tatil-sepeti
Lojistik ulusal veri tabanıyla güçlenecek

HABER: ŞEREF KILIÇLI Yük taşımacılığında 31 Aralık’tan itibaren uygulamaya alınacak Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi (U-ETDS) ile lojistik sektöründe de veriye dayalı yeni bir dönem başlayacak. Yolcu taşımacılığının ardından yük taşımacılığında da ulusal bir veri tabanı oluşacak. İstanbul Ticaret Odası Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi, Cemile Sultan Korusu’nda düzenlediği U-ETDS ve sayısal takograf veri analizi toplantısıyla sektör mensuplarını sistem hakkında bilgilendirdi. YOLCUYLA BAŞLADI Büyük bir hızla gelişen ve değişen dünyanın en önemli konularından birinin dijitalleşme olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş, “Bilgilerin analiz edilerek geleceği doğru planlamak adına faydaları yadsınamayacak U-ETDS, sayısal takograf gibi sistemler, artık sektörün ayrılmaz parçaları oldu” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolu Düzenleme (KDGM) Genel Müdürü Mahmut Gürses, U-ETDS’nin yolcu taşımacılığındaki başarısını yük taşımacılığında da yakalayacağına inandığını söyledi. Gürses’in konuşmasının ardından KDGM Daire Başkanı Kerim Cicioğlu, KDGM Uzmanları Hasan Boz ve Dursun Savaş, yaptıkları sunumlarla sistemin işleyişini anlattı. SİSTEMİN İŞLEYİŞİ Yük taşımacılığında; C2, C3, K1, K3, L1, L2, N1, N2, R1, R2, M1, M2, P1, P2 yetki belgesine sahip firmaların faaliyetlerine ilişkin U-ETDS’ye elektronik olarak bilgi gönderme yükümlülükleri 31 Aralık 2019 itibariyle başlayacak. U-ETDS’ye; plaka, şoför, yük cinsi, yük miktarı, taşıma bedeli, yükleme-boşaltma tarihi ve saati, gönderici ile alıcı bilgileri girilecek. Uygulamaya göre, yurtiçi veya uluslararası taşımacılık yapan bir lojistik firması, taşımasını üstlendiği eşyalara ait gönderici ve alıcı bilgilerini, fatura/e-fatura veya irsaliye bilgileriyle birlikte taşıt hareket saatinden itibaren en geç 6 saat sonrasına kadar yine U-ETDS sistemine işlemek zorunda olacak. U-ETDS’ye veriler, e-devlet veya uygulamanın web servisi üzerinden yüklenebilecek; mobil uygulama da kullanılabilecek. SAYISAL TAKOGRAF VERİLERİ Toplantıda, 1 Ocak 2020’den itibaren zorunlu olacak sayısal takograf verilerini yükleme konusunda da bilgi verildi. Düzenle-meye göre; yetki belgesi sahipleri, sayısal takograf ünitelerindeki verileri, taşıtların trafiğe çıktığı tarihten itibaren üçer aylık dönemler halinde elektronik ortamda arşivlemek ve bu veriyi ayda bir defa Bakanlıkça belirlenen kart verme otoritesine göndermekle yükümlü olacak.

19 Kasım 2019 Salı

Pırlantada sertifikalı uzmanlar yetişiyor

HABER: OSMAN KUVVET İstanbul Ticaret Odası, kuyumculuk sektörü çalışanlarının mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla özel eğitim programı düzenledi. Eğitime, pırlanta alanında 18, renkli taşlarda 22 olmak üzere toplam 40 kişi katıldı. İTO Kuyumculuk Meslek Komitesi öncülüğünde Harmony Akademi işbirliğinde, ilki haziran ayında düzenlenen ‘Pırlanta ve Renkli Taş Eğitimi’ adlı eğitim programının ikinci etabı, geçtiğimiz hafta İTO’nun Eminönü’ndeki ana binasında gerçekleştirildi. Bir hafta süren yoğun eğitimde, çeşitli ülkelerdeki elmas madenleri, ham malzemeden kesilmiş ürüne kadar pırlantanın tüm süreçleri hakkında bilgi verildi. Katılımcılara, pırlanta ile ilgili karşılaşılabilecek istismarlar, mozanit ve benzeri pırlanta taklitleri hakkında da bilgi aktarıldı. Eğitimde ayrıca pırlanta fiyatlarına ilişkin bilgiler paylaşıldı. Eğitim sonunda yapılan sınavda başarılı olan katılımcılara ‘Renkli Mücevher Taşları Uzmanlık Sertifikası’ verildi.

