tatil-sepeti
600 şirket G20 liderlerine kömür desteğini durdurma çağrısı yaptı

Mektubun hazırlık sürecini koordine eden We Mean Business Koalisyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, aralarında Arçelik, Unilever, Netflix, Volvo Cars, Iberdrola ve Natura&Co gibi isimlerin yer aldığı 600'den fazla şirket dünyada 8,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Gelirleri 2,5 trilyon doları bulan söz konusu şirketler G20 liderlerine yazılan mektupta, dünyanın en büyük ekonomilerini gelişmekte olan ülkeler için yılda 100 milyar dolarlık iklim fonu oluşturma taahhüdünü yerine getirmeye, 2025 yılına kadar fosil yakıtlara verilen sübvansiyonları sonlandırmaya ve karbon fiyatlandırmasını başlatmaya çağırdı. Şirketler, ayrıca gelişmiş ekonomiler için 2030'a, diğer ülkeler için 2040'a kadar kömürden elektrik üretiminin aşamalı olarak durdurulmasını ve finansmanına son verilmesini istedi. İklim Eylem Takipçisi'nin verilerine göre, G20 ülkelerinin hiçbiri küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefini gerçekleştirme yolunda ilerlemiyor. Küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 90'ını temsil eden G20 ülkeleri, ticaret ve sera gazı emisyonlarının da yüzde 80'ine yol açıyor. We Mean Business Koalisyonu Üst Yöneticisi Maria Mendiluce, mektuba ilişkin yaptığı açıklamada, iş dünyasının bugüne kadarki en büyük ve iddialı politika eylemi çağrısını yaptığı bu mektuptan hükümetlerin güç almaları ve iklim eylem planlarını hızlandırmalarının çok önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP26) öncesinde ülkeler ulusal planlarını yenilemeli ve bu mektupta belirtildiği gibi bunları somut politikalara dönüştürmelidir. Hükümetler ve iş dünyası tarafından kararlılıkla uygulanacak eylemler, enerji sistemimizin dayanıklı ve karbonsuz bir gelecek inşa etmeye yardımcı olacak şekilde dönüşmesinin yolunu açabilir." Türkiye'den mektuba imza atan Arçelik Üst Yöneticisi Hakan Bulgurlu ise gezegenin oldukça kritik bir dönüm noktasında olduğuna dikkati çekerek, "Bireyler, şirketler ve kamu kuruluşları olarak, daha yeşil ve sürdürülebilir bir gelecek için bugünden harekete geçmemiz gerekiyor. İklim kriziyle mücadelede, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlı tutmak için 2030 yılına kadar küresel emisyonları yarı yarıya azaltmak ve daha çevreci iş modelleri tasarlamak zorundayız. Bu değişimin tek yolu ise doğru yatırımlarda bulunarak geleceğe yön verecek stratejiler geliştirmekten geçiyor." değerlendirmesinde bulundu.

