir kimse kendini çok akıllı bilir de, kimse ile istişare etmezse, en akılsızların dahi yapmayacağı yanlışı yapar, utanacağı işleri işlemekten kendini kurtaramaz.’ Tıpkı bu Nizamülmülk’ün ifade ettiği gibi biz sizin aklınızı, bize yanlış yaptırmayacak akıllar olarak görüyoruz. Biz sizin aklınızı, ‘alnımızı ak, başımızı dik tutacak işler’ yapmamızı sağlayacak akıllar olarak görüyoruz. Bu yüzden de söyleyeceğiniz her sözün bizim yanımızda, büyük bir değeri var.” SORUN ÖLÇÜP, ÇÖZÜM ÜRETEN İstanbul Ticaret Odası Meclisi’nin bir istişare kurumu olduğuna değinen Şekib Avdagiç, “Sizler bizim için, sektörlerin içinde bulunan ‘sorun ölçer’lersiniz. Sadece sorun ölçer değil, aynı zamanda çözüm üretenlersiniz” dedi. Bu mecliste konuşulan konuların pek çoğunun çözüme kavuştuğunu da ifade eden Avdagiç, şöyle devam etti: “Müşterek toplantımız, Odamıza mensup 420 bini aşkın üyemizin en geniş şekilde temsil edildiği bir platform. Çünkü bugün sadece 261 Meclis Üyemiz değil, onların da dâhil olduğu 81 komitemizden tam 603 komite üyemizle bir araya geliyoruz. Aynı çatı altında toplanıyoruz. Dolayısıyla bana göre bu platform, İTO’ya ruhunu veren, dinamizmini kazandıran en önemli merciidir. Bu yüzden müşterek toplantıları çok önemsiyorum. Hepsine bizzat katılmayı öncelikli vazifem görüyorum.” UMUTSUZLUĞA KAPILMAK YOK Bazı şeyleri değiştirmenin, kabul ettirmenin zaman aldığını kaydeden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bazen hemen sonuç alamayabiliriz. Biz umutsuzluğa kapılmıyoruz, siz de kapılmayın. Unutmayın ki, ‘mermeri delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.’ Sizin görüşleriniz bizim hayat kaynağımız. Görüş ve önerileriniz, sadece Odamız için değil, aynı zamanda ülke ekonomisi için de çok önemli. Sizler bizim istişare heyetimizsiniz. Sizler bizim meşveret halkamızsınız. Sizler bizim danışma kurulumuzsunuz. Sizler, bizim aklımızsınız.” İstanbul Ticaret Odası 20. Dönem’in Dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nın oturum başkanlığını, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay yürüttü. ÖNÜMÜZDEKİ YIL RESTORASYON YILI OLACAK İstanbul Ticaret Odası’nın, 20. Dönem’in dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’na, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da iştirak etti. Prof. Dr. Oğurlu, yeni dönemde yapacakları çalışmalardan bahsederek, şöyle konuştu: “Üniversitemiz bugüne kadar olumlu olumsuz pek çok habere konu oldu. Artık yeni bir sürece girdik. Önümüzdeki yıl restorasyon yılı olacak. Bir yılın sonunda her noktada farklılıkları görebileceksiniz. Eski tecrübelerimizi bu görevimize de aktaracağız. İstanbul Ticaret Odası’nın desteği ile başaramayacağımız hiçbir şey yok. İyi bir akademik ortam vadediyoruz. Lütfen siz de bizi takip edin ve bunun hesabını bizden sorun.” İTO’NUN 81 MESLEK KOMİTESİNİN ÜYELERİ, EKONOMİNİN NABZINI TUTTU Etkin bir teşvik sistemi olmalıAli Ekber Özkan / Mobilya Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Mobilya sektörü 2000’li yıllara kadar yalnızca yakın coğrafyaya ihracat yapıyordu. 2002’den sonra ihracatımız sürekli arttı. 2003 sonunda 345 milyon dolar ihracat yaparken, bugün ihracatımız 4 milyar dolara ulaştı. Sektörümüz ihracat ve üretim kapasitesi açısından dünyada 13’üncü sırada. 2023 hedefimiz ise ilk 10’a girmek. TİM verilerine göre dünyanın 179 ayrı bölgesine ihracat yaparak Türkiye’de en yaygın ihracat yapan sektör konumundayız. Bugün ABD’ye ihracat yapıyoruz ve 2002’den bu yana sektörümüz 10 kat büyüdü. 