tatil-sepeti
Gelir 26 milyar doları aştı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Türkiye’ye yılın 9 ayında toplam 41 milyon 564 bin 536 ziyaretçinin geldiğini gösterdi. Bakanlığın Ocak-Eylül 2019 dönemi istatistiklerine göre, Türkiye bir önceki yılın aynıdönemine göre 9 ayda yüzde 14.50 artışla 36 milyon 428 bin 212 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. TÜİK’in açıkladığı üçüncü çeyrek verilerine göre ise ülkeye 5 milyon 136 bin 324 yurt dışı ikametli vatandaş geldi. Üçüncü çeyrekte 14 milyar dolar turizm gelirine ulaşılarak, 9 ayın toplamında 26 milyar 634 milyon 764 bin dolar turizm geliri elde edildi. Bakanlığın Eylül 2019 istatistiklerinde, bir önceki yılın aynı ayına göre, yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 13.23 artışla 5 milyon 426 bin 818 oldu. Türkiye’ye Ocak-Eylül 2019 döneminde en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında yine bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15.28 artış ile Rusya Federasyonu birinci, yüzde 12.43 artış ile Almanya ikinci, yüzde 16.05 artış ile İngiltere üçüncü oldu. İngiltere’yi Bulgaristan ve İran izledi. EN FAZLA RUS ZİYARETÇİ Eylül 2019 döneminde Rusya Federasyonu en fazla turist gönderen ülke sıralamasında yüzde 14.70 artış ile birinci oldu. Almanya yüzde 6 artış ile ikinci, İngiltere ise yüzde 9.64 artış ile en fazla ziyaretçi gönderen üçüncü ülke oldu.

