tatil-sepeti
İklimlendirme sanayisi nisan ayı ihracatında rekor artış kaydetti

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı geçen ay 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 109 artarak 18 milyar 766 milyon dolara yükseldi. Nisan ayında Türkiye'nin toplam ihracatından iklimlendirme sektörünün aldığı pay ise yüzde 3 olarak kaydedildi. Geçen yılın nisan ayında 286 milyon 875 bin dolarlık dış satıma imza atan iklimlendirme sanayisi, bu yılın aynı döneminde 561 milyon 885 bin dolarlık ihracat yaparak, yüzde 96 gibi rekor bir artış kaydetti. Sektörün bu yılın ilk 4 ayında yaptığı toplam ihracat da yüzde 36,5 artışla 1 milyar 954 milyon dolar seviyesine yükseldi. EN ÇOK İHRACAT ALMANYA'YA Nisan ayında en çok ihracat yapılan ülke, 60 milyon 336 bin dolarla Almanya olarak belirlendi. Almanya'yı, 41 milyon 73 bin dolarla Birleşik Krallık, 33 milyon 782 bin dolarla Özbekistan, 28 milyon 457 bin dolarla İtalya ve 25 milyon 593 bin dolarla Fransa takip etti. En çok ihracat yapılan diğer ülkeler ise sırasıyla Romanya, Rusya, Polonya, İspanya ve Mısır oldu. İklimlendirme sanayisinde geçen ay en çok ihracat yapan şehir, 208 milyon 165 bin dolarla İstanbul olarak kayıtlara geçti. İstanbul'u, 74 milyon 889 bin dolarla Manisa, 61 milyon 422 bin dolarla Kocaeli, 44 milyon 409 bin dolarla İzmir ve 30 milyon 596 bin dolarla Bursa izledi. 161 ÜLKEYE İHRACAT Türkiye iklimlendirme sanayisi, geçen ay 161 ülkeye ihracat yaptı. Sektörün en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Avrupa ülkeleri ilk sıralarda yer aldı. Sektörün nisan ayında yaptığı toplam dış satımın 255 milyon 304 bin dolarlık kısmını Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat oluştururken, bu oran toplam ihracatın yüzde 45'i olarak kayıtlara geçti. Avrupa Birliği ülkeleri grubunu 91 milyon 306 bin dolarla Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri takip etti. Diğer Avrupa ülkelerine yapılan ihracat 58 milyon dolar, Orta Doğu ülkelerine yapılan ihracat 50 milyon 422 bin dolar ve Afrika ülkelerine yapılan ihracat 45 milyon 469 bin dolar seviyesinde kaydedildi.

