tatil-sepeti
Rüzgar Türkiye lehine

Avdagiç, “Piyasanın beklentileri karşılanmaya başladı ama daha yolumuz var. Şimdi psikolojik ve politik rüzgar da Türkiye lehine esiyor” diye konuştu. Dünyanın en büyük ikinci gıda fuarı SIAL Paris’te basın mensuplarıyla bir araya gelen İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomiyi değerlendirirken, ticaret erbabının sıkıntılarını ve taleplerini dile getirdi. Son dönemde konkordato ile ilgili inanılmaz spekülasyon yapıldığını, konkordato ilanlarının abartıldığını vurgulayan Avdagiç, “Rakamlar 3 bin, 5 bin diye söyleniyor. İTO’nun kayıtlarına dayanarak söylüyorum ki, konkordato başvurusunda sayılar abartıldığı kadar yüksek değil. Türkiye ekonomisinin nabzının attığı İstanbul’da konkordato başvuruları ikili rakamları geçmedi. Tüm Türkiye’de sayı 500’ün, İstanbul’da ise 100’ün altında. Bu işi küçümsemek için söylemiyorum, kendilerini korumaya alıyorlar ama onlardan alacağı olanlar zora giriyor. Çok doğru ve sınırlı uygulanması önemli” dedi. Özellikle finansmana erişim noktasında hükümetin ve Bankalar Birliği’nin aktif rol oynayarak bankaları uyarmasının etkili olduğunu belirten Avdagiç, bunun olumlu sonuçlarının görülmeye başlandığını söyledi. Avdagiç, “Fiyatlama için en büyük risk unsurumuz kur idi. Şu andaki düzenlemelere bağlı olarak finansman kanallarındaki tıkanıklıklar açılmaya başlandı, kurda gerileme var. Finansmana ulaşma konusunda iyileşme var ama devinimin artması gerekiyor. Piyasanın beklentileri karşılanmaya başladı ama daha alınması gereken mesafe var. Şimdi psikolojik ve politik rüzgar da Türkiye lehine esiyor. Hava olumluya döndü. Ekonomide ülkemize gönderilen kara bulutlar dağılıyor” diye konuştu. ÖNLEMLER ETKİLİ OLDU Zamanında alınan önlemlerin şirketler için iflasla sonuçlanabilecek sürecin önüne geçtiğini belirten Avdagiç, “Hem şirketler olarak bizim hem de hükümetin mevcut teyakkuz halini sürdürmemiz ve sıkı durmamız halinde iyileşme artarak devam edecek. 2019 için karamsar tablo çizenlerin yanılacağını düşünüyorum. İlk emareler bunu gösteriyor” dedi. FİYAT FARKI KARARNAMESİ Avdagiç, kamuya mal ve hizmet satan herkesin fiyat farkı kararnamesini beklediğini, bunun çıkmaması halinde herhangi bir ceza olmadan çekilme hakkı verilmesini istediklerini anlattı. “Makul bir fiyat farkı kararnamesi iki taraf için de olumlu” diyen Avdagiç, sözlerine şöyle devam etti: “Yüzde 60 artışa kamu yüzde 30-35 verse insanlar işlerini devam ettirir. İşleri bırakılmak zorunda kalır ve yeni ihale daha yapılırsa bu yüzde 60 artışla satılır, kamu kaynağı kaybedilir. Sürecin kesintiye uğramaması için makul fiyat farkı kararnamesi bekliyoruz. En azından makul bir ödeme takvimi ve net olarak uygulanması, piyasayı son derece rahatlatacak; konkordatoyu da iflası da azaltacak diye düşünüyoruz.” KDV iadelerinin de tamamının ödenmeyeceğini bildiklerini ifade eden Avdagiç, kamunun işletmelere KDV alacağına karşılık sigorta vergi ödemelerine mahsuplaşma imkanı getirmesinin işlerin önünü açacağını dile getirdi. AB HEDEFİ 18 MİLYAR EURO İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’nin gıda ihracatının toplam ihracatın yüzde 10’unu geçtiğini belirterek, “Ancak Avrupa Birliği’nin gıda ithalatı listesinde hâlâ 7. sıradayız. AB ülkelerinin 75 milyar Euro’luk gıda ithalatında Türkiye’nin payı yüzde 4’ün altında. Türkiye’nin gıda ihracatı sadece 2.8 milyar Euro değerinde. Hemen yanıbaşımızda çok büyük bir potansiyel var. AB’nin ithalatındaki payımızı yüzde 15’lere çıkararak 18 milyar Euro’ya ulaşabiliriz” dedi. İHRACATIN YOLU FUARLARDAN GEÇER Şirketlerin kuru hedge etmesinin tek yolunun ihracat olduğunu vurgulayan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ihracat artışının da fuarlarla sağlanabileceğine dikkat çekti. Üyelerden yoğun olarak fuar talepleri aldıklarını belirten Avdagiç, “Konvansiyonel pazarlar dışında girilmesi zor pazarlara biraz akıncı ruhuyla gitmeye çalışıyoruz. İTO olarak tüm fuarlarda maddi destek de sağlıyoruz” dedi. Fuarlara katılım için Euro’yu 4.80 TL’ye, doları ise 4 TL’ye sabitlediklerini hatırlatan Avdagiç, bu tarifenin 2019 mayıs ayına kadar devam edeceğini bildirdi.

