tatil-sepeti
Parolamız: Yerli üretip yerli tüketmek

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, son dönemdeki küresel kur ataklarına rağmen, ekonomik göstergelerde iyimserliğin korunduğunu söyledi. Bloomberg HT’de Hande Berktan’ın sunduğu İş Dünyası programına katılan Avdagiç, yaşanan bu süreci gerekli önlemlerle avantaja çevirmenin mümkün olduğu belirterek, iş dünyasına gelir ve giderlerinde aynı para birimlerini tercih etmelerini önerdi. Şekib Avdagiç, güncel ekonomik başlıkları şöyle değerlendirdi: AVANTAJA ÇEVİREBİLİRİZ Bu dönem büyük resme baktığımızda resmi doğru yönetme dönemi... Riskleri doğru bir şekilde belirler, ona göre gerekli önlemleri hayata geçirebilirsek bu süreci en az hasarla atlatmamız hatta bir takım avantajlarla geçirmememiz için bir neden yok. Özelikle son dönemde gelir ve gider para birimlerini eşitleme konusunda dikkatli olunması lazım. Şirketin hangi para biriminden geliri varsa o para biriminden borçlanması önem kazandı. İHRACAT ŞANSI Artan kur maliyetlerini en hızlı avantaja çevirebileceğimiz konu ihracat. Hem büyük hem orta ölçekli firmalar hem de KOBİ’lerimizin etkin bir şekilde ihracat yapabilmesi için herkesin seferber olması lazım. Türk Eximbank bu konuda önemli çalışmalar yapıyor. İhracat ağırlıklı firmaların finansmana erişimi mutlaka sağlanabilmeli. Yani ihracatla ilgili sipariş alan firmaların bunu yerine getirememesi gibi bir lüksümüz olmamalı. AB ŞANSI Toplam ihracatımızın yüzde 51’i Avrupa Birliği’ne (AB). Önemli bir şansımız, AB’deki piyasa rakamları iyi. Mal talepleri ve Türkiye’ye yönelik siparişleri arttı. Bizim bu pozitif dalgayı iyi yakalamamız gerekiyor. Özellikle Türk ihracatçısının tepki verme süresi diğer pazarlara göre çok iyi. Yani bugün Avrupa’daki bir firma Türkiye’den sipariş verdiğinde bu sipariş üç hafta içinde hazır olup Avrupa raflarındaki yerini alabiliyor. YENİ PAZARLAR Diğer pazarlarda da yakaladığı kur avantajından dolayı, Türkiye’nin ihracatını artırabileceği bir noktadayız. Avrupa’dan sonra Irak, Rusya ve eski SSBC ülkeleri ve tabi ki Afrika çok önemli. Afrika’da özellikle bazı ülkelerde ciddi bir artışımız söz konusu. Güney Amerika’da ve Orta Amerika’da yeni yeni gelişen ülkelerde yüzde 150 civarında ihracat artışı yakaladığımız yerler var. Ticaret Bakanlığı’nın bazı heyetleri çok anlamlı bu konuda. İhracatçının daha hızlı koşması için daha nokta adımlar atmamız gerekiyor. Yeni hükümet sisteminde de bu süreçlerin daha hızlı yürüdüğünü görüyoruz. Bunun avantajlarını yaşamaya başladık, önümüzdeki