05 Mayıs 2021 Çarşamba

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 4 aylık ihracat performansıyla rekora imza attı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, salgına rağmen Türkiye'nin ihracatı, nisanda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 109 artarak 18,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu değerle tüm zamanların en yüksek nisan ayı ihracat rakamına ve tüm yılların ikinci en yüksek aylık ihracatına ulaşıldı. Ocak-nisan dönemi ihracatı ise yüzde 33,1 artışla 68,8 milyar dolar oldu. Geçen yılın nisan ayında salgının ihracata olan etkisiyle 573 milyon 278 bin dolarlık ihracat yapan hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2021'in aynı döneminde yüzde 184,7 artışla 1 milyar 632 milyon 42 bin dolarlık ihracata ulaştı. Sektör, bu yılın ocak-nisan döneminde de yüzde 32,3 artışla 6 milyar 336 milyon 207 bin dolarlık ihracata imza attı. Sektörün geçen ay gerçekleştirdiği ihracatın 1 milyar 108 milyon 812 bin dolarlık kısmı İstanbul'dan yapıldı. İstanbul'u, 145 milyon 474 bin dolarla Bursa ve 117 milyon dolarla İzmir takip etti. EN FAZLA İHRACAT ALMANYA'YA Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe geçen ay en fazla dış satım yapılan ülke, 254 milyon 62 bin dolarla Almanya oldu. Almanya'yı, 228 milyon 505 bin dolarla İspanya ve 167 milyon 315 bin dolarla Birleşik Krallık izledi. Sektörde geçen ay en fazla ihracatın yapıldığı ülke gruplarına bakıldığında, 947 milyon 743 bin dolarla AB ülkeleri birinci, 222 milyon 329 bin dolarla diğer Avrupa ülkeleri ikinci, 170 milyon 261 bin dolarla Orta Doğu ülkeleri üçüncü sırada yer aldı. TİM verilerine göre, mart ayında 225 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiren hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, aynı dönemde ülkenin toplam ihracatından yüzde 8,7 pay aldı. "4 AYLIK İHRACATTA REKORA İMZA ATMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ" TİM Başkan Vekili ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, salgının geçen yılın nisan ayında ihracat üzerindeki suni etkisi nedeniyle nisan verilerini 2019 ile kıyaslamanın daha isabetli olacağını belirterek, "2019 Nisan ayına göre bu yıl yüzde 8,6 artıdayız. Nisan ayında istediğimiz kapasiteye ulaşamamamıza rağmen ihracatta ulaştığımız sonucu başarı olarak değerlendirebiliriz." dedi. Gültepe, 4 aylık ihracatta rekora imza atmanın gururunu yaşadıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Ocak-nisan döneminde 6 milyar 336 milyon 207 bin dolarla tüm zamanların en yüksek ilk 4 aylık sektörel ihracat performansını gerçekleştirdik. Bu yılın ilk 4 ayında 2020'ye göre 32,3, 2019'a göre yüzde 5,5 artıdayız. Salgın kaynaklı kapanma önlemlerine rağmen ilk 3 pazarımız olan ülkelere ihracatta da 4 aylık sonuçlar bizi önümüzdeki dönem için umutlandırdı. En büyük pazarımız Almanya'ya ihracatta 4 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,6'lık artışla 1,1 milyar dolara ulaştık. 4 ayda İspanya'ya 798,7 milyon dolarlık, İngiltere'ye 577,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Geçen yıla göre İspanya'ya yüzde 39,2, İngiltere'ye yüzde 33,7 daha fazla ihracat yaptık." "ABD'YE 4 AYLIK İHRACATIMIZ YÜZDE 53 ARTTI" Mustafa Gültepe, dünyanın en büyük hazır giyim ithalatçısı ABD'ye ihracattaki artış trendinin de hız kesmeden devam ettiğini, ABD'ye 4 aylık ihracatta geçen yıla göre yüzde 53 artışla 267,1 milyon dolara ulaşıldığını söyledi. Henüz istenen hızda olmasa da aşılama çalışmasının başlamasının yılın kalan bölümüne daha iyimser bakmalarını sağladığını aktaran Gültepe, "Aşı seçeneklerinin artmasına paralel olarak temmuzdan itibaren normalleşmenin hızlanacağına inanıyorum. Eğer yeni bir aksilikle karşılaşmazsak sektör olarak 2021 yılını 18 milyar doların üzerinde bir ihracat ile kapatacağımızı öngörüyorum." diye konuştu.

05 Mayıs 2021 Çarşamba

Deri ve deri mamulleri sektöründen şubatta 143 milyon dolarlık ihracat

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Nisan 2020'de 53 milyon 933 bin dolar olan deri ve deri mamulleri ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 165,7 artarak 143 milyon 323 dolara ulaştı. Sektörün ihracatının Türkiye'nin toplam ihracatından aldığı pay ise yüzde 0,8 olarak gerçekleşti. EN FAZLA İHRACAT ALMANYA'YA Deri ve deri mamulleri sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülke Almanya olarak kayıtlara geçti. Almanya'ya geçen ay 11 milyon 61 bin dolarlık ihracat yapıldı. Almanya'yı, 8 milyon 803 bin dolar ile Irak ve 7 milyon 599 bin dolar ile Rusya takip etti. Sektör, 2021 yılının ilk 4 ayında toplam 540 milyon 41 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, 2021 ocak-nisan döneminde deri ve deri mamulleri ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 540 milyon dolara yükseldiğini belirterek, "Ayakkabı ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yine yüzde 15 artışla 364 milyon dolar, mamul deri ihracatımız yüzde 27 artışla 73 milyon dolar, saraciye ihracatımız yüzde 17 artışla 68 milyon dolar ve deri ve kürk giyim ihracatımız ise yüzde 7 düşüşle 33 milyon dolar olarak gerçekleşti." diye konuştu. "İHRACAT RAKAMLARI SALGIN ÖNCESİ DÖNEME YAKLAŞTI" İlk 4 ayın sonunda ihracat rakamlarının salgın öncesi döneme yaklaştığını kaydeden Şenocak, şunları söyledi: "Bölgesel olarak deri ve deri mamulleri ihracatımız, ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre Avrupa ülkelerine yüzde 5, Afrika ülkelerine yüzde 60, Asya ve Okyanusya ülkelerine yüzde 34 ve Türk Cumhuriyetlerine yüzde 45 artış gösterdi. Ülkeler bazında ise İngiltere ve Fransa gibi alım gücü yüksek ülkelere pandemiye rağmen toplam deri ve deri mamulleri ihracatımızı artırdık. Alt sektörlerimizde ise ayakkabı ihracatımız Almanya’ya yüzde 15 ve mamul deri ihracatımız Portekiz’e yüzde 74 artış gösterdi. Hollanda’ya saraciye ihracatımız aynı dönemde yüzde 42 arttı. Deri ve kürk konfeksiyon ihracatımız ise İngiltere ve Danimarka gibi alım gücü yüksek ülkelere sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 82 artış gösterdi." Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Gürkan Gözmen de üretim, istihdam ve ihracat odaklı çalışan deri sektörünün ihracata daha fazla katkı vermek için çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Gözmen, üyelerinin alternatif dış pazarlara açılmaları için gayret gösterdiklerini vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu: "Türk derisini dünyaya çok daha iyi tanıtmanın vakti olduğunu düşünüyorum. Adeta birer ihracat elçisi gibi çalışmamız gerekiyor. Ülkemizin toplam ihracatı ne kadar artarsa refah seviyemiz de aynı oranda artacaktır. İhracatçı sektörler olarak ürettiğimizi dünyanın dört bir yanına pazarlamaktan başka şansımız yok."​​​​​​​

