tatil-sepeti
Perakende devi oluyorlar

HABER: CEYHUN KUBURLU Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un yeşil sahadaki rekabeti, perakende sektörüne taşındı. Fenerium, GS Store, Kartal Yuvası ve TS Clup mağazaları ile sektörde faaliyet gösteren 4 büyükler, bu mağazalarda forma dışında birçok farklı ürün satıyor. Bugün toplam ciroları 300 milyon liraya yaklaşan 4 büyük kulübün mağazalarında teknoloji ürünlerinden ev tekstiline, mobilyadan takım elbiseye, saatten anahtarlığa kadar birçok farklı ürün sergileniyor. Bu ürünlerden en çok satanların başında ise formalar geliyor. Ancak ev tekstili ve teknoloji ürünleri de hızla büyüyen pazarlar arasında. FORMALAR REVAÇTA Bugün mağazalarda satılan ürünlerin fiyatları 3 liradan başlıyor, 50 bin liraya kadar çıkabiliyor. Bu alanda takımlar mağazalara sürekli yeni ürünler getirmek için yarışıyor. Formalar hâlâ mağazaların en çok satan ürün grupları arasında. Ancak teknoloji ve ev tekstili ürünleri de mağazaların cirolarına önemli katkılar yapıyor. Mağazalarda satılan formaların fiyatları 100 liradan başlayıp 160 liraya kadar çıkabiliyor. Özellikle yeni sezon formaları bu alanda yüksek fiyatla satılıyor. Taraftarlar da yeni sezon öncesi bu formalara büyük ilgi gösteriyor. Kulüplerin yıllık forma satış adetleri 500 bin rakamlarına ulaşıyor. Şampiyon olan takım daha çok forma satarken, sezona kötü başlayan bir takım bile en az 150 bin adet forma satışı gerçekleştirebiliyor. BAŞARI CİROYA YANSIYOR Mağazaların ciroları takımın performansıyla da doğru orantılı hareket ediyor. Yani takım başarılı ise mağazaların cirosu o sezon rekor kırabiliyor. Takımın kötü olduğu dönemlerde mağazalar neredeyse hiç satış yapmıyor. Ancak taraftar her sezon yeni formalara ilgi gösteriyor. Bunun yanında spor giyim kıyafetleri de büyük ilgi topluyor. Bu mağazalar ara-sında en fazla ciroyu yapan ise Fenerbahçe oluyor. Fenerbah-çe’nin bu alandaki cirosu 100 milyon liraya yaklaşıyor. Geçtiğimiz sezon kötü günler geçiren Galatasaray, bu alanda 80.4 milyon TL ciro ile ikinci sırada yer alıyor. 2015-2016 sezonu şampiyonu Beşiktaş’ın mağazalarının cirosunun da 70 milyon lirayı aştığı belirtiliyor. Bu alanda mağaza sayısıyla da rakiplerinin gerisinde kalan Trabzonspor’un geliri 60 milyon lira civarında. YÜZDE 15 PAY ALIYOR Süper Lig’de Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un yeşil sahalardaki mücadelesi, lisanlı ürünler pazarıyla da sürüyor. Takımların gelir kalemleri arasında yaklaşık yüzde 15 paya sahip pazarda, en çok formalar ilgi görüyor. Futbol kulüplerinden edinilen bilgilere göre, her geçen gün büyüyen futbol ekonomisi gelir pastasında mağazaların payı artıyor. 4 büyük kulübün gelirleri arasında, yayın hakları yüzde 32, stadyum gelirleri yüzde 31, reklam ve sponsorluklar yüzde 22, lisanslı taraftar ürünü satışları ise yaklaşık yüzde 15’lik paya sahip olurken, gelirler arasında lisanslı ürün satışlarının payının her geçen yıl artması dikkati çekiyor. MAĞAZALARIN BAŞKENTİ İSTANBUL Real Madrid ve Manchester United gibi büyük kulüplerin lisanslı ürün satış sistemlerini kendilerine örnek alan Türk takımları, TIR’ların kullanıldığı gezici mağazalarla da satış yapıyor. Yaz döneminde sahillerde, kış döneminde ise mağazaların olmadığı küçük kentlerde ve üniversite kampüslerinde konuşlandırılan TIR’lar dışında takımlar, internet üzerinden de ürünlerini pazarlayabiliyor. Fenerbahçe’nin “Fenerium”, Galatasaray’ın “GS Store”, Beşiktaş’ın “Kartal Yuvası”, Trabzonspor’un “TS Clup”, Bursaspor’un ise “Bursastore” çatısı altında lisanslı ürünlerini sattığı mağazalar için genellikle büyük alışveriş merkezleri (AVM) tercih ediliyor.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Devletten yatırımcıya hazır sanayi parseli

