tatil-sepeti
guncelle.ito.org.tr güncelleyin kazançlı çıkın

HABER: ADEM ORHUN Teknolojideki olağanüstü gelişme ile birlikte dünya hızla değişiyor. Bu değişim, hem ürünleri hem iş yapma biçimlerini de dönüştürüyor. Artık kıtalar birbirine daha yakın, yeni pazarları keşfetmek daha kolay. Fakat girişimcilerin daha dinamik olması, geleneksel şirketlerin değişime uyum için gerekli adımları zamanında atması gerekiyor. İşte bu noktada İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) yakın olmak, daha çok önem kazandı. İTO, sadece şirket kuruluşunun yapıldığı veya faaliyet belgesinin alındığı bir kurum değil. Girişimcilerin ve üye şirketlerin ihtiyacı olan birçok faaliyet, İTO çatısı altında fiziki veya elektronik olarak gerçekleştiriliyor. Kimilerinin atladığı, kimilerinin de büyük fayda gördüğü bu imkanlar; e-belge kolaylığı, bilgilendirme etkinlikleri ve ticareti geliştirecek organizasyonlar. NELER YAPILDI Üye sayısı 440 bine ulaşan İTO’da, geçen yıl onlarca seminer ve eğitim programı düzenlendi. Alıcılarla tanıştıran, yeni pazarlara açılma yollarını gösteren birçok etkinlik de İTO çatısı altında gerçekleştirildi. Ayrıca, yan sanayicileri, hem büyük yerli firmaların hem de global markaların tedarikçisi yapan tedarikçi günleri düzenlendi. Önceki yıl 40 seminer, 20 bilgilendirme toplantısı, 38 ticaret heyeti ağırlaması, onlarca sektörel toplantı ve tedarikçi günü gerçekleştiren İTO’nun salonları doldu, taştı. 2020’de pandemi sebebiyle çoğu faaliyetini internet üzerinden gerçekleştiren İTO, takvimini webinarlarla doldurdu. İşleri için birçok belgeyi İTO’nun web sitesinden kolayca alan; etkinlikleri ve toplantıları, fuarları takip edip ufkunu genişleten; yerli-yabancı heyet üyeleriyle tanışan üyeler, ticarette çoktan vites yükseltti. GÜNCELLEME SİTESİ Peki, tüm bunlardan haberiniz oldu mu? Olmadıysa da zararın neresinden dönülürse kârdır. Oda, bunun için bir kampanya başlattı. İTO’nun ‘guncelle.ito.org.tr’ adresinden şirket bilgilerinizi güncelleyerek, bu faaliyetlerden ve yeni gelişmelerden haberdar olabilirsiniz. Siz de kayıt bilgilerinizi güncelleyin, yeni fırsat kapılarını aralayacak imkanlardan haberiniz olsun. İNTERNETTE HIZLICA DOLDURUN guncelle.ito.org.tr adresine girenler, firmalarının sicil numarası veya vergi numarası ile sorgulama yapıyor. Sonraki adımda 9 satırlık bir form karşınıza çıkacak. Orada şirket adınız ve adresinize ilişkin satırların dolu olduğunu göreceksiniz. Firmanın adresi, web sitesi, duyurular için gerekli olan e-posta adresi, şirket yetkilisinin veya sahibinin GSM numarası gibi satırlar doldurularak güncelleme yapılabiliyor. Böylece yenilikleri, faaliyetleri, ticaret organizasyonlarını takip edebilir, ajandanızı da ona göre ayarlayabilirsiniz. BUNLARI DUYDUNUZ MU? Pandemi kısıtlamaları olsa da etkinlikler, internet üzerinden devam ediyor. İTO’nun birçok konuda bilgi edinmenizi, sorularınıza cevap bulmanızı sağlayan webinarları art arda gerçekleştiriliyor. Kasım ayında video konferans yöntemiyle birçok etkinlik düzenlendi. Bu haftaki webinarların konu başlıkları arasında son dönemde önemi iyice artan ticari alacak sigortası da bulunuyor. Takip edin, kazançlı çıkın. TÜCCARIN GAZETESİ İSTANBUL TİCARET Ekonomiden teknolojiye, mevzuattan sektörel gelişmelere kadar birçok konu hakkındaki haberler, İTO’nun İstanbul Ticaret gazetesinde yayımlanıyor. 20 sayfalık ekonomi gazetesi, her hafta abonelerine postayla ulaştırılıyor. Makro ekonomi, vergi, istihdam ve teşvik gibi konularda en usta isimlerin makalelerinin de yer aldığı gazete, hem üye olan abonelerinin hem de kamu idarecileri ile yabancı diplomatların masalarında yer buluyor.