500 bin kişiye istihdam sağlayan yerli ve milli bir sektörüz. Hedeflerimiz için bazı beklentilerimiz var. Bunlardan ilki, etkin vergi uygulaması. KDV indirimi, kalıcı hale getirilmeli. Böyle indirim dönemlerinde sektör pozitif ivme yaşıyor. Bu daha fazla vergi anlamına geliyor. Ayrıca etkin teşvik sistemi geliştirilmeli. Onarca kalemde teşvik var. Ancak üretici bütün bu teşvikler arasında kayboluyor ve yararlanma oranı azalıyor. İşveren ve işçi arasında barış tesis edilmeli. Sürekli işverene kesilen cezalar, sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Stoklar kritik seviyedeKazım Eryaşar / İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Sektörümüzde birinci müşterimiz devlet. Doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 85 ithalata dayalıyız. Ayrıca yüzde 100 kayıt altındayız. Devlete vergi borcumuz yok. Fiyatlarımızı devlet belirliyor ve geçtiğimiz yıla kadar hiçbir iyileştirme yapılmadı. Kamudan alacaklarımızı zamanında alamıyoruz ve önümüzü göremiyoruz. Üniversite hastanelerinde alacaklarımızı 2 ya da 4 yıl arasında alabiliyoruz, devlet hastanelerinde 9-10 ayda. Artık tıbbi cihaz temin edemez hale geldik. SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatlarının düşük olmasından dolayı ilaçları temin edemez hale geldik. Sektörümüz yüksek teolojiye dayalı ve takip edilmesi gereken sektör. Önümüzdeki günlerde ciddi sıkıntı yaşanacak. Verilen kısmi teşvikler var ama paramızı zamanımızda alsak bundan daha büyük teşvik olamaz. Sadece bizi ilgilendiren bir sektör değil, paydaşı da çok fazla. İhalelere ürün vermek zorundayız, ya ihale yasaklısı olacağız ya teminat yakacağız. Hastanelerdeki stoklar kritik seviyede. Umarım doğal bir afet yaşamayız. Vergi iadelerinde sorun varHacı Demir / Mali Müşavirlik Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Son zamanlarda vergi inceleme kurulları, mali müşavirlerden savunma istiyor, Mali Müşavirler Odası’na şikayet ediyorlar. Sadece defter tutma faaliyetinden dolayı savunma yazısı gönderiyorlar. Bizler 3658 sayılı yasa ile hizmet veriyoruz. Dolayısıyla bir belgenin gerçek olup olmadığının tespitiyle ilgili bir alt inceleme yetkimiz yok. Oda’mızın önderliğinde İstanbul Vergi Denetleme Kurulu ile görüşülmesi, bu sorunun çözümüne katkı verecek. Vergi iade işlemlerinde sorun var, şu anda dosyası bitmiş iadelerde bile ödeme yapılmıyor. Eksiği olmayan dosyaların iadesinin verilmesi piyasaları rahatlatacak. Bu konuda da yine Oda’mızın öncülüğünde İstanbul Vergi İdaresi Başkanlığı ile görüşülmesi faydalı olacak. İşletmelere 10 yıl geriye dönük SGK teşviklerden yararlanma imkanı verilmişti. Birçok işletme başvurdu. Ancak SGK’da bu işlemler yavaş gidiyor. Alacak miktarı ortaya çıkmıyor veya alacak miktarı ortaya çıkanların mahsubu hızlı yapılamıyor. SGK İl Müdürlüğü ile bu konuda görüşülmeli. Nakit iade olmasa bile an azından mahsuplaşma olur. Mesleğimizle ilgili NACE kodları bir kez daha gözden geçirilmeli. Komitemizin bazı alt kolları geçmişte yapılan bir değişiklikle işletme destek hizmetlerinde görünüyor. Hepimiz bağımsız çalıştığımız için Bağkur’luyuz. Sosyal güvenlik sistemi birleştirildi fakat Bağkur’lular hâlâ üvey evlat muamelesi görüyor. SGK 4a daha avantajlı. Eşitlik ilkesi gereği aynı hakların Bağkur’lulara da verilmesi gerekir. Kademeli saat trafiği rahatlatırTurgay Gül / Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Plaka tahdidi için senelerdir uğraşıyorduk. Oda yönetimimiz de bu konuda destek verdi. Bu talebimiz 23 Haziran’dan önce gerçekleşti. Kalite ve sistem açısından devamı da gelmeli. Turizm servis taşımalarının 9+1 araçlarda güzergâh belgesi alımı sorunu var. 9+1 turizm araçları Uber muamelesi gördüğü için güzergâh belgesi alamıyor. İTO olarak sorunun çözümünde destek olmalıyız. Ayrıca komite olarak kademeli saat sisteminin uygulanması için mücadele ediyoruz. İstanbul’un sabah trafiğini 7-9 aralığından 6-10 aralığına, akşamda 5-7 aralığından 4-8 aralığına yaymamız lazım. Vardiya