tatil-sepeti

İTO BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ:

- İstanbul Ticaret Odası, 20. Dönem’in Dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nı yaptı. İTO’nun 81 meslek komite temsilcilerinin biraraya geldiği toplantıda, komite üyeleri sektörleri ile ilgili güncel sorunlarını dile getirip, çözüm önerilerini masaya yatırdı.

- Müşterek toplantıda konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, deprem gerçeği ile yaşamayı kabullenmek gerektiğini ifade etti. Avdagiç, “Fabrikalarımızın, işyerlerimizin ve atölyelerimizin iç kısmını da afet durumuna göre dizayn etmeliyiz” dedi.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL / ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 81 meslek komitesinin temsilcileri, yılın ikinci Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nda biraraya geldi. Altı ayda bir yapılan müşterek toplantıda, ekonominin nabzı tutulurken, komite üyeleri sektörleri ile ilgili güncel sorunlarını dile getirip, çözüm önerilerini masaya yatırdı.

EKSİKLERİ GİDERELİM

Müşterek toplantıda komite ve meclis üyelerine hitap eden İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’da geçtiğimiz hafta yaşanan depremin ardından hayatın devam ettiğini ifade ederek, “Üretimin çarklarının durmaması lazım. Bunun için biz de üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi. Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası’nın üyelerine imalathanelerini ve fabrikalarını gözden geçirmeye davet ettiklerini söyledi. Türkiye’nin deprem gerçeğini kabul etmek zorunda olduğunu belirten Avdagiç, “Kabullenmek, ‘yapacak bir şey yok’ deyip tembellik yapmak değil. Gereken tedbirleri alarak ‘deprem gerçeği ile birlikte’ yaşamaya devam etmektir. Eğer varsa eksiklerini giderip devletin açıkladığı standartlara getirmeye çağırdık. Bu yetmez… Ayrıca fabrikalarımızın, işyerlerimizin ve atölyelerimizin iç kısmını da afet durumuna göre dizayn etmeliyiz” diye konuştu.

DERT DERMANDIR

Avdagiç, eğer dert varsa dermanın da bulunduğunu vurguladığı konuşmasında, “Hiçbir endişeye kapılmadan bu kürsüyü mutlaka kullanın. Sorun olarak gördüğünüz her şeyi, her tespitinizi bizimle çekinmeden paylaşın. İnanın, biz onlardan çok istifade ediyoruz” dedi.

Meclis ve 81 komitenin üyelerine seslenen Şekib Avdagiç şunları söyledi: “Biz; bireysel akla değil kollektif akla; yani istişarenin gücüne inanıyoruz. Bu yüzden İTO Yönetimi olarak, ünlü Selçuklu veziri Nizamülmük’ün Siyasetnamesi’nde ifade ettiği şu sözleri hiç unutmuyoruz:

‘Bir kimse kendini çok akıllı bilir de, kimse ile istişare etmezse, en akılsızların dahi yapmayacağı yanlışı yapar, utanacağı işleri işlemekten kendini kurtaramaz.’
Tıpkı bu Nizamülmülk’ün ifade ettiği gibi biz sizin aklınızı, bize yanlış yaptırmayacak akıllar olarak görüyoruz. Biz sizin aklınızı, ‘alnımızı ak, başımızı dik tutacak işler’ yapmamızı sağlayacak akıllar olarak görüyoruz. Bu yüzden de söyleyeceğiniz her sözün bizim yanımızda, büyük bir değeri var.”

SORUN ÖLÇÜP, ÇÖZÜM ÜRETEN

İstanbul Ticaret Odası Meclisi’nin bir istişare kurumu olduğuna değinen Şekib Avdagiç, “Sizler bizim için, sektörlerin içinde bulunan ‘sorun ölçer’lersiniz. Sadece sorun ölçer değil, aynı zamanda çözüm üretenlersiniz” dedi. Bu mecliste konuşulan konuların pek çoğunun çözüme kavuştuğunu da ifade eden Avdagiç, şöyle devam etti: “Müşterek toplantımız, Odamıza mensup 420 bini aşkın üyemizin en geniş şekilde temsil edildiği bir platform. Çünkü bugün sadece 261 Meclis Üyemiz değil, onların da dâhil olduğu 81 komitemizden tam 603 komite üyemizle bir araya geliyoruz. Aynı çatı altında toplanıyoruz. Dolayısıyla bana göre bu platform, İTO’ya ruhunu veren, dinamizmini kazandıran en önemli merciidir. Bu yüzden müşterek toplantıları çok önemsiyorum. Hepsine bizzat katılmayı öncelikli vazifem görüyorum.”

UMUTSUZLUĞA KAPILMAK YOK

Bazı şeyleri değiştirmenin, kabul ettirmenin zaman aldığını kaydeden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bazen hemen sonuç alamayabiliriz. Biz umutsuzluğa kapılmıyoruz, siz de kapılmayın. Unutmayın ki, ‘mermeri delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.’ Sizin görüşleriniz bizim hayat kaynağımız. Görüş ve önerileriniz, sadece Odamız için değil, aynı zamanda ülke ekonomisi için de çok önemli. Sizler bizim istişare heyetimizsiniz. Sizler bizim meşveret halkamızsınız. Sizler bizim danışma kurulumuzsunuz. Sizler, bizim aklımızsınız.”

İstanbul Ticaret Odası 20. Dönem’in Dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’nın oturum başkanlığını, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay yürüttü.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL RESTORASYON YILI OLACAK

İstanbul Ticaret Odası’nın, 20. Dönem’in dördüncü Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı’na, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da iştirak etti. Prof. Dr. Oğurlu, yeni dönemde yapacakları çalışmalardan bahsederek, şöyle konuştu: “Üniversitemiz bugüne kadar olumlu olumsuz pek çok habere konu oldu. Artık yeni bir sürece girdik. Önümüzdeki yıl restorasyon yılı olacak. Bir yılın sonunda her noktada farklılıkları görebileceksiniz. Eski tecrübelerimizi bu görevimize de
aktaracağız. İstanbul Ticaret Odası’nın desteği ile başaramayacağımız hiçbir şey yok. İyi bir akademik ortam vadediyoruz. Lütfen siz de bizi takip edin ve bunun hesabını bizden sorun.”