dönem de daha etkin yaşayacağımızın beklentisi içindeyiz. İran da önemli bir pazar. İhracatçı firmaların finansmana erişimi noktasındaki engellerin ortadan kalkması durumunda 170 milyar dolarların üzerinde bir ihracatla bu yılı kapatabileceğimizi öngörüyorum. Bunu tatlı bir öngörü değil realistçe bir yaklaşım olarak görüyorum. BORÇ VE ALACAK VADESİ Borç ve alacak ilişkisini olabildiğince doğru yönetmek gerekiyor. En azından alacaklarımızın vadesinin daha kısa, borçlarımızın vadesinin daha uzun olacak şekilde nakit akışını planlamalıyız. Üretime devam edebilmek için en önemli unsurlardan biri nakit akışı. Bu hem şirketler hem ülke açısından çok önemli. Dünya artık parasal genişlemeden parasal daralmaya geçti. OVP ETKİLİ OLACAK Yaşananlar karşısında kurumlar arasında ciddi bir koordinasyon olduğunu, taleplerimizin ciddiye alındığını görüyoruz. Alınan tedbirler dövizin 7’lerden 6’ların altına düşmesini sağladı. Yine alınacak ilave tedbirlerle bunun makul bir seviyede tutulacağını öngörüyoruz. Şu anda dövizdeki bu rakamın spekülatif olduğunu düşünüyoruz. Eylülün ilk haftası hem Merkez Bankası kararları hem de Orta Vadeli Plan (OVP) ile yurtiçi ve dışındaki finansman sağlayıcıların beklentileri karşılanabilecek. Böylece daha stabil bir döneme gireceğimizi düşünüyoruz. PARANIN MALİYETİ Devletin OVP ile koyduğu resimle iş dünyasının beklentileri örtüşüyor. OVP’de hızlı ve etkin netice alabileceğimiz, bazı kısa ve orta vadeli maddelerin olmasını öngörüyoruz. En önemli beklentimiz paranın maliyetini aşağı doğru çekecek önlemler. Şu anda TL maliyeti çok yüksek. YATIRIMCIYA UYGUN ORTAM Türkiye şuan bu gelinen yeni fiyatlama seviyesi ile yabancı yatırımcı için çok daha cazip. Gerçekten büyük bir ihracat pazarının tam merkezinde bulunuyoruz. Yabancı yatırımcıların bu konulardaki tereddütlerini ortadan kaldıracak açıklamaların yapılacağı beklentilerimiz arasında. OVP ile enflasyondaki artış hızının duracağını, 2019’da da kademeli olarak ineceğini düşünüyoruz. ‘YERLİSİ VAR MI’ DİYE BAKALIM Orta ve yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam ihracat kalemi içindeki yerini artırmak için atılmış önemli adımlar var. Ar-Ge merkezlerinin sayısı şu anda bine yaklaştı. Buna rağmen toplam ihracat içinde bu ürünlerin payı yüzde 3.7. Bu oranı biraz daha yukarı çekmemiz lazım. Bu anlamda yerli firmalar güçlenmeli. Cep telefonu bunun önemli bir örneği. Bir ürünü alırken yurtiçinde üretilip üretilmediğine bakmamız lazım. Bu diş macunundan başlar otomobile kadar devam eder.

