tatil-sepeti
Türkiye bu sezon en fazla fındık dış satımını Almanya'ya yaptı

Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ne göre, Türkiye, geride kalan 2020-2021 ihracat sezonunda 120'den fazla ülkeye 292 bin 939 ton fındık satarak 2 milyar 10 milyon 787 bin dolar gelir sağladı. Fındık ihracatında ilk sırada Almanya aldı. Almanya'ya 472 milyon 264 bin dolar karşılığı 70 bin 543 ton fındık satıldı. Bu ülkeyi İtalya ve Fransa izledi. İtalya'ya 388 milyon 761 bin dolarlık, Fransa'ya da 148 milyon 975 bin dolar tutarında ihracat yapıldı. EN DÜŞÜK İHRACAT 2 KİLOGRAMLA NEPAL'E Türkiye, geçen sezon en az fındık ihracatını ise Nepal'e gerçekleştirdi. Bu ülkeye gönderilen fındık miktarı sadece 2 kilogram olurken, 2 dolar gelir elde edildi. Nepal'i 22 kilogramla Gambiya ve 40 kilogramla Sierra Leone takip etti. Türkiye'nin son yıllarda fındık ihracatında en fazla gelişme gösteren pazarlardan birisi Çin oldu. 2019-2020 sezonunda 8 bin 938 ton fındık satılan bu ülkeye geçen sezon yapılan ihracat miktarı 9 bin 875 ton oldu. "AVRUPA KÖKLÜ PAZAR" Giresun Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Bölük, 2020-2021 ihracat döneminde Türkiye'nin en fazla fındık satışını Avrupa ülkelerine yaptığını söyledi. İhracat yapılan ülkeler arasında yine ilk üçü Almanya, İtalya ve Fransa'nın paylaştığını dile getiren Bölük, "Türkiye'nin en büyük fındık ihracat pazarını Avrupa ülkeleri oluşturmakta. Bu ülkeler arasında da Almanya, İtalya ve Fransa yine önde oldu." dedi.

28 Eylül 2021 Salı

Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar ikinci çeyrekte yüzde 34 arttı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, elektronik haberleşme sektöründe yatırımların bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 arttığını belirterek, "Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar hız kesmedi. Yılın ikinci çeyreğinde elektronik haberleşme sektörünün net satış gelirleri yüzde 18 arttı." ifadelerini kullandı. Karaismailoğlu, yazılı açıklamasında, 2021 yılı ikinci çeyreğini kapsayan "Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu"nu değerlendirdi. Elektronik haberleşme sektöründe yatırımların yüzde 34 arttığını belirten Karaismailoğlu, "Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar hız kesmedi. Yılın ikinci çeyreğinde elektronik haberleşme sektörünün net satış gelirleri yüzde 18 arttı." değerlendirmesinde bulundu. Karaismailoğlu, elektronik haberleşme sektörünün, diğer sektörlerin iş yapış biçimlerini etkilemesi ve verimlilik artışını sağlaması bakımından önemli olduğuna dikkati çekerek, sektörün geçmişten itibaren verilerine bakıldığında olumlu tablonun her dönem devam etmesinden memnuniyet duyduklarını vurguladı. Yakın gelecekte kullanıma sunulacak teknolojilerin sektörün ivmesini artırmasını beklediklerini bildiren Karaismailoğlu, 5G ve yaygınlaşan yüksek hızlı fiber altyapıların ekonominin genelindeki toparlanma ve iyileşmeye de pozitif katkı yapacağını belirtti. SEKTÖRE 3,8 MİLYAR LİRALIK YATIRIM Karaismailoğlu, 2021 yılı ikinci çeyreğinde sektörde net satış gelirlerinin 22,1 milyar lirayı aştığına dikkati çekerek, Türk Telekom ve mobil operatörlerin bu gelirdeki payının 16,1 milyar lira olduğuna işaret etti. Yatırımlarda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlangıcından bugüne kadar görülen yüksek büyümenin ikinci çeyrekte de devam ettiğini vurgulayan Karaismailoğlu, "Yatırımlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 34 arttı ve 3,8 milyar lirayı aştı." ifadesini kullandı. 152,4 MİLYON CEP TELEFONU NUMARASI TAŞINDI Mobil abone sayısının 84,6 milyon olduğu bilgisini de paylaşan Karaismailoğlu, şunları kaydetti: "Abone yaygınlığı yüzde 101,2'dir. Bu abonelerin 78,5 milyonu 4,5 G abonesidir. Makineler arası iletişim abone sayısı 7 milyona ulaştı. Taşınan mobil numara sayısı toplamda 152,4 milyon olurken, bu çeyrekte ise 2,3 milyon numara taşındı. Toplam genişbant internet abone sayımız, 68,3 milyonu mobil olmak üzere 85,7 milyona çıktı ve bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9,3 artış kaydetti. Abone sayısında en yüksek yüzdesel artış yüzde 32,3 ile 'Eve Kadar Fiber' abone sayısında, müteakiben yüzde 13,6'lık bir oranla da 'Kablo İnternet' abone sayısında gerçekleşti. Sabit genişbant abonelerinin aylık ortalama data kullanımı 211 GByte olurken, mobil abonelerin aylık ortalama kullanımı ise 10,5 GByte'a ulaştı. Ülkemizdeki toplam fiber altyapı uzunluğu yüzde 10,2 oranında artarak 445 bin kilometreyi geçti." Karaismailoğlu, yılın ikinci yarısında da elektronik haberleşme sektöründe finansal veriler, abone sayıları ve kullanım miktarlarında artışların ve buna bağlı olarak operatör yatırımlarının sürmesini beklediklerini bildirdi.