İTO’NUN 81 MESLEK KOMİTESİNİN ÜYELERİ, EKONOMİNİN NABZINI TUTTU

Etkin bir teşvik sistemi olmalı
Ali Ekber Özkan / Mobilya Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Mobilya sektörü 2000’li yıllara kadar yalnızca yakın coğrafyaya ihracat yapıyordu. 2002’den sonra ihracatımız sürekli arttı. 2003 sonunda 345 milyon dolar ihracat yaparken, bugün ihracatımız 4 milyar dolara ulaştı. Sektörümüz ihracat ve üretim kapasitesi açısından dünyada 13’üncü sırada. 2023 hedefimiz ise ilk 10’a girmek. TİM verilerine göre dünyanın 179 ayrı bölgesine ihracat yaparak Türkiye’de en yaygın ihracat yapan sektör konumundayız. Bugün ABD’ye ihracat yapıyoruz ve 2002’den bu yana sektörümüz 10 kat büyüdü. 500 bin kişiye istihdam sağlayan yerli ve milli bir sektörüz. Hedeflerimiz için bazı beklentilerimiz var. Bunlardan ilki, etkin vergi uygulaması. KDV indirimi, kalıcı hale getirilmeli. Böyle indirim dönemlerinde sektör pozitif ivme yaşıyor. Bu daha fazla vergi anlamına geliyor. Ayrıca etkin teşvik sistemi geliştirilmeli. Onarca kalemde teşvik var. Ancak üretici bütün bu teşvikler arasında kayboluyor ve yararlanma oranı azalıyor. İşveren ve işçi arasında barış tesis edilmeli. Sürekli işverene kesilen cezalar, sektörümüzü olumsuz etkiliyor.

Stoklar kritik seviyede
Kazım Eryaşar / İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Sektörümüzde birinci müşterimiz devlet. Doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 85 ithalata dayalıyız. Ayrıca yüzde 100 kayıt altındayız. Devlete vergi borcumuz yok. Fiyatlarımızı devlet belirliyor ve geçtiğimiz yıla kadar hiçbir iyileştirme yapılmadı. Kamudan alacaklarımızı zamanında alamıyoruz ve önümüzü göremiyoruz. Üniversite hastanelerinde alacaklarımızı 2 ya da 4 yıl arasında alabiliyoruz, devlet hastanelerinde 9-10 ayda. Artık tıbbi cihaz temin edemez hale geldik. SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatlarının düşük olmasından dolayı ilaçları temin edemez hale geldik. Sektörümüz yüksek teolojiye dayalı ve takip edilmesi gereken sektör. Önümüzdeki günlerde ciddi sıkıntı yaşanacak. Verilen kısmi teşvikler var ama paramızı zamanımızda alsak bundan daha büyük teşvik olamaz. Sadece bizi ilgilendiren bir sektör değil, paydaşı da çok fazla. İhalelere ürün vermek zorundayız, ya ihale yasaklısı olacağız ya teminat yakacağız. Hastanelerdeki stoklar kritik seviyede. Umarım doğal bir afet yaşamayız.

Vergi iadelerinde sorun var
Hacı Demir / Mali Müşavirlik Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Son zamanlarda vergi inceleme kurulları, mali müşavirlerden savunma istiyor, Mali Müşavirler Odası’na şikayet ediyorlar. Sadece defter tutma faaliyetinden dolayı savunma yazısı gönderiyorlar. Bizler 3658 sayılı yasa ile hizmet veriyoruz. Dolayısıyla bir belgenin gerçek olup olmadığının tespitiyle ilgili bir alt inceleme yetkimiz yok. Oda’mızın önderliğinde İstanbul Vergi Denetleme Kurulu ile görüşülmesi, bu sorunun çözümüne katkı verecek. Vergi iade işlemlerinde sorun var, şu anda dosyası bitmiş iadelerde bile ödeme yapılmıyor. Eksiği olmayan dosyaların iadesinin verilmesi piyasaları rahatlatacak. Bu konuda da yine Oda’mızın öncülüğünde İstanbul Vergi İdaresi Başkanlığı ile görüşülmesi faydalı olacak. İşletmelere 10 yıl geriye dönük SGK teşviklerden yararlanma imkanı verilmişti. Birçok işletme başvurdu. Ancak SGK’da bu işlemler yavaş gidiyor. Alacak miktarı ortaya çıkmıyor veya alacak miktarı ortaya çıkanların mahsubu hızlı yapılamıyor. SGK İl Müdürlüğü ile bu konuda görüşülmeli. Nakit iade olmasa bile an azından mahsuplaşma olur. Mesleğimizle ilgili NACE kodları bir kez daha gözden geçirilmeli. Komitemizin bazı alt kolları geçmişte yapılan bir değişiklikle işletme destek hizmetlerinde görünüyor. Hepimiz bağımsız çalıştığımız için Bağkur’luyuz. Sosyal güvenlik sistemi birleştirildi fakat Bağkur’lular hâlâ üvey evlat muamelesi görüyor. SGK 4a daha avantajlı. Eşitlik ilkesi gereği aynı hakların Bağkur’lulara da verilmesi gerekir.

