tatil-sepeti
Dünyanın en pahalı şehri Zürih

The Economist Intelligence Unit (EIU) tarafında hazırlanan "Dünyada Yaşam Maliyeti 2020"endeksi ve endekse ilişkin raporda, yeni tip koronavirüs(Kovid-19) salgınınınekim ayı itibarıyladünyanın 130 şehrinde mal ve hizmetlerin fiyatlarını etkilediği kaydedildi. Salgının yarattığı koşullar nedeniyle Zürih ve Paris'in, Singapur ve Osaka'yı bu yıl yerinden ederek"dünyanın en pahalı şehirleri" olarak sıralandığı bildirildi. Açıklamada, son dönemde İsviçre frankı ve avrodaki değer artışının da bu 2şehirde hayat pahalılığını artırdığı belirtildi. EIU endeksine göre dünyanın en pahalı ilk 3 şehri Zürih, Paris ve Hong Kong olarak sıralanırken, bu şehirleri sırasıyla Singapur, Tel Aviv, Osaka, Cenevre, New York, Kopenhag ve Los Angeles'ın takip ettiği kaydedildi. Endekse ilişkin yayımlanan raporda, temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatlarının nispeten durağan seyretmesine rağmen, örneğin salgın döneminde bilgisayar gibi bazı ürünlere olan talebin arttığı, bunu da bazı ürün fiyatlarının yükselmesine neden olduğu ifade edildi. İstanbul'unise dünyanın en pahalı şehirleri sıralamasında bu yıl 15 basamak gerileyerek 111'incisırada yer aldığı bildirildi.