30 Eylül 2021 Perşembe

Küresel piyasalarda doğalgaz fiyatı bir yılda 7, kömür fiyatı 3 katına çıktı

Kovid-19 salgınına yönelik kısıtların dünya çapında gevşetilmeye başlaması, aşırı sıcak ve soğuk hava nedeniyle elektrik ve doğal gaz tüketiminin artması önce Asya, sonra Avrupa piyasalarında fiyatlardaki yukarı yönlü ivmelenmeyi hızlandırdı. Asya'da sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gösterge fiyatı Japan/Korea Marker (JKM), salgın nedeniyle talebin düştüğü ve arz fazlalığının oluştuğu geçen yılın ilk yarısında milyon BTU (İngiliz ısı birimi) başına 1,8 dolara kadar gerilemişti. Yıl sonuna doğru ise havanın beklenenden daha soğuk olması ve elektrik üretiminde diğer kaynakların yetersiz kalması nedeniyle doğal gazda talep hızla arttı. Bu dönemde spot LNG kargolarının sevkiyatının gecikmesi ve arzın yetersiz kalmasının da etkisiyle JKM, milyon BTU başına 32,5 dolara yükselerek rekor kırdı. Bu yıl içinde milyon BTU başına 5 dolara kadar gerileyen JKM, tüm dünyada doğal gaz talebinde görülen artış ve tedarik kısıtları nedeniyle kasım vadeli kontratlarda milyon BTU başına 30 dolara kadar yükseldi. AVRUPA'DA GAZ FİYATLARI REKOR KIRMAYA DEVAM EDİYOR Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF'de işlem gören vadeli doğal gaz kontratlarında, fiyatlar salgın nedeniyle talebin düştüğü geçen yıl megavatsaat başına 3,75 avroya kadar gerilemişti. Geçen yıl eylülde TTF'de megavatsaat başına 12 avro olan doğal gaz fiyatı, bu yıl 27 Eylül'de 85 avroya yükselerek tüm zamanların rekorunu kırdı. Böylece, Avrupa'da aylık vadeli kontratlarda doğal gaz fiyatı son bir yılda yüzde 600'ün üzerinde arttı. Bu yükselişte, talepteki artışa rağmen Rusya'dan geçen yıllara göre daha az gaz gelmesi ve kıtanın yer altı depolama tesislerindeki doluluk oranlarının son 10 yıl ortalamasının altında kalması etkili oldu. Ayrıca, elektrik üretiminin yüzde 20'sinin doğal gazdan karşılandığı Avrupa'da, kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerinde üretimin düşmesi ve rüzgar enerjisinden elektrik üretiminin de azalması üretimde gazın payını yükseltti. Öte yandan ABD'de Henry Hub'daki ekim vadeli kontratlarda doğal gaz fiyatı milyon BTU başına 6 doları aşarak son 7 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Böylece Henry Hub'da gaz fiyatlarında son bir yıldaki artış yüzde 150'yi aşmış oldu. AVRUPA'DA ELEKTRİK FİYATLARININ EN FAZLA ARTTIĞI ÜLKE İNGİLTERE Enerji sektöründe arz-talep dengesizliği nedeniyle Avrupa'da elektrik fiyatlarının en fazla arttığı ülke İngiltere oldu. Avrupa merkezli Nord Pool enerji borsası verilerine göre, İngiltere'de bu ay elektrik fiyatları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 340 artarak megavatsaat başına 221 avroya (191 İngiliz sterlini) kadar yükseldi. Ülkede elektrik fiyatlarındaki artış son bir ayda ise yüzde 80'i aştı. İngiltere'de yüksek fiyatlar nedeniyle maliyetlerini karşılamayan birçok firma faaliyetini durdurmak zorunda kaldı. Almanya'da ise geçen yıl eylülde megavatsaat başı ortalama 43 avro seviyesinde olan elektrik fiyatı, bu ay yüzde 200 artışla 129 avroya çıktı. Bu dönemde fiyatlar İspanya'da yüzde 266, İtalya'da yüzde 220, Fransa'da ise yüzde 185 arttı. KÖMÜRE TALEP ARTTI Piyasalardaki yüksek karbon fiyatlarına rağmen artan enerji talebini karşılamak amacıyla Avrupa'da kömüre talep artış gösterdi. API2 Rotterdam Kömürü Vadeli İşlemler Piyasası'nda ton başı kömür fiyatı son bir yılda yüzde 265 artışla 200 dolara çıktı. Dünyanın en büyük kömür tüketicisi olan Çin'de ise özellikle enerji yoğun sektörlerde artan talep karşısında kömür fiyatları hızla yükseldi. Kömür fiyatlarının yükselmesi ve tedarik sıkıntısı nedeniyle ülkede elektrik kesintileri uygulandı. Bu ay ülkenin kuzeydoğusundaki bazı eyaletlerde yaşanan uzun süreli elektrik kesintileri nedeniyle 100 milyona yakın kişinin hayatı olumsuz etkilenirken, Apple ve Tesla'ya üretim yapan fabrikaların da aralarında bulunduğu çok sayıda tesiste üretim durma noktasına geldi. Öte yandan küresel piyasalarda artan enerji fiyatlarının Türkiye'ye de yansımalarının olacağı öngörülüyor. Küresel piyasada dolar ve avro üzerinden fiyatlanan petrol, gaz, LNG ve kömür ithalatının ekonomi üzerinde yük oluşturacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesindeki spot piyasada 1000 metreküp gazın referans fiyatı bu ay içinde rekor kırarak 2 bin 320 lira 3 kuruşa yükselmişti.