sistemi rahatlatacak, diğer sektörlere de fayda sağlar. Bu aynı zamanda sosyal bir proje. Eğitimde de liseyi farklı, ilk ve ortaokulu farklı saatte trafiğe alarak trafiği rahatlatabiliriz. Bu, akaryakıt giderlerini de azaltır. Kademeli saat projesine destek verilmeli. Belediye, İstanbul’da ticari araç kullanan şoförleri kan testine tabi tutuyor. Doğru bir karar, destekliyoruz. Fakat şu an sadece Erenköy ve Bakırköy’deki iki hastanede yapılıyor. Bu da yığılmaya sebep oluyor. Hızlandırılmalı. Araç yenilemede sıkıntı yaşıyoruz. Bir sene önce 110-120 bin liraya aldığımız araçları şu anda 300-310 bin liraya alıyoruz. Üreticiler dolar ve Euro düşse bile fiyatları geri çekmiyor. Kamu bankalarının yerli araçlara verdiği düşük faizli kredi uygulaması doğru bir uygulama, genişletilmeli. Kamera ve sensör mecburiyeti getiren yönetmelik, maliyeti nedeniyle ertelendi. Mevcut araçlara bu sistemlerin takılması, yangın tehlikesini de barındırıyor. Yakın dönemde, elektrik aksamının sebep olduğu otobüs yangınlarına şahit olduk. O yüzden kamera ve sensör zorunluluğu getiren yönetmelik bir daha gözden geçirilmeli. K3 belgesi dışında hiçbir standart yokErcan Karakurt / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi: Evden eve nakliyat denince akla 1980’li yılların ortasına kadar imece usulü yapılan taşınma gelirdi. Günümüzde yılda 3 milyona yakın ev taşınması gerçekleşiyor. Bunun 750 bin ila 1 milyon arası İstanbul’da oluyor. İstanbul’da bu konuda faaliyet gösteren kayıtlı 350 firma var ama kayıtdışı çok fazla. Sektörümüzün K3 belgesi dışında hiçbir standardı yok. Dijital ortamlarda yapılan haksız rekabet, kayıtaltında olan firmaları olumsuz etkiliyor. Sorunlarımızı şu şekilde sıralayabiliriz: K3 belgesinin tonaj standardına bağlı olması, K3 belgesinde çalışanlarla ilgili herhangi bir ifadenin olmayışı. Geçiş belgesi sorunu yaşıyoruzTamer Dinçşahin / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Ülkemize 60 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlayan sektörüz. Önümüzdeki 3 yılda 150 milyar dolar döviz girdisi sağlamayı hedefliyoruz. Sektörümüzde; geçiş belgesi, vize, şoför sorunu, bürokrasi, sınırlarda yaşanan sorunlar, denetimsizlikler, limanlarımızın yabancı firmaların elinde olması gibi sorunlar var. Kala kala elimizde 40 bin aracımız kalıyor, onları da çalıştıramıyoruz. Avrupa’nın en genç filosuyuz dedik ama geçiş belgesi sorunu var. Slovenya’ya geçiş belgemiz yok, Macaristan’a geçiş belgemiz yok. Transit geçiş için günlerce bekliyoruz. Maliyet artıyor, gidemiyoruz. Vizeler 15 günlük ya da 3 aylık veriliyor. Bu da her gidişte vize almak manasına geliyor. Bilinçli engellemeler sebebiyle büyük sıkıntılarımız var, ihracatımız tökezliyor. Artık umudumuz kalmadı, STK’lar da yanımızda değil. Dünya Lojistik Performans Endeksi’nde yer alan 6 kritere göre Türkiye 47. sırada. Sektörümüz bu endekste 2012’den bu yana sürekli geriliyor. Bizden önce Suudi Arabistan, Yunanistan, Güney Kıbrıs var. İhracatta lider olmak istiyoruz ama bu ürünleri nasıl taşıyacağımız sorgulanmıyor. Özel finansman modeli ihtiyacıİlhan Yılmaz / Trafik Müşavirliği Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Ağustos ayında TOBB’da yaptığımız toplantıda sorunlarımızı gündeme getirdik. Komitemizin isminin değişmesinde en azından bir dayanak noktası olacak. Oto kiralama sektörü kan kaybediyor. 31 yıldır sektördeyim, eskiden kriz döneminde bile büyüyorduk. Ancak geçtiğimizin yılın ağustos ayından beri kan kaybediyoruz. 