31 Ağustos 2018 Cuma

Trump’ın kararı Türkiye’yi yeni pazarlara yöneltecek

HABER: MERVE ÖZCAN / İktisadi Araştırmalar Vakfı ABD Başkanı Donald Trump, 10 Ağustos 2018’de sosyal medya hesabında Türkiye’den ithal edilen çeliğe uygulanan ek gümrük vergisini yüzde 25’ten yüzde 50’ye, alüminyuma uygulanan ek gümrük vergisini de yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkarılmasına onay verdiğini açıkladı. Bilindiği üzere mart ayında yürürlüğe giren vergilerden sonra Türkiye, muafiyet alabilmek için ABD’de çok sayıda temaslarda bulunmuş, ancak çabaları sonuç vermeyince 22 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın ithal çeliğe ve alüminyuma getirdiği vergilerle eş değerde olacak şekilde ABD’den ithal edilen 22 ürüne vergi koyacağını DTÖ’ye bildirmişti. 21 Haziran’da yürürlüğe giren vergilerden en yüksek olanları yüzde 40 ile alkollü içeceklere ve yüzde 35 ile otomobil ve motorlu araçlara gelmişti. 26 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan bir karar ile ABD’den ithal edilen viskiye getirilen vergi yüzde 40’tan yüzde 70’e, otomobillere getirilen vergi de yüzde 35’ten yüzde 60’a çıkarılmıştı. DTÖ KURALLARINA AYKIRI Son dönemde ikili ilişkilerin Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Andrew Brunson sebebiyle bir hayli gerilmesinin ardından gelen Trump’ın son kararının, TL’nin dolar karşısında ciddi düşüş yaşaması üzerine alındığı ifade edildi. Kararın ardından Türkiye’den ilk tepkiyi Ticaret Bakanlığı vererek, vergilerin iki katına çıkarılmasının DTÖ kurallarına aykırı olduğu ve çelik ile alüminyum ihracatçılarının menfaatlerinin korunacağı belirtildi. TOPLAM İHRACATI ETKİLEMEDİ 13 Ağustos 2018’de yürürlüğe giren vergilerin ilk defa uygulamaya konulduğundan bu yana geçen sürede sektördeki yansımalarına bakıldığında ülkemizin çelik ve alüminyum ihracatının çok fazla etkilenmediğini görüyoruz. Demir, çelik ve alüminyum ürünlerinde Türkiye’nin 2017 yılında ABD’ye olan 1.1 milyar dolarlık ihracatı, 157 milyar dolarlık toplam ihracatımızın binde 7’si. 2018 yılı ocak-haziran döneminde çelik ihracatımız yüzde 20 artarak, 7 milyar dolardan 8.4 milyar dolara yükseldi. ABD’ye olan çelik ihracatımız ise yüzde 41.3 gerileyerek 439 milyon dolara düştü. Buna karşın ABD’nin çelik ihracatımız içindeki payının yüzde 5.2 gibi düşük bir düzeyde olması toplam ihracatımızın olumsuz etkilenmesini önledi. UZUN VADEDE Alüminyumda da durum çelikten farklı değil. Ocak-haziran döneminde ülkemizin alüminyum ihracatı yüzde 25 artış göstererek, 1.5 milyar dolara yükseldi. ABD’nin alüminyum ihracatımızdaki payı çelik ile aynı düzeyde, yani yüzde 5.2. 2018’in ilk altı ayında ABD’ye alüminyum ihracatımız 77.5 milyon dolar seviyesinde seyretti. Tüm bunlara rağmen, ABD’nin çelik ve alüminyum ihracatımızdaki payı çok küçük gibi gözükse de Trump yönetiminin aldığı son kararın, Türk üreticilerin küresel müşterileriyle uzun vadeli ilişkilerine zarar verebileceği dile getiriliyor. Çelik ihracatında pazar çeşitlendirilmesi akılcı bir önlem olsa da, kısa vadede ABD ve AB gibi pazarların Türk ihracatçısı için önemi yadsınamaz. Ayrıca ABD pazarında ek tarifelerle karşılaşan Çinli firmaların da alternatif pazarlara girmek için agresif stratejiler uygulayacağı hesaba katılmalı. AB’nin de ithalatta ortalamanın üzerinde bir artış ile karşılaşması halinde korunma önlemlerine başvurarak ek tarife uygulayacağı kararı geçtiğimiz günlerde alındı. Dolayısıyla ihracatın AB pazarına yönlendirilmesi de mümkün olmayacak. Bu koşullarda sorunun diyalog yoluyla çözüme ulaştırılması ve çelik üreticisinin rahatlatılması öncelik olmalı. YENİ BÖLGELER Türk çelik üreticilerinin yeni pazarlara yönelme arayışında olduğu da konuşuluyor. Bu noktada Uzakdoğu gibi başka pazarlara yönelme de gündemde. Yeni dönemde ABD yerine Güneydoğu Asya, Batı Afrika ile Orta ve Güney Amerika bölgelerine yoğunlaşma ihtimalinin altı çiziliyor. DAVA AÇMA HAZIRLIĞI Kararın ardından konuşan Çelik Federasyonu Başkanı Namık Ekinci, Trump hükümetine dava açmaya hazırlandıklarını belirtti. Ancak söz konusu dava sürecinin ABD’ye yapılan ihracatı 2-3 yıllık bir süre için durma noktasına getirebileceği ifade ediliyor. Bu noktada çözümün bir an önce siyasi yollardan sağlanması herkes için en iyisi.