31 Ekim 2018 Çarşamba

Kıskaçtaki DTÖ’ye AB’den yardım eli

HABER: MERVE ÖZCAN / İktisadi Kalkınma Vakfı Avrupa Birliği, son yıllarda benimsediği ticaret politikası ile yeni nesil ve kapsamlı ticaret anlaşmaları akdediyor. AB bu şekilde çok taraflı ticaret sisteminin sadık savunucusu olmayı amaçlıyor. Bunu, son dönemde Birliğin önceliklerinden biri haline getiren şüphesiz ki ABD Başkanı Donald Trump’ın serbest ticareti tehdit eden korumacı politikaları ve tüm dünyada bunların tetiklediği ticaret savaşları oldu. AB, küresel ticarette norm belirleyici statüden oyun bozucu konuma geçmekte olan ABD’den boşalan yeri doldurmaya niyetli. Bunun son örneği, 28-29 Haziran’da gerçekleşen AB Konseyi Zirvesi’nde Komisyona verilen öneriler hazırlama ve bunları diğer DTÖ üyeleriyle paylaşarak, örgütün uzun süredir gündemde olan reformuna yol gösterme yetkisi. Komisyon bu kapsamda 18 Eylül’de DTÖ’nün değişen dünyaya adaptasyonu ve etkinliğinin artırılması amacıyla hazırladığı öneri belgesini sundu. Komisyonun Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström tarafından sunulan belgenin basın toplantısındaki en çarpıcı ifade, DTÖ’nün bugüne kadarki ‘en derin krizini’ yaşıyor olduğuydu. Bunun bilincindeki AB’nin DTÖ reformuna ilişkin hamlesi -hiç tesadüf olmasa gerek- ABD’nin 200 milyar dolar değerinde Çin ürününe yüzde 10 vergi koymasından bir gün sonra geldi. Üye devletler ile istişareler sonucunda hazırlanan belgede üç temel amaca odaklanılıyor: Uluslararası ticarete ilişkin düzenlemeleri günümüzün küresel ekonomik koşullarına adapte etmek, DTÖ’nün gözlemci rolünü güçlendirmek ve anlaşmazlıkların halli mekanizmasında yaşanması muhtemel sorunların önüne geçmek. Avrupa Komisyonu Ticaret Komisyoneri Cecilia Malmström, DTÖ’nün desteklenmesi gerektiğini açıkladı. CAN ÇEKİŞEN DTÖ’NÜN TEMYİZ ORGANI DTÖ çatısı altında anlaşmazlıkların halli mekanizması olarak adlandırılan ve üyeler arasındaki ticari anlaşmazlıkları çözmekle görevli bir yapı bulunuyor. Bu yapıya bağlı yedi hâkimden oluşan Temyiz Organı ise DTÖ’nün bir çeşit yüksek mahkemesi şeklinde, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin nihai kararları veriyor. Son yıllarda sayıları artan ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarıyla DTÖ’nün gücü zayıflamış olsa da anlaşmazlıkların halli mekanizması işlemeye devam ediyordu; ta ki Vaşington yönetimi Ağustos 2016’dan bu yana önce ABD seçimlerini daha sonra DTÖ’nün reforma ihtiyacı olduğunu öne sürerek Temyiz Organı’na yeni hâkim atanmasını engelleyene dek. Oysaki yedi üyeli organın karar alabilmesi için en az üç üyenin olması gerekiyor. Son olarak 27 Ağustos’ta Donald Trump tarafından ikinci görev süresi veto edilen Morityuslu hâkim Shree Baboo Chekitan Servansing’in 30 Eylül’de görev süresinin dolmasıyla Temyiz Organı’nda üç hâkim kaldı. Bunlardan