28 Eylül 2021 Salı

Kovid-19'un 2020'de dünyada turizme maliyeti 1.3 trilyon dolar

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütünün raporlarından derlediği verilere göre, Kovid-19'un 2019'un sonlarında Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan şehrinde ortaya çıkmasının ardından dünya genelinde uygulanan sokağa çıkma yasakları, ülkelerin seyahatlere kısıtlama getirmesi başta hava yolu, hizmet sektörleri olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkilerken turizm sektörü ağırladığı turist sayısı bakımından 1990'lar seviyesine geriledi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), salgının Çin'de patlak vermesinin ardından 30 Ocak 2020'de "Küresel Sağlık Acil Durumu", 11 Mart 2020'de "salgın" ilan ederken, dünya genelinde 20 Nisan 2020'de ise turizm destinasyonları turistlere seyahat kısıtlamaları getirmeye başladı. DSÖ'nün açıklamalarına paralel olarak dünya genelinde turist hareketliliği Şubat 2020'de yüzde 16, martta yüzde 64, nisanda yüzde 97 azaldı. 2020 Mayıs-Aralık'ta kısmi iyileşme görülse de turist hareketliliği yüzde 15'in üstüne çıkamadı. Öte yandan aynı yıl içinde otel doluluk oranları yüzde 40'lara kadar gerilerken, otel rezervasyonları yüzde 47, hava yolu seferlerinde koltuk kapasitesi yüzde 63, hava yolu rezervasyonları yüzde 81, turist sayısı yüzde 74 azaldı. Dünyada 2020 sonunda turistlere kapatılan turizm destinasyonları sayısında Avrupa başı çekerken, Avrupa'yı, 2. sırada Orta Doğu, 3. sırada Afrika, 4. sırada Amerika, 5. sırada Asya-Pasifik izledi. 2019'da 1 milyar 461 milyon ulaşan dünya genelinde turist sayısı 2020'de salgın nedeniyle 381 milyona gerileyerek yüzde 74 azaldı. Doğrudan turizm sektörlerinde 100-120 milyon arasında iş kaybını beraberinde getiren salgının dünya genelinde turizme maliyeti 1,3 trilyon dolar olurken küresel gayrisafi hasılayı 2 trilyon dolardan fazla azalttı. TURİZM 30 YIL GERİLEDİ Dünyada Kovid-19 salgını nedeniyle sınırların kapatılması, ülkelerin yabancı turistlere yönelik tamamen veya kısmen kısıtlama getirmesi sektörü turist sayısı bakımından 30 yıl geriye götürdü. Dünya genelinde 1989'da 438 milyona çıkan uluslararası turist hareketliliği, 1995-96 yıllarında 530 milyon, 2000-2001'de 673 milyon, 2005'te 810 milyon, 2010-11 döneminde 956 milyon, 2016'da 1 milyar 203 milyon, 2019'da ise 1 milyar 461 milyona ulaştı. Salgının başlamasıyla bir yıl içinde yüzde 85 azalan turist sayısı dünya turizmini 1990'lar seviyesine geriletirken, Kovid-19'un turizme "beklenmedik" etkisi 2003'teki SARS'ın turizme yüzde 0,4, 2009'daki küresel ekonomik krizi yüzde 4'lük etkisini açık ara geride