tatil-sepeti

* Kıtanın en doğusundaki Cibuti’den en batısındaki Senegal’e kadar 8 bin km uzunluğundaki Büyük Yeşil Duvar’ın yüzde 20’si gerçekleşti. 11 ülkenin katılımıyla yaklaşık 100 milyon hektarlık alanın ağaçlandırılmasını öngören projenin 2030’da tamamlanması öngörülüyor.

* Projenin temel amacı, kıtada giderek genişleyen Büyük Sahra Çölü’nün daha güneye doğru ilerlemesini bir şekilde durdurmaktı. Gerçi tamamlanması durumunda küresel iklim değişikliğini de yavaşlatacağı için tüm dünyanın faydalanacağı teşebbüs konumunda.

Prof. Dr. Ahmet Kavas

Afrika sahillerinin Avrupalı köle tacirleriyle 16. yüzyılın başlarından itibaren çepeçevre kuşatılması ve 19. yüzyılın ortalarında hız kazanan sömürgecilik faaliyetleri ile de tüm geleneksel iletişim ağları adım adım koparılıp yok edildi. Tarihi ticaret kervan yolları ile İslamiyet sonrası şekillenen hac güzergâhları birer birer hafızalardan silindi. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu ticaret ve hac yolları ağlarının tamamı, 1885 yılı şubat ayında tamamlanan Berlin Konferansı kararları çerçevesinde çökertildi. Her bir bölge kimin payına ayrıldıysa o sömürgeci ülkenin kapalı bir alanına çevrildi. 21. yüzyıl Afrika’sının içinden bir türlü çıkamadığı, gelişmiş ülkeleri bir türlü takip edememesinin ana sebebi budur.

Şayet bir an evvel Afrika’nın geçmişteki tabii iletişim ağları yeniden kurulamazsa tüm ülkeler gelecekte daha karamsar dönemlere geçecekler demektir. Her ne kadar kendi sömürgelerinden azami fayda temini için başta Fransa ve İngiltere’nin bu kıtada kurdukları demiryolu ve karayolu ağları varsa da bunlar yerel halkın ihtiyaçlarına göre yapılmadıkları için çok yetersiz kaldılar. Mesela tüm su havasının yüzde 90’dan fazlasını son 60 yılda kaybeden Çad Gölü’nü Kongo Nehri sularıyla destekleme fikri henüz uygulanabilir bir projeye dönüşmedi.

ÇÖLLEŞMEYİ DURDURACAK

Bugün acaba kimler bundan kaç bin yıl önce Nijer’de dinazorların yaşadığını biliyor? Bu ülkede Ingal kasabası ve çevresinde hayvanlar aleminin bu dev cüsseli hayvanlarının iskeletleri bol miktarda bulunuyor. O halde bu canlılara yetecek yeşillikler bu coğrafyanın bir gerçeği idi. Belki de artık varlığı efsaneden ibaret kayıp kıta Atlantis Büyük Sahra’nın merkezinde bu çevrede yer alıyordu, hatta Tuareg toplumu da oranın halklarından geriye kalanlardı. Kabul edilmesi gereken bir gerçek varsa o da dünyanın bu bölgesindeki çölleşmenin durdurulmasının imkân dahilinde bir zaruret olduğudur. Kıtanın nimetlerini tüketen çok uluslu dış güçler az da olsa bu konuyu gündemlerine alsalar da bunu Afrikalılar projelendirip uygulamaya aldı.

2005 yılında Etiyopya’nın merkezi Addis Ababa’da toplanan 7. Afrikalı Devlet Adamları Zirvesi’nde, kıtanın en doğusundaki Cibuti’den en batısındaki Senegal’e kadar uzanan ve uzunluğu 7 bin 600 ile 8 bin km. arasında değişen hat üzerinde ve 15 km. çapında Büyük Yeşil Duvar kurulması, yani yaklaşık 100 milyon hektarlık devasa alanın ağaçlandırılması gündeme geldi. 11 ülkenin sınırları içinden geçecek bu proje kapsamında onları çevreleyenler de dahil 20 kadar devletin yakın takibine girdi.