05 Mayıs 2021 Çarşamba

Türkiye'nin enerji ithalatı faturası ilk çeyrekte yüzde 13 azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'nin yılın ilk çeyreğindeki toplam ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,6 artışla 61 milyar 29 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın ocak-mart döneminde 9 milyar 980 milyon dolar olarak hesaplanan enerji ithalatı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 13 azalarak 8 milyar 695 milyon dolara geriledi. Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin enerji ithalat kalemlerinin en önemlisi olan ham petrol fiyatının düşüşünün ithalat faturasındaki etkilerine değinerek, "Ham petrol fiyatlarının düştüğü ilk çeyrekte stoklama politikasına gidilmesi ve geçen yıla kıyasla fiyatların artmasına rağmen talebin toparlanamaması bu düşüşte etkili oldu." dedi. 2020'de günlük ortalama 627 bin varil seviyelerinde olan ithalat miktarının, 2021'de 473 bin varil seviyelerine düşerek, 154 bin 352 varil azaldığını işaret eden Akyener, "Gerçekleşen bu yüzde 25 oranındaki düşüş petrol fiyatları, boş stok kapasiteleri ve yeni tip koronavirüs'e (Kovid-19) bağlı tüketim miktarlarıyla orantılı olarak şekillendi." ifadelerini kullandı. Akyener, ortalama petrol fiyatlarının bir önceki yıla oranla ocak-mart döneminde varil başına 49 dolar seviyelerinden yüzde 23'lük bir artışla 60 dolar varil seviyelerine çıkmasının stok oluşturmak için petrol alımlarını azalttığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "İlk üç aylık dönem için gerçekleşen ham petrol ithalatındaki 168 milyon dolarlık düşüş, direkt olarak cari açığı olumlu etkiledi. İlgili dönemlere ilişkin ekonomik büyüklükler kıyaslandığında, Türkiye'de ham petrol ithalatı 2021'de yüzde 6 oranında bir azalışla, 2,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu duruma birkaç temel etmen sebep oldu. Öncelikle bir önceki yıla kıyasla talep oranları daha düşük seyretti. 2020'deki asıl düşüş mart ayında gözlemlenirken, talepteki düşüşü de fiyat avantajı ile stokları arttırma politikasına yöneliş izledi. Bu durum iki yılın ilk çeyreklerindeki talep dengelerindeki farka sebep oldu. Ayrıca petrol fiyatlarındaki artış da bu duruma ters yönlü etki uyandırdı. Bu bağlamda ilk üç aylık dönem için gerçekleşen 168 milyon dolarlık düşüş, direkt olarak cari açığı olumlu etkiledi." PETROL VE PETROL ÜRÜNLERİ İTHALATI 1,3 MİLYAR DOLAR GERİLEDİ Yılın ilk üç aylık döneminde, Türkiye'nin toplam ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 49,9 milyar dolar, ithalatın ise yüzde 9,6 artarak 61 milyar dolar olarak gerçekleştiğini dile getiren Akyener, "Toplam ihracat 7 milyar dolar, ithalat ise 5,3 milyar dolar arttı. Bu oranlara bakıldığında genel cari dengeler pozitif bir ivmelenme gösterdi. Petrol ve petrol ürünleri ihracatı 21 milyon dolar civarında artarken, ithalatı ise yüzde 13'lük bir düşüşle, 1,3 milyar dolar civarında azaldı. İlgili azalış oranının ham petrolde yaklaşık yüzde 6 oranında olduğuna bakılırsa, diğer enerji ithalat kalemlerinin ham petrole nazaran daha yüksek oranlarda düşüş gösterdiği anlaşılabilir." ifadelerini kullandı. Akyener, geçen yıl salgın sebebiyle, küresel talep ile birlikte petrol fiyatları gibi spot doğal gaz fiyatlarının da düşüş gösterdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Türkiye mevcut kontrat koşullarında dengeleri bozmadan, imkanlar dahilinde daha fazla ucuz spot sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alma stratejisi güttü. Ham petrol talebindeki düşüşle beraber stok artırımı gibi aynı dönemde spot LNG'ye yönelim de gerçekleşti, fakat 2021'de ham petroldeki gibi spot LNG hacmi de bir önceki yıla kıyasla düştü."

