tatil-sepeti
Yüksek teknolojiyle kalkınma

Dünyanın en büyük ekonomileri, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine yaptıkları harcamalarla öne çıkıyor. ABD, Çin, Japonya ve Almanya gibi ülkelerin toplam milli gelirlerinde ciddi bir dilim oluşturan bu harcamalar, gelişmişlik ligindeki sıralamanın itici gücü oluyor. Bu arada orta gelir seviyesinin üzerine çıkma ve G-20’deki pozisyonunu kuvvetlendirme hedefinde olan Türkiye’de de Ar-Ge harcamaları artıyor. 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı’nda bu yönde ivme kazanıldı. Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı 2013’te yüzde 0.82 iken 2017’de yüzde 0.96’ya yükseldi. TÜİK verilerine göre Ar-Ge çalışmaları için yapılan harcama 2018’de, bir önceki yıla göre yüzde 21.6 artarak 13.24 milyar liraya yükseldi. Faal Ar-Ge merkezi sayısı ise bin 178 oldu. Geçen hafta yayımlanan 11. Kalkınma Planı’nda da gelişmiş milli ekonomi hedefi için yüksek teknolojili üretim ve Ar-Ge faaliyetlerinin artırılacağı vurgulanıyor. Buna göre 2023’te Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yüzde 0.96’dan yüzde 1.8’e çıkarılacak. Bu harcamalar içinde özel sektör payı da yüzde 56.9’dan yüzde 67’ye yükseltilecek. SEKTÖRLER BELİRLENDİ Bu noktada, planda sıralanan öncelikli altı sektör de dikkat çekiyor. Tamamı orta yüksek ve yüksek teknoloji sektörleri arasında yer alan öncelikli sektörlerin geliştirilmesi Ar-Ge talebini de artıracak. Öncelikli sektörlere ilaveten tarım, turizm ve savunma sanayii de kalkınma planında önemli gelişme alanları olarak belirlendi. SANAYİLEŞMEDE İVME Planda, yerli üretimin artırılması ve sanayileşmenin hızlandırılması öngörülüyor. Bunun için kamuda ve özel sektörde Ar-Ge ve yeniliği esas alan bir yapının oluşturulması temel amaç olacak. Bu amaç için şöyle hareket edilecek: İmalat sanayisinin katma değerli üretim kapasitesi artırılacak. Öncelikli sektör ve kritik teknoloji alanlarının kesiştiği ürünlere yoğunlaşılacak. İç talebi karşılamakta yeterli olmayan ürünlerin üretimi artırılacak. Üniversite-sanayi işbirliğine ağırlık verilecek Sanayide öncelikli sektörlerin ihtiyacına yönelik lisansüstü programlar oluşturulacak. Öncelikli sektörlerde ihtiyaç duyulan kritik bileşenlerin kamu kurumlarının eş finansmanıyla geliştirilmesi sağlanacak. 300 BİN KİŞİLİK AR-GE ORDUSU Kalkınma Planı’nda verilen bilgiye göre ihracatın yüzde 56.2’sini ve Ar-Ge harcamalarının yüzde 19.6’sını KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Plana göre, öncelikli sektörlerde start-up, yenilikçi KOBİ ve büyük firmaların işbirliği kapasitesini geliştirmeye yönelik platformlar kurulacak. Ayrıca eşleştirme ve ortak proje geliştirme desteği verilecek. Plan dahilinde tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının 153 binden 300 bine yükseltilmesi hedefleniyor. KAMU ORTAK ALIM YAPACAK Yerli üretimin ve teknolojik kabiliyetlerin geliştirilmesinde üst düzey karar almak üzere Cumhurbaşkanı başkanlığında ‘Sanayileşme İcra Kurulu’ kurulacak. Bu kurul, öncelikli sektörlere ilişkin hedeflere ulaşmak için şu alanlarda yetkili olacak: Sanayileşme politikalarına ilişkin ortak stratejilerin geliştirilmesi Sanayi stratejilerine ilişkin uygulamaların izlenmesi Kamu alımlarına ilişkin özel modeller geliştirmek dâhil yerli üretimin artırılması amacıyla esas ve usullerin belirlenmesi