tatil-sepeti
İhracatta hedefi aştılar nitelikli eleman arıyorlar

HABER: MÜGE BİBER Demir ve demir dışı metaller sektörünün ihracattaki payı, bu yılın ilk 6 ayında yüzde 46.4 artarak 6.6 milyar dolar oldu. Sektörün son 12 aylık ihracatı ise yılsonu hedefi olan 10 milyar doları aştı. Sektör şimdiye kadar 10.5 milyar dolarlık ihracat yaptı. Aynı dönemde alüminyum sektörü 2.55 milyar dolar ile değer bazında ilk sırada yer alırken, onu 1.25 milyar dolarlık ihracat ile bakır takip etti. Sektör, temmuz ayında 930 milyon dolarlık ihracat ile yüzde 23.3 artış sağlayarak, Türkiye’nin genel ihracatından yüzde 5.7 pay aldı. ARAŞTIRMA PROJESİ İstanbul Ticaret Odası Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi de, sektörün hedeflerine ulaşma yolunda hızla ilerlemesi için İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliği ile araştırma projesi hazırlıyor. Komite, proje kapsamında İTO Cemile Sultan Korusu’nda bir çalışma toplantısı düzenledi. ORTAK TESPİT İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Muhittin Adıgüzel’in de yer aldığı toplantıda, sektörün sorunları ve çözüm önerileri ele alındı. Sektörün farklı yönlerden profilinin çıkarıldığı toplantıda, katılımcıların üzerinde birleştiği konu, nitelikli ara eleman ihtiyacı oldu. 90 BİN TON ÇİNKO Toplantının açılışında söz alan İTO Meclis Üyesi Ali Bakaner, Türkiye’nin 225 bin ton çinko ihtiyacı olduğunu belirterek, yaklaşık iki ay sonra Siirt Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçecek çinko tesisinde 90 bin ton üretim gerçekleştirilebileceğini söyledi. Bakaner, bu tesisin açılması ile beraber ilerleyen yıllarda kapasitenin artarak ülkenin çinkoda dışa bağımlılığının önüne geçileceğini kaydetti. SEKTÖRÜN ÇÖZÜM BEKLEDİĞİ KONULAR * Sanayide ara eleman bulunamaması * Nitelikli ara eleman için devletin meslek liselerini ve meslek yüksek okullarını desteklemek için çalışma yapması * NACE ve GTİP kodlarının tekrar düzenlenmesi * Hurda ithalatındaki ticaretin genişletilmesi * Kendi tasarımını satan firma sayısının az olması * Katma değerli ürün elde etmek için Türkiye’de tasarım ve Ar-Ge merkezi kurulması gerekliliği * Üniversite-sanayi işbirliğinin daha dinamik olması * Sektöre özgü Ar-Ge politikasının geliştirilmesi * Organize sanayi bölgelerinde yeterince yer olmaması. OSB’lerde arsa maliyetlerinin fazla olması * Dışa bağımlılık

27 Eylül 2021 Pazartesi

Hazır giyim endüstrisi teşvikli yatırımlarla 10 yılda 386 bin yeni istihdam yarattı