HABER: ADEM ORHUN Yatırım yapmak isteyen sanayicilerin en büyük sorunlarından biri olan ‘arazi’ temini meselesi çözülüyor. Yatırımı ve üretimi artırmak için art arda mevzuat değişiklikleri ve destek imkanlarını hayata geçiren hükümet, yasalaşan Ar-Ge Reform Paketi’nin ardından Üretim Reform Paketi’ni de Meclis’ten geçirmeye hazırlanıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Pakette son aşamaya gelindi. Bu paketle sanayicinin önündeki engelleri kaldırmak ve daha çok desteklemek istiyoruz” dedi. Bakan Özlü, “Nitelikli teknolojik organize sanayi bölgelerinin kurulmasının önünü açacağız. Devlet olarak bütün işlemleri bizim yürüttüğümüz, tamamladığımız ve sanayicinin gelip kazmayı vurduğu, temelini attığı bir modele geçmek istiyoruz” şeklinde konuştu. BAKANLIK HALLEDECEK Halihazırda yatırım yapmak isteyen sanayiciler, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, teşvik araştırması gibi birçok prosedürle karşı karşıya kalıyor; ancak yeni paketle birlikte bütün bunları Bakanlık halledecek. Konu hakkında açıklama yapan Bakan Faruk Özlü, “Yurt içi ve yurt dışından gelecek yatırımcılar sanayi parseli bulmakta zorlanmayacaklar, onlara hazır sanayi parseli üreteceğiz. Yasalaşan Ar-Ge Reform Paketi’nin ardından, Üretim Reform Paketi’nin de Meclis’ten geçmesi halinde Türkiye, yatırımcılar ve yüksek teknolojili ürün geliştirmek isteyenler için bir cennet olacak” dedi. PARSEL FİYATINA SINIR Parsel birim fiyatlarına üst limit getireceklerini belirten Bakan Özlü, böylece bu alanlardan haksız kazanç elde edilmesini engelleyeceklerini kaydetti. Özlü, ayrıca paketin organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinde yer alan parsel veya dükkanlardan, emlak vergisi alınmamasını öngördüğünü kaydetti. YENİ SİTELER KURULACAK Şehir merkezlerine yakın birçok sanayi bölgesi ve sanayi siteleri bulunuyor. Paket kapsamında buralar da makul uzaklıklarda, şehrin dışına taşınacak. Yeteri kadar büyüklükte dükkanlardan oluşan yeni siteler kurmayı hedeflediklerini belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, şu anda organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinin varolduğu kıymetli arazileri de yerel yönetimlerin değerlendirmesini istediklerini söyledi. ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ Organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerini, çalışma alanlarına göre kategorize edeceklerini aktaran Bakan Özlü, özel sektör tarafından ‘özel endüstri bölgesi’ kurulmasının da önünü açacaklarını vurguladı. Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağında Çevre Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, KOSGEB Kanunu, Mera Kanunu, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Yükseköğretim Kanunu gibi birçok kanunda değişiklikler de öngörülüyor. SANAYİ PARSELİNE SAGYAŞ BAKACAK Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda dikkati çeken bir başka konu da, kurulan Sanayi Gayrimenkul Yatırım Anonim Şirketi (SAGYAŞ). Sermayesi tamamen Hazine’ye ait bu şirketin amaçları şunlar: Sanayi parseli arzını artırmak. Yatırımcıların yatırım sermayesi ihtiyaçlarını azaltarak farklı finansman yöntemleriyle üst yapılı veya üst yapısız sanayi alanlarına ulaşmasını sağlamak. Yabancı yatırımcının ihtiyaç duyduğu sanayi üretim alanlarını geliştirerek yabancı sermayeyi ülkeye çekmek. Arazi stokunu ülkenin sanayi politikaları doğrultusunda hızlı ve etkin şekilde sanayiye yönlendirmek. TASARIDAKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan Üretim Reform Paketi Kanun Tasarı Taslağı’nda şu unsurlar öne çıkıyor: Emlak vergisi muafiyeti: Organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri ile sanayi sitelerindeki binalar, inşalarının bittiği tarihten itibaren uygulanan 5 yıl süreli geçici muafiyet maddesine, “5 yıl sonunda üretimde olurlarsa yüzde 75 indirim