Kamu idarelerinin belirlenen modellere uygun olarak ortak alım yapmak dâhil farklı yöntemleri uygulamalarının sağlanması. İMALAT SANAYİSİNDE DEĞİŞİM Orta-yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayi ihracatındaki payı 36.4’ten 44.2’ye, yüksek teknolojili sanayilerin imalat sanayi ihracatındaki payı yüzde 3.2’den yüzde 5.8’e çıkarılarak, kaynakların verimli kullanımı ve ihracat gelirleri artırılacak. YAN SANAYİ İLE BÜYÜKLER EL ELE Kalkınma Planı’na göre yenilikçi girişimcilik desteklenecek ve büyük işletmeler ile girişimciler arasındaki Ar-Ge işbirlikleri geliştirilecek. Bu çerçevede, büyük firmaların, sektörlerindeki yeni girişimlerin kurulma ve büyüme aşamalarına destek olması sağlanacak. MAKRO EKONOMİDE 2023 HEDEFLERİ Milli gelir geçen yıl 784 milyar dolar oldu. 11. Kalkınma Planı’na göre 2023 yılında GSYH’nın 1.080 milyar dolara, kişi başına gelirin 12 bin 484 dolara yükseltilmesi hedefleniyor. Buna bağlı olarak, işsizlik oranının yüzde 9.9’a düşürülmesi, enflasyonun da kalıcı biçimde tek haneli rakamlara indirilmesi hedefleniyor. Plana göre 2023 yılında ihracat 226.6 milyar dolar, ithalat 293.5 milyar dolara olacak. Turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0.9 olması öngörülüyor. 2018’de yüzde 75.3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı da 2023’te yüzde 77.2 olacak. İLK KALKINMA PLANINDA TEMEL AMAÇ İTHAL İKAMESİYDİ Türkiye’nin 1. Kalkınma Planı, 1963-1967 yıllarını kapsıyordu. İlk yerli otomobil ‘Devrim’ çalışmasından hemen sonra yayımlanan bu ilk plan yatırım planı niteliğindeydi. Planın temel amacı, tüketim malları üretiminde öngörülen artışı sağlamaktı. Planın temel özelliği ‘ithal ikamesi’ni amaçlamasıydı. Sonradan Türk sanayileşme politikasının bir geleneği haline gelen ‘ithal ikamesi’ devlet eliyle ve sistemli bir biçimde bu plan ile başlatılmıştı. Sonraki planların ana temaları da planlama, ithal ikamesi ve ihracat olmuştu. DESTEKLENEN ÖZEL ALANLAR Öncelikli sektörlerde ihtiyaç duyulan kritik bileşenlerin, cihazların ve malzemelerin ihtiyaç makamı kamu kurumlarının eş finansmanıyla geliştirilmesi sağlanacak. Bu hedef doğrultusunda şu adımlar da gerçekleştirilecek: Havacılık, savunma ve otomotiv sanayii gibi sektörler için gerekli olan yüksek alaşımlı, katma değeri yüksek alüminyum ürünlerin üretilebilmesine yönelik Ar-Ge ve yatırım faaliyetleri özendirilecek. Döküm, fırın ve reaktörler için kullanılan ithal ‘refrakter malzeme’ ve ileri seramik ürünlerine yönelik Ar-Ge, Ür-Ge ve yatırımlar desteklenecek. Deniz Teknolojileri ve Sanayisi Teknik Komitesi kurulacak. Sektördeki firmalarda Ar-Ge ve yüksek katma değerli üretim desteklenecek. Yakın mesafe yolcu ve araç taşımacılığında kullanılan gemilerin tam elektrikliye dönüştürülmesine yönelik program başlatılacak. Temiz kömür teknolojilerine ilişkin Ar-Ge projeleri desteklenecek. Linyit, jeotermal ve kaya gazı gibi yerli kaynaklara yönelik arama, üretim ve Ar-Ge faaliyetleri artırılacak. Elektronik yayınlar da dâhil olmak üzere yayıncılık faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenecek. Kimya sektörünün Ar-Ge ve sürdürülebilirlik kabiliyetini artıracak uygulamalar hayata geçirilecek. Yazılım alanındaki devlet teşvikleri Ar-Ge, Ür-Ge ve pazarlama süreçlerini bütüncül olarak kapsayacak şekilde yapılandırılacak. Biyoteknolojik ilaçlar gibi yüksek teknoloji gerektiren alanlar başta olmak üzere Ar-Ge, üretim, nitelikli insan kaynağı ve mevzuat konularında gerekli ekosistem oluşturulacak. Elektronik sektöründe Ar-Ge’ye dayalı rekabetçi üretim ve ihracatın artırılması temel amacıyla çalışılacak. 