Hazır giyim firmalarının son dönemde yaptıkları yatırımlarla küresel markaların üretim üssüne çevirdikleri Malatya'daki fabrikaları ziyaret eden İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye'yi moda endüstrisinde halen bulunduğu 5'inci sıradan çıkarıp ilk 3'e sokmayı hedeflediklerini vurguladı. Gültepe, teşvikli yatırımların 6,8 milyar liralık bölümünün 5'inci ve 6'ncı bölgelere yapıldığını kaydederek, "Sektörün Anadolu’da en çok teşvikli yatırım yaptığı iller sıralamasında 1,6 milyar TL ile Batman ilk sırada yer alıyor. Batman’ı 934 milyon TL ile Malatya ve 823 milyon TL ile Diyarbakır izliyor." ifadesini kullandı. İstanbul'u moda merkezi, Anadolu'yu üretim üssü yapmak için kolları sıvadıklarını kaydeden Gültepe, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Devletimizin 2012'de başlattığı bölgesel teşvik uygulamasının da pozitif etkisi ile firmalarımız, son 10 yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok önemli yatırımlara imza attılar. Özellikle 5'inci ve 6'ncı bölgelere yaptığımız yatırımlarda uzun süreli iş birliği yaptığımız yabancı partnerlerimizin teşvikinin de altını çizmem gerekiyor. Verilere baktığımızda 2012'den bu yana sektörün toplamda 15,2 milyar liralık teşvikli yatırım yaptığı görülüyor. Bu yatırımda dünyanın en önemli moda merkezlerinden biri yapmak istediğimiz İstanbul yaklaşık 3,3 milyar lira ile ilk sırada yer alıyor. İstanbul merkezli 408 firmamız bu teşviklerle dijitalleşme, tasarım, Ar-Ge kapasitelerini geliştirdiler. Teşviklerle 6'ncı Bölge'de 4,8 milyar lira, 5'inci Bölge'de ise 2,1 milyar lira olmak üzere 6,9 milyar liralık yatırım yaptık. Teşvikli yatırımlarla sağlanan 386 bin kişilik istihdam kapasitesinin 294 binini bu bölgelerde ülkemize kazandırdık." Gültepe, Anadolu'da hazır giyim firmalarının en çok teşvikli yatırım yaptığı iller sıralamasında Batman'ın başı çektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Batman'da 434 firmamız tarafından 1,6 milyar liralık yatırıma imza atıldı. Batman'ı 934 milyon lira ile Malatya ve 823 milyon lira ile Diyarbakır izliyor. Bu teşviklerle biz aynı zamanda sektörümüzün ve ülkemizin geleceğine yatırım yapıyoruz. Birçoğu küresel markalara üretim yapan fabrikalarla katma değerli ihracat kapasitemizi arttırıyoruz. Teşviklerin yanı sıra sektörümüzün hızı ve uyum kapasitesi sayesinde pandeminin ilk döneminde uluslararası bir krize dönüşen maske ve koruyucu giysi üretiminde Türkiye’yi küresel bir oyuncu oldu. Firmalarımız geçen yıl sadece birkaç ayda 3 milyar liranın üzerinde teşvikli yatırımla maske ve koruyucu giysi üretiminde Türkiye'yi dünyanın en büyük ikinci ülkesi yapmayı başardılar." HER 39 BİN LİRALIK TEŞVİKLİ YATIRIM İLE 1 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLANDI Hazır giyim sektörünün bölgesel teşviklerle özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde istihdama da önemli bir katkı sunduğuna dikkati çeken Mustafa Gültepe, teşvikleri en az birim maliyetle istihdama dönüştürmede de öncü olduklarını söyledi. Gültepe, kullanılan ortalama her 39,3 bin liralık teşvikli yatırım ile 1 kişiye istihdam sağlandığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu: "Firmalarımız 10 yılda 15,2 milyar liralık teşvikli yatırımla 386 bin kişilik yeni istihdam yarattı. Bir başka ifade ile kullandığımız ortalama her 39,3 bin lira karşılığında bir insanımız için iş fırsatı yarattık. İstanbul'daki 3,2 milyar liralık yatırım, doğrudan üretim yerine dijitalleşme, tasarım ve Ar-Ge için yapıldığı için ortalama yükseliyor. Örneğin, Batman'da 1 milyar 616 milyon liralık yatırımla 70 bin 209 istihdam yarattık. Bu kentimizde her 23 bin liralık teşvikli yatırımla bir kişiye istihdam sağladığımız görülüyor. Aslında firmalarımız sadece makine harcamasını üstlendiğinde 10 bin dolarlık yatırımla 15 kişiye, bir başka ifade ile bugünün kur değeri üzerinden yaklaşık 6 bin TL ile bir insanımıza iş sağlayabiliyor." "ANADOLU'DA ÜRETİM KAPASİTESİ YÜKSEK, ÇEVRE DOSTU FABRİKALAR KURMALIYIZ" Salgın sürecinde tedarik zincirinin de değiştiğine vurgu yapan İHKİB Başkanı Gültepe, Avrupalı markaların ihtiyaçlarını Çin ya da Güneydoğu Asya ülkeleri yerine yakın coğrafyalardan karşılama arayışının Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Gültepe, ABD'li markalardan da Türkiye'ye giderek artan bir ilgi olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı: "İhracatçı firmalarımız yüzde 80-85 kapasite ile çalışıyorlar. Kapasitemiz yılbaşına kadar dolu olduğu için bazı siparişleri geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Sektör olarak, 8 ayda 12 milyar 868 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Eğer bir aksilik olmazsa bu yıl, 19 milyar doları geçerek rekor bir ihracata imza atacağız. Çok uzak olmayan bir tarihte de 33 milyar dolarlık hedefimizi yakalayacağımıza inanıyorum. Çünkü küresel tedarik zincirindeki değişimin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda Avrupa ve ABD'li markaların Türkiye'ye ilgisinin daha da artacağını öngörüyoruz. Bu nedenle Anadolu'da üretim kapasiteleri yüksek, güneş enerjisi ile çalışan çevre dostu yeşil fabrikalarımızın