24 Kasım 2020 Salı

Esnafın desteklenmesine yönelik yeni bir çalışma başladı

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığının 2021 bütçesiyle ilgili milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Pekcan, Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik, Türk iş dünyasının ve AB iş dünyasının istekli olduğunu, hem Türkiye'nin hem AB'nin karşılıklı fayda elde edeceği bir süreç olan Gümrük Birliği'nin çağın koşullarına uygun olarak güncellenmesi amacıyla müzakerelerin bir an önce başlaması hususunda Bakanlık olarak yoğun temaslara devam ettiklerini söyledi. Sadece 2020 yılı içerisinde 27 ülke ile 44 görüşme gerçekleştirdiklerini bunların 30'unu bizzat kendisinin yaptığını ifade eden Pekcan, "Şu anda bununla ilgili bir şart koşulmuş değil, yeter ki süreç başlasın. Tabii ki karşılıklı bizim ve onların talepleri olacaktır" diye konuştu. Esnafın desteklenmesine yönelik sorular üzerine de Bakanlık bütçesi ve mevcut mevzuatlar çerçevesinde TESKOMB üzerinden Halkbank kanalıyla esnafa faizsiz ya da düşük faizli krediler kullandırabildiklerini ifade eden Bakan Pekcan, doğal afetler nedeniyle Adıyaman, Elazığ, Malatya, Giresun ve İzmir'de de hibe desteklerinin sağlandığını anlattı. Pekcan, desteklemelerde mevzuata uymak zorunda olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bizim de Bakanlık olarak bu yönde çalışmalarımız var. Aynı doğrultuda, kira, elektrik, su, doğal gaz ödemeleri karşılığında belirlenecek miktarda hibe ödeme yardımında bulunulması için Hazine ve Maliye Bakanlığına taleplerimiz bulunuyor, görüşmeler de bu doğrultuda sürüyor. Hazine ve Maliye Bakanlığınca esnaf sanatkara kullandırılan faiz indirimli krediler ve ertelemeler nedeniyle 1 Ocak - 31 Ekim tarihleri arasında Halkbank'a yapılan gelir kaybı 2 milyar 626 milyon 623 bin 830 lira olarak bildirilmiştir. Bu dönemde TOBB, Oda, Borsa mevduatlarının ilgili bankalara yatırılması suretiyle oluşturulan kaynaktan tacirlerimizin düşük faizli kredi kullanmalarına imkan sağlanmış olup bugüne kadar 50 bin firmaya 3 milyar lira Nefes Kredisi kullandırma imkanı gelmiştir. KOOP-DES kapsamında 133 kooperatifin 143 projesine, bütçe tutarı 18 milyon 128 bin 870 lira olan projelere Bakanlığımızca 13 milyon 648 bin 399 lira hibe desteği verilmiştir. Bu rakamı 4 ayda sağladık. Bu projeye devam ediyoruz. İnşallah 2021'de de artırmak istiyoruz." Pandemi döneminde kredi talebi olan esnaf sanatkarın taleplerinin karşılanmasında, gerekli oda kayıt belgesinin alınması şartının taahhüt edilmesi koşuluyla 3 ay sonrasına bırakılması imkanı sağlandığını ifade eden Pekcan, "Bu kapsamda taahhüdünü yerine getirmeyenlerin süre uzatımı ile ilgili talepleri değerlendirilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığına iletilmektedir. Büyük olasılıkla Bakan Yardımcımız yarın Halkbank Yönetim Kurulunda bu konuyu tekrar gündeme getirecek" ifadelerini kullandı. Esnafa yönelik Bakanlık olarak yeni bir çalışma daha başlattıklarını kaydeden Pekcan, yakın zamanda bunun duyurusunu yapacaklarını belirtti. Pekcan, esnafın mağdur olduğunun farkında olduklarını belirterek, "Kamu kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması için Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere 'Bununla ilgili neler yapabiliriz' değerlendirmesi yapıyoruz. Kamu kaynakları dışında Bakanlık olarak global firmalarla iletişime geçtik, onların sosyal sorumluluk projeleri kapsamında esnafa ne gibi destekler verebiliriz? Bununla ilgili bir çalışmamız var" diye konuştu. Suudi Arabistan'ın Türk ürünlerine karşı "caydırma politikası" uyguladığına yönelik şikayetler Bakan Pekcan, Suudi Arabistan'ın Türk ürünlerine karşı sistemli bir caydırma politikası uyguladığı hakkında Ticaret Bakanlığına temmuz ayından bu yana yoğun şekilde sorunlar intikal ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Konuyla ilgili ben muhatap bakanla defalarca görüştüm. Özelden de resmi olarak da görüşmeler yaptık. Ancak burada resmi bir duruşlarının olmadığını her seferinde bize bildirdiler, bunun özel sektörün talepleri olduğunu hep gündeme taşıdılar. Biz de DTÖ üyesi olmaktan kaynaklanan hak ve hükümlülüklerimiz çerçevesinde, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin sorunlarının çözümü konusunda somut adımlar beklediğimizi ilettik. Muhataplarımızca tarafımıza resmi hiçbir kararın olmadığı, bazı istisnai sıkıntılar olduğu dile getirildi. Biz de Dışişleri Bakanlığımızla beraber en üst düzeyde konuyu takip ediyoruz." Fransız ürünlerine boykot çağrıları konusunu da değerlendiren Pekcan, "Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türk mallarına boykot uygulanması halinde Fransız mallarının boykot edilebileceği tepkisini vermişti. Bununla birlikte Gümrük Birliği'nin tarafları olan ne Fransa Türkiye'ye boykotta bulunmuş ne de Türkiye Fransa'ya boykotta bulunmuştur. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve ticaret hacmimizin büyütülmesi ana gündemimiz" değerlendirmelerinde bulundu.