06 Kasım 2019 Çarşamba

İstanbul, nüfusundan fazla turist ağırlayacak

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç; dizi, film, içerik, TV ve yapım sektörünün en prestijli fuarı olan MIPCOM 2019 kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Şekib Avdagiç, İstanbul’da otel doluluk oranlarının arttığına dikkat çekerek, “Batılı turistlerin geri gelme oranı arttı. İstanbul’da otel birim fiyatlarında yüzde 27 artış var, döviz bazında. Doluluk oranlarında yüzde 87’ye geldik. Beklentimiz, tarihinde ilk defa İstanbul’a gelen turist sayısının İstanbul nüfusunu geçmesi. Bu psikolojik bir eşik olacak. Yani 2019 için 15.5 milyon turist gelecek. Şu andaki veriler onu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. 250 MİLYAR DOLARLIK SINIR Avdagiç, komşu ülkelerle ticareti geliştirmek ve toplam ihracatının önemli bir kısmını bu ülkelerle yapmanın önceliklerden olması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “8 ülkeye kara sınırımız var. Bu ülkelerin tüketim talebi neredeyse 250 milyar dolar. Hemen yanı başımızda duruyor. Biz bu 8 ülkeye 2018’de 19.6 milyar dolarlık mal satmışız. Yani toplam ihracatımızın yüzde 11.7’si. Bu ülkelerin toplam ithalatından aldığımız pay yüzde 8. Diğer yandan 510 milyonluk nüfusa, 17.5 trilyon dolarlık milli gelire ve 34 bin dolar kişi başı gelire sahip Avrupa Birliği (AB) ile ekonomik entegrasyonumuz var. Ancak bizim buraya yaptığımız ihracat geçen yıl için 84 milyar dolar oldu. Yani AB’nin toplam ithalatından aldığımız pay yüzde 4. Türkiye, doğudan batıya, kuzeyden güneye 27 trilyon dolarlık gelire sahip 1.7 milyarlık nüfusa erişim için en uygun maliyetli çıkış noktasında konumlanmış bir ülke. Bu avantajımızı çok daha iyi kullanmalıyız.” HUB OLABİLİRİZ Türkiye’nin sanayi altyapısı ve sanayi ihracatının komşularından çok daha güçlü ve yüksek olduğuna dikkat çeken Avdagiç, “Ticaret dengesinin aleyhimize olduğu komşularımıza karşı verdiğimiz ticaret açığı ise bütünüyle enerji ithalatından kaynaklanıyor. Bunun yanında finans, kültür ve turizm,sanat, perakende alışverişte de Türkiye bir hub (faaliyet merkezi) olabilir.” dedi. FİNANS MERKEZİ, İSTANBUL İÇİN BİR MİLAT Türkiye Varlık Fonu’nun, İstanbul Finans Merkezi’ne ciddi bir kaynak aktarmaya karar verdiğini ifade eden Avdagiç, dolayısıyla İstanbul Finans Merkezi’nin, hızlı bir şekilde devreye alınacağını söyledi. Avdagiç, İstanbul Finans Merkezi’nin hızlıca devreye alınmasının İstanbul için bir milat olacağını vurgulayarak, “Dünyadaki sermaye akımının İstanbul üzerinden yön bulması, ülkemizde fona ulaşım maliyetinin azalması, hareketlendireceği hukuk, müşavirlik, medya, gayrimenkul ve eğitim gibi pek çok alt sektörle birlikte oluşturacağı istihdam hem şehrimize hem de ülkemize büyük katma değer sağlayacak” diye konuştu. 2020’DE TEMPOYU HIZLANDIRACAĞIZ İTO Başkanı Avdagiç, son dönemdeki makro verilere bakıldığında ortada iş dünyasını umutlandıran bir tablo olduğunu belirterek, PMI verisinin eylülde 17 aydan sonra tekrar 50 eşiğine yükseldiğini, Euro Bölgesi’nde eylül PMI verisinin 45.7 ile son 7 yılın en düşüğünde olduğunu anımsattı. Uluslararası piyasalarda da Türkiye’nin büyüme tahminlerinin yükseldiğini aktaran Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce OECD, 2019 için öngördüğü eksi yüzde 2.9 büyüme tahminini, eksi yüzde 0.3’e yükseltti. 2020’de ise büyüme rakamının yüzde 1.5’i aşacağı tahminini korudu. Ardından rating kuruluşu Fitch 2019 için Türkiye büyüme tahminini eksi yüzde 1.1’den eksi yüzde 0.3’e yükseltti. 2020’de ise yüzde 3.1 ve 2021’de de yüzde 3.6 büyüyeceğini tahmin etti. Son olarak Dünya Bankası 2019 için daha önce eksi yüzde 1 olan rakamı sıfıra çekti. Ayrıca Türkiye ekonomisinden 2020 için yüzde 3, 2021 için yüzde 4 büyüme beklediğini açıkladı. Bir başka rating kuruluşu Moody’s de Türkiye’nin yeni büyüme hedefleri ekonomik planındaki diğer öngörülerle uyumlu şeklinde bir yorum geçti.” Avdagiç, Yeni Ekonomi Programı’na işaret ederek, “Buradaki büyüme hedefleri 2019 için yüzde 0.5, 2020-2021 ve 2022 için ise yüzde 5 olarak belirlendi. Bu anlamda OECD, Fitch, Dünya Bankası, hepsi Yeni Ekonomi Programı’nın ortaya koyduğu hedeflere yaklaşan revizyonlar yaptılar. Bu yılı pozitif büyüme ile kapatıp, 2020’de tempoyu hızlandırmak için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

