tatil-sepeti

Yurtdışı kaynaklı spekülasyon üzerine bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik dinamiklerinin sağlam olduğunu söyledi. Erdoğan, “Serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz” dedi. Erdoğan’ın bu güçlü çıkışına uluslararası destek gecikmedi.

Türkiye’ye karşı 12 Ağustos gecesi döviz kurlarında başlayan spekülatif hareketliliğe Cumhurbaşkanlığı’ndan ilk cevap Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan geldi. Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da yaptığı konuşması üzerinden bir algı operasyonu yürütüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“Bu algı operasyonu ülkemizin karşı karşıya kaldığı ekonomik savaşın bir parçasıdır. Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamanın hiçbir yerinde mevduat hesaplarına el konulması gibi bir durum söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımızın sözleri Türkiye ekonomisini güçlendirmeye yönelik devletimizin kararlı tutumunu yansıtmakta, ülkemizden döviz kaçışını engellemeye dönük bir uyarı mahiyeti taşımaktadır.”

ULUSLARARASI HUKUK MESAJI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Ağustos’ta, 10. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada ise döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığını, tamamen Türkiye’ye saldırı mahiyeti taşıdığını söyledi. Erdoğan, ABD Başkanı Trump’a şu mesajı verdi : “Dünyada bir Dünya Ticaret Örgütü var. Şu atılan adımlara baktığınız zaman acaba bunun Dünya Ticaret Örgütü’nün umdeleriyle yakından uzaktan bir alakası var mı? ‘Ben yaptım oldu’ diyemezsin. Akşam yatıp, sabah kalkıp ondan sonra ‘Demir çeliğe şu kadar vergi koydum’ diyemezsin.”

DİNAMİKLERİMİZ SAĞLAM

Ekonomik saldırılara karşı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile diğer ilgili ekonomi birimlerinin gereken adımları atmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi biz ‘Kur şöyle oldu, kur böyle oldu’ demek suretiyle ‘Battık, bittik’ böyle bir şey yok. Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür. Yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir. Döviz kurunun ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse en kısa zamanda mutlaka oraya da oturacaktır. Hiç endişe etmeyin, bu konuda rahat olun. Ülke olarak bu süreçte, serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz” diye konuştu.

AKSİYON PLANLARI DEVREDE

Spekülatif hareketliliğe ve algı operasyonuna karşı ekonomi yönetimi de alarma geçti.
İlk olarak 12 Ağustos gecesi Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, şu açıklamayı yaptı: “Bu geceden itibaren aksiyon planımızı uygulamaya başladık. Piyasaları rahatlatmak amaçlı olarak kurumlarımız gerekli adımları atacak. Mevduatlara el konulmayacak. Hesaplardaki dövizler TL’ye döndürülme-yecek. Ancak bu yalanlarla sonuna kadar hukuki alanda mücadele edilecek.” Bakan Albayrak, 14 Ağustos’ta katıldığı bir toplantıda ise; “Doların güven yitirdiği ve adeta politik cezalandırma aracına dönüştüğü bu dönemde uluslararası ticarette Türk Lirası’nı koruyacak adımları atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

TCMB’DEN KARŞI HAMLE

13 Ağustos sabahı ise Merkez Bankası ilk hamlesini yaptı. Merkez Bankası piyasalara 10 milyar TL ve 6 milyar dolar ile 3 milyar dolar tutarında altın cinsinden kaynak sağladı. Merkez Bankası’nın finansal istikrarın desteklenmesi ve piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi için TL ve döviz likidite yönetimine ilişkin kararlar aldığının belirtildiği açıklamada, Türk Lirası için 6, döviz likiditesi için de 4 önlem açıklandı. “Bankaların ihtiyaç duyduğu tüm likiditeler karşılanacak” denen açıklamada, döviz depo limitlerinin 20 milyar Euro’ya çıkarıldığı kaydedildi.

BDDK’DAN SWAP ÖNLEMİ

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) da önemli bir hamle geldi. BDDK, 13 Ağustos’da swap işlemlerine sınırlama getirdi. BDDK, bankaların yurt dışı yerleşiklerle yaptıkları bir bacağı döviz, diğer bacağı TL olan para swaplarından, işlemin başlangıç tarihinde spotta yurt içi bankaların TL verip, döviz aldıkları swap işlemleri ile yine bu mahiyetteki swap benzeri (spot + vadeli döviz işlemi) işlemler toplamı bankaların en son hesapladıkları yasal öz kaynaklarının yüzde 50’sini geçemeyeceğini duyurdu. BDDK, 15 Ağustos’ta yeni bir karar daha alarak swap işlemlerinde öz kaynak sınırını yüzde 25’e düşürdü.