23 Kasım 2020 Pazartesi

İklim değişikliğine uyuma devlet katkısı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yürütülen ve Avrupa Birliğince finanse edilen İklim Değişikliği Uyum eyleminin Güçlendirilmesi Projesi için başvurular başladı. Projeyle Türkiye’de iklim değişikliğine uyumun iyileştirilmesi ve şehirlerin dayanıklılığının artırılması, doğal kaynakların ve ekosistemlerin korunması ile etkilenebilir ekonomik sektörlerin uyum kapasitesinin artırılması amaçlanıyor. Halk sağlığı, ulaşım, enerji, sanayi, turizm, kültürel miras, su kaynakları yönetimi, tarım ve balıkçılık/hayvancılık ve gıda güvenliği, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık, doğal afet risk yönetimi, atık ve atık su yönetimi, kentsel, finans, sigorta, eğitim ve iletişim başta olmak üzere ilgili sektörlerde proje teklifi yapılabilecek.

23 Kasım 2020 Pazartesi

‘AB hibelerinden yararlanın’ çağrısı

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, AB’nin Ufuk 2020 Programı kapsamında karbon salımını düşürecek çevreci projeler için önemli miktarlarda hibeler vereceği Yeşil Mutabakat çağrısına çıktığını belirterek, “Ülkeler bazında geliştirilen proje pazarları var. Türkiye’de hep beraber daha fazla organizasyon yapıp yabancıları bu sürecin içine dahil edecek birliktelikler kurmamız gerekiyor” dedi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Zoom üzerinden Ufuk 2020-Avrupa Yeşil Mutabakatı Tarım ve Gıda Sektörüne Yönelik Teklif Çağrıları Bilgilendirme Semineri düzenledi. Seminerde konuşan Özcan, Avrupa Birliği’nin geçen yıl yaptığı dönüşümlerin merkezine Yeşil Mutabakat kavramını oturttuğunu söyledi. Bu mutabakatın, özünde ulaştırmadan gıdaya, tarımsal üretimden çevreye, iklimden kalkınmaya kadar aşağı yukarı tüm konuları kapsadığını anlatan Özcan, Yeşil Mutabakat’ın Türkiye’deki tüm paydaşlar için büyük önem taşıdığını kaydetti. PARA VEREREK KATILIYORUZ Özcan, AB’nin 7 yıllık dönemler halinde mali çerçeve belirlediğini ifade ederek, 2014-2020 döneminin sona ermek üzere olduğunu söyledi. 2021-2027 döneminde destek programlarının revize edilerek yeniden planlanacağını aktaran Özcan, şunları kaydetti: “Ar-Ge ve inovasyon açısından Türkiye’nin katıldığı çok önemli bir program var. AB ve Türkiye açısından çok önemli bir destek programı. Bunun adı Ufuk 2020. 2014-2020 döneminde uygulanıyor, yaklaşık 80 milyar Euro’luk bir bütçesi var. Bütün Avrupa ülkelerinin katıldığı programda Türkiye de yer alıyor. Biz buna yaklaşık 300 milyon Euro katkı payı ödüyoruz. Yani devletimiz bu programa para vererek katılıyor. Ancak son kullanıcılar, programdan yararlanacak iş dünyamız, akademisyenlerimiz, kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarımız ve KOBİ’lerimiz için iyi bir program. Buradan direkt hibe alabiliyorlar.” EN BÜYÜK İNOVASYON PROGRAMI Ufuk 2020’nin dünyanın en büyük Ar-Ge ve inovasyon programı olduğunu belirten Özcan, şu bilgiyi verdi: “Geriye alma anlamında ilk defa önemli bir dönem yakaladık ve koyduğumuz bütçeyi aldığımız projelerle kazanmış ve hatta üstüne çıkmış bulunuyoruz. Koyduğumuzdan daha fazlasını aldığımız bir döneme girdik. Ancak potansiyelimiz daha yüksek. Türk özel sektörünü, Türk işletmelerini, onun dinamikliğini, Avrupa ile olan bağlarını düşündüğümüz zaman bizim yerimizin bu olmaması lazım.”