24 Kasım 2020 Salı

İstanbul'un hava yükü koronavirüs döneminde daha da arttı

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle nisan ve mayısta adeta durma noktasına gelen hava trafiğinin haziranda kademeli artması yük taşımacılığının da hareketlenmesini sağladı. Yurt ve dünyanın birçok noktasına bagaj, kargo ile posta yükü taşınmasında İstanbul havalimanları merkezli seferler ağırlık kazandı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinden derlenen bilgilere göre, Atatürk Havalimanı'ndan ocak-ekim döneminde iç hatta 3 bin 633, dış hatta 691 bin 792 ton yük taşındı. Bu havalimanından yılın 10 ayında yapılan seferlerle 695 bin 425 ton yük nakledildi. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki seferlerle ise bu dönemde toplam 159 bin 637 ton yük taşındı. Bu yükün 84 bin 395 tonu iç hat, 75 bin 242 tonu dış hat seferlerinde yer aldı. Dünyanın önemli havacılık merkezlerinden İstanbul Havalimanı'ndan ocak-ekimde icra edilen seferlerle iç hatta 72 bin 93, dış hatta 619 bin 103 ton bagaj, kargo ve posta yükü nakledildi. Bu dönemde toplam 691 bin 196 ton yük, İstanbul Havalimanı'ndaki seferlerle taşındı. İstanbul'daki tüm havalimanlarından yılın 10 ayında taşınan yük miktarı iç hatta 160 bin 121, dış hatta 1 milyon 386 bin 137 olmak üzere toplam 1 milyon 546 bin 258 ton olarak belirlendi. Türkiye genelindeki tüm havalimanlarından 1 milyon 965 bin 608 tondan oluşan bagaj, kargo ile posta taşındı. Bu dönemde, Türkiye'de hava yoluyla taşınan yükün yaklaşık yüzde 78'inin İstanbul'daki seferlerle nakledildiği hesaplandı. Geçen yıl bu oran yüzde 71 olarak kayıtlara geçmişti. İSTANBUL'DAN 269 BİN TİCARİ UÇUŞ YAPILDI Bu yılın ocak ile ekim ayları arasında Atatürk Havalimanı'ndan toplam 16 bin 916 ticari sefer icra edildi. Seferlerin 211'i iç, 16 bin 705'i dış hat noktalarına düzenlendi. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan söz konusu dönemde iç hatta 67 bin 751, dış hatta 33 bin 728 olmak üzere toplam 101 bin 479 ticari uçuş yapıldı. İstanbul Havalimanı'ndan ocak-ekimde toplam 150 bin 835 sefer icra edildi. Bu seferlerin 49 bin 294’si iç, 101 bin 541'si dış hatta düzenlendi. Megakentteki havalimanlarından yılın 10 ayında iç hatta 117 bin 256, dış hatta 151 bin 974 olmak üzere toplam 269 bin 230 ticari sefer icra edildi. Bu dönemde, Türkiye'deki tüm havalimanlarından toplam 526 bin 457 ticari sefer düzenlenirken, bu uçuşların yaklaşık yüzde 51’inin İstanbul merkezli gerçekleştirildiği belirlendi.

23 Kasım 2020 Pazartesi

F1’de gizli şampiyon Co-pilot teknoloji