2019’un birinci yarı sonuçlarına göre, filo sayısında yüzde 15 kaybımız var, müşteri adedinde daha vahim durumdayız, kaybımız yüzde 20’lerde. Dövizle araç kiralamaları yasaklayan düzenleme, kredi maliyetlerindeki artış, otomotiv maliyetlerindeki artış gibi etkenler bunda rol oynadı. Döviz artınca araç fiyatları arttı ama döviz düşünce arzu edilen seviyeye gelmedi. Geçtiğimiz hafta yerli araçlar için bir kredi faizi indirme kampanyası başladı. Yetmez ama evet denilebilecek bir uygulama. Finansta, otomotivle ilgili ihtisas kurulları olmalı. ABD ve Avrupa’da bu şekilde yapılıyor. Araç üretiminde geçen yıl 1 milyon bandından 650 bin bandına düştük. Bu sene ise 350 bin bandına düşüş bekleniyor. Özel bir finansman modeline ihtiyaç var. Otomotivde, dünya markalarının hepsinin özel finansman modelleri var. BDDK nezdinde bu konu daha farklı ele alınmalı, otomotiv ile ilgili ihtisaslaşmaya gidilmeli. KDV problemimiz var. İkinci el stok satışta yüzde 18 KDV ödüyoruz, bundan dolayı ciddi mağduriyetler yaşıyoruz. BDDK, bankalara ‘oto kiralama ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar’ diye yazı göndermiş. Bu iki konunun gündeme alınmasını rica ediyoruz. Kiralık otomobillerin çalınması ile ilgili bir sorun var. Kiralık araç çalınması organize suç ve nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmeli. Bu araçlar milli servet. Şu anda 2 bin 200 araç çalındı ve nerede bilinmiyor. Fuarların ihracata katkısı büyükKemalettin Solmaz / İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi: Bir büyüğüm, ‘Fuarlar sanayici ve tacirin pazar tezgahı, fuarların geneli ise ülkelerin pazarı’ demişti. Doğru bir söz. Bu dönem Odamız yurtdışı fuarlara katılımı artırdı. İhracatımızın artmasında çok değerli bir girişim, devam etmeli. İhracatta fuarların katkısı çok büyük. Diğer önemli bir husus ise İstanbul Fuar Merkezi alanının büyük çoğunluğunun işletme ve kiralamasının İDTM’ye geçmesi oldu. Bu durum, fuarı düzenleme imkânını ve alanı işletene değil, en iyi şekilde yapacak organizatöre vermek anlamına geliyor. Yeni süreç, İstanbul’un fuarcılık potansiyelini yükseltmek açısından büyük katkı sağlayacak. Fuarcılık konusundaki başarılı çalışmalarından dolayı Sayın Başkanımız Şekib Avdagiç’e ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim. İstanbul’da yapılacak fuarların ve fuar etkinliklerinin geliştirilmesinin ülkemize büyük katkısı olacak. Ada bazlı yenileme sistemine geçilmeliSüleyman Uluocak / Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Geçtiğimiz hafta deprem yaşadık. Bu durum, sektörümüzü vurdu. AFAD 3 bin 133 binada hasar tespit etti. Acil eylem planlarımız olmalı. Olası bir depremde büyük bir kargaşa yaşayabiliriz. Gayri Safi Milli Hasıla’mızın üçte birini kaybedebiliriz. İstanbul’da yıkılmayı bekleyen çok sayıda bina var, aynı zamanda satılmayı bekleyen de… Bu ikisinin sayısı hemen hemen eşit. Bunlar değerlendirilip takas edilmeli. Kentsel dönüşümde parsel bazlı yenileme yerine ada bazlı yenilemeye geçilmeli. İşsizler eğitilip yönlendirilmeliEnver Kaya / Takım Tezgâhları ve Otomasyon Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı: Meslek komitemizdeki listeler yenilenmeli. Bunlar NACE kodlarına uygun mu bilmiyorum. Ar-Ge çalışmalarına destek, üyelere yayılma, İstanbul’un marka değerini yukarı çıkarma, bunlara ulaşmak için çalışmamız gerekiyor. Sanayi envanterinin çıkarılması için çalışmak gerekiyor. Sanayimizin bir inovasyon karnesinin çıkarılması gerekiyor. Dijital dönüşümün önüne geçmek imkânsız. Bilgi kirliliği var, bu durum yanlış yatırımlara neden olabilir. Yıllık hedefli çalışan firma sayısını artırmalıyız. Üniversite sanayi işbirliği de önemli. Yerli üretimi desteklemede sıkıntı var. İnsanımız önyargılı ve bunu sosyolojik bir problem olarak görüyorum. Kalifiye elaman sorunu var, işsiz gençler toplanıp eğitim verilmeli, yönlen-dirme olmalı. Meslek lisesi ve üniversite bazında yeni eğitim alanları açılmalı. İlköğrenimde meslekler tanıtılmalı. Sınıflara ziyaret gerçekleştirilmeli ve çocuklar hayal etmeye teşvik edilmeli. İkinci nesle de şirketlerimizi hazırlamak zorundayız, bu konuda dertli çok firma var. 2020 kayıtdışıyla mücadele yılı olsunHasan Görkem Konu / Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi Başkanı: Geçen ay komitemizde 2020 İş Programı’nı ele aldık. Geçen seneki iş programımız ile de karşılaştırdık. 