5G ve ötesi teknolojiler dâhil olmak üzere yerli elektronik haberleşme şebeke ve altyapı bileşenlerinin Ar-Ge ve üretim faaliyetleri teşvik edilecek. Akümülatör ve pil üretimine yönelik imkanlar geliştirilecek. Bu teknolojilere ait alt bileşenlerin (yazılım, donanım, hammadde) çalışmaları desteklenecek. Yerli marka otomobil projesine yönelik teşvik mekanizması geliştirilerek proje tamamlanacak. Otomotiv meslek ve teknik liselerinde sektörün, karar alma organlarında yer alması sağlanacak. Elektrikli otomotiv üretimine yönelik batarya yatırımı yapılacak. Ar-Ge ve ticarileştirme desteklerinin fikri mülkiyet sistemiyle bağlantısı artırılacak.

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Yeni İstanbul Yaklaşımıyla Bilançolar Güçlenecek

HABER: ŞEREF KILIÇLI Yapılandırmayı ‘Finansal Restorasyon Planı’ olarak tanımlayan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Buradaki en önemli husus, bir borç ötelemeden ziyade, finans kesimi ve reel kesimin bilançolarının güçlendirilmesi yaklaşımının söz konusu olması” değerlendirmesini yaptı. Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7186 sayılı Kanun, 19 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlandı. Söz konusu torba yasa, şirketlerin finansal sektöre olan borçlarının yeniden yapılandırılması hususunda da önemli değişiklikler getirdi. Düzenleme, 2001’deki İstanbul Yaklaşımı’nın yeniden uygulanması talebini de karşılaması sebebiyle, ekonomi çevrelerinde ‘Yeni İstanbul Yaklaşımı’ olarak adlandırıldı. GERİ ÖDEME VE İSTİHDAM Torba yasa kapsamında; şirketler, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalara, finansal kiralama şirketlerine, faktoring şirketlere ve finansal kuruluşlara olan borçlarını yeniden yapılandırabilecek. Yeni İstanbul Yaklaşımı ile şirketlerin istihdama katkı sunmasına ve geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmesine devam etmesi amaçlanıyor. ÖDEME KABİLİYETİ ŞART Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların, mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi gerekiyor. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçluların bu kapsama alınamayacağı da belirtiliyor. ÖNCE TESPİT Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme ise; bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi hâlinde alacaklı kuruluşlara yaptırılacak. NASIL İŞLEYECEK? Torba yasadaki finansal yeniden yapılandırma maddesi kapsamında şunlar yapılabilecek: * Kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek. * 6361 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilave kredi vermek. * Anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kâr payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek, teminat azaltmak. * Anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek. * Özel amaçlı şirketler ile 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonlarına aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek. * Borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak. * Diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirler de alınabilecek. MALİ KOLAYLIKLAR