29 Ağustos 2018 Çarşamba

Futbola Portekiz modeli

HABER: CEYHUN KUBURLU Transfer sezonunda döviz kurlarının yükselmesi kulüplerin transfer politikalarını da değiştirdi. Bu sezon kulüpler genç ve maliyeti düşük oyunculara yöneldi. Bu sistemin kalıcı olması için çalışılacağını anlatan yetkililer, “Portekiz bunu yıllardır uyguluyor. Kulüplerin harcamaları çok düşük. Genç oyuncuları kadrolarına katıyorlar ve yeşil sahada başarılı oluyorlar. Şimdi bu modelin Türkiye’de uygulanması için çalışılıyor. Bu bizim için büyük bir fırsat. 80 milyon nüfuslu Türkiye’nin her yıl birkaç yıldız futbolcu çıkaracağını tahmin ediyoruz” diye konuştu. 200 MİLYON EURO HEDEFİ Türk futbolunun iyi bir ihracatçı olacağını anlatan yetkililer, şu bilgileri verdi: “Son üç yıldır Türk futbolu yaklaşık 150 milyon Euro’luk futbolcuyu yurtdışına gönderdi. Bu çok iyi bir rakam. Ama aldığı oyuncular da fazlaydı. İlk defa bu sezon transfer harcamaları azaldı. Futbolcu satışları da sürüyor. Eğer böyle devam ederse Türkiye 5 yıl sonra düzenli olarak her sezon 200 milyon Euro’luk oyuncu satışı yapabilir konuma gelecek. Bu, kulüplerin mali açıdan rahatlamasını sağlarken, Türk gençleri için de büyük bir fırsat olacak. Bugün Portekiz, bu sistemi en iyi uygulayan ülkelerden biri konumunda. Sadece bir takım yılda 150 milyon Euro’luk futbolcu satıyor. Portekiz takımları Avrupa kupalarında da her yıl başarılı sonuçlar alıyor. Bizim bu ülkeden eksiğimiz yok, fazlamız var. Türk gençlerine fırsat verildiğinde neler yapabileceklerini göreceksiniz.” PARA TÜRKİYE’DE KALIR Son yıllarda Beşiktaş’ın bu alanda iyi bir örnek teşkil ettiğini belirten yetkililer, “Bu sezon itibariyle Fenerbahçe ve Bursaspor’da bu sistemin uygulandığını görüyoruz. Maliyetsiz gençlerle yola devam eden birçok Anadolu kulübü var. Bu sayede hem dövizin yurtdışına çıkışını engelliyoruz hem de gençlere fırsat veriyoruz. Gençlere fırsat verildiği taktirde neler yapılabileceğini görmek hiç de zor değil. Futbolun artık değer yaratan ülkesi konumuna gelmemiz gerekiyor” dedi. İNGİLTERE VE İSPANYA ÖNDE Türk oyunculara son yıllarda en çok ilgi gösteren liglerin İspanya ve İngiltere olduğunu belirten yetkililer, “Bu sezon Çağlar Söyüncü de İngiltere’de forma giyecek. Diğer yandan İspanya’da oynayan birçok Türk oyuncu var. Bunların sayısı hızla artıyor. Bu ligler ekonomik büyüklük açısından en üst seviyedeler. Bizim bu liglere futbolcu satarak daha çok döviz girdisi elde etmemiz gerekiyor. Bazı takımlar da genç oyuncularını Hollanda ligine gönderip burada pişmelerini sağlıyor. Bu da bir model olabilir” diye konuştu.