2019 iş programınızda 20 madde civarında konumuz vardı. Bunlardan 7’sini Odamızın da desteği ile çözdük. Önemli problemlerimizden biri KDV sorunuydu, çözüldü. İthal araçlarla ilgili problem vardı o konu da çözüldü. Yerli araç alımında banka kredisinde faiz indirimine gidildi. Bu problemi de Oda yönetiminin katkısıyla çözdük. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Geçtiğimiz aylarda komite üyelerimizin de katılımıyla İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman Bey’in başkanlığındaki bir heyet olarak BDDK Başkanı Sayın Mehmet Ali Akben’i ziyaret ettik. Faiz indirimi konusundaki raporumuzu sunduk. Rapor doğrultusunda yerli araç kredisinde faiz indirimine gidildi. Bu Odamızın başarısı. Komite olarak, 2020’de birinci gündem maddemiz kayıtdışıyla mücadele olacak. Çünkü internet vasıtasıyla yapılan kayıtdışı satışlar sebebiyle meslektaşlarımız mağdur oluyor. Şu an araç temininde problem yaşıyoruz. 2018’de 7 milyon araç satılmış, sadece 1.5 milyon âdetini meslektaşlarımız satabilmiş. Devletin de burada gelir ve vergi kaybı var. Kayıtdışı konusunda, 4 Kasım’da sektör toplantısı yapacağız. Odamızın 2020’yi kayıtdışıyla mücadele yılı ilan etmesini öneriyoruz. Kayıtdışılık konusunda mağdur olan sektörlerin temsilcileri ortak bir çalışma grubu oluşturabilir. İTO Başkanımızı ve diğer sektörlerin temsilcilerini de 4 Kasım’daki sektör toplantımıza davet ediyoruz. Hamilik projesi örnek olduMustafa Büyükdede / Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Kalifiye ara eleman, tüm sektörler için ihtiyaç. Bu noktada devletin adımlarının yanı sıra özel sektör de adımlar atmalıydı. 2015’te mesleki okullara hamilik projesini başlattık. 8 okulla başlayan hamilik projesinde okul sayımız 54’e ulaştı. İTO’nun çalışmaları örnek teşkil etti, tüm yurda yayıldı. Projemiz, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da kabul gördü. Öyle ki 24 Ocak’ta, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İTO, İSO ve İTÜ arasında mesleki eğitimde işbirliği protokolü imzalandı. Mesleki okullara hamilik projesinin olumlu etkilerini görüyoruz. Meclis üyelerini okullarla eşleştirdik. Sorumlu okullarının makina-teçhizat gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı oluyorlar. Okullarla sürekli diyalog halindeler. Proje ile öğrenciler ile reel sektör arasında dinamik ilişki kuruluyor. Firmalarda staj yaparak sektörleri tanımaları da sağlanıyor. Ekonominin gelişmesi, işsizliğin azalmasına katkı sağlayan bu proje için özel sektörü elinden gelen katkıyı yapmaya çağırıyorum. Mesleği sevdirme, ortaokuldan başlamalı. Yakın zamanda İngiltere’ye seyahatimiz oldu, orada da bu konuya verilen önemi gördük. Önümüzdeki dönemde hamilik el kitabını da çıkaracağız. 81 meslek komitemiz var, bu projeyi kalıcı kılmak adına komitelerimizin her toplantı gündeminde eğitim ve hamilik projesi olmalı. Altın esaslı muhasebe sistemiMehmet Erhan Hoşhanlı / Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Sektörümüz önemli ihracatçı sektörlerden. 250 bin çalışanı, 40 bin mükellefi, 7 milyar dolar ihracatı ve 15 milyar dolar da ihracat hedefi olan bir sektörüz. Yükselen altın değerlerinden dolayı belli bir hisseyi sermayemizden veriyoruz. Ayrıca yüzde 100 artan maliyetlerden dolayı fazla vergi veriyoruz. Bu, markalaşmamızı engelliyor. 