Kademeli saat trafiği rahatlatır
Turgay Gül / Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Plaka tahdidi için senelerdir uğraşıyorduk. Oda yönetimimiz de bu konuda destek verdi. Bu talebimiz 23 Haziran’dan önce gerçekleşti. Kalite ve sistem açısından devamı da gelmeli. Turizm servis taşımalarının 9+1 araçlarda güzergâh belgesi alımı sorunu var. 9+1 turizm araçları Uber muamelesi gördüğü için güzergâh belgesi alamıyor. İTO olarak sorunun çözümünde destek olmalıyız. Ayrıca komite olarak kademeli saat sisteminin uygulanması için mücadele ediyoruz. İstanbul’un sabah trafiğini 7-9 aralığından 6-10 aralığına, akşamda 5-7 aralığından 4-8 aralığına yaymamız lazım. Vardiya sistemi rahatlatacak, diğer sektörlere de fayda sağlar. Bu aynı zamanda sosyal bir proje. Eğitimde de liseyi farklı, ilk ve ortaokulu farklı saatte trafiğe alarak trafiği rahatlatabiliriz. Bu, akaryakıt giderlerini de azaltır. Kademeli saat projesine destek verilmeli. Belediye, İstanbul’da ticari araç kullanan şoförleri kan testine tabi tutuyor. Doğru bir karar, destekliyoruz. Fakat şu an sadece Erenköy ve Bakırköy’deki iki hastanede yapılıyor. Bu da yığılmaya sebep oluyor. Hızlandırılmalı. Araç yenilemede sıkıntı yaşıyoruz. Bir sene önce 110-120 bin liraya aldığımız araçları şu anda 300-310 bin liraya alıyoruz. Üreticiler dolar ve Euro düşse bile fiyatları geri çekmiyor. Kamu bankalarının yerli araçlara verdiği düşük faizli kredi uygulaması doğru bir uygulama, genişletilmeli. Kamera ve sensör mecburiyeti getiren yönetmelik, maliyeti nedeniyle ertelendi. Mevcut araçlara bu sistemlerin takılması, yangın tehlikesini de barındırıyor. Yakın dönemde, elektrik aksamının sebep olduğu otobüs yangınlarına şahit olduk. O yüzden kamera ve sensör zorunluluğu getiren yönetmelik bir daha gözden geçirilmeli.

K3 belgesi dışında hiçbir standart yok
Ercan Karakurt / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi: Evden eve nakliyat denince akla 1980’li yılların ortasına kadar imece usulü yapılan taşınma gelirdi. Günümüzde yılda 3 milyona yakın ev taşınması gerçekleşiyor. Bunun 750 bin ila 1 milyon arası İstanbul’da oluyor. İstanbul’da bu konuda faaliyet gösteren kayıtlı 350 firma var ama kayıtdışı çok fazla. Sektörümüzün K3 belgesi dışında hiçbir standardı yok. Dijital ortamlarda yapılan haksız rekabet, kayıtaltında olan firmaları olumsuz etkiliyor. Sorunlarımızı şu şekilde sıralayabiliriz: K3 belgesinin tonaj standardına bağlı olması, K3 belgesinde çalışanlarla ilgili herhangi bir ifadenin olmayışı.

Geçiş belgesi sorunu yaşıyoruz
Tamer Dinçşahin / Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Ülkemize 60 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlayan sektörüz. Önümüzdeki 3 yılda 150 milyar dolar döviz girdisi sağlamayı hedefliyoruz. Sektörümüzde; geçiş belgesi, vize, şoför sorunu, bürokrasi, sınırlarda yaşanan sorunlar, denetimsizlikler, limanlarımızın yabancı firmaların elinde olması gibi sorunlar var. Kala kala elimizde 40 bin aracımız kalıyor, onları da çalıştıramıyoruz. Avrupa’nın en genç filosuyuz dedik ama geçiş belgesi sorunu var. Slovenya’ya geçiş belgemiz yok, Macaristan’a geçiş belgemiz yok. Transit geçiş için günlerce bekliyoruz. Maliyet artıyor, gidemiyoruz. Vizeler 15 günlük ya da 3 aylık veriliyor. Bu da her gidişte vize almak manasına geliyor. Bilinçli engellemeler sebebiyle büyük sıkıntılarımız var, ihracatımız tökezliyor. Artık umudumuz kalmadı, STK’lar da yanımızda değil. Dünya Lojistik Performans Endeksi’nde yer alan 6 kritere göre Türkiye 47. sırada. Sektörümüz bu endekste 2012’den bu yana sürekli geriliyor. Bizden önce Suudi Arabistan, Yunanistan, Güney Kıbrıs var. İhracatta lider olmak istiyoruz ama bu ürünleri nasıl taşıyacağımız sorgulanmıyor.

Özel finansman modeli ihtiyacı
İlhan Yılmaz / Trafik Müşavirliği Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Ağustos ayında TOBB’da yaptığımız toplantıda sorunlarımızı gündeme getirdik. Komitemizin isminin değişmesinde en azından bir dayanak noktası olacak. Oto kiralama sektörü kan kaybediyor. 31 yıldır sektördeyim, eskiden kriz döneminde bile büyüyorduk. Ancak geçtiğimizin yılın ağustos ayından beri kan kaybediyoruz. 2019’un birinci yarı sonuçlarına göre, filo sayısında yüzde 15 kaybımız var, müşteri adedinde daha vahim durumdayız, kaybımız yüzde 20’lerde. Dövizle araç kiralamaları yasaklayan düzenleme, kredi maliyetlerindeki artış, otomotiv maliyetlerindeki artış gibi etkenler bunda rol oynadı. Döviz artınca araç fiyatları arttı ama döviz düşünce arzu edilen seviyeye gelmedi. Geçtiğimiz hafta yerli araçlar için bir kredi faizi indirme kampanyası başladı. Yetmez ama evet denilebilecek bir uygulama. Finansta, otomotivle ilgili ihtisas kurulları olmalı. ABD ve Avrupa’da bu şekilde yapılıyor. Araç üretiminde geçen yıl 1 milyon bandından 650 bin bandına düştük. Bu sene ise 350 bin bandına düşüş bekleniyor. Özel bir finansman modeline ihtiyaç var. Otomotivde, dünya markalarının hepsinin özel finansman modelleri var. BDDK nezdinde bu konu daha farklı ele alınmalı, otomotiv ile ilgili ihtisaslaşmaya gidilmeli. KDV problemimiz var.