Projenin ilk hesaplamalara göre maliyeti 8 milyar dolardı. Bu Büyük Yeşil Duvar için hazırlanan projenin 2007 yılı ocak ayında yine aynı başkentte buluşan ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde şeref konuğu olarak davet edildiği 8. Afrika Birliği Zirvesi’nde de hayata geçirilmesi nihai şeklini aldı. Aynı yıl veya bir sonraki sene her ülke kendi imkanları ile ağaçlandırma faaliyetine başladı.

OKSİYEN KAYNAĞI

Aslında bu projenin Uzakdoğu Asya’dan başlayıp Çin, Hindistan, İran ve Güney Arabistan üzerinden Afrika’da uzanıp Cibuti’ye ve oradan da Senegal’e kadar devam ettirilmesini isteyenler de var. Bu hat üzerindeki 30 ülkenin her birinde üçer şehir belirlenip bunların ağaçlandırılmasıyla dünya karbondioksit birikintisinin büyük bir kısmından kurtulacak. Sadece Afrika Büyük Yeşil Duvarı sayesinde 250 milyon ton karbon bu ağaçlar sayesinde emilmiş olacak.

Büyük Duvar Projesi’nin yapılmasının temel amacı, kıtada giderek genişleyen Büyük Sahra Çölü’nün daha güneye doğru ilerlemesini bir şekilde durdurmaktı. Haliyle Sahra-Sahel hattındaki ekosistemi yeniden canlandırmak da hedefler arasında. 1960-1993 yılları arasında kıtada yeterli yağmur yağmaması yüzünden büyük kıtlık ve açlık çekildi. 1994 yılından itibaren tüm bölgede yağışlarda ciddi artışlar oldu. Artık bu proje sayesinde 10 milyondan fazla insana ciddi istihdam alanı açılacak.

2007’den itibaren aradan geçen 13 yıl içinde projenin hedeflenen miktarının yüzde 20’si gerçekleşti. 2030’da ise büyük oranda tamamlanması için Büyük Yeşil Duvar’ın sınırları içinden geçen ülkelerde ağaçlandırma çalışmalarına devam ediliyor. Aynı zamanda Afrika Birliği himayesindeki bu devasa projenin ortakları arsında Birleşmiş Milletler ile Dünya Bankası da bulunuyor. Gerçi tamamlanması durumunda sadece kıtanın değil, tüm dünyanın faydalanacağı bir teşebbüs olduğu için imkânı olan her ülkenin ister Asya’dan, ister Amerika’dan ve de Avrupa’dan olsun buna destek verip bir an evvel bitirilmesi gerekiyor.

AFRİKA’NIN CAN SİMİDİ

Bölgenin iklim şartlarına uygun Senegal akasyası, mango, çöl hurması ve benzeri 20 farklı çeşit ağaçtan bir kısmının meyvesi, zamkı, yağı ve küspesi gibi daha başkaca amaçlarla da kullanılarak istifade edilebilecek. Her ne kadar bölgedeki başıboş hayvanlar yüzünden dikilen ağaçlara bazen ciddi zararlar verilse de bu projenin her ne pahasına olursa olsun tamamlanmasını herkes dört gözle bekliyor. Kadın erkek herkes ağaç dikimine ücret mukabili çalışarak katılıyor. Açlığın önlenmesine epeyce katkısı olacak proje, böylece bölgeden göçlerin de önünü mutlaka kesecek. Küresel iklim değişikliğini durduracağı ise ciddi oranda bir beklenti. Hatta yaklaşık 8 derecelik bir hava sıcaklığı değişimine tesir edeceği hesaplanıyor. Temiz su temini, hava kirliliğinin önlenmesi, fakirlikle mücadele gibi faydaları da herkesçe kabul ediliyor.