REEL SEKTÖRE KOLAYLIK

BDDK’nın finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması hakkındaki yönetmeliği de 15 Ağustos’ta yayımlandı. Yönetmelik ile birlikte bankalara, finansman ve finansal kiralama şirketlerine olan borçların yeniden yapılandırılması, vadenin uzatılması veya yeniden kredilendirilmesi imkanı getirildi. Bankalar, anapara, faiz, temerrüz faizi ve kâr payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirebilecek veya bunlardan vazgeçebilecek.

SPEKÜLATÖRLERE SPK DUVARI

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), sermaye piyasalarının etkin, güvenilir ve şeffaf bir ortamda işleyişi için tüm tedbirlerin alındığını belirterek, yalan, yanlış haber ve açıklamaları yapanlar ve yayanlar hakkında her türlü yasal işlemin yerine getirileceğini duyurdu. SPK açıklamasında, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca, yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası uygulanacağının düzenlendiği de hatırlatıldı.

İTO’DAN ANINDA TEPKİ

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 12 Ağustos gecesi dolarda başlayan spekülatif hareketliliğe karşı iş dünyasından anında tepki veren ilk isim oldu. Avdagiç, 12 Ağustos gecesi sosyal medya hesabından şu açıklamaları yaptı: “Japonya piyasası, Türkiye saatiyle 3’te açılacak. Bu saatten evvel ortaya çıkan tüm veriler spekülatiftir. Yarın sabah Türkiye’de piyasalar açıldığında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarının olumlu yansıyacağını bekliyoruz. Spekülatif işlem yapanların bu dönemde belirlenmesi önemlidir. İstanbul iş dünyası olarak sürece gerekli katkıyı vermeye hazır olacağız. Bu ülke bizim, hak etmediğimiz bu durumu bertaraf etmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.”

ABD ürünlerine ek vergi misillemesi

Ekonomi yönetimi yurtdışı kaynaklı algı operasyonlarına karşı önlemler alırken, ABD yönetimine karşı da ek vergiler devreye girdi.

ABD’nin ek vergi uygulamalarına karşılık ABD menşeli 22 ürüne getirilen ek vergi oranları, 14 Ağustos’ta yayınlanan başka bir kararla iki katına çıkarıldı. Bunun yanı sıra ABD için Dünya Ticaret Örgütü’ne başvuru süreci başlatıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Bize uygulanan yaptırımlara 533 milyon dolarlık ek vergi yüküyle karşılık verdik.” dedi. Pekcan, ABD’nin haksız işlemleri karşısında Türk firmalarının haklarını korumaktan asla imtina etmeyeceklerini ve gereken karşılığı derhal vereceklerini bildirdi.

Yaşananların Türk Lirası’na olumsuz etkisinin geçici olduğunu da belirten Bakan Pekcan, şöyle devam etti: “Türkiye ekonomisinin makro dinamikleri bellidir. Yüksek büyüme potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, önümüzdeki senelerde de yüksek büyümeyle devam edeceğiz” diye konuştu.

DTÖ SÜRECİ BAŞLADI

Bakan Pekcan, ABD’nin çelik ve alüminyum vergisiyle ilgili Dünya Ticaret Örgütü’nde (DTÖ) dava sürecini başlatan gelişmeyi şöyle duyurdu: “Dünya Ticaret Örgütü’nde kendilerini panele davet ettik ve ABD’ye de panel davetimiz ulaştı. Böylece DTÖ’de dava sürecini başlatmış olduk.
Bugün yapmamız çok önemliydi; çünkü DTÖ ayda iki kez toplantıya giriyor. Eğer bugün yetiştiremeseydik 15 gün daha bekleyecektik. Hemen hareketimizi yönlendirmiş olduk.”

EXIMBANK’TAN İHRACATÇIYA DESTEK

Türk Eximbank, 15 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, döviz kredileri için tahsis ettiği TL limitlerini kredi tahsis tarihindeki kurları dikkate alarak revize ettiğini duyurdu. Yapılan açıklamada, Türk Eximbank’ın, son dönemde döviz kurlarında yaşanan ani değişimler nedeniyle TL cinsinden tahsis ettiği kredi limitlerini, ihracatçıların kredi kullanımlarında limit sıkıntısı yaşanmaması için güncel kurları dikkate alarak artırdığı bildirildi.

27 Ağustos 2018 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), makrofinansal istikrar ve parasal aktarım mekanizmasının desteklenmesi amacıyla bazı adımlar attı.



Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'dan (TCMB) yapılan duyuruya göre, Türk lirası (TL) mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları ile yabancı para (YP) mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı değiştirildi.