19 Kasım 2019 Salı

‘Göçen balığı kaçırmayalım’

HABER: ADEM ORHUN Tüketiciler, tezgahlarda bol ve ucuz palamut beklerken, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen ‘Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ teklifi kabul edildi. Yeni kanunda ağırlıklı olarak, devletin tasarrufundaki yerlerde su ürünleri üretim hakkının kiraya verilmesine ilişkin işlemlerin Tarım ve Orman Bakanlığınca yerine getirilmesini düzenliyor. Kanunda ayrıca bazı yasaklar ve cezalar da yer alıyor. Diğer taraftan, denizde av yapanlar ve deniz balığının ticaretiyle uğraşanlar ise faaliyetlerini kolaylaştıracak düzenlemeler ile vergi ve ücretlerde indirim bekliyor. Yasal düzenlemeler yapılırken sektörün ne durumda olduğunu görüştüğümüz İstanbul Su Ürünleri Komisyoncuları Derneği (İSKOMDER) Başkanı Mahmut Uçan, İstanbul Ticaret Gazetesi’nin sorularını şu şekilde cevapladı: - Teknelere kısıtlamaları değerlendirir misiniz? Teknelerin çalışma imkanı iyice sınırlandırıldı. Kıyıda ağ atma yasağı 24 metreye çıkarıldı. Fakat 15 metreye kadar müsaade edilirse, halkın ekonomik protein tüketme imkanının önü kesilme-miş olur. Tekneler, akıntı etkisiyle bu sınırların içine girdiği zaman da ceza kesiliyor ve ruhsat iptali oluyor. Bir teknenin kapatılması bir fabrikanın kapanması gibidir. Ruhsat iptallerinin para cezasına çevrilmesi lazım. Ayrıca ışıkla avcılığın serbest olması çok önemli. Özellikle 1 Eylül-30 Ekim arasında serbest olmalı. - Ava bir süre ara verme önerileri var? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bizim denizlerimiz göç denizi. Kıyılarımızdan geçen balığı, başka ülkeler tutuyor. Şu sıra bol hamsi var fakat mevzuattaki kıyı yasağı ciddi engel oluşturuyor. Deniz her zaman hamiledir; neyin ne zaman geleceği belli olmaz. Halkımızın da taze protein kaynağına ekonomik şekilde ulaşması lazım. - Peki teknik ve maddi imkanlar arttı; tekneler daha güçlü, yeni hal de büyük ve modern. Balığın ticaretinde neler yaşanıyor? Tutulan balığın yaklaşık yüzde 50’si hale girmiyor. Çünkü Gürpınar hali çok uzak. Karadeniz’de ağlarını toplayan teknenin buraya inmesi hem uzun sürüyor hem ayrı bir maliyet oluşturuyor. Gürpınar’dan alınan balıkları semtlerdeki satış noktalarına ulaştırmak bir sıkıntı. Rüsum da yüksek olunca teknelerin taze malı, şehirde başka noktalara indirdiğini görüyoruz. Üstelik bu sadece teknenin sorunu değil; komisyoncuyu, perakende satış yapanı ve tüketiciyi de etkiliyor. Şehir