HABER: ADEM ORHUN İstanbul, 9 yıl aradan sonra 13-15 Kasım 2020 tarihlerinde Formula 1 Grand Prix’e ev sahipliği yaptı. Mercedes pilotu Lewis Hamilton şampiyonluğa ulaşırken, Michael Schumacher’in ulaşılamaz denilen 7 kez şampiyon olma başarısını İstanbul’da egale etmiş oldu. Türkiye’deki yarış, bu yönüyle haftanın en çok ses getiren konulardan biri oldu. Pistteki yeni asfalttan, şampiyonluk kupasına kadar çok konuşulan yarışın gizli oyuncusu ise ‘teknoloji’ oldu. Çünkü son yıllarda motorlardan sensörlere kadar son teknoloji parçalar Formula 1’i de değiştirdi. HİBRİT MOTOR 1940’ların sonunda olağanüstü sesleriyle dikkat çeken V12 motorlar artık çok geride kaldı. Araçlarda 2014’ten bu yana V6 turbo motorlar kullanılıyor. Mercedes’in 2014’te tanıtımını yaptığı AMG Petronas F1 W05 aracındaki 1.6 litre V6 hibrit motor, ‘elektrikli otomobil’ çağına girişte en kuvvetli yeri kaptı. Aynı yıl Porche’un CEO’su, “Le Mans ve World Endurance Championship’i hız değil, verimlilik kazanacak” demişti. Şüphesiz verimlilik hedefi, elektrik destekli motorların ve gelişmiş sensörlerin bu araçlardaki yerini pekiştirdi. Yeni motorların peşi sıra, pilota yardımcı sistemler ve yarış ekibinin aracı uzaktan takip etmesine yarayan sensörler artık hızın önüne geçmeye başladı. EKİP 400 KİŞİ Şampiyonluk kürsüsünde bir isim görünse de her yarış ekibinde yaklaşık 400 kişi görev alıyor. Ekipte sadece pitstop’ta lastik değişimi yapanlar değil, farklı alanlarda birçok teknisyen ve bilgisayar mühendisleri de bulunuyor. Bu uzmanlar, ekranlardan sadece yarışı izlemekle kalmıyor; rüzgarı, motor sıcaklığını, lastiklerin durumunu, pilotun gördüğü ve görmediği birçok işareti izleme imkanına sahip. Merkezi kontrol ünitesinden her takım, kendi aracındaki hemen her noktanın ne durumda olduğunu görebiliyor. Ekip üyeleri, araçta hangi parçaların ısınmaya başladığını farkedebiliyor. Hatta pilotun görmediği birçok şeyi de görebiliyorlar. Daha da ötesi uzaktan müdahale etme imkanlarına da sahipler. Pilot pistte kalmaya çalışırken; ekip, aldıkları dataya göre stratejiyi değiştirebiliyor. İşte bu data aynı zamanda kaydedilip, analiz edilmek üzere saklanıyor. Ekipler, çok değerli datalarını barındıran server’larını da yarıştan yarışa taşıyor. Yani, motorda elektrik desteği, araçta dijital sensörler, pistte kablosuz bağlantı sağlayan cihazlar, kontrol ekibinde de yüzlerce ekran kasalarca server ünitesi, Formula 1’i artık teknoloji oyunu haline getirdi. ÖNCÜ ÜRÜNLER Formula 1 araçlarındaki parçalar ve sistemler, günlük hayatta kendisine yer bulacak birçok ürünün öncüsü. Motor yağında ve lastik teknolojisindeki gelişmeler çoktan aile otomobillerinde yerini aldı. Artık teknolojik ‘oyuncaklar’, tüketici ürünlerinin ‘olağan’ parçaları haline gelmeye başladı. Uzmanlar, bu süreci, otonom araçlara doğru atılan yeni adımlar olarak nitelendiriyor. YAPAY ZEKA İLE DAHA HIZLI Yarışı değerlendiren Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, teknolojik donanımı gittikçe artan yarış otomobillerinin, tamamen yapay zekayla çok daha hızlı kullanılabileceğini söyledi. Bütün gelişmelere rağmen hem pistte hem tribünde insan olduğuna dikkat çeken Ak, “Yarışı İstanbul’a aldığımızdan bu yana ‘İnşallah yağmur yağar’ diyordum. Çünkü yağmur yağınca teknolojik müdahalelerin de bir sınırı olur ve pilotun kendi bilek gücüne daha çok iş düşer. Nitekim dualarımız tuttu” dedi.