29 Eylül 2021 Çarşamba

12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası İstanbul'da gerçekleştirilecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, "Milli Ulaşım ve Altyapı Politikası" vizyonuyla TransportTech Conference, Ulaştırma Bakanları Yuvarlak Masa Toplantısı, sektör oturumları, ikili görüşmeler ve panellerin düzenleneceği Şura'da, bugünün ve geleceğin ulaşım ve iletişim sistemleri ele alınacak. Ana teması "Lojistik-Mobilite-Dijitalleşme" olarak belirlenen Şura'da "Türkiye'nin ulaştırma ve haberleşmede stratejik hedeflerinin belirlenmesine katkı sağlanması", "sektörün dünyayla eş zamanlı gelişimine katkıda bulunulması", "çözüm bekleyen hususlarla ilgili öneriler getirilmesi", "Kovid-19 sonrası küresel tedarik zincirlerin yeni standartlarının belirlenmesi" ile "ulusal ve uluslararası paydaşlarla iş birliğinin güçlendirilmesi" hedefleniyor. Şura'da kara, demir, deniz ve hava yolları ile haberleşme olmak üzere 5 sektörden üst düzey yerli ve yabancı konuşmacıların yer alacağı paneller düzenlenecek, 55 farklı ülkenin ulaştırma bakanları ve yardımcılarının katılacağı kapalı oturumlar gerçekleştirilecek. Söz konusu oturumlarda, dünyayı değiştirecek mega ulaşım projeleri, Kovid-19 sonrası dünyada ulaşımın ve bütünsel kalkınmayı destekleyecek ekonomi ve ulaşım koridorlarının gelişimi konuları ile bölgesel sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacak. "TÜRKİYE'Yİ HER MODDA DÜNYA İLE BAĞLIYORUZ" Açıklamada görüşlerine yer verilen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, atılımcı, inovatif ve planlı ulaştırma ve altyapı geleneğine sahip olan Türkiye'nin, son 19 yılda mühendislik açısından dünya ölçeğinde çok sayıda projeyi hayata geçirdiğini belirtti. Karaismailoğlu, lojistik alanında süper güç olmanın, ülke içinde verimli, sürdürülebilir, akılcı bir mobilitenin şartlarını oluşturmanın ve her alanda dijitalleşmeyi öncelik olarak kabul etmenin çalışma ilkelerinin özetini oluşturduğunu kaydetti. Avrasya bölgesinin merkezinde ve Yeni İpek Yolu'nun kalbinde yer alan Türkiye'nin, ticaretin seyrini belirleyecek bölgesel bir ekonomik lider olmanın eşiğinde olduğuna işaret eden Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bakanlık olarak yük, insan ve veri ulaştırmada, Türkiye'nin yüksek hedeflerini destekleyecek, çağın gereklerine uygun bir altyapının tamamlanması için çalışıyoruz. Ulaştırma sektörünün bileşenlerinde kendi teknolojisini üreten hatta ihraç eden bir ülke haline gelirken, Türkiye'yi her modda dünya ile bağlıyoruz."