01 Kasım 2019 Cuma

Emlakta ‘yetkili’ dönemi başlıyor

HABER: OSMAN KUVVET İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen ‘Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik İle Mesleki Yeterlilik Belgelerine İlişkin Bilgilendirme’ konulu sektör toplantısında emlak sektörüyle ilgili son düzenlemeler ele alındı. SON TARİH 5 ARALIK Toplantının açılışında konuşan İTO Genel Sekreter Yardımcısı Özcan Tokel, emlak sektörünün, yeni yönetmelik ile daha iyi yerlere geleceğini söyledi. Tokel, “Odamız, kayıt dışı emlakçılığın ortadan kalkması, sektör mensuplarının gelişimine katkı sağlanması ve emlak danışmanlığının geliştirilmesine yönelik çalışmalara büyük önem veriyor. Buna yönelik olarak 2018’de çıkan yönetmelikte uygulama için belirtilen son tarih 5 Aralık 2019” dedi. İL MÜDÜRLÜĞÜ VERİYOR Oturum başkanlığını İTO Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi İbrahim Bozan’ın yaptığı toplantıda, Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkan Yardımcısı Hakan Özelmacıklı, taşınmaz ticareti yapacak işyerlerine Ticaret İl Müdürlüğü tarafından ‘yetki belgesi’ verileceğini söyledi. Özelmacıklı, kişinin bu mesleği yapmaya yetkin olduğunu göstermek için de mesleki yeterlilik belgesi alması gerektiğini kaydetti. BELGE DEVREDİLMİYOR Özelmacıklı, yönetmelik ve yetki belgesi hakkında şu bilgileri verdi: Yetki belgesi için Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi üzerinden başvuru yapılıyor. Başvuran, 7 gün içinde yerinde tespit edilecek ve onay verilecek (3 aya sarkabiliyor). Her işletme için ayrı düzenlenir ve devredilemez. İşletmede birden fazla taşınmaz ticareti faaliyetinde bulunan kişi varsa, işletme adına yalnızca bir yetki belgesi düzenlenir. Yetki belgesinin geçerlilik süresi 5 yıldır. İşletmeler, bir yıl içinde kurallara üç defa aykırı hareket ederlerse, yetkileri 2 yıl süreyle alınır. Toplantıda, İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizameddin Aşa, meslek mensuplarının donanımlı ve birlik olması gerektiğini söyledi. BAŞVURULAR TTBS ÜZERİNDEN YAPILIYOR Ticaret Bakanlığı İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü Şube Müdürü İsmail Aslanlar, yetki belgesi için başvuruların Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi (TTBS) üzerinden yapıldığını söyledi. Aslanlar, “İstanbul’da, İTO’ya ve meslek odalarına kayıtlı 14 bine yakın emlakçıdan sadece bin 836’sı TTBS üzerinden başvurdu” dedi. Aslanlar, şunları söyledi: “5 Aralık’a kadar özel eğitim kurumlarından alınan sertifika ile başvurular kabul ediliyor, fakat yetki belgesi verilmiyor. Bunun için yönetmelikte yapılacak değişikliğin yayınlanmasını bekliyoruz. Başvurusu reddedilmiş firmalar tekrar başvuruda bulunabilirler.” İŞLETMELERE YETKİ BELGESİ İÇİN YETERLİLİK KRİTERLERİ Ofis, bağımsız bölüm niteliğinde ve net alan en az 30 metrekare olmalı. İçinde idari büro ve kabul yeri ile dosyalama işlemi yapılacaksa arşiv bölümü bulunmalı. Şartları taşıyan kayıtlı birden fazla kişi varsa, her bir kişi için alan yüzde 20 artırılmalı. 5 Haziran 2018’de, taşınmaz ticaretiyle iştigal eden, vergi ve Oda kaydı bulunanlar, bulundukları işletmenin adresini değiştirmedikleri sürece bu şartlardan muaf olacak. Mevcutta taşınmaz ticaretiyle iştigal eden, fakat vergi veya Oda kaydı gibi eksikleri bulunanların diğer şartları da karşılaması gerekli. YÜZDE 75 KAYIT DIŞI Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, taşınmaz ticaretinin sadece yüzde 25’inin, sektör çalışanları tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı. Akdoğan, “Yüzde 75’i ise mülk sahibince ya da faaliyet alanı emlak olmayan işletmeler tarafından yapılıyor. Yönetmelik, gayrimenkulde sektör dışı aktörlerden kaynaklanan kayıt dışılığı önlemek için önemli bir kazanımdır” diye konuştu. MESLEK YENİDEN TANIMLANMALI Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Dekanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş, sektördeki sorunlardan birinin de tanımlamayla ilgili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tanrıvermiş, “Emlakçılık diye bir meslek yok. Bu meslek, yurtdışındaki haliyle ‘gayrimenkul danışmanlığı’dır” dedi. Prof. Dr. Tanrıvermiş, sektörün olmazsa olmazlarını ise şöyle sıraladı: Meslek birliği kurulmalı ve sektör için ortak çalışma yapılmalı. Sektörde mutlaka meslek standardı oluşturulmalı. Projelerin bir teması olmalı. Finansman ve pazarlama için profesyonel hizmet alınmalı ya da ayrı şirketler kurulmalı. ÇALIŞTAY YAPILACAK İTO Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Seyithan İzsiz, yakın zamanda sektörün tüm paydaşlarının içinde olacağı bir çalıştay yapmayı planladıklarını açıkladı. İzsiz, çalıştayda, konut stoğu ve kentsel dönüşümün ana konular olacağını belirtti.