23 Kasım 2020 Pazartesi

İstanbul başardı sıra Türkiye’de

100 bine yaklaşan ihracatçı firma sayısını her geçen gün artırmak isteyen Ticaret Bakanlığı, ‘81 İlde İhracata İlk Adım Programı’ ile yeni bir ihracat hamlesi başlattı. Bakanlık, Türkiye genelindeki 1.5 milyona yakın firma arasından daha fazla ihracatçı çıkarmak için sahaya indi. İstanbul Ticaret Odası tarafından 2005 yılından bu yana uygulanan ve başarılı sonuçlar alınan ‘İhracata İlk Adım Programı’, böylelikle Türkiye geneline yaygınlaştırılmış oluyor. İhracatın yüzde 50.2’sini gerçekleştiren İstanbul, ihracata ilk adım konusunda da Anadolu kentlerine model oluşturuyor. Türkiye’nin tuz ihtiyacının önemli bir kısmının karşılandığı Tuz Gölü’nden çıkarılan tuz, 60’dan fazla ülkeye gönderiliyor. HABER: MÜGE BİBER Türkiye genelindeki 1 milyon 500 bine yakın şirketten yaklaşık 100 bini ihracat yapıyor. İhracatçı firmaların artması için Ticaret Bakanlığı, ülke genelinde sahaya indi. Böylece potansiyeli olduğu halde ihracat yapamayan firmaları ihracata yönlendirecek ihracat hamlesi başladı. 81 ilde başlatılacak İhracata İlk Adım Programı’nın ekonomi tarihinde uygulanmış en anlamlı ihracat seferberliği programı olması bekleniyor. 2019 yılında, 86.2 milyar dolara yakın ihracatı ile ülkenin yüzde 50.2 ihracatını tek başına sırtlayan İstanbul oldu. Öte yandan, ihracatını 1 milyar doların üzerine çıkaran il sayısı ise 19’a yükseldi. MENTORLUK HİZMETİ Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre; 2019’da sanayi sektöründeki 403 bin firmanın sadece yüzde 8.7’si ihracat yapabildi. Sanayi sektörü ihracatının yüzde 70’ini ise 250’den çok çalışana sahip büyük ölçekli firmalar üstlendi. 10 ve daha az çalışanı olan mikro işletmeler de sanayi ürünleri ihracatından yüzde 4 pay alabildi. Bakanlığın uygulamaya başladığı İhracata İlk Adım Programı ile sanayi sektöründeki her firmaya uygun mentor belirlenecek. Rehberler, 6 ay boyunca firmalara destek olacak. 5 PİLOT İL Programın uygulaması için Adana, Kahramanmaraş, Konya, Manisa ve Samsun pilot il olarak belirlendi. Bu 5 ilde, kapasite raporlu 6 bin 882 firmadan 2 bin 773’ünün ihracat potansiyeli olduğu tespit edildi. 5 kente, 5 ay boyunca uygulanacak programın sonunda yapılacak değerlendirmeler tamamlandığında, program önce 40 ilde, sonra 70 ilde, ardından da 81 ilde uygulamaya geçilecek. İLK ADIM’DA İTO MODELİ İstanbul Ticaret Odası’nın, KOBİ’lerin hem ihracat potansiyelini artırmak hem de ihracatı sürdürülebilir hale getirmek için 2005’te başlattığı İhracata İlk Adım Programı (İİAP), her yıl yeni başarı hikayeleriyle olumlu geri dönüşler aldı. Bu yıl pandeminin zorlu koşullarına rağmen programın 13. etabına katılan firmalar, 25 ülkeye ihracat yaptı. İhracatın tutarı da 6 milyon 822 bin dolar oldu. İTO’nun 15 yıllık tecrübesi, aynı yolda yürüyecek Anadolu şehirleri için model oluşturuyor. İHRACATA İLK ADIMDA ÇİN ÖRNEĞİ 1978 yılında ilk dışa açılma politikasını uygulamaya başlayan Çin, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) katıldı ve bugüne kadar gelen süreçte Çin’e yapılan yabancı yatırımın büyüklüğü 1.7 trilyon doları aştı. 2000’li yılların başında ise