Buna göre, kısa vadeli TL mevduatta yüzde 12 olan oran yüzde 15'e, uzun vadeli TL mevduatta yüzde 8 olan oran da yüzde 10'a çıkarılırken, YP mevduat için TL tesis oranı yüzde 8'den yüzde 5'e indirildi. Zorunlu karşılıklar, 27 Eylül 2024'te tesis edilecek.


TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıklara faiz uygulamasında TL'ye geçiş oranı koşulu kaldırıldı.


TL'ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan azami komisyon oranı yüzde 5'ten yüzde 8'e yükseltildi.



21 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : Merkez Bankası TL Para

Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Fatih Uysan, Türkiye Cumhuriyeti'nin, hükümeti ve halkıyla topyekun Filistin'in yanında olduğunu belirterek, "Türkiye'nin gümrük sistemi kısmen 9 Nisan 2024'ten, tamamıyla 2 Mayıs 2024'ten beri ihracat ve ithalatta İsrail'e kapalıdır” dedi.


 

Basın Müşaviri Uysan, sosyal medya hesabı X'ten, Ticaret Bakanlığının, "İsrail'le ticaretin 3. ülkeler üzerinden sürdüğü" iddialarını yalanladığı açıklamasına atıfta bulunarak, konuya ilişkin paylaşım yaptı.

 

Cumhuriyet Halk Partisinin başkan yardımcısının, "İsrail İstatistik Kurumu"nun verilerine işaret ederek İsrail ile ticaretin sürdüğüne ilişkin açıklamalarını şaşkınlık ve üzüntüyle izlediklerini bildiren Uysan, şu değerlendirmelerde bulundu: "İsrail zulmü altında Filistin, Gazze ve Batı Şeria'da 41 bin kişinin şehit olduğu, Lübnan'da daha iki gün önce onlarca kişinin can verdiği ve binlerce kişinin yaralandığı bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve Türk halkı cansiperane bir şekilde Filistin halkı ile birlikte mücadele ederken, dünyada İsrail ile tüm ticareti durdurmuş tek ülke Türkiye iken, yapılan bu mesnetsiz ve İsrail makamları ile işbirliği yaparak yalan ve çarpıtma amaçlı açıklamaların, Filistin davası ve Filistinlilerin menfaatleri ile hiçbir alakası bulunmamaktadır.

Sadece İsrail'in menfaatlerine hizmet ediyorlar. Bu açıklamaların en acı ve utanılacak tarafı, söz konusu açıklamalarda Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi gümrük ve dış ticaret sistemleri ve Türkiye İstatistik Kurumunun şeffaf ve gerçek veri ve istatistikleri dururken İsrail servislerinin ve kurumlarının dezenformasyon amaçlı verilerinin kaynak gösterilmesidir. Başlı başına bu bile, bu açıklamayı gerçekleştiren siyasi ve bir kısım medya zevatın Filistinlileri ağzına dahi almazken Türkiye'yi ve hükümeti yıpratmak hedefiyle İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğini, kimlerden bilgi ve yönlendirme aldığını açıkça ortaya koymaktadır. Tek dertleri, dünyada Filistin için en çok uğraşan, İsrail soykırımı karşısında onurlu ve haysiyetli bir duruş ve politika izleyen ve Filistinli tüm yetkililerin devamlı teşekkür ettiği Türkiye'nin ve hükümetinin mazlum Filistin için verdiği büyük çabalarına zarar vermektir. Zaten İsrail makamlarının sosyal medya paylaşımlarında onları överek atıf yaptığına zaman zaman şahit olduk."

 

Uysan, Türkiye Cumhuriyeti'nin, hükümeti ve halkıyla topyekun Filistin'in yanında olduğunu vurguladı.

 

"Türkiye'nin gümrük sistemi kısmen 9 Nisan 2024'te, tamamıyla 2 Mayıs 2024'ten beri ihracat ve ithalatta İsrail'e kapalıdır." ifadesini kullanan Uysan, şunları bildirdi: "Açıkladığımız gibi, sadece Filistin Ulusal Ekonomi Bakanlığının uygunluk verdiği, Filistinlilere ulaştırılan ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünler, bu uygunluk sonrası varış yeri Filistin olmak şartıyla sevk edilebilmektedir. Hal böyleyken bu yalan ve iftira korosunun amacı, Türkiye'nin tüm dünya ülkelerine yaptığı ihracatı bile sabote etmek, İsrail çıkarlarına hizmet etmek ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünleri dahi temin etme süreçlerine zarar vermektir. Bu konuda Ticaret Bakanlığımız, gerekli açıklamayı iki gün önce yapmıştır."

20 Eylül 2024 Cuma