31 Ekim 2019 Perşembe

Kültür yatırımları özel müzelerle Artıyor

HABER:SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2017 verilerine göre, müzeleri ziyaret eden kişi sayısı 20 milyonu aştı. Bunun 10 milyonunu ise özel müze ziyaretçileri oluşturdu. İş adamlarının, vakıfların, belediyelerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının daha çok sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdikleri özel müzecilik, her geçen gün büyüyor. Türkiye genelinde 205 devlet müzesi bulunmasına karşın 260 özel müze bulunuyor. İSTANBUL’DA 4 KATI İstanbul, özel müzeciliğin en çok geliştiği şehir olma özelliği taşıyor. Buna göre tarihi kentte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 16 müze bulunuyor. Özel müze sayısı ise 62. Özel müzecilikte İstanbul’u 43 müze ile Ankara takip ediyor. Bu rakam Ankara’da bulunan 16 devlet müzesinin neredeyse üç katı. Ankara’nın ardından İzmir özel müzecilikte üçüncü sırada yer alıyor. İzmir’de bulunan 11 devlet müzesine karşılık 17 özel müze ziyaretçilerle buluşuyor. YÜZDE 177 ARTIŞ Özel müzecilik kâr getirici bir girişimcilik olmaktan ziyade sosyal girişimcilik olarak her geçen gün büyüyor. 2004’te Türkiye genelinde 94 özel müze bulunmasına karşın, 15 yılda bu rakam yüzde 177 arttı. Bununla birlikte özel müzeciğin en çok geliştiği yıl 2014 oldu. Bir önceki yıla göre 37 müzenin daha açıldığı özel müzecilik, her yıl ortalama yüzde 12 büyüyerek günümüzde 260’a ulaştı. 300 BİNİN ÜZERİNDE ESER Türkiye’de özel müze sayısı devlet müzelerinden fazla olsa da barındırdığı eser bakımından devlet müzeleri liderliği elinde tutuyor. Buna göre Türkiye’deki devlet müzelerinde TÜİK 2017 verilerine göre 3 milyon 306 bin eser bulunurken, özel müzelerdeki eser sayısı 386 bin civarında kalıyor. DESTEK VERİLİYOR Özel müze tanımına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olmayan tüm müzeler giriyor. Türkiye’de özel müzeleri, en fazla çeşitli vakıflar tarafından açılan müzeler oluşturuyor. Sosyal sorumluluk projesi olarak özel müzecilik yapmak isteyen iş insanları için devlet destekleri de bulunuyor. Buna göre Kültür ve Turizm Bakanlığı özel müze açmak isteyenlere yer tahsisinde bulunabiliyor. Kira bedeli tahsis edilen yerlere ek olarak; özel müzede çalışan kişilerin maaşlarından gelir vergisi stopaj indirimi, sigorta primi işveren paylarında indirim, su bedeli indirimi, enerji desteği, yabancı uzman personel ve sanatçı çalıştırabil-me, hafta sonu ve tatil günlerinde çalışabilme izni, gümrük vergisi muafiyeti ve KDV istisnası gibi destekler sağlanıyor.