sayısını hızla artırmamız gerekiyor." Tersine Göç Projesi ile bölgede kamuya ait olan ve halen atıl duran binaların uygun koşullarda firmalara tahsis edilmesi konusunda talepleri olduğunu belirten Gültepe, şunları kaydetti: "Bu talebimize olumlu yanıt alabilirsek atıl duran yüzlerce binayı birer üretim ve istihdam merkezine dönüştürebiliriz. Finansman kaynaklarımızı arazi ve bina için harcamazsak bir kişilik istihdamın maliyetini 6 bin liraya düşürebiliriz. Firmalarımızın kasasında kalacak parayı da katma değerli üretimimizi artıracak yatırımlar için kullanabiliriz. Ayrıca bölgesel teşviklerin yanı sıra günün koşullarına uygun yeni teşvik mekanizmalarının da geliştirilmesi gerekiyor. İHKİB olarak bu konuda da bir çalışma yaptık. Hazırladığımız Hazır Giyim Sektöründe Yeni Nesil İhracat Teşvik Önerilerimizi, Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar başta olmak üzere devletimizin ilgili kurumları ile paylaştık." "CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARIYLA DAHA DA UMUTLANDIK" Devletin bugüne kadar hep sektörün yanında olduğuna vurgu yapan Mustafa Gültepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir hafta önce ihracatçılara verdiği müjdelerin kendilerini daha da umutlandırdığın söyledi. Gültepe, İhracatı Geliştirme Fonu'nun kurulması, Eximbank'ın yeniden yapılandırılması, İstanbul'da fuar merkezi projesi ve uzak ülkeler için ihracat stratejisi geliştirilmesinin hedeflerine ulaşmada pozitif yansımaları olacağına inandığını kaydetti. Gelecek dönemlerde firmaların gerekli değişim ve dönüşümü gerçekleştirebilmeleri için e-ihracat uygulamalarının ve bu alanlardaki kapasite geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini kaydeden Gültepe, İhracatı Geliştirme Fonu'nun bir nebze de olsa firmaların sermaye ve mali yapılarının güçlendirilebilecek nitelikte olduğunu söyledi. Gültepe, sektör çalışanlarının yüzde 50'sinin kadın olduğunu vurgulayarak, "Bizim sektörümüz, kadın çalışan ağırlıklı. Hem yönetimde hem üretimde kadın çalışan çok fazla. Bu konularda, 'kadınlarımıza ayrıcalık tanıyın, onlara da ayrı bir şekilde teşvik verelim' diye uzun süredir söylüyoruz." ifadesini kullandı. "HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ VE TEKSTİL SEKTÖRÜ HEM ÜRETİM VE İSTİHDAMDA HEM DE İHRACATTA 1'İNCİ SEKTÖR" Hazır giyim sektörünün, Türkiye'yi ihracat açısından "uçuran" bir sektör olduğunu kaydeden İHKİB Başkanı Gültepe, "Özellikle pandemi sonrası için şunu öngörebiliyorum, hem hazır giyim sektörü hem de tekstil sektörü, ikisini de aslında bir bütün olarak değerlendirmek lazım, toplamı bence şu anda Türkiye'nin 1'inci sektörü. Hem üretim ve istihdamda hem de ihracatta. Yani ikisinin birbirinden ayrılacak bir tarafı yok. Bir bütün olarak bakmak lazım." diye konuştu. Gültepe, sektörün zaman zaman bazı illerde ve bölgelerde istihdam sorunu yaşadığını ve çalışan bulmada güçlük çektiğini ifade ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü: "İstihdam 1,2 milyon kişiyi aştı. Yani sektöre bir istihdam deposu şeklinde bakılabilir. İstanbul'umuzun ve Anadolu'muzun yapacak olduğu roller var. Bunları da yaparken aynı bölgede, aynı yerde kümelenmemek lazım. Örnek olarak, şu anda bulunduğumuz Malatya, gerçekten fabrikalarla doldu. Şu anda 130'a yakın firma var. Eleman konusunda bütün firmalar problem yaşamaya başladı. Ben her bana söyleyeni farklı bölgelere yönlendiriyorum. Buradaki firmalar zaten büyüyor. Büyüdükçe eleman ihtiyacı doğuyor ve bu sefer firmalar arasında elemanla ilgili sıkıntı çıkıyor. Diğer illere Elazığ, Adıyaman, Erzurum, Ağrı gibi işte Kars gibi o bölgelere gidilmeli. Gidilmesi gerektiğini dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalışıyoruz." Gültepe, kurların hızlı bir şekilde yukarı, aşağı gitmesini kimsenin istemediğini ancak mevcut durumun üretim ve ihracat açısından iyi olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Şimdi tabii kurlar bir yukarı bir aşağı böyle ani tansiyon gibi fırlamasını, hipertansiyon olmasını hiç kimse istemez. Ancak Türkiye'nin üretimle ilgili geri kaldığı bir dönem bana göre, 2008, 2009'la 2014, 2015 yılları arasıdır. O da nedir? Her yerde söylüyorum bir TL'nin eşittir bir dolar olduğu nokta. Bu nokta Türkiye'nin geri kaldığı noktaydı. Yani ihracatın ve üretimin yapılmadığı bir dönem. Herkesin Türkiye'den kaçtığı noktaydı. Çin biliyorsunuz bunu sürekli başarıyor. Parasını sürekli devalüe ederek bu noktaya geldi bence. Dünyanın, her sektörde yüzde 40'ı Çin tarafından karşılanıyor. Yani kurların enflasyon üzerindeki hareketi bizi hiçbir şekilde rahatsız etmez aksine istihdamı ve üretimi destekler. Bence olması gereken noktada hatta biraz daha yukarı gitmesinde hiçbir sakınca yok. Yani doların 9 lira olduğu bir yerde üretim ve ihracat bence iyi bir şekilde desteklenir. Tabii enflasyona olan etkisini de yetkililer daha iyi hesaplar ama üretim ve ihracat olarak diye söylüyorum. Belki kısa zamanda kaybederiz ama uzun dönemde Türkiye kazançlı çıkar. Yatırımlar Türkiye'ye gelir. Herkes yatırım yapar. Aksi takdirde kağıt üzerinde suni olan bir milli gelir artışı olur. Onu geçmiş dönemde gördük."