23 Kasım 2020 Pazartesi

Türk kültür kitaplarını dünya da okuyacak

Son 10 yılda kitap yayın sayısında rekorlar kıran Türk yayıncıları, yurt içindeki başarılarını yurt dışına taşımaya devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası’nın da desteklediği TURLA Meetings sanal fuarında yayıncılar, turlameetings.com adresinden yabancı telif alıcılarıyla buluştu. Üç gün boyunca görüntülü B2B görüşmelerin gerçekleştirildiği sanal etkinliğe 36 ülkeden 133 yerli ve yabancı yayıncı iştirak etti. Online platformda 500’e yakın ticari görüşme yapan Türk yayıncıları, Türk kültür ürünlerini dünyada da okutabilme yolunda önemli bir aşama daha kaydetti. HABER: OSMAN KUVVET Basın Yayın Birliği tarafından Türk edebiyat ürünlerini yurt dışına tanıtmak üzere yürütülen Turkish Literature Abroad (TURLA) projesi kapsamında 17-19 Kasım tarihlerinde önemli bir etkinliğe daha imza atıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Odası’nın da (İTO) desteklediği proje kapsamında düzenlenen TURLA Meetings sanal fuarına, 36 ülkeden 133 yerli ve yabancı yayıncı iştirak etti. 500’E YAKIN GÖRÜŞME 3 gün boyunca görüntülü B2B görüşmelerin gerçekleştirildiği online platformda, 500’e yakın ticari görüşme yapan Türk yayıncıları, Türk kültür ürünlerini dünyada da okutabilme yolunda önemli bir adım daha attı. Telif ihracatının artırılmasını hedefleyen sanal fuar, hem kültür ihracı hem de döviz kazandırıcı bir ticari organizasyon olmasıyla da dikkat çekiyor. Etkinliğin açılışı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün ve Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Kısakürek’in web sitesi üzerinden yayınlanan açılış konuşmalarıyla gerçekleştirildi. ALTERNATİF OLDU TURLA Meetings sanal fuarı ve B2B etkinliği, pandemi sebebiyle iptal edilen uluslararası fuarlara inovatif, etkin ve kolay kullanımlı bir alternatif sundu. Basın Yayın Birliği tarafından 2017’den bu yana yürütülen TURLA projesi, hazırlanan web sitesi ve platform sayesinde görüşmeleri yeni bir zemine taşıma çalışmalarını sürdürecek. Etkinliğin yapıldığı internet sitesinde her bir yayıncının ayrı bir profili bulunuyor. Bu profile yayıncılar, ön plana çıkarmak, telif görüşmesi yapmak istedikleri kitapları koyuyor. Her bir kitabın fiziki özellikleri ve kitaplara ilişkin açıklamalar kitap profillerinde belirtilebiliyor. OKURA YÖNELİK PANELLER Açıldığı günden itibaren 42 bin tekil kullanıcının giriş yaptığı web sitesi, Türkiye’nin ve dünyanın önemli yayıncılarını bir araya getirmesinin yanı sıra yapılacak etkinliklerle okurlara da hitap ediyor. Etkinlikler dahilinde ‘Türk Yayıncılığının Uluslararası Başarısı’, ‘Türkiye’de Hint Yayıncılığının İmkanları’ ve ‘Türkiye’de Polisiye Edebiyat ve Sunduğu İmkanlar’ başlıklı paneller ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. 36 ÜLKEDEN 133 YAYINCI Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz: Bakanlık olarak yayıncılık sektörüne yönelik çeşitli destek programları yürütüyoruz. 2014 yılında hayata geçirdiğimiz Edebiyat Eserlerini Destekleme Projesi bunlardan sadece biri. TEDA olarak bilinen ve 2005 yılından bu yana sürdürdüğümüz proje ile Türk kültür, sanat ve edebiyat eserlerinin dışa açılımını sağlamayı amaçlıyoruz. Türkçe veya başka bir dilde yayınlanmış eserlerin çeviri ve basım yoluyla tanıtımını sağlayan yayıncılara destek veriyoruz. Yayıncılarımız 3 gün boyunca TURLA Meetings ile 36 ülkeden 133 yayıncı ile tanışarak online telif görüşmeleri gerçekleştirecek. TURLA’nın online düzenlenecek pek çok panel ile verimli geçeceğini umuyorum. Bu vesile ile emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. TANITIMDA 500 KİTAP HEDEFİ İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay: 2017 yılında başlayan TURLA projesi, yayın dünyamıza yeni bir açılım getirdi. Telif ihracatı için önemli bir kapı oldu. Basın Yayın Birliği tarafından gerçekleştirilen bu projeye İTO olarak biz de destek veriyoruz. Bunu kültür hayatımıza büyük bir hizmet olarak görüyoruz. Hedef, 80 yayınevi ve 500 kitabın dünyaya tanıtılması. Ben bu hedefin de aşılacağına inanıyorum. Burada görev alan ve bu projeye katkı veren herkesi tebrik ediyorum. Türk yayıncılarının kitaplarının yurt dışında tanıtılması ve temsil edilmesi için büyük bir danışmanlık hizmeti veriliyor. Ayrıca birer telif ajansı gibi çalışıyorlar. TÜRKİYE KİTAP OKUYOR! İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün: Türkiye kitap okumuyor, yıkılan bir şehir efsanesidir. 2010’da 214 milyon, 2011’de 289 milyon, 2012’de 293 milyon, 2013’te 330 milyon, 2014’te 344 milyon, 2015’te 384 milyon, 2016’da 405 milyon, 2017’de 408 milyon, 2018’de 411 milyon, 2019’da 424 milyon adet kitap yayınlandı. Bu rakamlara MEB tarafında okullarda dağıtılan 240 milyon ders kitabı ve 48 sayfaya kadar olan bandrolsüz 200 milyon adet kitap dahil değil. 2019 yılı itibariyle 850 milyon adet kitap üretiminin söz konusu olduğunu, bunun ise kişi başına 5 kültür kitabı, 5 eğitim kitabına karşılık geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İTO’YA TEŞEKKÜR EDİYORUZ Basın Yayın Birliği Başkanı Emrah Kısakürek: Pandemi süreci, hepimizin hayatını değiştirdi. Fiziki olarak seyahat gerektiren hiçbir faaliyeti yapamıyoruz. 2017 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle başlattığımız projemizi, bu yıl Kültür ve Ticaret Bakanlığı ile İTO destekliyor. Biz de bunu bu sene online platforma taşımaya karar verdik. Destekleri için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve İTO’ya teşekkür ediyoruz.

23 Kasım 2020 Pazartesi