İkinci el stok satışta yüzde 18 KDV ödüyoruz, bundan dolayı ciddi mağduriyetler yaşıyoruz. BDDK, bankalara ‘oto kiralama ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar’ diye yazı göndermiş. Bu iki konunun gündeme alınmasını rica ediyoruz. Kiralık otomobillerin çalınması ile ilgili bir sorun var. Kiralık araç çalınması organize suç ve nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmeli. Bu araçlar milli servet. Şu anda 2 bin 200 araç çalındı ve nerede bilinmiyor.

Fuarların ihracata katkısı büyük
Kemalettin Solmaz / İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi: Bir büyüğüm, ‘Fuarlar sanayici ve tacirin pazar tezgahı, fuarların geneli ise ülkelerin pazarı’ demişti. Doğru bir söz. Bu dönem Odamız yurtdışı fuarlara katılımı artırdı. İhracatımızın artmasında çok değerli bir girişim, devam etmeli. İhracatta fuarların katkısı çok büyük. Diğer önemli bir husus ise İstanbul Fuar Merkezi alanının büyük çoğunluğunun işletme ve kiralamasının İDTM’ye geçmesi oldu. Bu durum, fuarı düzenleme imkânını ve alanı işletene değil, en iyi şekilde yapacak organizatöre vermek anlamına geliyor. Yeni süreç, İstanbul’un fuarcılık potansiyelini yükseltmek açısından büyük katkı sağlayacak. Fuarcılık konusundaki başarılı çalışmalarından dolayı Sayın Başkanımız Şekib Avdagiç’e ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim. İstanbul’da yapılacak fuarların ve fuar etkinliklerinin geliştirilmesinin ülkemize büyük katkısı olacak.

Ada bazlı yenileme sistemine geçilmeli
Süleyman Uluocak / Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Geçtiğimiz hafta deprem yaşadık. Bu durum, sektörümüzü vurdu. AFAD 3 bin 133 binada hasar tespit etti. Acil eylem planlarımız olmalı. Olası bir depremde büyük bir kargaşa yaşayabiliriz. Gayri Safi Milli Hasıla’mızın üçte birini kaybedebiliriz. İstanbul’da yıkılmayı bekleyen çok sayıda bina var, aynı zamanda satılmayı bekleyen de… Bu ikisinin sayısı hemen hemen eşit. Bunlar değerlendirilip takas edilmeli. Kentsel dönüşümde parsel bazlı yenileme yerine ada bazlı yenilemeye geçilmeli.

İşsizler eğitilip yönlendirilmeli
Enver Kaya / Takım Tezgâhları ve Otomasyon Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı: Meslek komitemizdeki listeler yenilenmeli. Bunlar NACE kodlarına uygun mu bilmiyorum. Ar-Ge çalışmalarına destek, üyelere yayılma, İstanbul’un marka değerini yukarı çıkarma, bunlara ulaşmak için çalışmamız gerekiyor. Sanayi envanterinin çıkarılması için çalışmak gerekiyor. Sanayimizin bir inovasyon karnesinin çıkarılması gerekiyor. Dijital dönüşümün önüne geçmek imkânsız. Bilgi kirliliği var, bu durum yanlış yatırımlara neden olabilir. Yıllık hedefli çalışan firma sayısını artırmalıyız. Üniversite sanayi işbirliği de önemli. Yerli üretimi desteklemede sıkıntı var. İnsanımız önyargılı ve bunu sosyolojik bir problem olarak görüyorum. Kalifiye elaman sorunu var, işsiz gençler toplanıp eğitim verilmeli, yönlen-dirme olmalı. Meslek lisesi ve üniversite bazında yeni eğitim alanları açılmalı. İlköğrenimde meslekler tanıtılmalı. Sınıflara ziyaret gerçekleştirilmeli ve çocuklar hayal etmeye teşvik edilmeli. İkinci nesle de şirketlerimizi hazırlamak zorundayız, bu konuda dertli çok firma var.

2020 kayıtdışıyla mücadele yılı olsun
Hasan Görkem Konu / Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi Başkanı:
Geçen ay komitemizde 2020 İş Programı’nı ele aldık. Geçen seneki iş programımız ile de karşılaştırdık. 2019 iş programınızda 20 madde civarında konumuz vardı. Bunlardan 7’sini Odamızın da desteği ile çözdük. Önemli problemlerimizden biri KDV sorunuydu, çözüldü. İthal araçlarla ilgili problem vardı o konu da çözüldü. Yerli araç alımında banka kredisinde faiz indirimine gidildi. Bu problemi de Oda yönetiminin katkısıyla çözdük. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Geçtiğimiz aylarda komite üyelerimizin de katılımıyla İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman Bey’in başkanlığındaki bir heyet olarak BDDK Başkanı Sayın Mehmet Ali Akben’i ziyaret ettik. Faiz indirimi konusundaki raporumuzu sunduk. Rapor doğrultusunda yerli araç kredisinde faiz indirimine gidildi. Bu Odamızın başarısı. Komite olarak, 2020’de birinci gündem maddemiz kayıtdışıyla mücadele olacak. Çünkü internet vasıtasıyla yapılan kayıtdışı satışlar sebebiyle meslektaşlarımız mağdur oluyor. Şu an araç temininde problem yaşıyoruz. 2018’de 7 milyon araç satılmış, sadece 1.5 milyon âdetini meslektaşlarımız satabilmiş. Devletin de burada gelir ve vergi kaybı var. Kayıtdışı konusunda, 4 Kasım’da sektör toplantısı yapacağız. Odamızın 2020’yi kayıtdışıyla mücadele yılı ilan etmesini öneriyoruz. Kayıtdışılık konusunda mağdur olan sektörlerin temsilcileri ortak bir çalışma grubu oluşturabilir. İTO Başkanımızı ve diğer sektörlerin temsilcilerini de 4 Kasım’daki sektör toplantımıza davet ediyoruz.