24 Eylül 2021 Cuma

Müteahhitler iş bırakma eylemini bitiriyor

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisinin stratejik sektörleri arasındaki inşaat sektörünü en çok etkileyen girdi mallarının başında çimentonun geldiğini belirtti. Bu sebeple çimentoya yapılan fahiş zamlara karşı boykot ve iş durdurma kararı aldıklarını hatırlatan Tellioğlu, şöyle devam etti: "Boykot ve iş durdurma eylemimiz, Türkiye kamuoyunun dikkatini çekmiş, fahiş fiyat artışları Sayın Cumhurbaşkanı'nın günlük siyasi açıklamalarında yer bulmuştur. Cumhurbaşkanımızın fahiş fiyat artışlarıyla ilgili başlattığı takip sürecini ve önleyici tüm tedbirleri destekliyoruz. Ayrıca Resmi Gazete'nin 7 Eylül tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğin de söz konusu listeye eklenen çimento ve klinker mallarında öncelikli iç pazar ihtiyacının ülkemizde enflasyonla doğru orantılı olacak şekilde fiyat istikrarının tam anlamıyla bir an önce sağlanmasını temenni ediyoruz. Ülkemiz ekonomisinin büyümesi kavga ve kaos ile değil, sürdürülebilir üretim şartlarına, dengeli ekonomi ve sağlıklı fiyat istikrarıyla mümkün olacaktır." Ülke ekonomisini sarsan, rekabet şartlarını ortadan kaldıran, birçok sektörü darboğaza sokan, iflaslara ve işsizliğe sebep olan ve alım gücünü bitiren "fahiş fiyat" artışlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye kamuoyuna açıkladığı mücadeleyi seferberlik olarak gördüklerini vurgulayan Tellioğlu, şunları kaydetti: "Sivil toplum örgütü olmanın gereği olarak fahiş fiyat artışlarına asla boyun bükmeyeceğimizi, izin vermeyeceğimizi, üyelerimizin hak ve menfaatlerini yasal zeminde ve demokratik şartlarda her zaman arayacağımızı buradan bir kez daha kamuoyu ile paylaşarak, 9 Eylül'de başladığımız boykot ve iş durdurma eylemimizi bugün saat 17.00'da sonlandırıyoruz. Bundan sonraki sorumluluk tamamen hükümetin ve ilgili kurumlarındır. Makul maliyetlerle inşaatların bir an önce üretime geçmeleri gerekir, aksi durumda konut fiyatları ve kira artışlarının önüne geçilemeyecektir."