2003’teki altın esaslı muhasebe sistemini istiyoruz. Kayıtdışı sorunumuz var. Usta-çırak kavramı bitti. Bunun için mesleki yeterlilik uygulaması olmalı. Sektörümüzde boşluklar çok fazla. Bunun için sertifikasyon merkezleri olmalı. Dubai, dünya serbest pazarı gibi bir konumda. Çünkü ticaret kolaylaştırılıyor. Merkez Bankası’nın altın stokları artıyor, bu altınlar kasada durana kadar altın kredisi verelim diyoruz. Var olanı kullanmıyor, ithal ediyoruz. Dolar kredisi değil de altın kredisi alalım diyoruz ama mevzuat uygun değil. Yurtdışı fuarlarda ATA karnesi teminat oranları yüksek. Bu da maliyet getiriyor. ATA karnesi için banka teminatı yerine şirket kendi çekini versin ya da bu oranlar sıfırlansın. İhracat adeta engelleniyor. Altın tasarrufa en yatkın meta olmasına rağmen Türkiye’de altın ticaretinin taksitlendirilmesine de kısıtlama gelmişti. Karar alınırken, sektörle istişare edilmeli.

10 Ekim 2019 Perşembe

Lojistikte dijital dönüşüm dönemi

HABER: ŞEREF KILIÇLI Ülkemizdeki ekonomik büyüklüğü geçen yıl 372 milyar TL’yi bulan lojistik sektörü, dijital dönüşümün kritik alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. E-ticarete paralel olarak gelişmesini sürdüren sektör, İstanbul Ticaret Odası’nda ‘Lojistikte Dijitalleşme Süreçleri’ seminerinde ele alındı. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş’ın yaptığı toplantıya, sektörün ilgisi yoğun oldu. DÖNÜŞÜMÜN AYAK SESLERİ Lojistik sektöründe de dijital dönüşümün güçlü ayak seslerinin duyulduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş, “Lojistik endüstrisi, üretimden imalata, e-ticaretten ileri teknolojiye kadar geniş bir yelpazede ticaret sektörlerinin tamamını etkileyen, dünya çapında 4 trilyon dolardan fazla değere sahip olduğu tahmin edilen muazzam bir pazar. Yapay zeka algoritmalarıyla filtrelenen ‘mevcut yüke uygun, müsait ve doğru araç’ eşleştirmelerinin otomatik yapıldığı, taşıma süreçlerinin tümüne ‘kullanıcı dostu’ ve ‘firmaya özel’ yönetim ekranlarından ulaşılabilen, yükün yol alışını dijital haritadan hem anlık olarak takip eden hem de anında müdahale edebilen, sıra dışı bir lojistik yönetim anlayışı tüm dünyaya hızla yayılıyor” dedi. LOJİSTİK, 2023 STRATEJİSİNDE İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş, lojistikte dünyayı saran değişim trendinin Türkiye’ye de önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan Türkiye’nin 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nde, sanayi ve teknoloji hedeflerine ulaşmak için belirlenen 23 alt politika arasında lojistik sektörümüz de yer alıyor. Dolayısıyla, söz konusu hedeflere ulaşabilmek için lojistik yönetim anlayışını dünya ile aynı anda takip etme zorunluluğumuz daha da önem kazanıyor.” BLOKZİNCİR MALİYETİ DÜŞÜRECEK Moderatörlüğünü İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Nagehan Uca’nın yaptığı seminerde, UTİKAD Başkanı Emre Eldener, Trans. Eu Doğu Avrupa ve Asya Direktörü Ege Özsaygılı, PwC Tedarik Zinciri Yöneticisi İsmail Karakış sunum yaptı. Blokzincir teknolojisinin lojistik sektörüne de önemli etkilerinin olacağını belirten UTİKAD Başkanı Emre Eldener, blokzincirin çok daha düşük maliyetle işlemlerin yapıldığı bir sistemler bütünü getireceğini söyledi. Eldener, bazı lojistik şirketlerinin blokzincir teknolojisini denemeye başladığını da sözlerine ekledi. Trans. Eu Doğu Avrupa ve Asya Direktörü Ege Özsaygılı, dijitalleşme odaklı sürecin Lojistik 4.0 süreci olduğuna dikkat çekerek, bu dönemde lojistik sektörünün diğer sektörlerle işbirliğinin artacağını vurguladı. PwC Tedarik Zinciri Yöneticisi İsmail Karakış, Türkiye’nin de içinde olduğu 20 Avrupa ülkesinde yaptıkları araştırmaya göre, üretim sektöründe satın alma süreçlerindeki ortalama dijitalleşme oranının yüzde 34, hizmet sektöründe ise bu oranın yüzde 43 olduğunu söyledi.