27 Ağustos 2018 Pazartesi

İş dünyası ve yurttaş tek yürek

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 14 Ağustos’ta ortak açıklama yaparak, hükümetin açıkladığı ekonomik programın hedefleri ve alınmakta olan önlemlerin başarısı için iş dünyasının azimle destek olmaya kararlı olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğu ve bu süreçte reel sektörün üretim ve istihdam kapasitesinin korunmasının son derece büyük önem arz ettiği de belirtildi. Açıklamada, Türkiye ekonomisinde gerek küresel gelişmeler gerekse iç dinamikler nedeniyle hassas bir dönem içinde bulunulduğuna işaret edilerek, bu durumun reel ekonomi üzerinde kalıcı bir etkiye neden olmaması için gerekli tedbirlerin gecikmeden alınması gerektiği de ifade edildi. ORTAK ÖNERİLER TOBB ile TÜSİAD’ın ortak açıklamasında, bu süreçte atılması gereken adımlara ilişkin olarak şu ifadelere yer verildi: “Merkez Bankası’nın dün sabah likidite yönetimi için attığı olumlu adımların yanı sıra kurun istikrara kavuşması için daha sıkı bir para politikasına geçilmeli. Sıkı para politikasını destekleyecek tasarruf tedbirlerini içeren maliye politikası en kısa sürede açıklanmalı. Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için güven verici somut bir yol haritası bir an önce hazırlanmalı. En önemli ekonomik partner olan Avrupa Birliği ile ilişkiler yeniden olumlu çerçeveye kavuşturulmalı. ABD ve Türkiye mevcut sorunların stratejik ortaklık çerçevesinde diplomasi yoluyla ve ivedilikle çözülmesi için çaba göstermeye devam etmeli. İş dünyası olarak, gerekli önlemlerin uygulanmasıyla ekonomimizin yeniden dengelenerek sürdürülebilir büyüme sürecine süratle döneceğine inancımız tamdır.” YABANCI YATIRIMCILARLA TELEKONFERANS Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 16 Ağustos’ta, yaklaşık 6 bin yabancı yatırımcının katıldığı telekonferans görüşmesinde de önemli mesajlar verdi. Bakan Albayrak, “Türk bankacılık sistemi sağlıklı ve güçlü. Bankacılık sisteminin açık döviz pozisyonu yok” dedi. Albayrak ayrıca, “Sermaye kontrolleri hiçbir zaman gündemimizde olmayacak. IMF ile bağlantıya geçme, işbirliği planımız yok. Hükümet çok ciddi bir harcama kısıntısına gidecek. Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz. Enflasyonu düşürmek en önemli önceliğimiz, mümkün olduğunca kısa sürede enflasyonu tek haneye indirmek istiyoruz” diye konuştu. Dünya Türkiye’nin yanında Türkiye’nin 12 Ağustos akşamı maruz kaldığı ekonomik saldırıya dünya liderlerinden de tepki gecikmedi. Öte yandan Rusya, Katar ve Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye destek açıklaması yaptı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin’de düzenlediği bir basın toplantısında, Türkiye’deki ekonomik gelişmelerin sorulması üzerine, “Türkiye ekonomisinin istikrarsızlaşması kimsenin yararına değil. Ancak Merkez Bankası’nın bağımsız olmasını sağlamak için her şey yapılmalı” dedi. Merkel, “Almanya Türkiye’de ekonomik refah görmek istiyor. Bu bizim yararımıza” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Ağustos’ta Almanya Başbakanı Angela Merkel ile 16 Ağustos’ta ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Almanya ve Fransa liderleri Erdoğan ile görüşmelerinde, Türkiye ile ekonomik ve ticari ilişkileri, karşılıklı yatırımları daha da geliştirmenin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’ye yapılan ekonomik saldırıya tepki gösteren İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, şu açıklamayı yaptı: “İran halkı ve devleti olarak iyi ve kötü günlerde her zaman Türkiye milleti ve devletinin yanında olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.” 14 Ağustos’ta Türkiye’yi ziyaret eden Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’den destek geldi. Türk Lirası’na yönelik spekülatif ataklara ilişkin İbadi, “Türk parası meselesinde Türkiye ile birlikteyiz. Alacağı her türlü tedbir konusunda Türkiye’yi destekliyoruz” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise doların nüfuzunun eninde sonunda azalacağı ve birçok ülkenin dolardan vazgeçmeye başlayacağı değerlendirmesinde bulunarak, “Milli paralarla ticaret birkaç senedir önümüzdeki hedeflerimizden biri” diye konuştu. Avrupa Parlamentosu’ndan Türkiye’ye destek Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Forumu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik ilave çelik ve alüminyum vergisi kararının gayrimeşru ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırı olduğunu belirtti. Avrupa Parlamentosu’ndan 60 milletvekilinin üye olduğu Forum’dan, 14 Ağustos’da yapılan yazılı açıklamada, “Avrupa Birliği, ABD’nin ulusal güvenlik gerekçelerini öne sürerek, Türkiye’ye uyguladığı ilave verginin gayrimeşru ve DTÖ kurallarına aykırı olduğunu değerlendirmektedir.” ifadesine yer verildi. Ayrıca, iki NATO müttefiki Türkiye ve ABD’nin sorunlarını çözmek için yapıcı diplomatik girişimlere başvurması gerektiği de vurgulandı. Katar Emiri 15 milyar dolarla geldi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, 15 Ağustos’ta Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve Türkiye’nin yanında olduklarını belirtti. Katar Emiri Al Sani, görüşme ile ilgili sosyal medya hesabında şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’nin yanındayız. Başkan Erdoğan ile yapmış olduğum görüşmeler çerçevesinde, üretken, güçlü ve sağlam ekonomiye sahip bu ülkede 15 milyar dolar tutarında bir mevduat ve yatırım projeleri paketini duyurduk.”