24 Eylül 2021 Cuma

Güven endeksi hizmet ve perakende sektöründe arttı, inşaat sektöründe azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu, eylül ayına ilişkin sektörel güven endekslerini açıkladı. Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi eylülde geçen aya kıyasla hizmet sektöründe yüzde 1,5, perakende ticaret sektöründe yüzde 4,8 artarken, inşaat sektöründe yüzde 0,7 azaldı. Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi ağustos ayında 116,1 iken, eylülde 1,5 artarak 117,8'e çıktı. Hizmet sektöründe geçen aya göre, son üç aylık dönemde iş durumu alt endeksi yüzde 3,5 artarak 120,1 oldu. Son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep alt endeksi yüzde 2,1 artarak 115,4 değerini aldı. Gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi alt endeksi ise yüzde 1,1 azalarak 117,9'e geriledi. Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi eylül ayında yüzde 4,8 artarak 115,6 değerini aldı. Perakende ticaret sektöründe geçen aya göre, son üç aylık dönemde iş hacmi satışlar alt endeksi yüzde 3,8 artarak 125,9 oldu. Mevcut mal stok seviyesi alt endeksi yüzde 5,8 artarak 90,7'e çıktı. Gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksi de yüzde 5 artarak 130,1 olarak kayıtlara geçti. Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi ağustosta 92,4 iken, eylülde yüzde 0,7 azalarak 91,8 değerini aldı. İnşaat sektöründe geçen aya göre, alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt endeksi yüzde 0,04 artarak 83,1 oldu. Gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi ise yüzde 1,3 azalarak 100,5'e geriledi. İnşaat sektöründe eylül ayında girişimlerin yüzde 56,9'u faaliyetleri kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını, yüzde 43,1'i ise faaliyetlerini kısıtlayan en az bir temel faktör bulunduğunu belirtti. İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan temel faktörlerden; "finansman sorunları" ağustosta yüzde 30,5 iken eylülde yüzde 25,7, "talep yetersizliği" ağustos ayında yüzde 24,6 iken eylülde yüzde 22,2 ve "diğer faktörler" ağustosta yüzde 21 iken eylülde yüzde 18,3 olarak kayıtlara geçti.

24 Eylül 2021 Cuma

Bankacılık sektörü kredi hacmi geçen hafta 3 trilyon 961 milyar lira oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 17 Eylül haftası itibarıyla 27 milyar 36 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 3 trilyon 933 milyar 984 milyon liradan 3 trilyon 961 milyar 19 milyon liraya çıktı. Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil), 17 Eylül haftası itibarıyla 72 milyar 239 milyon lira artış kaydetti. Söz konusu haftada yüzde 1,8 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 4 trilyon 46 milyar 57 milyon lira oldu. TAKSİTLİ TİCARİ KREDİLER 603,3 MİLYAR LİRA OLDU Tüketici kredileri tutarı, 17 Eylül ile biten haftada önceki haftaya göre 289 milyon lira azalarak 730 milyar 11 milyon liraya geriledi. Söz konusu kredilerin 281 milyar 620 milyon lirası konut, 14 milyar 363 milyon lirası taşıt ve 434 milyar 28 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu. Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 1 milyar 723 milyon lira yükselerek 603 milyar 327 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 1,2 azalarak 181 milyar 417 milyon liraya düştü. Bireysel kredi kartı alacaklarının 75 milyar 445 milyon lirası taksitli, 105 milyar 972 milyon lirası taksitsiz oldu. YASAL ÖZ KAYNAKLAR ARTTI BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 17 Eylül haftası itibarıyla 390 milyon lira azalarak 149 milyar 423 milyon liraya geriledi. Söz konusu takipteki alacakların 116 milyar 594 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı. Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları 1 milyar 757 milyon lira artarak 814 milyar 833 milyon lira oldu.

24 Eylül 2021 Cuma