09 Ekim 2019 Çarşamba

İhracata ‘ilk adımı’ attılar

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların yüzde 99.9’unu KOBİ’ler oluşturuyor. Ancak bu yüzde 99.9’luk kesim Türkiye ihracatının yalnızca yüzde 40’ını gerçekleştiriyor. Yapılan araştırmalara göre ihracata başlayan her 4 KOBİ’den 3’ü 3 yılın sonunda ihracattan çekiliyor. İstanbul Ticaret Odası’nın, KOBİ’lerin hem ihracat potansiyellerini artırmak hem de ihracatlarını sürdürülebilir hale getirmek için gerçekleştirdiği İhracata İlk Adım Programı (İİAP), 2005’ten bu yana KOBİ’lerin bu sorununa deva oluyor. Bu yıl 12. etabın tamamlandığı İİAP sayesinde 14 yılda 266 firma ihracatçı konuma geldi. İhracat yapabilme potansiyelini en az yüzde 38 artıran firmalardan, program sayesinde yurtdışına marka ihraç edenler de bulunuyor. Her etapta ortalama 20’şer firmanın seçildiği programda, firmalara 4 ay boyunca 64’er saatlik ihracat eğitimleri veriliyor. YERİNDE EĞİTİM İİAP’ın yüzleri en çok güldüren tarafı ise firmalara eğitimlerin, firmaların iş akışını aksatmayacak yerinde veriliyor olması. Firmalar başvuruların arkasından bir eleme sürecinden geçiyor. Buna göre ihracat potansiyeli geliştirilebilecek firmalar elemeden geçiyor. Eğitim boyunca firmalar danışmanlardan birebir destek alıyor ve her türlü sorularını danışmanlara sorabiliyor. İİAP’ın 12. dönem kapanış programı, İİAP katılımcıları ve danışmanlarının katılımıyla İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşti. İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın da yer aldığı toplantıda, programa katılan firmalar, programın kendilerine kattığı faydaları anlattılar. GİRİŞİMCİLER MEMNUN Markamı ihraç ettim Şükrü Alkan / Alkan Tekstil: Programın 6. etap katılımcısıyım. Giyim aksesuarları alanında faaliyet gösteriyoruz. Programa dâhil olana kadar da ihracat yapan bir firmaydım. Ancak şu anda ihracatlarımız daha düzenli. Yalnızca ürünlerimi değil markamı da ihraç ediyorum. Fransa, İsviçre, Hollanda, İngiltere, Amerika ve Kuzey Avrupa ülkeleri markamızı kullanıyor. Sekiz ayda yüzde 3 Alper Öztürk / Balonevi: Yılda 16 milyon balon üretimiyle Avrupa’nın 4. büyük balon üreticisiyiz. Programa dâhil olmadan önce de ihracat yapıyorduk. Ancak ihracat payımız düşüktü. Eğitimler sonuncunda ihracatımız düzenli hale geldi. Eğitimlerin ardından ilk sekiz ayda ihracatımızda yüzde 3’lük bir artış oldu. Azerbaycan’a ihracat Hakan Baş / Çevre Endüstriyel Analiz: Programın bize çok faydası oldu. Henüz program devam ederken Azerbaycan’a ihracat yapmaya başladık. Hocamıza sürecin her aşamasında danıştık. İlk ihracat Enbiya Eren / Eprati Plastik Ambalaj: İhracat yapıyorduk ancak yurtdışında faaliyet gösteren Türk firmalar müşterimizdi. İlk defa yabancı müşterilerle irtibat kurarak Gürcistan’a ihracat gerçekleştirdik. Avusturya ve Yunanistan Aktan Altun / Gülsan Makine Endüstriyel: Programdan önce bilgisizliğimiz çok fazlaydı. Program sonucunda ihracat potansiyelimizi artırdık. Yunanistan ve Avusturya’ya ihracata başladık. Ülkeyi beşe çıkardık Semra Çukurlu / Hünnap İlaç ve Sağlık Hizmetleri: Programa dâhil olmadan üç yıl önce ihracat yapmaya başlamıştık. Ancak 3 yıl boyunca 3 ülke ile ihracat yaptık. Şimdi bu sayıyı 5’e çıkardık ve 400 bin TL’lik satış gerçekleştirdik.