27 Ağustos 2018 Pazartesi

Serbest piyasadan taviz yok

Yurtdışı kaynaklı spekülasyon üzerine bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik dinamiklerinin sağlam olduğunu söyledi. Erdoğan, “Serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz” dedi. Erdoğan’ın bu güçlü çıkışına uluslararası destek gecikmedi. Türkiye’ye karşı 12 Ağustos gecesi döviz kurlarında başlayan spekülatif hareketliliğe Cumhurbaşkanlığı’ndan ilk cevap Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan geldi. Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da yaptığı konuşması üzerinden bir algı operasyonu yürütüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Bu algı operasyonu ülkemizin karşı karşıya kaldığı ekonomik savaşın bir parçasıdır. Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamanın hiçbir yerinde mevduat hesaplarına el konulması gibi bir durum söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımızın sözleri Türkiye ekonomisini güçlendirmeye yönelik devletimizin kararlı tutumunu yansıtmakta, ülkemizden döviz kaçışını engellemeye dönük bir uyarı mahiyeti taşımaktadır.” ULUSLARARASI HUKUK MESAJI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Ağustos’ta, 10. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada ise döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığını, tamamen Türkiye’ye saldırı mahiyeti taşıdığını söyledi. Erdoğan, ABD Başkanı Trump’a şu mesajı verdi : “Dünyada bir Dünya Ticaret Örgütü var. Şu atılan adımlara baktığınız zaman acaba bunun Dünya Ticaret Örgütü’nün umdeleriyle yakından uzaktan bir alakası var mı? ‘Ben yaptım oldu’ diyemezsin. Akşam yatıp, sabah kalkıp ondan sonra ‘Demir çeliğe şu kadar vergi koydum’ diyemezsin.” DİNAMİKLERİMİZ SAĞLAM Ekonomik saldırılara karşı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile diğer ilgili ekonomi birimlerinin gereken adımları atmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi biz ‘Kur şöyle oldu, kur böyle oldu’ demek suretiyle ‘Battık, bittik’ böyle bir şey yok. Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür. Yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir. Döviz kurunun ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse en kısa zamanda mutlaka oraya da oturacaktır. Hiç endişe etmeyin, bu konuda rahat olun. Ülke olarak bu süreçte, serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz” diye konuştu. AKSİYON PLANLARI DEVREDE Spekülatif hareketliliğe ve algı operasyonuna karşı ekonomi yönetimi de alarma geçti. İlk olarak 12 Ağustos gecesi Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, şu açıklamayı yaptı: “Bu geceden itibaren aksiyon planımızı uygulamaya başladık. Piyasaları rahatlatmak amaçlı olarak kurumlarımız gerekli adımları atacak. Mevduatlara el konulmayacak. Hesaplardaki dövizler TL’ye döndürülme-yecek. Ancak bu yalanlarla sonuna kadar hukuki alanda mücadele edilecek.” Bakan Albayrak, 14 Ağustos’ta katıldığı bir toplantıda ise; “Doların güven yitirdiği ve adeta politik cezalandırma aracına dönüştüğü bu dönemde uluslararası ticarette Türk Lirası’nı koruyacak adımları atmaya devam edeceğiz” diye konuştu. TCMB’DEN KARŞI HAMLE 13 Ağustos sabahı ise Merkez Bankası ilk hamlesini yaptı. Merkez Bankası piyasalara 10 milyar TL ve 6 milyar dolar ile 3 milyar dolar tutarında altın cinsinden kaynak sağladı. Merkez Bankası’nın finansal istikrarın desteklenmesi ve piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi için TL ve döviz likidite yönetimine ilişkin kararlar aldığının belirtildiği açıklamada, Türk Lirası için 6, döviz likiditesi için de 4 önlem açıklandı. “Bankaların ihtiyaç duyduğu tüm likiditeler karşılanacak” denen açıklamada, döviz depo limitlerinin 20 milyar Euro’ya çıkarıldığı kaydedildi. BDDK’DAN SWAP ÖNLEMİ Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) da önemli bir hamle geldi. BDDK, 13 Ağustos’da swap işlemlerine sınırlama getirdi. BDDK, bankaların yurt dışı yerleşiklerle yaptıkları bir bacağı döviz, diğer bacağı TL olan para swaplarından, işlemin başlangıç tarihinde