Çin, kademeli olarak her yıl yaklaşık 3 bin kamu şirketine dış ticaret şirketi statüsü verdi. Çin, bunu yaparken ülke genelindeki üretim bölgelerinin yöresel özelliklerine, hammadde kaynaklarına göre tercihte bulundu ve bölgelerin hangi üründe üstün olduklarını dikkate aldı. Ülkenin belli başlı üretim bölgelerine yabancı ülkelerden alım heyetlerini davet etti, bazı üretim bölgelerine ise serbest bölge statüsü verdi. KÜRESEL PAZARA AÇILMAKTAN KORKMAYACAKLAR İhracata İlk Adım Programı Danışmanı Şefik Ergönül, programın şimdiye kadar işletmelerin ihracata yönlendirilmeleri için uygulanmış en iyi program olduğunu söyledi. Ergönül, “İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 15 yıldır uyguladığı İhracata İlk Adım Programı ile birkaç yüz milyon dolarlık ihracatın gerçekleştirilmiş olduğu rahatlıkla görülebilecek” dedi. Şefik Ergönül, şöyle devam etti: “Firmalar ihracata yönlendirildiğinde, ihracatımız daha önce telaffuz edilen 500 milyar ABD dolarına rahatlıkla ulaşabilir. 81 ilde uygulanacak ihracat programının en önemli yanı, firmaların daha önce uluslararası pazarda oyuncu olma korkularından sıyrılabilmeleri olacak. Başarının anahtarı, ihracata yönelebilecek potansiyeldeki işletmeleri bulup onlara gerçek yeterliliklere sahip uzmanları göndererek destek vermektir.” TİCARET YAPMAK KOLAY SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK ZOR İTO İhracata İlk Adım Programı (İİAP) Dış Ticaret Danışmanı Hüseyin Yazıcıoğlu, ihracat hamlesini değerlendirdi. Yazıcıoğlu, İstanbul Ticaret Odası’nın yürüttüğü İhracata İlk Adım Programı’nın son iki etap veri değerlendirmelerinde, firmaların ortalama yüzde 85’inin program hedeflerini gerçekleştirdiğine dikkat çekti. “Küresel pazarda ticaret yapmak kolay ama istikrarlı, sürdürülebilir bir firma olarak kalmak zor” diyen Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: “Girişimcilerin ihracattan önce yapması gereken çalışmalar var. Yaşadığımız küresel dünyayı, sistemi, ekonomiyi, pazarı iyi anlamaları gerekir. Şirketlerin kurumsal alt yapısının hazır olup olmadığı konusu da önemli. Bu açıdan ülkelerin konumunu belirleyen güç ihracattır.” 70 İLDE 11 BİNİ AŞKIN FİRMANIN POTANSİYELİ VAR 40 ilde kapasite raporuna sahip 16 bin 570 firmadan 7 bin 277 firmanın potansiyeli olduğu halde ihracat yapmadığı tespit edildi. Bu tespitler sırasında 70 il için potansiyel ihracatçı pozisyonunda olan 11 bin 444 firma belirlendi. İHRACATIN TABANA YAYILMASI GEREKİYOR İhracata İlk Adım Programı Danışmanı, Öğretim Görevlisi Nihat Turhan, ihracatın tabana yayılmasının önemli olduğunu söyledi. Küreselleşme ve teknoloji sayesinde dünyanın tek pazar haline geldiğini vurgulayan Turhan, şöyle devam etti: “Artan rekabet ortamında, ülkemizin değişen dünya şartlarına uyum sağlaması, firmaların dışa açılarak ihracat rakamlarını artırması gerekiyor. Bu da ihracatın tabana yayılmasıyla mümkün olabilecek. Pazar araştırmasını nasıl yapacağı, müşteriye nasıl ulaşacağı, ihracata başlayacağı firmalarla güveni nasıl sağlayacağı, operasyon süreçlerini nasıl yöneteceği konusunda gerekli bilgiye ulaşmasını bilmeyen firmalar için Bakanlığımızın projesi çok önemli.”