bıraktı. KISITLAMALAR TURİZM ALIŞKANLARINI DEĞİŞTİRİYOR Uluslararası turizm destinasyonlarının kısmen veya tamamen kapatılması sonucu turistlerin seyahat ve tatil alışkanlarındaki tercihler de değişiklik gösterdi. Ülkelerin iç turizminde insanların evlerine yakın olan yerlere seyahat etmeyi tercih etmesiyle olumlu gelişmeler kaydedilirken, doğa, kırsal alanlar ise açık hava deneyimlerine olan ilgiden dolayı talep gördü. Sağlık ve güvenlik önlemleri ile bunlara ilişkin ülkelerin yaptığı düzenlemeler tüketicilerin endişelerinde başı çekerken, seyahat kısıtlamaları ve salgınla alakalı tedbirlerin hızlı değişmesi nedeniyle son dakika rezervasyonlarında artış gerçekleşti. Orta ve ileri yaştaki turistler Kovid-19 nedeniyle daha az seyahat etmeyi tercih ederken genç turistlerin sayısı arttı. Öte yandan son 30 yılda birkaç kat büyüyen turizm sektörünün 2020'de yaşadığı kaybı telafi ederek 2019 seviyesine ulaşmasının 2 ila 4 yıl süreceği tahmin ediliyor. Bu iyileşmeyi baskılayan ana faktörler arasında seyahat kısıtlamaları, ülkelerin Kovid-19 ile mücadelede koordinasyon oluşturamaması, hava yolu seferlerinin toparlanmasındaki yavaşlık oluşturuyor.

28 Eylül 2021 Salı

Brent petrolün varili son 3 yılın en yüksek seviyesini gördü

Dün günü 77,23 dolar seviyesinde tamamlayan Brent petrolün varili, bugün gün içinde kapanışa göre yüzde 2,34 artışla 79,04 dolara ulaştı. Böylece, Brent petrolün varil fiyatı Ekim 2018'den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Aynı dakikalarda Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 75,72 dolardan alıcı buldu. Geçen ayın sonlarında ABD'nin Meksika körfezinde etkili olan Ida Kasırgası'nın yarattığı arz aksaklıkları ve ülkede ham petrol stoklarının Ekim 2018'den sonraki en düşük seviyelere düşmesiyle petrol fiyatlarındaki yükseliş son 5 haftadır devam ediyor. Bu kapsamda, uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler şirketi Goldman Sachs, bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini varil başına 10 dolar artırarak 90 dolara yükseltti. Fiyat revizyonunda, salgında Delta varyantının ardından düşüşe geçen akaryakıt talebinin beklenenden daha hızlı toparlanmasının yanında ABD ham petrol stoklarındaki düşüşle birlikte küresel arzdaki daralma da önemli rol oynadı. Uzmanlar, doğal gaz fiyatlarındaki rekor artışın da petrol fiyatlarında yukarı yönlü hareketlenmeleri desteklediğini ifade ediyor. Söz konusu artışın alternatif yakıtlara talebi artıracağı tahmin edilirken, kış aylarının soğuk geçmesi durumunda gaz arzında yaşanan sıkıntılar nedeniyle elektrik şirketlerinin üretim için gaz yerine petrol kullanabileceği belirtiliyor.