Hamilik projesi örnek oldu
Mustafa Büyükdede / Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi Meclis Üyesi: Kalifiye ara eleman, tüm sektörler için ihtiyaç. Bu noktada devletin adımlarının yanı sıra özel sektör de adımlar atmalıydı. 2015’te mesleki okullara hamilik projesini başlattık. 8 okulla başlayan hamilik projesinde okul sayımız 54’e ulaştı. İTO’nun çalışmaları örnek teşkil etti, tüm yurda yayıldı. Projemiz, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da kabul gördü. Öyle ki 24 Ocak’ta, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İTO, İSO ve İTÜ arasında mesleki eğitimde işbirliği protokolü imzalandı. Mesleki okullara hamilik projesinin olumlu etkilerini görüyoruz. Meclis üyelerini okullarla eşleştirdik. Sorumlu okullarının makina-teçhizat gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı oluyorlar. Okullarla sürekli diyalog halindeler. Proje ile öğrenciler ile reel sektör arasında dinamik ilişki kuruluyor. Firmalarda staj yaparak sektörleri tanımaları da sağlanıyor. Ekonominin gelişmesi, işsizliğin azalmasına katkı sağlayan bu proje için özel sektörü elinden gelen katkıyı yapmaya çağırıyorum. Mesleği sevdirme, ortaokuldan başlamalı. Yakın zamanda İngiltere’ye seyahatimiz oldu, orada da bu konuya verilen önemi gördük. Önümüzdeki dönemde hamilik el kitabını da çıkaracağız. 81 meslek komitemiz var, bu projeyi kalıcı kılmak adına komitelerimizin her toplantı gündeminde eğitim ve hamilik projesi olmalı.

Altın esaslı muhasebe sistemi
Mehmet Erhan Hoşhanlı / Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi: Sektörümüz önemli ihracatçı sektörlerden. 250 bin çalışanı, 40 bin mükellefi, 7 milyar dolar ihracatı ve 15 milyar dolar da ihracat hedefi olan bir sektörüz. Yükselen altın değerlerinden dolayı belli bir hisseyi sermayemizden veriyoruz. Ayrıca yüzde 100 artan maliyetlerden dolayı fazla vergi veriyoruz. Bu, markalaşmamızı engelliyor. 2003’teki altın esaslı muhasebe sistemini istiyoruz. Kayıtdışı sorunumuz var. Usta-çırak kavramı bitti. Bunun için mesleki yeterlilik uygulaması olmalı.

Sektörümüzde boşluklar çok fazla. Bunun için sertifikasyon merkezleri olmalı.
Dubai, dünya serbest pazarı gibi bir konumda. Çünkü ticaret kolaylaştırılıyor. Merkez Bankası’nın altın stokları artıyor, bu altınlar kasada durana kadar altın kredisi verelim diyoruz. Var olanı kullanmıyor, ithal ediyoruz. Dolar kredisi değil de altın kredisi alalım diyoruz ama mevzuat uygun değil. Yurtdışı fuarlarda ATA karnesi teminat oranları yüksek. Bu da maliyet getiriyor. ATA karnesi için banka teminatı yerine şirket kendi çekini versin ya da bu oranlar sıfırlansın. İhracat adeta engelleniyor. Altın tasarrufa en yatkın meta olmasına rağmen Türkiye’de altın ticaretinin taksitlendirilmesine de kısıtlama gelmişti. Karar alınırken, sektörle istişare edilmeli.

10 Ekim 2019 Perşembe

Etiketler : Sektörel

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 1 milyar 962 milyon 46 bin liralık tarımsal destekleme ödemesinin çiftçilerin hesaplarına aktarılacağını bildirdi.


 

Yumaklı, sosyal medya hesabından tarımsal destekleme ödemelerine ilişkin paylaşımda bulundu.

 

Bu ödemenin hayırlı ve bereketli olmasını temenni eden Yumaklı, "1 milyar 962 milyon 46 bin lira tarımsal destekleme ödemesini çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz." ifadesini kullandı.

 

Paylaşımda yer alan bilgiye göre, söz konusu destek tutarları, çiğ süt için 1 milyar 148 milyon 843 bin 109 lira, bitkisel ürün sigortası için 600 milyon lira, hayvan hastalıkları tazminatı için 110 milyon 424 bin 58 lira, kırsal kalkınma yatırımları için 86 milyon 872 bin 475 lira, hububat, baklagil ve dane mısır için 14 milyon 442 bin 653 lira, sertifikalı tohum kullanımı için 1 milyon 292 bin 825 lira, hayvan gen kaynakları için de 170 bin 880 lira olarak belirlendi.

 

Söz konusu destekler bugün tek parça halinde çiftçilerin hesaplarına aktarılacak. Süt desteği ödemeleri ise TC kimlik numarasının son hanesi 0, 2 ve 4 olanlara bugün, 6 ve 8 olanlara 27 Eylül'de ödenecek.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : çiftçi tarım hesap ödeme destek üretim

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "22 yılda 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 505 kilometreye yükselterek yıllık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken, fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk" dedi.


 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya gazetesinin "Sürdürülebilir İklim Ekonomisi" mottosuyla başlattığı "İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, etkinlik içeriğinin önemine işaret etti.

 

Ulaşım ve iletişim stratejilerini küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri güncel tutma konusuna verdikleri öneme işaret eden Uraloğlu, dünyadaki hızlı nüfus artışı ve sanayileşme ile birlikte doğal kaynakların plansız kullanımının iklim değişikliği gibi çevresel sorunlara neden olduğunu anlattı.

 

Uraloğlu, her yıl artış gösteren kuraklık, kasırga, orman yangınları ve sel gibi doğal felaketlerin küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bakanlık olarak, iklim krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için çalışıyoruz. Çevre hassasiyetine, karbon emisyonunun azaltılmasına önem vererek hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçiriyoruz. Vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği'nin temel yaklaşımları ile birçok ortak paydaya sahiptir. Bilindiği üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2030'a kadar Avrupa kıtasında ulaşım odaklı karbon salınımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılına gelindiğinde ise '0' karbon salımı hedefine ulaşmayı amaçlamaktadır.