05 Mayıs 2021 Çarşamba

Temiz enerji teknolojilerinde kritik minerallere yönelik talep patlaması yaşanacak

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) "Temiz Enerji Dönüşümünde Kritik Minerallerin Rolü" raporuna göre, bakır, lityum, nikel, kobalt ve nadir toprak elementleri küresel enerji dönüşümünde büyük önem taşıyor. Temiz enerji teknolojilerinin hakim olduğu bir enerji sistemi, fosil kaynakların merkezinde yer aldığı yapıya göre derin farklılıklar gösteriyor. Bir elektrikli araç için konvansiyonel bir araca göre 6 kat daha fazla minerale ihtiyaç duyulurken, rüzgar enerjisi santralinde doğal gaz santraline kıyasla 9 kat daha fazla mineral kaynaklar kullanılıyor. Talep görünümü ve tedarik sorunları minerallere göre değişkenlik gösterse de küresel enerji sektörünün toplam kritik mineral ihtiyacının hükümetlerin emisyonları azaltma hızına bağlı olarak 2040'a kadar 6 kat artacağı öngörülüyor. Elektrik araç bataryaları ve depolamada mineral talebinin 2040'a kadar en az 30 kat artması bekleniyor. Düşük karbon elektrik üretiminin giderek daha yaygın hale gelmesiyle ise bu sektördeki kritik mineral talebinin 2040'a kadar üç kat artacağı tahmin ediliyor. Bu kapsamda rüzgar enerjisi başı çekerken, güneş enerjisi ve büyüyen elektrik altyapısının da özellikle bakır ve alüminyum talebinin yükselmesinde etkili olması bekleniyor. Böylece, iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinin başarıya ulaşmasında kilit rol oynayan temiz enerji teknolojilerinde hızla artan kritik mineral ihtiyacının karşılanması için tedarik kaynaklarının genişletilmesine ihtiyaç duyuluyor. POLİTİKA YAPICILARA 6 ÖNERİ Bir emtia olan ve dünyanın farklı bölgelerinde üretilen petrolün aksine lityum, kobalt ve bazı nadir toprak elementlerinin toplam tedarikinin yaklaşık yüzde 75'i Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Şili başta olmak üzere sınırlı sayıda ülkede gerçekleştiriliyor. Kritik metallerde stabil bir tedarik zinciri oluşturmak ve temiz enerji dönüşümünün hızlanmasına destek sağlamak için politika yapıcılara sunulan 6 temel öneri arasında hükümetlerin uzun dönemli emisyon azaltma taahhütlerini belirlemesi, teknolojik gelişmeleri desteklemesi, temel tedarik kaynakları üzerindeki baskıyı azaltmak için geri dönüşümün hızlandırılması, yüksek çevresel ve sosyal standartların sürdürülmesi ve üretici ile tüketiciler arasında uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi yer alıyor. IEA Başkanı Fatih Dirol, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, verilerin dünyadaki güçlü iklim hedefleri ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde temel rol oynayan kritik minerallerin tedariki arasında bariz bir uyumsuzluk olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bunlar aşılmayacak zorluklar değil fakat hükümetlerin iklim taahhütlerini nasıl aksiyona dönüştürecekleri konusunda açık sinyaller vermesi gerekiyor. Şu anda ve birlikte hareket ederek, hükümetler fiyat oynaklığı ve tedarik sıkıntılarına yönelik riskleri önemli ölçüde azaltabilirler. Bu kırılganlıklar dikkate alınmazsa, temiz enerji geleceğine doğru olan küresel gelişimi yavaşlatabilir ve daha maliyetli hale getirerek iklim değişikliğini önlemeye yönelik küresel çabaları da sekteye uğratabilir. 21. yüzyılda enerji güvenliği bu parametrelerden oluşuyor."

05 Mayıs 2021 Çarşamba