uygulanır” İfadesi eklendi. Organize sanayi bölgesi kuruluş ve planlama: OSB alanı içinde Hazine veya kamuya ait arazilerin bulunması halinde; bu araziler, talep edilmesi ve başkaca bir sakıncası bulunmaması durumunda, 2004 tarihli 5084 sayılı kanun kapsamındaki illerde bedelsiz devredilir. Diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 63. maddesindeki harca esas değerleri üzerinden peşin veya taksitle ödenmek üzere OSB’lere satılır. OSB’lerdeki parsellerin tahsisi: Emek yoğun sektörlerde anahtar teslimi fabrika binası yapımı desteği kapsamında OSB’lerde yer alan ve üzerinde bina inşa edilecek olan parsellerin mülkiyeti Hazine’ye tamamen bedelsiz olarak devredilir. OSB Üst Kuruluşu (OSBÜK): Ülke genelindeki tüm OSB’lerin tek üst kuruluşu olarak kurulan OSBÜK’ün merkezi Ankara’dır. OSB gelirlerine haciz: Yönetim aidatlarının yüzde 50’sinden fazlası ile su, elektrik, doğalgaz ve arıtma tesisi işletme gelirleri haczedilemez. Araştırmacı istihdamı: Devlet yükseköğretim kurumlarında, araştırma, uygulama merkezlerinde, araştırma enstitülerinde, ders vermeyen, sadece araştırma-geliştirme faaliyetlerinde bulunmak veya öğretim üyelerinin yürüttükleri projelerde yardımcı olmak üzere, varsa üstlendikleri mecburi hizmetlerini yerine getirdikten sonra, en fazla üç yıl süre ile doktora sonrası araştırma çalışmaları kapsamında araştırmacı görevlendirilebilir. Temel bilimler mezunu istihdamı: Ar-Ge personeli istihdam eden Teknoloji Geliştirme Bölgeleri firmalarına, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin asgari ücretin brüt tutarı kadarlık kısmı, iki yıl süreyle, Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Lisans düzeyinde eğitim: Üniversitelerin beceri ve yeterlilik kazanımlarını sağlamak üzere eğitimlerin en az bir yarıyılının işyerinde yapılması zorunlu kılınabilecek. Teknoloji transfer ofisi: Yükseköğretim kurumları, YÖK’ten izin alarak, sermaye şirketi statüsünde teknoloji transfer ofisi kurabilirler.

26 Eylül 2016 Pazartesi

BM’de reform şart

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) 71’inci Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, insanoğlunun teknoloji, ekonomik gelişme ve sağlık şartları bakımından tarihi zirvesini yaşadığını, ancak bazı problemlerin aşılamadığını söyledi. “Bu parlak tablonun bir de utanç verici karanlık yüzü var” diyen Erdoğan, “Suriye’de, Irak’ta terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüz binlerce çocuk, kadın, genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediliyor” şeklinde konuştu. SÖZLER TUTULSUN Birleşmiş Milletler’den verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler’in reforme edilmesi gerekir. Uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan BM Güvenlik Konseyi reforme edilmedikçe çabaların amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, biz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ gerçeğini her fırsatta hatırlatıyoruz” dedi. BM Güvenlik Konseyi’nin kurulduğu dönemle bugünkü şartların aynı olmadığını ifade eden Erdoğan, “Beş ülkenin iki dudağının arasına dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama şu anda dünya bu beş ülkenin iki dudağının arasına mahkum edilmiştir” diye konuştu. İKİ YILDA DEĞİŞSİN Bütün ülkelerin temsil edilmediği bir BM Güvenlik Konseyi’nin adaleti tesis edemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: “Bunun gözden geçirilmesi gerekir. Konsey’de beş ülke var. Peki, dünyanın diğer ülkeleri ne olacak? Biz diyoruz ki, 20 ülke mi BM Güvenlik Konseyi’nde olacak? Bunların hepsi daimi olsun. Dönüşümlü olarak, iki yılda bir bunlar değiştirilsin. Hepsi de dünyayı temsil etmek üzere, tüm dünya ülkeleri burada yerini alsın. Adalet ancak böyle tesis edilebilir.” NEW YORK’TA İŞ ZİRVESİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu Toplantısı için gittiği New York’ta 30’u aşkın ABD’li üst düzey yöneticiyle bir araya geldi. Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEi̇K) ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı tarafından verilen çalışma yemeğine de katıldı. Enerji, kimya, sağlık, finans, bilişim ve imalat gibi pek çok sektörde faaliyet gösteren şirketler ile önemli fon yönetim şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Türkiye’deki yatırım ortamı ve fırsatlar ele alındı. Toplantıya, küresel şirketlerin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve ABD Ticaret Odası gibi kurumların yönetim kurulu başkanları da katıldı. Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım ortamına ilişkin yeni düzenleme ve teşvikleri ABD’li dev şirketlerin temsilcileriyle paylaştı. Erdoğan, iki ülke arasında 20 milyar doları bulan ticaret hacminin yetersiz olduğunu belirtti. Toplantıda söz alan şirketlerin temsilcileri, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’ye yönelik ilgilerinde bir değişiklik oluşturmadığını ve Türk ekonomisine duyulan güveni sarsmadığını belirterek, Türkiye’deki yatırımlarına devam edeceklerini açıkladılar. BÜTÜN ÜLKELERE FETÖ UYARISI BM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için ülkelerinin geleceği için Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu yeni nesil terör örgütü sadece Türkiye’nin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Bu vesileyle bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan ‘Türk, Türkiye’ gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle bir ilgisinin bulunmadığını da belirtmek isterim” dedi. DİKENLİ TELLERDE HUZUR YOK Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, mültecileri hayati tehdit gibi algılayan Avrupa ülkelerine seslendiğini ifade etti. Erdoğan, şunları dile getirdi: “Dikenli tel örgülerin, yüksek duvarların arkasında huzur aramak beyhude bir çabadır. Bu süreçte uluslararası toplum, insani değerler ve vicdan sınavında maalesef sınıfta kaldı. İnsanlara bu tür bir felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız. Biz hükümet olarak 12.5 milyar dolar harcadık. Bir o kadar da STK’lar ve belediyelerce harcanmıştır. Mültecilere yardım konusunda AB’nin sözlerini tutmalarını bekliyoruz.” BAŞKAN ÇAĞLAR: ÇÖZÜM KÜRESEL İLİŞKİLERDE TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar, New York’ta TOBB ve ABD Ticaret Odası işbirliğinde düzenlenen yuvarlak masa toplantısına katıldı. Çağlar, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin katılımıyla gerçekleştirilen ve ABD’li firmaların üst düzey temsilcilerinin yer aldığı toplantıda bir konuşma yaptı. Çağlar konuşmasında, ABD Ticaret Odası ile 2012’den itibaren devam eden işbirliği kapsamında yapılan faaliyetleri ve 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası ülkenin ekonomik durumunu anlattı. Çağlar, “Bu yıl sağlık, IT ve turizm sektörlerinde ortak etkinlikler yaptık” dedi. Türkiye’de özel tüketimde gerileme olmadığını belirten Çağlar, bu süreçte, hükümetin piyasaların acil toparlanması için ekonomik reform gündemine de devam ederek yeni bir teşvik paketi açıkladığını hatırlattı. TEK BAŞINA OLMAZ Küresel ekonominin son 8 yıldır ilginç bir dönemden geçtiğini anlatan Çağlar, şunları söyledi: “En büyüklerin nasıl sıkıntıya düşebildiğine, yenilikçi girişimcilerin nasıl parlayan yıldız olabildiğine şahit oluyoruz. Böyle bir dönemde ekonomilerin tek başına ayakta kalma şansı yok. Çıkışı birlikte bulmak zorundayız. Ticareti kalıcı ve sağlam bir büyüme patikasına ancak birlikte çekebiliriz. Küresel ölçekteki ekonomik durgunluğu birlikte küresel cevaplar üreterek aşabiliriz. İşte bu noktada, Türkiye ve ABD hem birbiri için hem de dünya ekonomisi için müthiş fırsatlar içeriyor.”