VE İSTİSNALAR SAĞLANDI * Çerçeve Anlaşmaları ve bu anlaşmalar kapsamında düzenlenen sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca yapılacak işlemler (cezaevi ve yargı harçları da dahil olmak üzere) her türlü harçtan istisna tutulacak, ayrıca bu işlemlere ait kağıtlar (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) Damga Vergisinden müstesna olacak. * Tahsil edilecek tutarlar, BSMV’den (banka sigorta muamele vergisi) müstesna olacak. * Kullandırılan ve kullandırılacak kredilerde KKDF uygulanmayacak. * Alacaklı kuruluşlara devir ve teslim aşamasında KDV uygulanmayacak. * Sözleşme hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları, VUK hükümlerine göre alacaklı için değersiz alacak. Borçlu için ise vazgeçilen alacak olarak dikkate alınacak. * Borçlu şirketler ise ödemekten kurtuldukları kredi ve borçları vazgeçilen alacak olarak kaydedip, üç yıl içerisinde zararla itfa edecekler. * Yapılandırmaya giren şirketlerin teşvik belgesi, ihracat taahhüdü süreleri yapılandırma süresi sonuna kadar uzayacak. YÖNETMELİK REVİZE EDİLECEK Torba yasadaki finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin madde kapsamında ilave düzenlemeler de yapılacak. İlgili madde uyarınca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik revize edilecek. Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, Türkiye Bankalar Birliği tarafından Çerçeve Anlaşmaları hazırlanacak. Yasada belirtilen hükümler yayım tarihinden itibaren iki yıl süreyle uygulanacak. Cumhurbaşkanı, bu süreyi iki yıl daha uzatmaya yetkili olacak. TGRT Haber’de yayınlanan ‘Celal Toprak ile İş Dünyası’ programına katılan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Yeni İstanbul Yaklaşımı konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Avdagiç, 2001’de yüksek cirolu şirketleri kapsama alan uygulamanın bu dönemde KOBİ’leri de içine alacak şekilde tabana yayılmasını beklediklerini söyledi. HEM BANKALAR HEM DE ŞİRKETLER RAHATLAYACAK İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı açılamada şirket borçlarının yapılandırılması düzenlemesini değerlendirdi. En önemli ve hızlı etkinin, kredi kanallarının yeniden sağlıklı biçimde işlemesi, şirketlerin ve bankaların bilançolarının iyileşmesi şeklinde olacağını belirten Avdagiç, şöyle devam etti: “Bu da üretim ve refah artışını sağlar. Ancak bunun için ekonominin tüm aktörlerinin elini taşın altına koyması gerekiyor. Meclis’ten geçen yeniden yapılandırma kanunu bu anlamda çok önemli. Biz buna bir ‘finansal restorasyon planı’ diyoruz. Çünkü daha önceki borç yapılandırma programlarından çok daha köklü düzenlemelerin devreye gireceğini görüyoruz. Bu plan, kesinlikle bir ‘şirket kurtarma’ operasyonu değildir, olmamalıdır. Meclis’ten geçen yasa da içerdiği maddelerle bunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Buradaki en önemli husus ise bir borç ötelemeden ziyade, finans kesimi ve reel kesimin bilançolarının güçlendirilmesi yaklaşımının söz konusu olmasıdır.” BAŞARI TECRÜBESİ VAR Avdagiç, İTO olarak bu adımın; üretimin, istihdamın ve ihracatın damarlarını açma konusunda önemli bir işlev üstleneceğine inandıklarını belirterek, “Zamanında alınan bu tedbirlerle bilançolarımız güçlenerek yola devam edeceğiz ve piyasa çarklarındaki hızlandırıcı etkisini de büyüme için bir kaldıraç olarak kullanabileceğiz” dedi.