ikisinin ise görev süresi Aralık 2019’da doluyor. Eğer o zaman da Trump yönetimi hâkim atamalarını engellerse Temyiz Organı görevini yerine getiremeyecek. Peki, ABD Başkanı bunu neden yapıyor? Çünkü Donald Trump, DTÖ’yü ülkesine haksız davranmakla suçluyor. Bu kapsamda Vaşington yönetimi, ABD’nin bazı temyiz vakalarında 90 gün sınırına uyulmamasını, eski hâkimlerin devam eden davaları etkilemesini, Temyiz Organı’nın anlaşmazlıklarla ilgili olmayan konulara müdahil olmasını ve alınan kararların gelecekteki vakalar için emsal teşkil etmesini eleştiriyor. Son dönemde azalan etkinlik alanıyla zaten kan kaybeden DTÖ’nün başta Temyiz Organı ve anlaşmazlıkların halli mekanizması olmak üzere diğer tüm problemlerinin bir an önce masaya yatırılmasını gerekiyordu. İşte bu noktada yardım elini uzatan AB, DTÖ’nün reformuna ilişkin açıkladığı önerileriyle; kurallara dayanan, adil ve çok taraflı küresel ticaret sistemini koruma yolunda ilk adımı attı. AB’NİN DTÖ REFORMUNA İLİŞKİN ÖNERİLERİ AB, 2015’te yayımladığı “Herkes için Ticaret: Daha Sorumlu Bir Ticaret ve Yatırım Politikasına Doğru” başlıklı strateji belgesinde paylaştığı ticaret vizyonunu yaygınlaştırmaya ve bu alanda standartları belirleyerek, lider konumuna ulaşmaya niyetli. Niyetten de öte buna mecbur aslında, çünkü ABD’nin yaptırım kararları ile başlayan ticari gerginliklerin önümüzdeki dönemde daha da derinleşmesi bekleniyor. Ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve siyasi düzenin istikrarı için büyük tehlike oluşturacak bu durum, küresel değer zincirlerine ve uluslararası ticaret sistemine entegre AB ekonomisi için ciddi bir risk. AB’nin DTÖ reformuna ilişkin sunduğu belgenin satır aralarında piyasalarda aksamalara yol açan ve kamu iktisadi teşebbüsleri tarafından kanalize edilen sübvansiyonların bildirimi ve e-ticaret gibi gelişmekte olan alanlara öncelik verilmesi gibi öneriler dikkat çekiyor. DTÖ’nün gözlemci rolünün etkisiz komite süreçleri sebebiyle sekteye uğradığının bilincinde olan Avrupa Komisyonu, daha etkili izleme ve gerek duyulmayan komitelerin azaltılması gibi tavsiyelerde bulunuyor. ABD tarafından bloke edilen Temyiz Organı’nın üye sayısının yediden dokuza çıkarılması ve yarı zamanlı olan bu görevin tam zamanlı hale getirilmesi de diğer öneriler arasında. Sonuç olarak, sınır ötesi ticaret kurallarına uyumun DTÖ tarafından takibi ve ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için örgütün tarafsız bir hakem görevi görmesi yıllardır keyfi yaptırımların önüne geçiyordu. Ancak bugün gelinen noktada DTÖ, Trump yönetiminin tüm dünyada inşa etmeye başladığı korumacılık duvarlarının altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. AB’nin sunduğu reform önerilerinin diğer DTÖ üyelerinin de masasına gelmesiyle örgütün en derin krizine dur denilebilecek mi göreceğiz.