23 Kasım 2020 Pazartesi

Covid-19’u erken tanı ve takip girişimi: Modimu

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ Son yıllarda sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler öne çıkarken, özellikle pandemiyle birlikte ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda ülkeler yeni sağlık regülasyonları gerçekleştiriyor. Yakın gelecekte hastalık tanı ve teşhislerinin dahi online yapılacağı konuşulurken, her yıl 150 milyon kişiye yanlış tanı konulduğu ve bu durumun sadece Türkiye’de 3 milyar TL zarara neden olduğu belirtiliyor. Pandemi sürecinde geliştirdikleri Modimu projesiyle dikkat çeken Burak Özbek, başta Covid-19 olmak üzere erken tanı ve takip noktasında başarılı işlere imza atıyor. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) girişimcileri arasında yer alan ve BTM çatısı altındaki bir başka girişimci ile ortaklaşa olarak Modimu’yu geliştiren Özbek, projeyle ilgili detayları İstanbul Ticaret’e anlattı. 150 MİLYON YANLIŞ TANI Modimu projesine nasıl karar verdiniz? Sağlık alanında bir girişim başlatmayı çok uzun zamandır düşünüyorduk. Ülkemizde yanlış tanı konma durumu bir hayli fazla. Yanlış tanı ve tedavi yüzünden ilaçlara bağımlı bir hayat yaşayan kişiler var. Bu konuyu ekip arkadaşlarıma anlattığımda hepimizin zihninde aynı soru belirdi. Acaba kaç kişinin başına bu durum geliyor? Biraz araştırma yapınca acı gerçeği öğrendik. Her yıl 150 milyon kişiye yanlış tanı konuluyor ve bu tanıya bağlı tedaviler sonucu 45 milyon kişi vefat ediyor. Tabii bu durum ülke ekonomilerine de israf bütçesi yükü bindiriyor. Doğru tanıyı koymak için tekrarlanan testler ve ilaç masraflarıyla bu rakam sadece Türkiye’de 3 milyar TL. Tüm bu gerçekler bizi sağlık alanında çözüm üretmeye itti. Pandemi ise bizim için bir fırsat doğurdu. Covid-19 erken tanı ve takip noktasında çok başarılı işlere imza attık. 20 BİN KULLANICIYA ULAŞTIK Projenizin diğer sağlık uygulamalarından farkı nedir? Modimu, şu anda ‘bireysel’ ve ‘kurumsal’ olmak üzere iki farklı kanaldan kullanıcılarına ulaşıyor. Toplamda 20 bin kullanıcı sayısını aşmış bulunuyoruz. Bu rakamlara çok kısa sürede ulaştık. Topluma faydalı işler yapmak bizi mutlu ediyor. Modimu’nun en önemli özelliği, kullanıcısının onun için faydalı değer ürettiğimizin farkında olması. Onlar için kendimizi sürekli geliştiriyoruz. En son ‘Sağlık Danışma Hattı’ kurduk. 