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Meslek liseliler İTO’nun 54 okulunda sınıfları doldurdu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda olarak ‘hamililiğini’ üstlendikleri mesleki ve teknik lise sayısını bu dönem 54’e çıkarttıklarını söyledi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, İTO’nun da dahil olduğu Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü kapsamındaki okullarda, doluluk oranının yüzde 100’e yaklaştığını kaydetti. MEYVELERİNİ VERİYOR Protokol ile ortaya konulan modelin meyvesini gençlerin ilgisini mesleki eğitime çekerek verdiğini belirten Avdagiç, “Çünkü gençler demode mesleklerin değil, geleceğin mesleklerinin de meslek okullarında verildiğini öğrendi” ifadesini kullandı. Şekib Avdagiç, mesleki eğitimin revaçta olmasında Milli Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın inisiyatif alan ve iş dünyasının yanında duran tavrının etkili olduğunu ifade etti. FARKLI BRANŞTA EĞİTİM Avdagiç, Liselere Giriş Sınavı (LGS) birinci yerleştirme sonuçlarının, ‘matbaadan moda tasarımına ve uçak bakım alanına’ kadar onlarca farklı bölümü bulunan mesleki eğitimin geleceği için umut verici olduğunu kaydetti. İTO Başkanı Avdagiç, “İstanbul Ticaret Odası hami oldu, gençler mesleki eğitimi keşfetti. En başarılı öğrencilerin, geleceklerini teknik anadolu liselerinde görmeleri, iş dünyası olarak tam da istediğimiz neticedir. Meslek liseli olduk, sınıfları doldurduk. Bu durum, meslek liseleri hakkındaki yanlış algının da tamamen değiştiğini gösteriyor” dedi. KALİFİYE ELEMAN İHTİYACI Gelişen sanayiyle birlikte tüm sektörlerde kalifiye eleman ihtiyacının arttığına dikkati çeken İTO Başkanı Avdagiç, “Gençlerimizin mesleki eğitime yönelmeleri, Türkiye’nin sanayileşmesinin önündeki en büyük engeli de ortadan kaldırmıştır. Mesleki eğitim ile sanayimizin ihtiyacı olan kalifiye insan gücü arasında beklediğimiz uyumu sağlamıştır. Bana göre gençlerimizin mesleki eğitimi keşfetmeleriyle Türkiye’nin kalkınması da yeni bir evreye girecektir” diye konuştu. İTO, 54 MESLEK LİSESİNE ‘HAMİLİK’ YAPIYOR İTO’nun İstanbul’daki 54 okulda yürüttüğü ‘hamilik’ projesi hakkında da bilgi veren Şekib Avdagiç, proje ile meslek liselerinin ihtiyacı olan teçhizatların yenilendiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Biz öğrencilerimize sahip çıkarsak, onlar da bu memlekete sahip çıkacaklar. Hamilik projesiyle öğrencilerimiz, teknolojiyi yakından takip ediyorlar ve mezun olduklarında, modern teknolojiyle donatılmış fabrikalarda rahatlıkla çalışabiliyorlar. İkinci olarak elbette okullarımızın imkanları kısıtlı. Burada biz devreye girdik ve üretim araçlarını, gerekli makinaları temin edip, okullara teslim ediyoruz. Üçüncüsü öğrencilerimizi, İTO’nun 420 bin üyesini temsil eden Meclis ve Meslek Komitesi üyelerinden oluşan hamilerimizi, ilgili oldukları mesleki ve teknik Anadolu liseleriyle eşleştiriyoruz. Gençlerin işi okulda öğrenmeleri için, onları meslek komitelerimize emanet ederek, hamilik yapıyoruz. Böylece öğrenciler aracılığıyla, reel sektörle dinamik bir ilişki içinde de oluyoruz. Gençlerimizin mesleki ufukları genişliyor, yeni hedefler ediniyorlar.”

