tatil-sepeti
Şemsiyeye 5 yılda 211 milyon dolar

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 5 yılda şemsiye ve yağmurluk ithalatı için harcanan tutar 211 milyon dolar oldu. Buna göre 2011’de 43.3 milyon dolarlık şemsiye ithal edilirken, bu rakam 2012’de 28.9 milyon dolar, 2013’te 30.2 milyon dolar, 2014’te 28.1 milyon dolar 2015’te ise 35 milyon 458 bin dolar olarak hesaplandı. Şemsiye ithalatının ülkelere göre dağılımında Çin açık ara lider oldu. Şemsiyelerin yüzde 96’sı, yağmurlukların yüzde 67’si Çin’den ithal edildi. Çin’den 5 yılda alınan şemsiye için 160 milyon dolar ödendi.

27 Eylül 2016 Salı

Yurtdışı varlıklar arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), temmuz sonu itibarıyla Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı. UYP verilerine göre, temmuz sonu itibarıyla Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, 2015 yılsonuna göre yüzde 7.1 yükselerek 224.9 milyar dolara, yükümlülükleri ise yüzde 2.6 artışla 605.1 milyar dolara çıktı. Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP ise 2015 yılı sonunda eksi 379.9 milyar dolar iken temmuz sonunda eksi 380.2 milyar dolar oldu. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2015 yılsonuna göre yüzde 8.3 artışla 119.7 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 6.3 artışla 66.8 milyar dolar düzeyine yükseldi. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para (YP) ve Türk Lirası (TL) cinsinden efektif ve mevduatları, 2015 yılsonuna göre yüzde 21.7 artarak 28.3 milyar dolar oldu.

27 Eylül 2016 Salı

Dünyanın en büyüğüne 250 şirket uçacak

İnşaat çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğü Üçüncü Havalimanı’nın ilk etabı, 26 Şubat 2018’de tamamlanacak. 90 milyon yolcu kapasiteli ilk etap için yapımı süren terminal binası, 1.3 milyon metrekare olacak. İlk etap için 6 milyar Euro harcanması öngörülürken, bunun KDV ile birlikte 2.4 milyar Euro’sunun harcandığı belirtildi. GÜNDE 2 BİN UÇAK Şu an fiziki olarak havalimanı inşaatının yüzde 30’u tamamlanırken, ilk faz hizmete açıldığında günde 2 bin uçak iniş-kalkış yapabilecek. İstanbul Yeni Havalimanı’ndan dünyanın farklı noktalarında 350’den fazla destinasyona uçuş gerçekleştirilecek. Ayrıca havalimanı, 250 havayolu şirketine hizmet verecek. 100 BİN YENİ İŞ Öte yandan havalimanı, 18 bin araç ile Avrupa’nın en büyük otoparkına sahip olacak. Şu an 18 bin 500 olan çalışan sayısı ise gelecek yıl bu dönemde 30 bin kişiye ulaşacak. İşletmeye açıldığında da 100 bin kişiye yeni iş imkanı sağlayacak. ULAŞIM SORUNU OLMAZ Havalimanına ulaşımın alternatifli olacağı kaydedilirken, Gayrettepe-Yeni Havalimanı Metro Hattı’nın yakında ihalesi yapılacak. Ayrıca D-20 yeni karayolu ve Kuzey Marmara Otoyolu’ndan havalimanına çok rahat ulaşılabilecek. Bağlantı yollarının yapımı ise devam ediyor. Öte yandan havalimanına hızlı tren bağlantısı da olacak.