Türkiye olarak, küresel ekonomideki güç dengelerini etkileyecek bu ve benzeri uygulamaları her zaman yakından takip etmekteyiz. Ayrıca ülkemizin Paris Anlaşması'na taraf olması ile birlikte '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' ve 'Yeşil Kalkınması Politikası' doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık. Bunun yanı sıra 2053 yılı için hedeflediğimiz sıfır emisyon doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik somut adımlar da atıyoruz."

 

"KÖMÜRHAN GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ'NİN YAPIM ÇALIŞMALARINI TAMAMLADIK"

 

Abdulkadir Uraloğlu, yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin bilinciyle 2017'de Karayolları İzmir 2. Bölge Müdürlüğü'nün enerji ihtiyacının bir kısmının karşılanması amacıyla güneş enerjisi santrali kurduklarını anımsattı.

 

Geçen yıl da Van 11. Karayolları Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki ikinci güneş enerjisi santralini tamamlayarak hizmete aldıklarını bildiren Uraloğlu, şunları söyledi: "Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali'nin yapım çalışmalarını tamamladık, oradaki köprü ve tünelin aydınlatılmasında kullanılacak bir santral bu. Kara yollarımız kapsamında Erzurum, Trabzon, Kars, Konya , İstanbul ve Van'a ikinci bir güneş enerjisi santrali yapılmasını da planlarımız arasına aldık. Yine, bu kapsamda İzmir Selçuk’ta TCDD tarafından kendi mülkiyeti üzerindeki alanda kurulan güneş enerjisi santralimiz de 2019 yılında hizmete açılmıştır. Çok yakın bir süre önce TÜRKSAT Gölbaşı yerleşkesinde 2023 yılında yapımına başladığımız 131 dönümlük dev güneş enerji santralini de tamamlayarak yılda 15 milyon kilovat (kwh) elektrik üretimine başladık. Santralimiz, Türksat'ın Ankara'daki tüm yerleşkelerinin enerji ihtiyacını karşılayacak ve yılda 60 milyon lira tasarruf sağlayacak. Özetle, Bakanlığımız kurumlarındaki yenilenebilir enerji kaynaklarını artırıyoruz."

 

"EKOLOJİK KÖPRÜ UYGULAMALARI ÇEVRE DUYARLILIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, "Yabani canlıların karıştığı trafik kazalarını azaltmak amacıyla ekolojik köprü uygulamaları da çevre duyarlılığı açısından büyük önem arz ediyor." dedi.

 

Türkiye'de yaban hayatı geçişi öncelikli olarak düzenlenmiş ilk köprünün, Gülek Boğazı ile Akdeniz’i bağlayan Tarsus-Pozantı Otoyolu'nun 30. kilometresinde inşa edildiğini hatırlatan Uraloğlu, şu bilgileri verdi: "ICA Kuzey Çevre Otoyolu Yatırım İşletmesi de otoyolu projemiz kapsamında Uskumruköy’de bir 'Ekolojik Köprü' inşa etti. Şu anda Karayolları Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundaki yol ağında toplam 8 ekolojik köprü hizmet etmekte. Aydın-Denizli Otoyolu'nda da 1 ekolojik köprünün yapımına devam ediyoruz. Konya-Aksaray Devlet Yolu, Kaş-Kalkan Yolu Ve Batman-Hasankeyf Yolu Suçeken Boğazı Mevkii gibi vatanımızın dört bir köşesinde de 15 yeni ekolojik köprü yapılmasını planladık. Demir yolu ağımızda da ilk ekolojik köprü, Ankara Eskişehir Yüksek Hızlı Tren Hattı'nda 2021 yılında hizmet vermeye başlamıştı. Bu hatta bir ekolojik köprü daha planlıyoruz. Dünyada yüksek hızlı tren hattına inşa edilen ilk ekolojik köprü olma özelliğindedir. Diğer yandan Halkalı Kapıkule Hızlı Tren Projesi kapsamında 3 ekolojik köprünün çalışmalarına da devam ediyoruz."

 

Köprü çalışmalarındaki proje inşa alanlarında yatırımlar kapsamında etkilenen her ağacın yerini değiştirdiklerini ya da misliyle dikim gerçekleştirdiklerini bildiren Uraloğlu, bu konuya özel önem verdiklerini söyledi.

 

Uraloğlu, "Çünkü bizim hedefimiz tabiatın gösterdiği yoldan gitmek; yani onu tahrip etmeden, onunla uyum içinde yaşamayı başarabilmektir. Karayolları Genel Müdürlüğümüzce 76,5 milyon, kamu-özel işbirliği projeleri kapsamında da 20,2 milyon olmak üzere toplam 96,7 milyon fidanı daha yeşil bir Türkiye için toprakla buluşturduk, yeni orman alanlarını hayata geçirdik." dedi.

 

"DOĞA, GELECEK NESİLLERE BIRAKACAĞIMIZ EN ÖNEMLİ MİRASIMIZDIR"

 

"Tüm vatandaşlarımızı da çevrenin ve doğal zenginliklerimizin korunması, kaynaklarımızın tükenebilir olduğu gerçeğini göz ardı etmeden bireysel tedbirlerin alınması konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum. Unutmamalıyız ki doğa, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli mirasımızdır." diyen Uraloğlu, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

 

Uraloğlu, şöyle devam etti: "Son 22 yılda 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 505 kilometreye yükselterek yıllık yaklaşık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Ayrıca artık iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yük ve yolcu taşımacılığında fosil yakıt kullanımından temiz enerji kullanımına bir geçiş söz konusu ve zorunludur.

2035'te her iki araçtan birinin elektrikli olacağı öngörülüyor. Bu noktada bizler de ülkemizin ürettiği yerli ve milli aracımız Togg'u fosil yakıtlı motorlar olmadan sadece elektrikli olarak üretiyoruz. Artık elektrikli ve otonom araçlar hayatımızın bir gerçeği. Bu noktada bu tür elektrikli araçların daha da yaygınlaşması ile elektrik enerji ihtiyacı ve erişilebilir şarj istasyonları önemli hale gelmiş durumda. Bundan dolayı elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde yolculukların daha verimli hale getirilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmeye yönelik projeler hayata geçirmekteyiz."