26 Temmuz 2019 Cuma

Faizde indirim umut verici ancak tek seferle kalmamalı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TCMB Para Politikası Kurulu’nun 425 baz puan faiz indirimi kararının umut verici olduğunu söyledi. Ancak bunun tek seferle kalmaması gerektiğini belirten Avdagiç, “Bir trendin başlangıcı olmalı. Faizin yüksek kaldığı her gün, Türkiye’nin yatırım potansiyelinden çalmaktadır” değerlendirmesini yaptı. UMUT GETİRDİ Avdagiç, yaptığı açıklamada, TCMB’in 425 baz puanlık faiz indirimi ile hem yatırım maliyetlerini geriye çektiğini hem de girişimcinin tek rakibini mevduat faizi olmaktan bir ölçü daha uzaklaştırdığını, geleceğe dönük bir umut getirdiğini kaydetti.Avdagiç, “Faiz indirimi, kaynaklarımızı dışarıda dünya ile rekabet etmek yerine, içeride faiz maliyetiyle rekabete harcamak zorunda kalmamamız için olumlu bir adım” ifadesini kullandı. DÜŞÜŞ SÜRMELİ Şekib Avdagiç, enflasyonun yüzde 15’e gerilediğini, baz etkisini de hesaba katınca enflasyondaki düşüşün sürmesini beklediklerini belirtti.Avdagiç, şunları söyledi: “Enflasyonda aşağı yönlü bir trend yakalamışken, faizle enflasyon arasındaki makası açık tutma lüksümüz yok. Keza dünyada da faizlerin aşağı doğru hareketlendiği bir konjonktürdeyiz. Fed, 30 Temmuz’daki toplantısında muhtemelen faiz indirecek. Avrupa Merkez Bankası da bugün faiz kararını açıklayacak. Gelişen ülkelere baktığınızda geçen hafta içinde de Güney Afrika, Güney Kore, Endonezya ve Ukrayna faiz indirimine gitti. Bu fotoğrafa bakınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verdiği faiz indirim kararını oldukça yerinde buluyoruz. Umuyoruz ki 425 baz puanlık faiz indirimi piyasaya ve yatırımlara olumlu yansıyacak. Bankalarımızın da bu indirimi en hızlı şekilde kredi maliyetlerine yansıtması çok önemli.” ENFLASYON YILSONUNDA ÖNGÖRÜLENİN ALTINDA KALACAK Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu’nun (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 425 baz puan düşürerek, yüzde 24’ten yüzde 19.75’e indirilmesine karar verdiği bildirildi. Duyuruda, son dönemde açıklanan verilerin, iktisadi faaliyetin ılımlı bir toparlanma eğilimi sergilediğini gösterdiği belirtildi. Duyuruda, enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiği belirtilerek, yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarındaki yavaşlamanın da katkısıyla belirgin bir düşüş sergilediği aktarıldı. İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılaştırmanın etkilerinin enflasyondaki düşüşü desteklediği kaydedilen duyuruda, şu değerlendirmelere yer verildi: “Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin bir miktar altında kalabileceğine işaret ediyor.”

25 Temmuz 2019 Perşembe

Avrupa’nın en misafirperver şehri İstanbul

İstanbul, misafirperverlikte 10 üzerinden 8.6 puanla Avrupa’nın en misafirperver şehri oldu. Merkezi İsviçre’de bulunan Basel Kamu ve Ekonomik Enstitüsü tarafından ‘Dünya Sosyal Sermaye İzleme 2019’ raporu yayımlandı. Enstitü, ‘sosyal iklim, kişiler arası güven, kemer sıkma politikalarının kabul edilmesi, vergileri ödeme isteği, yerel ekonomiye yatırım, yardımseverlik, arkadaşlık ve misafirperverlik’ konularını internet üzerinden katılımcılara sorarak, bunları 1 ile 10 puan arasında değerlendirmelerini istedi. VERGİDE ÇİN LİDER Buna göre, kamuya vergilerle