25 Ekim 2018 Perşembe

Boston’da su ürünleri fuarı

Kuzey Amerika Su Ürünleri 2019 Fuarı (Seafood Expo North America), ABD’nin Boston kentinde 17-19 Mart 2019 tarihleri arasında kapılarını açacak. Fuarın, Türkiye milli katılım organizasyonunun İstanbul İhracatçı Birlikleri (İBB) tarafından organize edilmesi planlanıyor. Ayrıntılı bilgi için:

19 Ekim 2018 Cuma

Rusya ile ticarette tarım atağı

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Moskova temasları kapsamında Rusya Federasyonu Tarım Bakanı Dimitri Patrushev ile görüştü. Bakan Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, iki ülke tarımsal ticaretinin daha büyük potansiyele sahip olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Pek çok ürünün ticaretinde olmamız gereken yerde olmadığımızı görmekteyim. Bu ürünlerin en başında da domates, taze üzüm, turunçgiller, şeftali ve kanatlı ürünleri geliyor” dedi. KURU MEYVE Rusya’ya kuru meyve ihracatının artması için gümrük vergilerinde indirim talebini dile getiren Pakdemirli, yaş meyve ve sebzede de gümrüklerdeki kontrollerin daha hızlı yapılması için gereken hassasiyetin gösterilmesini istedi. Pakdemirli, Türkiye’nin hayvansal ürünler ve balıkçılık ürünleri işletmelerinin Rusya tarafından ihracat için bir an önce onaylanmasını beklediklerini ifade etti. Öte yandan Federasyonu Tarım Bakanlığı’nda, Türkiye-Rusya Tarım İş Toplantısı yapıldı. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç ile Rusya Federasyonu Tarım Bakan Yardımcısı Sergey Levin katıldı. İki bakan yardımcısı, Tarım Yürütme Komitesi İkinci Dönem Toplantısı tutanağına imza attı. ARAZİ TAHSİSİ Tunç, toplantıdaki konuşmasında, Türk iş adamlarının Rusya’daki tarım yatırımları için arazi tahsisi yapılması ve ortak temas noktası kurulması konusunu ele aldıklarını belirtti. Tunç, “Biz de Rus iş adamlarını ülkemize yatırıma davet ediyoruz. Rusya’da yatırım yapmak isteyen olursa gerekli temasları oluşturacağız, destek ve yardımda bulunacağız. İki ülke tarım ticaretindeki aksaklıkların giderilmesinde ve kolaylık sağlanmasında mutabakata vardık” diye konuştu. Levin de tarım konusunda iki büyük oyuncu olan Rusya ve Türkiye’nin ortak üretim yapmak ve üçüncü ülkelerin piyasalarına mal satmak için adım atabileceğini söyledi.

19 Ekim 2018 Cuma

Birleşip iş gezisine çıkan KOBİ’lere destek var

HABER: SOYHAN ALPASLAN En az 10 KOBİ’nin katılacağı yurtdışı iş gezileri, artık KOSGEB tarafından desteklenecek. TOBB’un KOSGEB ile gerçekleştirdiği anlaşmayla yurtdışı gezileri için finansal kaynak bulmakta zorlanan KOBİ’ler rahat nefes alacak. Küresel gelişmeleri takip etmek, uluslararası işbirlikleri kurmak için yurtdışı iş gezisi düzenlemek isteyen en az 10 KOBİ bir araya gelerek TOBB’a başvurabilecek. Başvuruları inceleyip onay veren TOBB, talepleri KOSGEB’e iletecek. KOSGEB’in nihai onayından sonra KOBİ’ler destek almaya hak kazanacak. Bulunulan yerden yurtdışı iş gezisinin düzenlendiği ülke veya ülkelere yapılacak hava, kara, demir ve deniz yolu ulaşım bilet ücretleri destek kapsamında. Buralardaki konaklama ile birlikte tercüme, rehberlik giderleri, fuar giriş ücretleri ve toplantı-organizasyon giderleri de kapsama dahil. NE KADAR ÖDENECEK? Her bir yurtdışı gezisi için her bir işletme başına sağlanacak azami destek uygulamaları ise Türk Lirası bazında şöyle: Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avusturalya kıtası ile Asya Pasifik ülkeleri için 5 bin TL. Çin Halk Cumhuriyeti dâhil diğer ülkeler için 3 bin TL. Program süresince sağlanacak desteklerin oranı yüzde 60 olarak uygulanacak. AKTİVİTE ŞARTI Yurtdışı iş gezisine ilişkin destek ödemesinin yapılabilmesi için destek talep eden işletmelerin yurtdışı iş gezisi programındaki tüm aktivitelere katılması gerekiyor. Yurtdışı iş gezisine katılacak işletme temsilcisinin işletme sahibi, ortağı veya çalışanı olması da diğer bir şart. Destekten faydalanmak isteyen işletmenin faaliyet alanı ile yurtdışı iş gezisinin kapsadığı iş kollarının uyumlu olması da zorunlu. DESTEK REHBERİ KOBİ’ler için Yurtdışı İş Gezisi Desteği Rehberi’ne ve bu rehberde yer alan formlara KOBİ Bilgi Sitesi’nden ulaşmak mümkün. http:www.kobi.org.tr/kobiler-icin-yurt-disi-is-gezisi-destegi-rehberi KOSGEB KAYDI ŞART KOBİ’lerin yurtdışı iş gezilerinin destek kapsamına alınabilmesi için KOSGEB Veri Tabanı’na kayıtlı olmaları şartı aranıyor.

18 Ekim 2018 Perşembe