29 Eylül 2021 Çarşamba

Türkiye bisiklet turizminde hedef büyütüyor

Bisiklet Endüstrisi Derneği (BİSED) Yönetim Kurulu Başkanı Esat Emanet, Kültür ve Turizm Bakanlığının bisiklet dostu konaklama merkezleri ve bisiklet turizmi özelindeki inisiyatiflerini son derece doğru bulduklarını belirterek, "Küçük ama değerli dokunuşlarla Türkiye'nin bisiklet turizminden alacağı payı çok daha yukarılara taşımak mümkün." dedi. 2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'a değişen tüketici eğilimleriyle teknolojik gelişmeler doğrultusunda turizmin çeşitlendirilmesi hedefi konuldu. Bu kapsamda, sağlık, gastronomi, festival, kültür, eko-turizm, inanç, eğitim ve spor gibi alternatif turizm ürünleriyle birlikte bisiklet turizminin de geliştirilmesi öngörüldü. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar bu yöndeki çalışmalarına hız verdi. BİSED Başkanı Emanet, bisiklet turizminin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında yarattığı değerin yaklaşık 44 milyar avro olduğunu söyledi. Farklı gelir kesimleri tarafından oluşturulan bu değerin, yıllık bazda kurvaziyer turizminden daha büyük olduğuna dikkati çeken Emanet, bisiklet turizminin kapsadığı profilin hem gelir düzeyi hem de yaş aralığı bakımından diğer turizm modalarıyla karşılaştırıldığında çok daha zengin olduğunu bildirdi. Emanet, bu zenginliğin çok daha fazla turizm gelirinin de kapısını aralayacak boyutta olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin, bisiklet turizmindeki potansiyelini değerlendirebilmek için gerekli tüm enstrümanlara sahip bulunduğunu dile getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı koordinasyonunda ve tüm paydaşların katılımıyla Türkiye'nin orta vadede 4 milyar avroluk bisiklet turizmi geliri hedefiyle programların devreye alındığını ifade eden Emanet, şöyle konuştu: "AB genelindeki bisiklet yolları ve rotalarının Türkiye bağlantıları kullanıcılara tam anlamıyla istediklerini verebilmektedir. Batı ve güney sahillerimiz başta olmak üzere tarihi ve doğal güzelliklerimizi harmanlayan ve İstanbul'u da kapsayan bu rotalar Anadolu'da Kapadokya sınırlarının da ötesine geçebilmektedir. Bisiklet dostu konaklama merkezlerinin yönetmelikle tesis ve kontrolü beklenti ve gereksinimleri, bilinen turist profilinden farklı olan bisikletçiler için son derece önemlidir. Konaklama merkezlerimizin bu standartlara dikkat göstermesi ve bağlantılı rotalar üzerinde bisiklet turizmine yönelik algının artırılması, ziyaretçilerin konfor ve güvenlikleri anlamında tarafların üzerinde titizlikle durmasını gerektiren bir ayrıntı." "BİSİKLET ÇOKLU MODDA DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN BİR DİSİPLİN" Tatil amaçlı bisiklet kullanıcılarının yanında profesyonel bisikletçilerin de ayrı bir kategoride değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Emanet, dünya genelinde marka değeri taşıyan bisiklet takımlarının kamp adresi olarak seçtiği destinasyonların bisiklet camiası tarafından dikkatle izlendiğini bildirdi. Emanet, konunun ekonomik tablosunun bu açıdan dikkat çekici olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Bilinen bisiklet yarışı organizasyonları ve bunlara katılan takımların yayın, reklam gelirleriyle izlenme oranları bakımından dünya genelinde ilk üç içinde olması aslında bisiklet disiplininin ne kadar geniş bir yelpazede konuşulması gerektiğini gösteriyor. Bisiklet çoklu modda düşünülmesi gereken bir disiplin. Sağlık, ekolojik faydalar ve sporun yanında turizm sekmesi kamu-özel sektör iş birliğinde elbette ki daha fazla desteklenmeyi hak ediyor. Ülkemizde mevcut birçok tanıtım ve destek ajansı Türkiye markası ve algısı konusunda birbirlerinden bağımsız faaliyetler yürütebilirken bisiklete özel bir oluşumun bugüne kadar devreye alınmamış olması, halihazırdaki bir turizm gelirinden mahrum olmamız anlamına gelebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bisiklet dostu konaklama merkezleri ve bisiklet turizmi özelindeki inisiyatiflerini son derece doğru buluyoruz. Küçük ama değerli dokunuşlarla Türkiye'nin bisiklet turizminden alacağı payı çok daha yukarılara taşımak mümkün. Bu, bisiklet öznesini içinde bulunduran tüm sektörlerimize fayda getirecektir." Emanet, artık yerli elektrikli bisikletin "Made in Turkey" damgasıyla dünyada yerini alması gerektiğine işaret ederek, "Bunun için BİSED yerli elektrikli motor ve pilde ısrarcıdır. Bu ısrarımızın hareket noktası, sektörümüzü çok iyi tanımamız ve yurt dışı rakiplerimizi yakından takip etmemizin yanında gücümüzün ve potansiyelimizin farkında olmamızdır." dedi.