ortak finansman sağlama konusunda istekli olan ülkeler sıralamasında Türkiye 6.6 puanla Almanya, Fransa ve İtalya’nın önünde yer aldı. Kamuya vergilerle ortak finansman sağlama konusunda en yüksek skoru 10 puanla Çin elde etti. Bu oran Almanya’da 6.4, Fransa’da 5.1 ve İtalya’da ise 5 puan oldu. Misafirperverlik kriterinde Japonya veYunanistan 10’ar puan alırken, Türkiye de 8.6 puanla Avrupa’nın en misafirperver ülkelerinden biri oldu. PARİS İKİNCİ Ülke olarak misafirperverlik puanı İspanya’da 7.7, Rusya’da 7.6, Hollanda 6.8, Fransa’da 5.5 ve İsrail’de 2 puan olarak ölçüldü. 15 milyon nüfusuyla Avrupa’nın en büyük şehri İstanbul, 8.6 puanla kıtanın en misafirperver metropol kenti olarak belirlendi. Metropol kentlerde misafirperverlik konusunda Paris 8, Moskova 7.5 ve Berlin ise 5.3 puan aldılar. 320 MİLYAR EURO’DAN TÜRKİYE DE YARARLANMALI Basel Kamu ve Ekonomik Enstitüsü Dünya Sosyal Sermaye İzleme Bölümü Direktörü Alexander Dill, sosyal faydanın (güven, dayanışma, yardımseverlik, samimiyet ve misafirperverlik) Birleşmiş MilletlerSürdürülebilirKalkınma Hedefleri’ne (SDG) ulaşmak için disiplinlerarası ve maddi olmayan bir temel varlık olduğunu söyledi. Dill, Avrupa Birliği’nin SDG için 2021-2027 yılları arasında harcamayı planladığı 320 milyar Euro’luk program kapsamında Türkiye’nin desteklenmesi ve finansman olanaklarından yararlandırılması gereken ülkelerden biri olduğunu belirtti. BEŞ AYDA 5.4 MİLYON TURİST ZİYARET ETTİ İstanbul’u ziyaret eden yabancı turist sayısı ilk beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artışla 5 milyon 416 bine yükselirken, bu alanda tarihi bir rekor kırıldı. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, İstanbul’u ziyaret eden yabancı sayısı yılın ilk beş ayında 2018’in aynı dönemine göre yüzde 11 artarak 5 milyon 415 bin 906’ya yükselirken, bu alanda tarihi bir rekor kırıldı. Şehri ziyaret eden turist sayısı söz konusu dönemde ilk kez 5 milyonu aştı. Yılın ilk beş ayının her birinde de geçen yılın aynı ayına göre artış görüldü. ALMANLAR İLK SIRADA İlk beş ayda İstanbul’a gelen yabancılar arasında başı 395 bin turistle Almanlar çekti. Geçen yılın aynı dönemine göre Alman ziyaretçi sayısı yüzde 4.8 artarken, toplam ziyaretçi sayısının yüzde 7.3’ünü Almanlar oluşturdu. Söz konusu dönemde İranlıların sayısı yüzde 17.7 düşüşle 337 bine geriledi. Ziyaretçi sayısı Ruslar’da yüzde 17.9’luk artışla 291 bine, Iraklılarda yüzde 23.2’lik yükselişle 204 bine, Fransızlar’da yüzde 17.8’lik artışla 187 bine, İngilizler’de yüzde 3 yükselişle 177 bine çıktı. ABD’DE YÜZDE 31 ARTIŞ Şehre gelen ABD vatandaşı sayısı beş ayda, dikkat çekici şekilde, yüzde 31.5 artarak 152 bini bulurken, Çinli sayısı yüzde 5.6 artışla 149 bine, Ukraynalı sayısı ise yüzde 5.9’luk yükselişle 146 bine ulaştı. Suudi Arabistan’dan gelen turist sayısı ise yüzde 33.2’lik düşüşle 122 bine geriledi.Söz konusu dönemde özellikle Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamında yaşanan artış dikkati çekti. NAURU VE SAMOA’DAN 2, TONGA’DAN 1 KİŞİ GELDİ Yılın ilk beş ayında İstanbul’a 199 farklı ülkeden turist geldi. En az ziyaretçinin geldiği ülke 1 kişiyle Tonga olurken, onu ikişer kişiyle Samoa, Gilbert Adaları, Solomon Adaları ve Nauru izledi. Geçen yıl aynı dönemde bu ülkelerden gelen turist yoktu.

22 Temmuz 2019 Pazartesi