 

"DENİZ TAŞIMACILIĞININ ÇEVREYE DAHA DUYARLI OLMASI AMACIYLA ULUSLARARASI GELİŞMELERİ DE YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

 

Abdulkadir Uraloğlu, deniz taşımacılığının çevreye daha duyarlı olması amacıyla uluslararası gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, deniz ticaret filosunun çevre dostu gemilerle büyümesi için de "Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair" bir yönetmelik hayata geçirdiklerini hatırlattı.

 

Söz konusu yönetmeliğin, gemi sicillerine kayıtlı 50 ila 50 bin groston arası ticari gemilerden 20 yaş ve üzeri olanları kapsadığını bildiren Uraloğlu, "Yeni gemilerin ana sevk sistemleri çevre dostu bir enerji kaynağına dönüşecektir. Bu kapsamda Kapıdağ ve Ayşenaz isimli 2 gemiye 6 milyon dolarlık teşvik sağladık, geçtiğimiz günlerde onun anlaşmasını imzaladık. Sadece gemiler için değil, liman tesislerimiz içinde uzun yıllardır sürdürdüğümüz Yeşil Liman uygulamasını güncelleyerek emisyon salınımını daha da azaltmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

 

"ULAŞIM SİSTEMLERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN SAĞLANMASI İÇİN TÜM PAYDAŞLARIMIZLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE HAREKET EDİYORUZ"

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, limanlarda kullanılan iş makinelerinde fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji ile çalışan sistemlere geçiş sürecinde olduklarına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Oluşturacağımız bir mekanizma ile sektörümüze Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından 20 milyon avro hibe, 50 milyon avro uzun vadeli uygun maliyetli kredi desteği alacağız. Havalimanlarımızda gerçekleşen faaliyetlerin çevresel etkilerini kontrol altına almak için de 2020 yılında 'Karbonsuz Havalimanı Projesi'ni başlattık. Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından yürütülen 'Havalimanı Karbon Akreditasyonu' programı kapsamında hayata geçirdiğimiz bu projemiz; karbon salınımı, doğal kaynak kullanımı, atık ve kimyasalların yönetimini içermektedir. Dünyada 88 Ülkede toplam 587 havalimanının dahil olduğu programda ülkemiz; karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 havalimanıyla bu kapsamda 2. ülke konumunda. Özetleyecek olursak, yeni ulaşım ve altyapı projelerimizde, çevre hassasiyetine, daha az karbon emisyonuna, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik planlarımızı projelerimiz bir bir hayata geçiyor. Ulaşım sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde hareket ediyoruz. Kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin ortak çabalarıyla çevreye duyarlı, modern ve etkin bir ulaşım ağını hep birlikte oluşturacağız. Hiç şüpheniz olmasın; sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için çalışmaya ve ulaşımın çehresini değiştiren yatırımlarımızla, yarınlarımıza yaşanabilir, temiz bir dünya bırakmaya gayret göstereceğiz."

 

"USOM 7 GÜN 24 SAAT HİZMET EDİYOR"

 

Uraloğlu, Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi'nin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

 

Gelişen teknolojiyle, gelişen dünyada risklerin neler olduğu ve neler olabileceğiyle ilgili birçok olayın ardı arkasına yaşandığını belirten Uraloğlu, "Biz birçok riski zaten öngörebiliyoruz. Bu risklere göre de bütün ülkemizin kurumları, gerek özel sektör olsun gerek kamu olsun hepsinin işbirliği ile beraber ülkemizin daha güvenilebilir olma noktasında birçok gayretimiz var." diye konuştu.

 

Uraloğlu, Lübnan'da çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadıklarını ifade ederek, "Yani muhatabının kim olduğundan bağımsız olarak çoluk çocuğa kadar etkileyen bir saldırıyı çok net bir şekilde kınıyoruz. Ama siber güvenlik noktasında da nerelere geldiğimiz, bu globalleşen dünyada neler yapılabileceğini bir anlamda da bu vesileyle görmüş oluyoruz." açıklamasını yaptı.

 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde USOM olarak bilinen Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin olduğunu kaydeden Uraloğlu, "7 gün 24 saat hizmet ediyor. 7 binin üzerinde, 7 bin 300, 7 bin 400, 7 bin 500 civarında bu konuda ülkemizdeki ve dünyadaki uzmanlarla iş birliği yapıyoruz." diye konuştu.


Uraloğlu, 2 bin 400 civarında SOME ile iş birliği yapıldığına işaret ederek, "SOME nedir? Siber Olaylara Müdahale Ekibidir. Kimlerdir bunlar? Gerek kamu kuruluşlarıdır gerekse özel sektördeki şirketlerdir, kurumlardır. Bunların kurmuş oldukları siber olaylara müdahale ekipleriyle 7 gün 24 iş birliği yapıyoruz." dedi.

 

Her gün USOM tarafından 400'ün üzerinde 440 civarında büyük saldırıyı engellediklerini aktaran Uraloğlu, "Yine 17 milyonun üzerindeki IP adresini yerli ve milli yazılımlarımızla her gün sürekli olarak tarıyoruz ve onlara karşı zararlı girişimleri sürekli engelliyoruz. Dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Dolayısıyla biz siber güvenlik noktasında dünyadaki en güvenli ülkelerden bir tanesiyiz. Mutlaka daha iyisini yapma noktasında belli çalışmalarımız, belli bir sürecimiz var." ifadelerini kullandı.