27 Eylül 2016 Salı

Han duvarlarında saklı ticaretin hikayesi

HABER: MÜGE BİBER İstanbul’un fethiyle başlayıp, 20. yüzyılın başlarına kadar devam eden inşa sürecinde fiziksel değişimler geçiren tarihi hanların büyük bir bölümü günümüze kadar ulaşıyor. Bu hanları incelediğinizde sadece İstanbul mimarisini değil, ticaretin ve mesleklerin gelişiminin de izini sürebiliyorsunuz. Kentte, ticaretin belli bölgelerde toplanması ve deniz taşımacılığı gibi nedenlerle hanların en yaygın olduğu bölge tarihi yarımada olmuş. DÖNÜM NOKTASI 14. yüzyılın ilk yarısında her zanaat erbabının kendilerine ait yerleri vardı. Daha sonra Türkler tarafından inşa edilen ticari mekanlarla bölgenin bu karakteri daha çok ortaya çıktı ve zamanla ticaret hanları Haliç kıyılarına kadar yayıldı. Bu açıdan İstanbul’un fethi hem hanlar hem de ticaret için bir dönüm noktası oldu. Çünkü İstanbul artık koskoca bir imparatorluğun merkezi olduğu gibi önemli ticaret yollarının da kesişme noktasıdır. Nitekim 16. yüzyıla gelindiğinde Kanuni Sultan Süleyman’ın ünlü Sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa’nın yaptırdığı külliye sayesinde bölgedeki hanlar, Haliç’in karşı yakasında ticari hareketliliğin merkezi olur. HEM TİCARET HEM İMALAT Özellikle Eminönü-Beyazıt arasında inşa edilen hanlar, 17. yüzyıl sonlarından itibaren kalıcı olarak üretim hanları haline gelir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de şehir nüfusunun bu yüzyılda artması ve önceden boş olan mekanlarda mahalleler oluşmasıdır. Bu değişim ile İstanbul’daki ticaret bölgeleri Beyazıt’tan Aksaray’a ve Saraçhane’ye kadar genişleyerek Fatih’in kurmuş olduğu çarşı konsepti ile birleşir. Bu bölgeleri gezdiğinizde İstanbul’da imalatın tarihi hakkında da fikir sahibi olabilirsiniz. Böylece dünyadaki sanayi devriminin yansımalarına tanıklık edebilmeniz mümkün. İLK ÜÇ KATLI HANLAR 18. yüzyıl, ticaret hanlarının en önemli örneklerinin inşa edildiği ve han mimarisinin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Dönemin tipik özelliği ise modern mimari akımlarının uygulanmasının yanı sıra ilk kez üç katlı hanların ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle günümüzde karşımıza çıkan hanların çoğu, 18. yüzyıla ait yapılardır. DURAKLAMA DÖNEMİ 19. yüzyıl da İstanbul hanları için duraklama dönemini temsil eder. Arka arkaya gelen iç isyanlar ve savaşlar, doğal olarak hem ülkenin hem kentin ekonomisini etkilemeye başlamıştır. O nedenle bu döneme ait hanların sayısı azdır. MESLEĞE GÖRE HAN Ticaret hanları genel olarak içinde çalışan esnaf ve zanaatkarların mesleklerine göre isim alıyordu. Bu da bize o dönemin meslek gruplarına ilişkin ipucu veriyor. Sabuncu Han, İplikçi Han, Şekerci Han, Kürkçü Han bugün de ayakta kalmayı başarmış nadir örneklerden. DEĞİŞEREK YAŞIYORLAR Osmanlı İmparatorluğu’nun mimari anlayışına göre yapılan bu hanlar ve Güney Haliç hanları, Eminönü hanları ve Galata hanları olarak tarihi yarımadaya toplanmıştı. Yüzyıllardan beri ticaretin merkezi olan İstanbul, bugün de aynı durumunu muhafaza ediyor. Yarım asır öncesine kadar ticaretin aktif mekanları olan hanlar ise zaman içerisinde eski fonksiyonlarını yitirerek depo, büro olarak kullanılmaya başlandı. Bir kısmı belli ölçülerde eski faaliyetlerini sürdürürken, bir kısmı da turizm amaçlı gelişiyor. İSİMLERİNİ VERDİLER Önceki asırlarda mesleğe ve bölgeye göre isimleri belirlenen hanlar, 19 ve 20. yüzyılda sahiplerinin isimleri ile anılmaya başlanır. Osman Efendi Han, Çeçeyan Han, Emin Bey Han bu hanlara örnek verilebilir. ÇAMLIBEL’İN DİZELERİNDEN HANLAR Aradan yıllar geçti işte o günden beri Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim, Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim. Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar, Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları, Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..