24 Ekim 2019 Perşembe

Kompozit Füze Gibi Yükseliyor

KOMPOZİT ZİRVESİ’NE BÜYÜK İLGİ Kompozit Sanayicileri Derneği öncülüğünde düzenlenen 4. Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi, Teknoloji ve Uygulamaları Zirvesi ve Forumu, sektör firmalarını bir araya getirdi. Zirvenin açılışa, kendisi de sektörde faaliyet gösteren İTO Başkanı Şekib Avdagiç de katıldı. Avdagiç, açılışı Dernek Başkanı Barış Pakiş, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Dernek Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğlu ile birlikte yaptı. Dernek yetkilileri bölgenin en önemli kompozit etkinliği olma hedefi ile başlattıkları bu organizasyonu gelecek yıllarda iki yılda bir ve uluslararası olacak bir şekilde geliştireceklerini ifade ettiler. KOMPOZİT FÜZE GİBİ YÜKSELİYOR Karadan havaya, birçok alanda avantajlı ürünlerin imal edilmesine imkan sağlayan kompozit, geleceğin malzemesi olarak güçlü bir yükseliş trendi yakaladı. Reçine ve cam elyafının kullanılmasıyla üretilen su depolarıyla son tüketiciye dokunan kompozit sanayisi, karbon elyaf takviyeli ürünlerle birlikte havacılık ve uzay sanayisinde de pay sahibi olmaya başladı. Kompozit malzemeler su depolarının ve kaportaların yanı sıra artık hemen her türlü dış yüzeyde, metal konstrüksiyonlarla güçlendirilmiş yapılarda, tekne ve yatlarda, otomotiv sanayisinde, uçaklar ve hava araçlarında kullanılıyor. HACİM VE BÜYÜME Avrupa Kompozit Endüstrisi Birliği’nin verilerine göre, kıtada cam elyafla güçlendirilmiş plastik (GRP) üretimi altı yıl üst üste büyüdü. Üretim miktarı, önceki yıl yüzde iki artarak 1.14 milyon tona ulaştı.Kompozit sektöründe yüzde 90’ları aşan bir paya sahip GRP, pazarda hakim malzeme konumunda. 2017 yılında 70.5 milyon ton olan kompozit malzemeye yönelik talep, 2010’dan bu yana ortalama yüzde 11 oranında artıyor. Bu alandaki yıllık ciro ise geçen yıl 2.8 milyar dolar oldu. ABD ve Hindistan merkezli pazar araştırması şirketi Grand View Research’in raporlarına göre küresel kompozit pazar büyüklüğünün 2024’te 130 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Aynı tahminlere göre yıllık büyüme ise yüzde 7.8 olacak. Avrupa Birliği’nde yıllık büyümenin yüzde 1.9 olduğu bir ortamda, kompozit sektöründeki büyüme rakamları oldukça dikkat çekiyor. DENİZ VE RÜZGAR İş hacmi ve büyüme trendiyle yatırımcıların iştahını kabartan kompozit malzemeler konusunda Türkiye de onlarca yıllık tecrübesiyle global pazardan pay almaya başladı. Dünyada ilk kompozit otomobil üreten ülke olan Türkiye, denizcilik ve tersane firmalarından sonra kompozit firmalarıyla da enerji alanında da söz sahibi oluyor. Çünkü dünyanın en büyük rüzgar türbini kanadı üreticileri de Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Su deposu ve küvet üreticilerinin gelişime önayak olduğu sektör artık yerli imkanlarla insansız hava araçlarının parçalarını da üretiyor. HAMMADDE İHTİYACI Bu arada 10-12 Ekim’de düzenlenen Türk Kompozit Zirvesi’ne sektör firmaları büyük ilgi gösterdi. Zirvedeki toplantılarda tecrübelerini ve önerilerini paylaşan sektör temsilcileri, petrokimya ana hammaddelerinin Türkiye’de üretilmesi halinde sektörün daha rekabetçi olacağını ifade ettiler. NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR Katma değeri yüksek ürünlerin imaline imkan veren kompozit malzeme Türkiye’nin cari açığını düşürmek için önemli bir potansiyel barındırıyor. Fakat sektörde gelişmiş ve kalifiye insan kaynağı yeterli değil. Sektörün duayenleri, kompozit malzemenin sağlık sektöründe görüntüleme cihazlarından denizaltında iş gören cihazlara kadar çok hassas alanlarda da kullanılabileceğini belirterek, “Ürün geliştirmeye, tasarıma ve mühendisliğe biraz daha ağırlık vermeliyiz. Sektöre nitelikli gençleri daha kuvvetli çekmeliyiz” dediler. SEKTÖRDEKİ FİRMALAR NELER YAPIYOR? Sektör, rüzgar türbin kanadı, deniz araçları, askeri araçlar, roket gövdesi ve benzeri ürünlerin imalatı için kullanılan malzemeleri ve son ürünü üretiyor. Ağır ticari araçların şasisistemlerini hafifleten yeni teknolojiler sahaya çıkıyor. Sektör firmaları deniz için laminasyon reçineleri, yapıştırıcılar, astar, macun, boya ve vernikler; savunma, otomotiv, elektrik, mermer gibi sektörler için de epoksi ve poliüretan esaslı çeşitli ürünler üretiyor. Yerli firmalar, savunma sanayii ve havacılık uygulamalarına yönelik karbon elyaf kumaş ve prepreg malzemeleri geliştiriyor. Sektör, karbon elyaf bazlı malzemeler altyapı ve yapıları güçlendirerek ömürlerinin uzatılması konusunda da önemli çözümler sunuyor.

23 Ekim 2019 Çarşamba