KADDAFİ’NİN ÇILGIN PROJELERİ

Özellikle Muammer Kaddafi’nin öncülük ettiği tamamı Afrika Birliği’nin tabii üyesi ülkelerini kapsayacak Afrika Bankası ve Para Birliği teşebbüsünün 2014’te yürürlüğe girmesi projesi uygulama safhasına girmek üzereyken ölümüyle iptal edildi. Yine Kuzey Afrika’nın Büyük Sahra Çölü ile çevrili olacak Sahra Otoyolu projesi de onun desteğiyle epeyce ilerlese bile henüz yeterli denecek seviyeye gelmedi. Belki sadece Libya’nın değil, 20. yüzyılın dünyadaki en büyük projelerinden biri kabul edilen Sahra yeraltı sularının Akdeniz sahilinde yaptırdığı göletlere yapay nehirlerle taşınması gerçekleşmiş oldu. Beş farklı noktadan çıkarılan suların her biri 7 metre uzunluğunda ve 4 metre çapında 1.5 milyon boru döşenerek binlerce kilometreden taşınıyordu. Yine onun aşırı ısrarıyla Afrika Birliği Teşkilatı adı da Avrupa Birliği örnek alınarak 2002’de Afrika Birliği’ne dönüştürüldü ve en büyük maddi destek veren üye ülkelerden biriydi.

AFRİKA GÜNDEMİNDEN…

* Namibya, yaklaşık 20 yıl süren müzakerelerin ardından ABD'ye kırmızı et ihraç eden ilk Afrika ülkesi oldu. Devlete ait bir et şirketi olan Meatco, 2025 yılına kadar 5 bin ton sığır eti ihraç edecek.
* IMF, 2019'da yüzde 6.3 büyüyen Tanzanya ekonomisinin salgından dolayı 2020'de yüzde 2 gerileyeceğini tahmin ediyor. Fakat Tanzanya'da büyümenin bel kemiği olan altyapı projelerinde herhangi bir yavaşlama göstergesi bulunmuyor.
* Cezayir’in Vahran şehrinde demir ve çelik kompleksi bulunan Tosyalı Holding, hidrokarbon sektörü için çelik boru üretiminde uluslararası standartlara uygunluk belgesi aldı.
* Güney Afrika'da Vodacom Telekomünikasyon şirketi 5G mobil ağını 3 şehirde kurdu. Bu vesileyle 5G mobil ağı Afrika'da ilk kez Güney Afrika'da kurulmuş oldu.
* Dünya Bankası, Tunus’a Covid-19'la mücadele kapsamında sağlık sektörünü desteklemek için 20 milyon dolarlık finansal yardım vereceğini duyurdu. Tunus, 2020 Nisan ayında 15 milyon dolar olmak üzere toplamda 35 milyon dolar finansal yardım almış oldu.
* Orta Afrika Cumhuriyeti'ne IMF tarafından koronavirüs ile mücadele kapsamında 38 milyon dolarlık yardım ödemesi yapılacak.
* Madagaskar'ın ürettiği Covid-19 ilacı talep edilmeye başlandı. Tanzanya ve Komorlar virüs tedavisi için Madagaskar’dan ilaç talebinde bulunduğunu doğruladı.
* Mısır, Etiyopya'nın ‘Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’ hidroelektrik projesini önümüzdeki haziran ve temmuz aylarında rezervuarları doldurma planını protesto etmek için BM Güvenlik Konseyi'ne bir şikayet mektubu sundu.

15 Mayıs 2020 Cuma

Etiketler : Köşe Yazısı

OSMAN ARIOĞLU



 

Geçtiğimiz hafta 2025-27 yılları arasını kapsayan Orta Vadeli Program açıklandı. Programda enflasyon ve büyüme rakamlarında revizeler yapıldığını gördük. Geçen hafta sonu kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu B+’dan BB-‘ye çıkardı. 

 

Görünümü ise pozitiften durağana çevirdi.

 

FİTCH KREDİ NOTU

 

Öncelikle kredi notundan bahsedelim. Bu not artırımından sonra Türkiye’nin kredi notu Güney Afrika ile aynı seviyeye geldi. 

 

Önümüzdeki dönemde risk priminde de biraz daha iyileşme görebiliriz. Not artırımı zaten bekleniyordu. Kritik konu, görünümün durağana çevrilmesidir. Bir sonraki açıklamada kredi not artırımının biraz zora girmesi gibi görünse de kesin olarak böyle olur demek değildir. 