merkezine yakın bir yer yapılabilir veya Kumkapı kullanılabilir. O bölgede 100 dönümlük alan dolgu olsa yeter. - Halde uygulanan ücretler sektör mensuplarını bu kadar etkiliyor mu? Su ürünleri halinde komisyonculara uygulanan vergiler ve kira bedelleri çok yüksek. Meyve sebze hallerinde rüsum yüzde 1, balık halinde ise yüzde 4. Üstelik İzmir’deki balık halinde yüzde 1 rüsum alınıyor. İstanbul’da rüsum yüksek olduğu için esnaf zorlanıyor, kredi kullanıyor. Ondan da yüzde 2.5 faiz alınıyor. Rüsum bedeli yüzde 1’e indirilmeli. Balık halinde kira bedeli de çok fazla. Sebze meyve hallerinde 100 metrekarelik yerler 4 bin 500 lirayken, bu balık halinde 20 metrekare yer 3 bin TL. Kumkapı’dan buraya gelince herkesin harcamaları arttı. Balığı peşin satacaklardı, ona göre rüsum veriyoruz. Eski balık halindeki gibi müdürlük sistemine dönülmeli. - Sofrada kültür balıkçılığı ürünlerinin ağırlığı artıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bulunabilirlik, halkın beslenmesini de etkiliyor. Çünkü maliyet artıyor. Kıyı yasağı da buna sebep oluyor. Kültür balıkçılığı ürünlerinin ihracatının artması iyi bir gelişme, ancak deniz avıyla elde edilen balık çok daha tabii bir besin kaynağı. Kültür balığı yemle besleniyor. 12 kilogram balıktan 1 kilogram balık yemi oluyor. Bu da bir külfet, dövizin yurtdışına çıkması demek. Kültür balığı tezgahta 10 kilogramı ortalama 250-300 liradan satılıyor. Balıkçıların tuttuğu hamsinin 16 kiloluk kasası ise 90-100 lira. Kaldı ki kültür balıkçılığı için birçok destek var. O desteklerin deniz balığı için de verilmesi önemli bir ivme kazandıracaktır. Daha rahat balık tutabilirsek, piyasada taze ve ucuz balık daha bol olacaktır. Biz daha çok tutalım, halkımız da bol ve ucuz şekilde Omega 3 alsın. KDV ETTE YÜZDE 1 BALIKTA YÜZDE 8 Balıkçılık sektörünün, deniz ürünlerinin ticaretinde KDV sorunu olduğunu söyleyen Mahmut Uçan, “Toptan et ürünlerinde yüzde 1 olan KDV, balıkta yüzde 8. Bu oranın düşmesi tüketicilere de piyasaya da olumlu yansıyacak” dedi. ORKİNOSU BAŞKALARI YİYOR Orkinosta iç pazara satış yasağının kaldırılmasını isteyen Mahmut Uçan, “Bizim orkinosumuzu Japonlar alıyor. Sırbistan 20 bin tonluk kotasının yarısını iç pazarda tüketebiliyor. Bu balık Marmara’da avlayacağımız balığı yiyor. Orkinosu avlayıp iç pazarda satmamıza izin versinler. Böylece halkımız da ucuz orkinos yiyebilir. Bakanlığın, bu yönde bir karar çıkarmasını bekliyoruz” dedi.