26 Eylül 2016 Pazartesi

Ekonomide 15 Temmuz ruhu

HABER: ADEM ORHUN İş dünyasının problemlerinin çözülmesi için İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar’ın seslendirdiği talepler, Ankara’da bir bir karşılık buluyor. Çağlar’ın, 8 Eylül’de Oda Meclisi’nde yaptığı, “Vergisini düzenli ödeyen mükellef göz ardı edilmesin” şeklindeki çağrısının ardından yeni adımlar atıldı. Maliye Bakanı Naci Ağbal, karnesi pekiyi olan mükellef için oran indirimine gideceklerini açıkladı. VERGİDE İNDİRİM Ağbal açıklamasında, düzenlemeyle ilgili şu bilgiyi verdi: “Mükellef geçmişteki borçlarını düzenli ödediyse, oran indirimine gideceğiz. Dürüst mükellefler ödüllendirilmiş olacak. Çalışmalar tamamlanma aşamasında.” İTO Başkanı Çağlar, vergi afları gelirken, borcunu düzenli ödeyen mükellefin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söylemişti: “Vergisini düzenli ödeyene yüzde 1’lik indirim mükellefi mutlu etmiyor. Gelir ve kurumlar vergisini düzenli ödeyen mükellefe 5 puanlık bir indirim sağlanmasını talep ediyoruz.” KALKINMA BANKASI İTO Başkanı Çağlar’ın gündeme getirdiği bir diğer konu da, yeni nesil finansman anlayışı kapsamında kalkınma bankacılığının yapılandırılmasıydı. Çağlar konuyu gündeme getirirken, önerisini şöyle anlatmıştı: “Yatırımların önünü açacak bir bankanın kurulmasını istiyoruz. Sanayi Kalkınma Bankası exper konumunun dışına çıkamıyor. Proje bazında finansmana erişim imkanı sağlanması gerekir.” Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de geçen hafta yaptığı açıklamada, Kalkınma Bankası’nı yeniden yapılandıracaklarını açıkladı. Şimşek, “Yeni dönemde Kalkınma Bankası, Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkmasını sağlamak amacıyla teknolojik ve stratejik sektörlerde yapılacak yatırımlara uzun vadeli ve uygun maliyetli kaynak sağlayacak” dedi. ÜRETİME FİNANSMAN Başbakan Yardımcısı Şimşek’in verdiği bilgiye göre, Kalkınma Bankası Ar-Ge faaliyetleri sonucunda veya teknoloji transferi vasıtasıyla geliştirilen ürünlerin üretimine yönelik imalat sanayi yatırım projelerini destekleyecek. İşletmelerin finansman ihtiyacına uzun vadeli ve uygun maliyetli kredi desteği, doğrudan sermayeye iştirak ve girişim sermayesi yöntemleri kullanılarak firmalara kaynak sağlayacak bir yapı üzerinde çalışılıyor. Şimşek’in bu açıklaması, Çağlar’ın dile getirdiği hem yatırımlara has bir banka hem de proje bazında finansman konusunda ortak çözüm olacak. DOĞU’DA UYGULAMA KALKINMA BANKASI’NDA Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yönelik 23 ili kapsayan yeni teşvik programında Kalkınma Bankası’na önemli görev düştüğünü söyledi. Yatırım yapmak isteyen bir kişinin Kalkınma Bankası’na geleceğini dile getiren Elvan, şunları söyledi: “Kalkınma Bankası kendisine hangi alanda yatırım yapmak istediğini soracak. Kararını vermişse, banka tarafından o alana ücretsiz danışmanlık mekanizması başlayacak ve fizibilite ihtiyacı varsa fizibilite çalışması yapılacak. Ayrıca, eğer herhangi bir il veya bölgede, alt bölgede veya herhangi bir sektörde yatırım yapma kararı vermemişse, hangi alanda yatırım yapacağına karar vermemişse biz onlara tavsiyelerde bulanacağız. Diyeceğiz ki, ‘Eğer Kars’a yatırım yapmak istiyorsan şu şu alanları tercih edebilirsin. Şanlıurfa’ya yatırım yapmak istiyorsan şu alanları tercih edebilirsin.’ Amacımız, o bölgelerde, cazibe merkezinde bir anlamda kümelenme oluşturmak, belirli sektörlerde bu merkezlerin güçlenmesini sağlamak ve rekabet gücünü artırmak.” ODA MECLİSİ’NDEKİ TALEPLER HAYATA GEÇİYOR İstanbul Ticaret Odası Başkanı Çağlar’ın, iş dünyasının sesi olarak İTO Meclisi’nde önerdiği birçok konu, ilgili kurumlar ve Hükümet tarafından dikkate alınıyor. Çağlar’ın geçtiğimiz aylar içinde dile getirdiği bazı konular ve bunlar hakkında yapılan çalışmalar şöyle: Kamu alacaklarının yapılandırılması ve vergi affı: Ağustos ayında 6736 Sayılı Kanun ile bu konuda yapılandırma imkanı getirildi. Halen vergi ve prim borcu olanlar yapılandırma için başvurabiliyor. İhracatçıya hususi damgalı pasaport: Ağustos tarihli 6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bu imkan da hayata geçirildi. Proje bazında finansmana erişim: 6745 Sayılı “Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 7 Eylül tarihinde yayımlandı. Kanun metninde yatırımların proje bazında desteklenmesi ile vergi ve sosyal güvenlik uygulamalarına ilişkin hükümler de yer alıyor. İflas ertelemede suistimallerin önlenmesi: Resmi Gazete’de 9 Ağustos’ta yayımlanan 6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldı. Ayrıca OHAL şartları kapsamında da önleyici tedbir alındı. Konut faizi oranının indirilmesi: Merkez Bankası’nın faiz politikasındaki ısrarı sürerken İTO Başkanı Çağlar’ın haziran ayında yaptığı, “Bankaların artık mazereti kalmadı” şeklindeki açıklamaları nihayet karşılık buldu. Ağustos ayında bankalar konut faizi oranlarında indirime gitmeye başladı. Çekin yeniden itibar kazanması: İş dünyasının ‘karşılıksız çeke karşı yeni düzenleme’ taleplerini sık sık vurgulayan İTO Başkanı Çağlar’ın çağrısı da Ankara’da karşılık buldu. Karşılıksız çek verenler ya para cezası ödeyecek ya da hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Faizlerin düşürülmesi: İş dünyasının en büyük problemlerinden biri olan yüksek faiz oranlarında Merkez Bankası’nın son aylarda art arda yaptığı indirimlerle yeni bir döneme girildi. Taşınır malların teminat olarak kabul edilmesi: İş dünyasına finansman kolaylığı sağlayacak uygulamanın da yolu açıldı. 9 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 Sayılı kanunda bu konuda hükümler de yer aldı. Tüketici kredilerinde vadelerin uzatılması: Tüketicilerin finansal ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra iç piyasayı canlandıracak imkanlar sıkça talep edildi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda geçen hafta alınan kararla tüketici kredilerinde taksit sayısı artırıldı. Konut kredisinde yüzde 75 olan banka payı yüzde 80’e çıkarıldı. Kredi kartında belirli alanlarda genel taksit sayısı 9’dan 12’ye yükseltildi. Bu adımların tüketiciye esneklik sağlaması ve piyasaya hareket kazandırması bekleniyor.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Türkiye dik durdukça 'not' silahını kullanıyorlar

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Moody’s’in Türkiye'nin kredi notunu düşürmesi üzerine, “Türkiye artık aralarında Moody's'in de yer aldığı üçlü not çetesinin çıkar oyunlarıyla yatırımcıların gözünde gel-gitler yaşayan bir ülke değil. Türkiye, yatırımcıya notun ötesinde bir yatırım potansiyeli sunuyor. Bu nedenle Moody's'in aldığı kararın yatırımcı üzerinde kalıcı bir etkisi olacağını düşünmüyorum" dedi. "Türkiye dik durdukça ‘not’ silahını kullanıyorlar” diyen Çağlar, Moody's ile çıkar ortağı olduğu banka ve şirketlerin çevirdikleri dolapları dünyanın bildiğini kaydetti. İTO Başkanı Çağlar, “İki gün önce 'Türkiye ekonomisinin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşadığı şok büyük ölçüde kayboldu' diyen Moody's iki gün sonra not düşürüyor. Türkiye'nin krediye değer olup olmadığını bu Moody's mi ölçecek?” ifadesini kullandı.

24 Eylül 2016 Cumartesi