27 Eylül 2016 Salı

Pembe dizileri vatanında solladılar

HABER: CANAN BİLGİN İki Türk televizyon karakteri, gece sahilde oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakarken, Güney Amerika’da milyonlarca izleyici nefeslerini tutmuştu. “Seni kaybetmekten korkuyorum” dedi Kerim, nazikçe Fatmagül’ün saçlarını okşayarak. “Korkman için bir neden yok” diye cevap verdi Fatmagül, dokunaklı gözlerle ona bakarak. Bu replikler, “Fatmagül’ün Suçu Ne” adlı Türk dizisinin bir sahnesinden... REYTİNG REKORLARI KIRIYOR İspanyolca ve Portekizce dublajlı yayınlanan bu dizi, geçen yıl Güney Amerika’da büyük bir başarıya imza attı. Dizinin bölümleri sadece Arjantin’de 12 milyondan fazla kişi tarafından izlendi. Yine bir Türk dizisi olan “Binbir Gece” Şili’de 2014 yılında en çok izlenen program oldu. Güney Amerika’da gösterimleri giderek artan Türk dizileri, kıtada milyonları ekran başına çekerek reyting rekorları kırmaya devam ediyor. Peki Türk dizileri, ‘pembe dizilerin vatanı’ olarak bilinen ve Türkiye’den binlerce kilometre uzaktaki Güney Amerika’da neden bu kadar popüler? GÖÇ HİKAYELERİ İngiliz yayın kuruluşu BBC, pembe dizileri vatanında tahtından eden Türk yapımı dizilerin inanılmaz başarısını okuyucularıyla paylaştı. “Güney Amerikalılar neden Türk dizilerini seviyor” başlığıyla yayınlanan haberde, dizilerdeki senaryo zenginliğine, yapımların kalitesine ve ülkeler arasındaki kültürel benzerliğe dikkat çekildi. Türk yapımı dizilerin, Güney Amerika’da ve dünyanın pek çok bölgesinde yankılanan toplumsal değişimleri keşfettiği belirtildi. Batılı yapımcılar tarafından araştırılmayan, oysa gelişmekte olan ülkeler için büyük öneme sahip göç ve kentleşme sorunlarına da Türk prodüksiyonlarında geniş yer verildiği aktarıldı. Haberde, “Türk dizilerinin Güney Amerika’daki popüleritesi, Türkiye’nin televizyon sektöründe artan ihracat patlamasının devam etmesinden kaynaklanıyor” yorumu da yapıldı. BÜYÜLEYİCİ MODERNLİK İngiltere’de Sheffield Üniversitesi’nde gazetecilik öğretim üyesi olan ve Türk popüler kültürü hakkında bir dizi akademik tez yazan Omar Al-Ghazzi, Türk TV dizilerinin büyüleyici bir çağdaşlık sunduğunu söyledi ve “Diziler, pek çok kişi için erişilebilir, konforlu bir orta sınıf yaşamı hakkında değerli fikirler veriyor” dedi. KLİŞELERDEN UZAK BBC, Güney Amerikalı izleyicilerin Türk yapımı dizilerle ilgili görüşlerine de geniş yer verdi. Şili’nin başkenti Santiago’da yaşayan 42 yaşındaki Marcela Mera, Türk dizilerinin yakın takipçilerinden biri. Mera, Türk dizileriyle bağ kurmanın Amerikan dizilerinden daha kolay olduğunu ve Hollywood yerine Türk dizilerinin odaklandığı eski moda romantizmi sevdiğini söyledi. Mera, “Türkiye uzak olmasına rağmen kültürlerimiz oldukça birbirine benziyor. Türk yapımları çok kaliteli. Hollywood’un klişeleri ve basmakalıpları onlarda yok. Türk dizilerini izlemeye başladığımda Amerikan televizyonlarının şiddet yayınları ile ne kadar yorulduğumu farkettim” diye konuştu. TÜRK TV GECELERİ Peru’nun başkenti Lima’da yaşayan 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Ivette Sanchez, Türk TV dizilerinin bir başka büyük hayranı. “Arkadaşlarımla bir araya geldiğimde Türk TV gecelerinin ev sahipliğinde düzenli olarak bu dizileri izliyoruz. Konular, olaylar dizisi zeki ve yapımlar mükemmel. Ayrıca aktörler çok yakışıklı. Hepimizin farklı favorileri var” dedi. DİPLOMASİDEN BAŞARILI Şili’de yaşayan 28 yaşındaki Türk işadamı Alper Akosman da, dizilerin popülerliği sayesinde birçok Şilili’nin artık Türkiye ile ilgilendiğine dikkat çekti. Akosman, “TV dizileri, pek çok diplomasi taktiğinin yapamadığını başardı” diye konuştu. TÜRK KÜLTÜRÜ DE SATILIYOR Diziler, Türkiye’nin tanıtımına da büyük katkı sağlıyor. Şehirler, sokaklar, kullanılan kostümler, eşyalar, yaşam tarzı ve gelenekler izleyiciye sunulurken, Türk kültürü de dünyaya açılıyor. İHRAÇ EDİLEN TÜRK DİZİLERİ Arka Sokaklar Asi Aşk-ı Memnu Adını Feriha Koydum Çemberimde Gül Oya Düğün Şarkıcısı Fatmagül’ün Suçu Ne? Gümüş Hanımın Çiftliği Haziran Gecesi Ihlamurlar Altında İki Aile Kavak Yelleri Kaybolan Yıllar Kınalı Kar Kurtlar Vadisi Kuzey Güney Muhteşem Yüzyıl Öyle Bir Geçer Zaman Ki Yaprak Dökümü Yılan Hikayesi 140 ÜLKEDE 400 MİLYON İZLEDİ Türk dizileri, artık ihraç kalemleri arasında yerini aldı. Geçen yıl yaklaşık 250 milyon dolarlık dizi ihraç edildi. 140’tan fazla ülkeye satılan prodüksiyonlarla Türkiye, dünyanın önde gelen dizi ihracatçıları arasına girdi. Dizi ihracatının 2023 yılında 1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dünyanın dört bir yanında hanelere konuk olan Türk yapımı diziler, 400 milyon izleyiciyle buluştu. EN FAZLA İHRACAT ARAP ÜLKELERİNE Dizi ihracatında Ortadoğu ve Arap ülkeleri ilk sıralarda yer alıyor. Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Uzakdoğu’nun yoğun ilgi gösterdiği Türk dizileri, Güney Amerika’da da fenomen haline geldi. SENARYOLARIN IQ’SU YÜKSELDİ Türkiye’nin, dizi ihraç eden ülkeler arasında, içerik üretimi açısından ABD’den sonra ikinci ülke konumunda olduğu belirtiliyor. Tarihi dönemi anlatan, polisiye veya romantizme odaklanan senaryolardaki çeşitlilik, ele alınan konular ve olayların işleyiş biçimi dizilere ilgiyi artırıyor.

26 Eylül 2016 Pazartesi