13 Kasım 2019 Çarşamba

İkinci elde güven virajı

Yetki belgesiyle başlayacak yeni dönemde ikinci el araç alım-satımlarında güvenin artması sağlanacak. Bu işi sadece yetkili tacir ve esnafın yapacak olmasıyla istihdamın ve vergi gelirlerinin de artması bekleniyor. HABER: ŞEREF KILIÇLI İkinci el araç ticaretinde yetki belgesini zorunlu hale getiren düzenlemede, uyum süreci 31 Aralık’ta sona eriyor. Yönetmeliğe göre, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti, işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf tarafından yapılabilecek. Ticaret İl Müdürlüğü’nden yetki belgesi almayanlar, ikinci el otomobil ticareti yapamayacak. DEV PAZAR Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasında yer alan otomotiv sektöründe, ikinci el araç satışlarının payı özellikle 2018 yılındaki artışla dikkat çekti. 2018’de 6.9 milyon ikinci el araç, 620 bin sıfır araç satıldı. Son yılın rakamlarıyla ikinci el araç satışı, otomotiv pazarında yüzde 92’lik bir paya sahip. Yetki belgesiyle başlayacak yeni dönemin, sektörde büyük bir dönüşüm sürecini başlatması da bekleniyor. EKSPERTİZ RAPORU İkinci el araç alım-satımlarında güvenin artmasının yanı sıra, bu işi sadece yetkili tacir ve esnafın yapacak olmasıyla, istihdamın ve vergi gelirlerinin de artması öngörülüyor. Yönetmelik kapsamında; TSE hizmet yeterlilik belgesi bulunan işletmelerden araç ekspertiz raporu alınmasının zorunlu olması ve ikinci el satışı yapan işletme tarafından araca garanti verilecek olması da yeni dönemin önemli değişimleri arasında. SEKTÖR TOPLANTISI İstanbul Ticaret Odası Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi, ‘İkinci El Otomotiv Ticaretinde Kayıtdışıyla Mücadele Strateji ve Hedefleri’ konulu sektör toplantısında, ikinci el araç ticaretinde 2020 yılında başlayacak yeni dönemi ele aldı. ÜÇ SORUN ALANI Toplantının açılışını yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman, ikinci el araç sektörünün geçtiğimiz yıl yaklaşık yüzde 20’ye yakın büyüme gerçekleştirdiğini ve etkili pazarlardan biri haline geldiğini belirtti. Salman, sektörün daha fazla büyüme potansiyeli olduğunu fakat güven, kayıt dışılık ve kurumsallaşma gibi konularda önemli sorunlar yaşadığını vurguladı. İkinci el araç ticaretinin kayıt dışılıktan kurtulabilmesi için yapılan düzenlemelerin faydalı olacağına inandığını söyleyen Salman, şöyle devam etti: “Düzenlemelerin denetimlerinin de sağlanması, örneğin ekspertiz yapılan işletmelerin de ayrıca bir denetimden geçmesi, yetkinliklerine ve performanslarına bakılması gibi konuların da hayata geçmesi gerekiyor. Yalnızca devlet değil, sektöre de büyük iş düşüyor. Özellikle kayıt dışılığın sonlandırılması için işletme-lerin belirli bir standardı yakalaması ve tüke-tici üzerinde de güven oluşturması esastır.” Toplantının oturum başkanlığını ise İTO Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi Başkanı Hasan Görkem Konu yaptı. 