1 ayda 8 bin dakika seviyelerini geçti. Hem de bu hizmeti kurumsal üyelerimize ücretsiz sunuyoruz. Bu da bizi farklı kılıyor. Modimu, kullanıcısına her zaman yanında olduğunu hissettiriyor. Covid-19 sürecinde hastanelere gitmekten çekiniyorsa veya gitmek zorunda kaldığı durumda neler yapması gerektiğini bilmiyorsa Modimu onları bekliyor. Her zaman yanlarındayız. HASTANE VE ÖNLEM UYARISI Kullanıcının potansiyel hasta olması durumunda süreç nasıl ilerliyor? Bireysel kullanıcılarımız eğer ‘riskli’ veya ‘çok riskli’ konuma düşerse, Modimu hemen hastane ve önlem konusunda uyarılarda bulunuyor. Doğruca sağlık kuruluşlarına yönlendiriyor. Kurumsal üyeliklerde ise iş yeri hekimi veya sorumlusu otomatik olarak durumu kontrol altına alıyor. Bütün süreçler, şeffaf ve güvenilir şekilde tamamlanıyor. Eğer kullanıcı hastalığında şüpheleniyorsa hemen ‘Sağlık Danışma Hattı’mıza bağlanarak gerekli süreçlerin bilgisini alabiliyor. Stres ve yanlış bilgilerden uzak olarak bu süreci atlatıyor. Tabii kurum içinde bulaşma riskinin önlenmesi için de Modimu sürekli olarak bilgilendirme yapıyor ve uyarı mekanizmasını otomatik çalıştırıyor. Modimu olarak hedefleriniz neler? Modimu’nun asıl kendini konumlandırmak istediği alan, sağlık altyapısı üreten ve ihraç eden bir şirket olmak. Bu noktada yeni adımlar attık. Yakın bir tarihte Modimu tarafından geliştirilmiş kapsamlı sağlık çözümlerini görüyor olacağız. Bu noktada yeni anlaşmalarımız mevcut. DİJİTAL TIP, SAĞLIK REGÜLASYONLARINI ŞEKİLLENDİRİYOR Sağlıkta baş döndürücü bir dijital dönüşüm yaşanıyor… Dijital sağlık alanında dünyadaki belli başlı firmalar tam bir yarış halinde. Ülkemiz bu yarışta hiç de geride değil. Sağlık teknolojileri açısından son 10 yılda bir atılım halindeyiz. Artık geleneksel tıp yerini dijital tıbba bırakmaya hazırlanıyor. Ülkeler de bunun farkında ve sağlık regülasyonlarını buna göre şekillendiriyor. Yakın gelecekte insanların hastaneye gitmeden tedavilerinin dijital cihazlar aracılığıyla yapılacağı günleri göreceğiz. Çok uzak değil. Pandemi de toplumun sağlık teknolojilerine ilgisini artırdı. Artık hastanelerin yanısıra dijital dünyada çözüm aranmaya başlandı. Tabii bu, doğru bilgiye ve çözüme ulaşamama riski de getirdi. Burada toplumsal güven sağlayan kuruluşlar pozitif ayrıştı. EKOSİSTEMDE DAHA FAZLA YETENEKLİ GİRİŞİMCİ OLMALI Türkiye’de girişimciliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizdeki girişim ekosistemi çok dar. Neredeyse herkes birbirini tanır konumda. Bu durum fırsat olduğu kadar ekiplerin gelişmesi için sıkıntı da oluşturuyor. Ekosistemde ne kadar çok yetenekli girişimci olursa, ayakta duran girişimlerin onlarla birleşmesi de o kadar kolay olur. Biz de bunu başarmaya çalışıyoruz. BTM’DEN GECE YARISI BİLE DESTEK GÖRDÜK BTM’de bulunmak projenize ne gibi katkılar sağladı? BTM ile yolumuz 2019’da kesişti. Muhteşem bir BTM ekibi ile tanıştık. Fikrimiz vardı ama ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk. Bu konuda sürekli yardımcı oldular. Hiç abartmıyorum, gece 02.00’de bile BTM ekibinin desteğini gördük. Her zaman koşulsuz yardımcı oldular. Minnettarız.

23 Kasım 2020 Pazartesi