07 Ekim 2019 Pazartesi

‘Reçete onay sistemi’ MEDULA’ya çalıştay

HABER: YAHYA GÜL Reçete onay sistemi olarak da tanınan MEDULA sistemi, İTO’da düzenlenen çalıştayda masaya yatırıldı.Medula Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’nda konuşan İTO Meclis Başkan Yardımcısı Veysi Cengiz Balçık, “Sosyal güvenlik içinde olmak, yaşam kalitemizin artmasındaki en önemli unsur” dedi. 430 SÖZLEŞME YAPILDI Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, tıbbi cihazlarda ödeme sistemine dahil ederek yaşlı hastaların yaşam konforlarını artırmayı paydaşlarıyla sağladığını belirten Balçık, şöyle devam etti: “Biz de paydaşlar olarak sektörün sıkıntılarını toplantıdaki devletin yetkililerine aktarmak istiyoruz. Ayakta kullanılan malzemeler, işitme cihazlarıyla ilgili sözleşmenin usul ve esasları, reçetelerin karşılanması, iadeler ve kesinti nedenleri, sorumlu müdürlerin mesuliyetleri, faturanın tescili, sözleşmenin tescili hakkında görüşler, sorunlar ve çözümleri üzerinde duracağız. Bugüne kadar konuyla ilgili sekiz eğitim semineri düzenlendi. SGK ile yapılan görüşmeler sonucu, İstanbul ve çevresindeki illerin medikal satış merkezlerinden 430’uyla sözleşme yapıldı. İşitmeye yardımcı cihazların temini içinde 283 işitme merkezi ile sözleşme yapılmış bulunuyor. Böylece sigortalılara rahat hizmet verilebiliyor.” İTO’YA TEŞEKKÜR SGK Tıbbi Cihaz Daire Başkanı Mehmet Akif Erdem ise kurum olarak ülkenin yüzde 99.5’inin SGK’nın kapsama alanında olduğunu belirtti. Erdem, “Vatandaşlara en üst düzeyde hizmet sunmak için daha çok çalışıyoruz ve bunları da sözleşmeli merkezlerimiz aracılığıyla yapıyoruz” dedi. Erdem, İTO’ya toplantı vesilesiyle sektöre yaptığı katkılarından dolayı teşekkür etti. Çalıştaya SGK Tıbbi Cihaz Daire Başkanlığı, SGK İstanbul İl Müdürlüğü yetkilileri ile medikal satış merkezleri temsilcileri katıldı.

04 Ekim 2019 Cuma

Varlık Fonu, İstanbul Finans Merkezi’ne ortak oluyor

TürkiyeVarlıkFonu(TVF) Genel Müdürü Zafer Sönmez, stratejik yatırım olarak gördükleri İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesiyle ilgili son gelişmeleri anlattı. TVF olarak İFM projesine dahil olduklarını ve projenin bir kısmına yatırım yapacaklarını ağustos sonunda duyurduklarını anımsatan Sönmez, stratejik yatırımlardan biri olan İFM projesinde hızla ilerleme kaydettiklerini belirtti. Sönmez, emlak, mevzuat ve ekosistem boyutlarıyla ele aldıkları projede ilk etapta inşaatın tamamlanması için müteahhit şirketlerle görüşmeleri hızlandırdıklarını ve her biriyle kamu yararını gözeterek rayiç bedellerin altında oldukça makul meblağlar üzerinden anlaşmalar yaptıklarını ifade etti. KASIMDA BAŞLAYACAK Zafer Sönmez, şunları kaydetti: “TVF olarak 1.3 milyon metrekarelik kullanılabilir alanı olan projenin yaklaşık 465 bin metrekarelik kısmını proje, hafriyat, arsa bedelleri ve bugüne kadar tamamlanan inşaat maliyetleri dahil olmak üzere 1.67 milyar TL karşılığında devralacağız. Ofis ve çarşı alanlarını içeren bu kısımlardaki 3 yüklenici firma ile anlaşmaları imzalıyoruz. İnşaatların bir an önce başlaması için Emlak Konut GYO ile birlikte ihale düzenleyeceğiz. En geç kasım ayında vinçlerin çalışmaya başlayacağını söyleyebiliriz. Sönmez, inşaatın 2022 başında tamamlanması hedefi doğrultusunda uzlaşmacı tavır sergileyen ve kamu yararına hareket eden müteahhitlere ve tüm paydaşlara teşekkür ettiklerini bildirdi.

03 Ekim 2019 Perşembe