2020 KAYIT DIŞIYLA MÜCADELE YILI Kayıt dışılık sorununa verilerle dikkat çeken İTO Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi Meclis Üyesi Hayrettin Ertemel, şöyle konuştu: “2018’de satılan 6.9 milyon ikinci el aracın; 1 milyonu mükerrer satış, 1 milyonu araç sahibi tarafından yapılan satış, 1.5 milyonu ise tacirler yani bizler tarafından yapılan satışlardır. Geriye kalan 3.5 milyon aracın satışı ise kayıt dışı olarak gerçekleşmiştir. Yani satışların yüzde 46’sı kayıt dışı olmuştur. Dijital mecralarda yayında olan ikinci el ilanların hemen hemen yüzde 37’si tacirlerimize ait iken, kalan yüzde 63’ü ise sözde bireysel satıcılara aittir. Sözde diyorum; zira halka açık, dijital mecralardan elde ettiğimiz verilere göre, bireysel olarak yılda 6’dan fazla ilan verenlerin sayısında özellikle son dönemde büyük bir artış var. Bireysel olarak ilan verenlerin yüzde 57’si aslında kayıt dışı satış yapan kişilerdir.” Ertemel, Meslek Komitesi olarak, 2020 yılını kayıt dışı ile mücadele yılı ilan ettiklerini söyledi. MESLEĞİN HUKUKİ TEMELİ OLUŞTU İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğin 13 Şubat 2018’de yayınlandığını, uyum süreci içinde ikinci el araç satan işletmelere yetki belgesi vermeyi hedeflediklerini belirten Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Adem Başar, şu bilgiyi verdi: “Bu yönetmeliği kayıt dışılığı ortadan kaldırmak için çıkardık. Yetki belgesi için bugüne kadar İstanbul özelinde 1517 başvuru oldu. Bunların 577’si belgelendirildi, 476 red var, 464 devam eden süreç var. Ayrıca 307 tanesi için de yeni bir değerlendirme süreci başladı. İstanbul’da 5 bin 579 civarında tacir ve esnaf vasfında bu işi yapan meslek mensubu var. 2018 yılında yaptığımız düzenleme ile aslında sektöre ilişkin ilk defa hukuksal bir zemin oluşturduk. Meslekle ilgili en büyük sıkıntı mesleğin tanımlı olmamasıydı, bunu sağladık.” YETKİ BELGELİLERE VERGİ AVANTAJI Yönetmeliğe uyum süreci tamamlandığında vergi avantajından sadece yetki belgelilerin faydalanacağını vurgulayan Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Arabacı, şunları söyledi: “KDV oran indirimini de özel matrah uygulamasını da aslında yetki belgesine bağladık. Yetki belgesinin alınmasının böyle de bir önemi var. Geçiş sürecinde kimseyi mağdur etmemek üzere bir düzenleme yaptık. Ancak geçiş süreci bittiğinde yetki belgesi olmayanlar için özel matrah uygulaması da, KDV’de hangi orandan alırsan o orandan çıkar uygulaması da geçerli olmayacak. Otomotiv sektörü konusunda bizim de elimizi taşın altına koyduğumuzu düşünüyorum.” HAFTASONU NÖBETÇİ NOTER Kayıt dışılık konusunda herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen İstanbul Noter Odası Başkanı Emine Çağlayan, ikinci el araç satımında büyük kolaylık sağlayan haftasonu nöbetçi noterlik uygulaması hakkında da bilgi verdi. Çağlayan, Anadolu Yakası’nda 4, Avrupa Yakası’nda 5 olmak üzere toplam 9 noter dairesinin haftasonları hizmet verdiğini söyledi. İKİNCİ ELDE YÜKSELİŞ SÜRECEK Türkiye’de 17.3 milyon adetlik bir araç parkı olduğunu belirten Arabam.com Genel Müdürü Zafer Terzioğlu, önümüzdeki üç yılda ikinci el araçların daha çok revaçta olacağını, ancak araç parkının eskiyeceğini ifade etti. Terzioğlu, şöyle konuştu: “Müşteri kendini güvende hissederse daha fazla para veriyor. Güven konusu, uzun vadede yetki belgesi ve garanti ile çözülecek. Yönetmelik ve ikinci el araç satışını yetki belgeli olanların yapabilecek olması bu yönüyle de önemli.”