 

Uraloğlu, kamuoyunun gündemine gelen Siber Güvenlik Başkanlığı kurulması ile ilgili sürecin devam ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Sadece kamuyu değil bütün ülkeyi daha profesyonel, daha etkili ve daha güçlü bir şekilde koruma ve dünyadaki gelişmelere ayak uydurma ve ülkemizi koruma refleksiyle başlatılmış olan bir çalışmadır. Bu çalışma içinde gerekli istişareler yürütülüyor. Yani zannediyorum ki çok uzamadan kısa vadede devreye girecektir. Halihazırda ciddi bir altyapımız var. Bu altyapıyı biz korumaya devam edeceğiz ve geliştirmeye devam edeceğiz. Yani bizim bakanlığımızdaki USOM görevine kendi yetki alanında devam edecek ama bir üst çatı altında muhtemelen böyle bir daha güçlü bir yapıyı kurmuş olacağız."

 

TEKİRDAĞ'A 75 MİLYAR 689 MİLYON LİRA ULAŞIM VE İLETİŞİM YATIRIMI YAPILDI

 

Uraloğlu, Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde köprülü kavşakta düzenlenen Karayolları Genel Müdürlüğü Projeleri Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Trakya'nın güçlü kara yolu altyapısı, limanları, demir yolu ve hava yolu bağlantıları ile Avrupa'yı Asya'ya bağlayan köprü konumunda olduğunu söyledi.

 

Bakan Uraloğlu, son 22 yılda Tekirdağ'ın ulaşım ve iletişim altyapısına 75 milyar 689 milyon lira yatırım gerçekleştirdiklerini, 2022 yılında 86 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 409 kilometreye, 246 kilometre olan sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu ise 586 kilometreye çıkardıklarını aktardı.

 

Kapaklı Köprülü Kavşağı'nı Çerkezköy-Saray kara yolu üzerinde hayata geçirdiklerini anımsatan Uraloğlu, şunları kaydetti: "Ana gövdesi 1071 metre uzunluğunda olan kavşağımızın 234 metresini ard germeli, köprülü olarak hayata geçirdik. Kavşağımız ile birçok yolun kesişim noktasında bulunan Kapaklı ilçesinin Tekirdağ'a, otoyola ve çevredeki yollara yüksek standartlı bağlantısını sağladık. Ağır taşıt trafiğinin yoğun olduğu ve her gün 34 binden fazla aracın geçiş yaptığı D-567 Saray-Çerkezköy Devlet Yolu üzerindeki trafik yükünü rahatlattık. Kavşağın inşa edilmesiyle zamandan 279 milyon lira, akaryakıttan 3,7 milyon lira olmak üzere 282,7 milyon lira tasarruf edeceğiz. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyon salımını 272 ton azaltarak doğanın korunmasını sağlayacağız."

 

YAPILAN YOL TASARRUFA KATKI SAĞLIYOR

 

Uraloğlu, Kapaklı Köprülü Kavşağı, Hayrabolu Çevre Yolu ve Barbaros Limanı bağlantı yolunun şehrin ulaşım, sanayi ve tarımına önemli katkı sağlayacağını dile getirdi.

 

Türkiye'nin en büyük transit limanı olan Asyaport Limanı içinde toplam 6,5 kilometre uzunluğunda bir bağlantı yolu inşa ettiklerini anımsatan Uraloğlu, şöyle devam etti: "Proje kapsamında 877 metre köprü imalatı gerçekleştirdik. Proje ile Tekirdağ-Malkara Devlet Yolu'ndan Asyaport Limanı'na bölünmüş yol konforuyla erişim sağlayarak Limanın her geçen gün artan faaliyetlerinin hızlı ve verimli sürdürmesini sağladık. Ayrıca turistik bölge olan Kumbağ yerleşiminde özellikle yaz aylarında artan trafik yoğunluğunun önüne geçtik. Bu yol ile zamandan 25,5 milyon lira, akaryakıttan 9,7 milyon lira olmak üzere 35,2 milyon lira tasarruf edeceğiz. Bildiğiniz üzere Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesi kapsamında 1915 Çanakkale Köprüsü'nün de dahil olduğu Malkara-Çanakkale Otoyolu kesimini hizmete açtık. Şimdi Kınalı-Malkara kesimi içinde kolları sıvadık. İstiyoruz ki 1915 Çanakkale Köprüsü'nün devamındaki 127 kilometrelik otoyolu da beraberce yapalım. Yakında çalışmalara başlamayı planlıyoruz."

 

HALKALI-KAPIKULE DEMİRYOLU PROJESİ

 

Uraloğlu, Tekirdağ Limanı'na getirilecek yüklerin, demiryolu ile buradan Edirne'ye, Edirne'den de Avrupa'ya taşınmasını sağlayacak 31 kilometre uzunluğundaki Tekirdağ-Muratlı arası 2. hat yapımı ve Tekirdağ-Muratlı Sinyalizasyon ve Elektrifikasyon Projesi'ni tamamladıklarını ifade etti.

 

Halkalı - Kapıkule Demiryolu Projesine de değinen Bakan Uraloğlu, şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin demir yollarında uluslararası bir köprü olmasını sağlayacak Halkalı-Kapıkule Demiryolu Projesi'ne de devam ediyoruz. 44 kilometresi Tekirdağ'dan geçen 229 kilometre uzunluğundaki Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesi ile Tekirdağ'ı İpek Demiryolu güzergahının önemli merkezlerinden biri haline de getiriyoruz. Projenin tamamlanmasıyla mevcut hat kapasitesini 4 kat arttıracağız. Halkalı-Kapıkule arası yolcu seyahat süresini 4 saatten 1,5 saate, yük taşıma süresini ise 6,5 saatten 2,5 saate düşüreceğiz. Hattın hizmete alınmasıyla gelişmeye başlayacak ticari hareketlilik bölge insanımızın ve ülkemiz ekonomisine, kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlayacak. Kimsenin şüphesi olmasın ki Bakanlık olarak Türkiye Yüzyılı Vizyonu'muzu rehber edinerek, Tekirdağ'ın ihtiyaçlarını en doğru şekilde karşılayacak adımları atacağız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimize uygun biçimde projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz."

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : akaryakıt tasarruf fosil yakıt