spotta yurt içi bankaların TL verip, döviz aldıkları swap işlemleri ile yine bu mahiyetteki swap benzeri (spot + vadeli döviz işlemi) işlemler toplamı bankaların en son hesapladıkları yasal öz kaynaklarının yüzde 50’sini geçemeyeceğini duyurdu. BDDK, 15 Ağustos’ta yeni bir karar daha alarak swap işlemlerinde öz kaynak sınırını yüzde 25’e düşürdü. REEL SEKTÖRE KOLAYLIK BDDK’nın finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması hakkındaki yönetmeliği de 15 Ağustos’ta yayımlandı. Yönetmelik ile birlikte bankalara, finansman ve finansal kiralama şirketlerine olan borçların yeniden yapılandırılması, vadenin uzatılması veya yeniden kredilendirilmesi imkanı getirildi. Bankalar, anapara, faiz, temerrüz faizi ve kâr payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirebilecek veya bunlardan vazgeçebilecek. SPEKÜLATÖRLERE SPK DUVARI Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), sermaye piyasalarının etkin, güvenilir ve şeffaf bir ortamda işleyişi için tüm tedbirlerin alındığını belirterek, yalan, yanlış haber ve açıklamaları yapanlar ve yayanlar hakkında her türlü yasal işlemin yerine getirileceğini duyurdu. SPK açıklamasında, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası uygulanacağının düzenlendiği de hatırlatıldı. İTO’DAN ANINDA TEPKİ İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 12 Ağustos gecesi dolarda başlayan spekülatif hareketliliğe karşı iş dünyasından anında tepki veren ilk isim oldu. Avdagiç, 12 Ağustos gecesi sosyal medya hesabından şu açıklamaları yaptı: “Japonya piyasası, Türkiye saatiyle 3’te açılacak. Bu saatten evvel ortaya çıkan tüm veriler spekülatiftir. Yarın sabah Türkiye’de piyasalar açıldığında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarının olumlu yansıyacağını bekliyoruz. Spekülatif işlem yapanların bu dönemde belirlenmesi önemlidir. İstanbul iş dünyası olarak sürece gerekli katkıyı vermeye hazır olacağız. Bu ülke bizim, hak etmediğimiz bu durumu bertaraf etmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.” ABD ürünlerine ek vergi misillemesi Ekonomi yönetimi yurtdışı kaynaklı algı operasyonlarına karşı önlemler alırken, ABD yönetimine karşı da ek vergiler devreye girdi. ABD’nin ek vergi uygulamalarına karşılık ABD menşeli 22 ürüne getirilen ek vergi oranları, 14 Ağustos’ta yayınlanan başka bir kararla iki katına çıkarıldı. Bunun yanı sıra ABD için Dünya Ticaret Örgütü’ne başvuru süreci başlatıldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Bize uygulanan yaptırımlara 533 milyon dolarlık ek vergi yüküyle karşılık verdik.” dedi. Pekcan, ABD’nin haksız işlemleri karşısında Türk firmalarının haklarını korumaktan asla imtina etmeyeceklerini ve gereken karşılığı derhal vereceklerini bildirdi. Yaşananların Türk Lirası’na olumsuz etkisinin geçici olduğunu da belirten Bakan Pekcan, şöyle devam etti: “Türkiye ekonomisinin makro dinamikleri bellidir. Yüksek büyüme potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, önümüzdeki senelerde de yüksek büyümeyle devam edeceğiz” diye konuştu. DTÖ SÜRECİ BAŞLADI Bakan Pekcan, ABD’nin çelik ve alüminyum vergisiyle ilgili Dünya Ticaret Örgütü’nde (DTÖ) dava sürecini başlatan gelişmeyi şöyle duyurdu: “Dünya Ticaret Örgütü’nde kendilerini panele davet ettik ve ABD’ye de panel davetimiz ulaştı. Böylece DTÖ’de dava sürecini başlatmış olduk. Bugün yapmamız çok önemliydi; çünkü DTÖ ayda iki kez toplantıya giriyor. Eğer bugün yetiştiremeseydik 15 gün daha bekleyecektik. Hemen hareketimizi yönlendirmiş olduk.” EXIMBANK’TAN İHRACATÇIYA DESTEK Türk Eximbank, 15 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, döviz kredileri için tahsis ettiği TL limitlerini kredi tahsis tarihindeki kurları dikkate alarak revize ettiğini duyurdu. Yapılan açıklamada, Türk Eximbank’ın, son dönemde döviz kurlarında yaşanan ani değişimler nedeniyle TL cinsinden tahsis ettiği kredi limitlerini, ihracatçıların kredi kullanımlarında limit sıkıntısı yaşanmaması için güncel kurları dikkate alarak artırdığı bildirildi.

27 Ağustos 2018 Pazartesi