29 Eylül 2021 Çarşamba

Petrol 2045'e kadar küresel enerji portföyünde en büyük paya sahip olmaya devam edecek

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) 2045 yılına kadar küresel ekonomi, enerji ve petrol talebi ile arzına ilişkin orta ve uzun vadeli tahminlerini içeren "2021 Dünya Petrol Görünümü" raporuna göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkili olduğu geçen yıl günlük 275,4 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesinde olan küresel enerji talebi, 2045'te günlük 352 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacak. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) dışı ülkelerin enerji talebi, 2045'e kadar günlük 76,5 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 250 milyon varil petrol eşdeğerine yükselecek ve küresel birincil enerji talebinin yüzde 70'inden fazlasını oluşturacak. Söz konusu büyümede, Asya, Afrika ve Orta Doğu'daki nüfus artışı ve büyüyen ekonomiler rol oynayacak. Enerji verimliliği ve düşük karbonlu teknolojilerin kullanımına yönelik çalışmaların yoğunlaşmasıyla uzun vadede yatay seyir izlemesi beklenen OECD ülkelerinin enerji talebi, salgından kısmi toparlanmayla orta vadede zirve yapacak, 2045'te ise 2020'de olduğu gibi günlük yaklaşık 102 milyon varil petrol eşdeğerine gerileyecek. PETROL TALEBİNDE BÜYÜME DEVAM EDECEK Petrol, talepteki büyümenin 2020-2045 döneminin ikinci yarısında yavaşlamasına ve yenilenebilir, doğal gaz ve nükleer gibi diğer enerji kaynaklarındaki güçlü büyümeye rağmen küresel enerji portföyündeki en büyük payı elinde tutacak. Küresel petrol talebi, uzun vadede 2020'deki günlük 82,5 milyon varil petrol eşdeğerinden 2045'te 99 milyon varil petrol eşdeğerine yükselecek. Geçen yıl küresel enerji talebinin yüzde 30'unu oluşturan petrol, salgın sonrası talepteki toparlanmanın etkisiyle 2025'e kadar kademeli olarak yüzde 31'in üzerine çıkacak, ardından düşüşe geçerek 2045'e kadar yüzde 28 olacak. "DİĞER YENİLENEBİLİR" VE GAZIN ENERJİ TALEBİNDEKİ YERİ GÜÇLENECEK Biyokütle ve hidroelektrik dışındaki yenilenebilir enerji kaynaklarını ifade eden "diğer yenilenebilir" enerji kaynaklarına talep, 2020-2045 döneminde günlük 6,8 milyon varil petrol eşdeğerinden 36,6 milyon varil petrol eşdeğerine çıkacak. Söz konusu dönemde en hızlı büyüyen enerji kaynağı olarak öne çıkan "diğer yenilenebilir" enerji kaynaklarının küresel enerji portföyündeki payı düşen maliyetler ve emisyonların azaltılmasına odaklanan politikaların etkisiyle 2020'deki yüzde 2,5 seviyesinden 2045'te yüzde 10'un üzerine ulaşacak. Küresel doğal gaz talebi de 2045'e kadar günlük 21,6 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 85,7 milyon varil petrol eşdeğerine yükselecek ve yüzde 24,4 pay ile küresel enerji portföyünde en fazla pay sahibi ikinci kaynak haline gelecek. Emisyonların azaltılmasına yönelik önlemler sonucunda 2045'e kadar günlük yaklaşık 12 milyon varil petrol eşdeğeri azalacağı öngörülen kömür talebinin küresel enerji portföyündeki payı ise 2020-2045 döneminde yüzde 26,5'ten yüzde 17,4'e gerileyecek.

29 Eylül 2021 Çarşamba