28 Eylül 2021 Salı

Rüzgar ve güneşten elektrik üretimi ithal kömürle üretimden ucuz hale geldi

Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember tarafından hazırlanan analize göre, küresel ölçekte geçen yıl daha rekabetçi hale gelen güneş ve rüzgar enerjisinde maliyetler Türkiye'de de düşüş gösterdi. Türkiye'de rüzgar enerjisi santrali kurulumu maliyeti 5 yıl öncesine göre yüzde 32, güneş enerjisi santrali kurulumu maliyeti ise yüzde 50 geriledi. Rüzgar ve güneş enerjisindeki bu eğilimin gelecek yıllarda da devam etmesi beklenirken, dünyada kömür fiyatları büyük çapta artış gösterdi. Türkiye'deki mevcut kömürlü termik santrallerin yüzde 45'inin (yaklaşık 9 bin megavat) ithal kömürle çalışması nedeniyle kömür fiyatlarındaki artış elektrik üretim maliyetine de yansıyor. Kömür fiyatlarındaki artışla ithal kömürle çalışan mevcut termik santraller için ortalama maliyet megavatsaat başına 73 dolara ulaştı. Türkiye'de yeni kurulacak bir rüzgar santralinde elektrik üretim maliyeti megavatsaat başına 40,8 dolar, güneş santralinde ise megavatsaat başına 51,9 dolar olarak hesaplandı. Böylece, karbon fiyatlandırması olmadan dahi yeni kurulacak rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinde megavatsaat başına elektrik üretim maliyetleri, mevcut ithal kömür santrallerinin elektrik üretim maliyetlerinden daha ucuz hale geldi. RÜZGAR VE GÜNEŞİN ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ PAYI YÜZDE 13 Türkiye'de mayıs sonu itibarıyla güneş enerjisi kurulu gücünün yüzde 91'ini lisanssız küçük ölçekli projeler oluşturdu. Türkiye'nin son yıllarda temiz enerji dönüşümünü hızlandırmasıyla güneş ve rüzgar enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 13'e ulaştı ancak Türkiye'nin özellikle güneş enerjisindeki potansiyelini gerçekleştirebilmesi için daha fazla büyük ölçekli güneş enerjisi santralinin devreye alınmasına ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan, ithal kömür santrallerinin ise geçen yıl elektrik üretimindeki payı yüzde 21 olarak hesaplandı. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, ithal kömür santrallerinin yüksek kapasitede çalışmaya devam etmesi halinde kömür ithalatının bu yıl 5 milyar dolara ulaşabileceği, bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor. SINIRDA KARBON VERGİSİNE ÇÖZÜM TEMİZ KAYNAKLAR Ember Elektrik ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan, analize ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye'nin elektrik üretiminde ithal fosil yakıtlardan yerli alternatiflere geçmesinin çok yönlü faydaları olacağını belirterek, şunları kaydetti: "Böyle bir dönüşüm sadece ithalatımızı azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu ve dolayısıyla maruz kalacağımız potansiyel sınırda karbon vergisini de azaltacak. Yenilenebilir enerji teşviklerinin enerji dönüşümünü hızlandırdığı bir gerçek ancak şimdi Türkiye yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemin kaderi, Türkiye'nin ithalat faturasını azaltma konusundaki kararlılığına da bağlı olacak."

28 Eylül 2021 Salı