13 Kasım 2019 Çarşamba

Turizm hedefleri yatırım iştahını kabarttı

Turizmcilerin yeni yatırımlara yönelmesi, devlet tarafından verilen yatırım belgelerine de yansıdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl, sabit yatırım tutarı toplam 5 milyar lira olan 270 yatırımı için teşvik belgesi düzenlendi. Bu sayede yatak kapasitesi ve istihdamda da artış bekleniyor. HABER:ŞEREF KILIÇLI Türkiye, 2023 yılı turizm hedeflerini yukarı yönlü olarak revize etti. Daha önce 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelir olarak belirlenen 2023 yılı turizm hedefi; On Birinci Kalkınma Planı’nda, 75 milyon turist, 65 milyar dolar gelir seviyesine yükseltildi. Turizm başına ortalama gelirin 647 dolardan 867 dolar seviyesine çıkarılması da hedefler arasında yer aldı. Daha önce 2023 yılı sonu için belirlenen 50 milyon turist hedefinin ise bu yılsonunda aşılması bekleniyor. 2023 yılında 75 milyon turist hedefine ulaşılırsa, 2019-2023 arasında turist sayısında yüzde 50’lik bir artış da başarılmış olacak. İLAVE 500 BİN KAPASİTE Turizm sektöründeki hedefler, konaklama alanındaki yatırım iştahını da artırdı. 2023 yılına kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli yatak kapasitesinin 300 bin civarında artacağı öngörülüyor. Hâlihazırda, Bakanlıktan konaklamaya yönelik yatırım belgesi almış 776 tesis bulunuyor. 2023 yılı itibarıyla bu tesislerin yüzde 70’inin tamamlanarak hizmete açılması bekleniyor. Yeni alınacak yatırım belgeleri ve belediye belgelilerle birlikte 2023’e kadar yaklaşık 500 bin ilave yatak kapasitesinin daha devreye girmesi planlanıyor. Yeni yatırımlarla turizmde belgeli yatak kapasitesi 1.5 milyondan 2 milyona ulaşmış olacak. Yani yüzde 33’lük bir artış hedefleniyor. STRATEJİK SEKTÖR Ülkeye kazandırdığı döviz ve istihdama katkısı ile stratejik sektörler arasına girmeyi başaran turizm, yatırım teşvik belgesinde de önde gelen sektörler arasında. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, 2018 yılında Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünce 5 bin 914 yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlendi. Bu belgeler kapsamında 157 milyar 296 milyon lira tutarında sabit yatırım yapılması ve 255 bin 7 kişiye istihdam sağlanması öngörüldü. Aynı dönemde hizmet sektöründe sabit yatırım tutarı 64 milyar 865 milyon lira olan bin 598 projeye teşvik belgesi verilirken, turizm bu alanda öne çıkan alt sektörlerden biri oldu. TEŞVİK BELGELİ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2018 yılında, sabit yatırım tutarı toplam 5 milyar lira olan 270 turizm yatırımı için teşvik belgesi düzenlendi. Bu rakamla, turizm yatırımlarına verilen teşvik belgesi sayısı toplam teşvik belgesi sayısının yüzde 4.57’sini oluşturdu. Söz konusu projeler tamamlandığında 11 bin 177 kişilik istihdam sağlaması öngörülüyor. Turizm sektöründe, 2018 yılında teşvik belgesi düzenlenen yatırımların 259’u yerli, 11’i yabancı sermayeli projelerden oluştu. Sektörde, 209 yeni yatırım için teşvik belgesi verilirken, bu projelerin yatırım tutarı 4 milyar 244 milyon lira olarak hesaplandı. 2019 yılında ocak-haziran döneminde ise sabit yatırım tutarı toplam 2 milyar 154 milyon lira olan 90 turizm yatırımı için teşvik belgesi düzenledi. Teşvik belgesi alan projelere, başvuruya göre KDV istisnası, vergi indirim oranı, sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopaj desteği ve yatırım yeri tahsisi gibi teşvikler veriliyor. KONGRE TURİZMİNEÖZEL ÇALIŞMA Dünya turizm gelirlerinin yüzde 30’unu oluşturan ve turizmin en çok gelir getiren dallarından kongre turizminde, Türkiye hak ettiği payı alamıyor. Uluslararası Kongre ve Toplantı Birliği’nin (ICCA) 2018 yılı raporuna göre, ülkeler sıralamasında Türkiye, 52’nci sırada yer alıyor. Türkiye’nin dünyadaki turizm gelirlerinden daha fazla pay almasını sağlamak ve dünyadaki tanınırlığını daha yüksek noktalara çıkarmak misyonuyla kanunla bu yıl kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, kongre turizmi konusunda özel bir çalışma başlatmış durumda. Bu kapsamda, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı içinde kongre turizmine yönelik çalışmaları yürütmek için ayrı bir organizasyonel yapı kuruldu. Ajans tarafından kongrelere özel bir tanıtma modeli uygulanacak. Ajans desteği ile M.I.C.E. sektörüne yönelik uluslararası lobi faaliyetlerine ağırlık verilecek. Ayrıca M.I.C.E. sektöründe hizmet veren otel ve kongre merkezleri gibi paydaşlara yönelik kriterler belirlenerek düzenli denetimler ile yüksek kalite ve memnuniyetin sağlanması da hedefleniyor. İSTANBUL TURİSTİNE YENİ SEÇENEKLER Turizm sektörünün yeni atılım döneminde ulaştırma altyapısındaki gelişim de büyük önem taşıyor. En önemli turizm destinasyonları arasında yer alan İstanbul’da turizme ivme kazandıracak ulaşım yatırımları devam ediyor. Yeni İstanbul Havalimanı faaliyete geçti. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yeni pistinin ise 2020 yılı sonunda devreye girmesi planlanıyor. Havayolu yatırımlarıyla başta Marmara Bölgesi olmak üzere Türkiye turizminin önündeki slot kısıtlaması da kalkmış olacak. İstanbul, kruvaziyer limanı konusunda da bir atılım sürecinde. Galataport, 2020 yılı mart ayı itibarıyla hizmete girecek. 2021 yılında full kapasiteye ulaşacak. Yenikapı Kruvaziyer Limanı İhalesi’nin 2020 Haziran ayına kadar yapılması ve 2022 Mart ayında da hizmete girmesi planlanıyor.

07 Kasım 2019 Perşembe