 

ENFLASYON VE BÜYÜME RAKAMLARINDA REVİZE

 

OVP ile 2024 yılı enflasyon hedefi yüzde 33’ten yüzde 41.5’e revize edildi. Aslında Merkez Bankası daha önce 2024 yılı enflasyon hedefini yüzde 38’e revize etmiş ve daha sonraki birkaç toplantısında da yüzde 38’de sabit tutmuştu. Merkez Bankası açıklamasında da 38-42 aralığında bir banttan bahsedildiğini dikkate alırsak yeni hedefin Merkez Bankası açıklamalarındaki üst bant civarı olduğunu ve tutturulabilir görüldüğünü belirtelim. 

 

Büyüme beklentisinde değişiklik yapılarak 2024 yılı büyüme hedefi yüzde 3.5, 2025 yılı hedefi de yüzde 4 olarak revize edildi. Orta Vadeli Program açıklaması sırasında konuyla ilgili tüm bakanlar masanın etrafında olduğu halde sadece ana başlıkların belirtilmiş olması, içerikle ilgili detaya girilmemesi, kamuoyu nezdinde bir hayli eleştiriye neden oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, OVP açıklaması sırasında konuya ilişkin detayların 25 Ekim’de açıklanacak 2025 yılı programında olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bütün unsurları ile yetki ve sorumluluğunun Cumhurbaşkanı makamına ait olması, bakanların programın yürütülmesinde yardımcı rol alan aktörler olarak değerlendirilmesi nedeniyle detaylandırmanın Cumhurbaşkanlığı Hükümeti yıllık programı ile olması doğal karşılanabilir. 

 

OVP’de 2025 yılı büyüme hedefinin yarım puan aşağı çekilerek yüzde 4 olarak açıklanması ile enflasyonla mücadele programında bir gevşemeye gidileceği yönünde değerlendirmeler ekonomideki yavaşlamanın 2025 yılı ilk yarısında da devam edeceği beklentisi ile uyumlu. Daralmanın 2025 yılının bütününe yayılması ise başka sorunları da beraberinde getirebilir. Genel olarak hükümetlerin en tedirgin olduğu konu, ekonomik büyümenin ciddi şekilde yavaşlaması veya durgunluk içerisine girilmesidir. Bu hem işsizliğin artması hem de ülke kalkınmasının ve dolayısıyla da kişi başı milli gelirin düşmesine neden olabileceğinden hassasiyet gösterilmesi doğaldır. Türkiye’de 2002- 2008 yılları arasında yine bir enflasyonla mücadele programı uygulandı. 2001 yılı ekonomik krizi sonrası negatif büyüyen ülkede güven, kararlılık ve istikrarla enflasyonda ciddi bir iyileşme ile birlikte büyüme oranlarında da makul bir seviye izlenebilir olmuştu. 

 

PROGRAMDA KARARLILIK 

 

Enflasyonla mücadele programında en kritik konu, beklentilerin doğru yönetilmesi ve toplumun genelinde uygulanan enflasyonla mücadele programına inancın devam ediyor olmasıdır. Enflasyon katılaşmadan bu yılın ikinci yarısı ve 2025’in ilk yarısı biraz daha acı çekilecek dönem olarak kalması koşuluyla sonrasının daha yumuşak bir şekilde devam ettirilmesi mümkün olabilir. Geçen 5-6 yıllık dönemde uygulanan programlar kişiler ile doğrudan bağlantılı hale geldi ve birbiriyle zıt uygulamalar yapıldı. Uygulanan programda da esas tedirgin eden bu noktadır. Bu program, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile endeksli görülüyor. Hazine ve Maliye Bakanı konusunda yapılan spekülasyonların programda ne denli hasara yol açabileceği birkaç hafta önceki asılsız dedikodular ile teyit edildi. Bu dedikoduları gidermek için Sayın Şimşek sosyal medya hesabından iki defa istifa ettiği yönündeki tevatürleri yalanlamak durumunda kaldı. 

 

Yüksek enflasyon, toplumu her yönüyle bozucu etkilere neden olur. Şu anda en kritik konu, henüz katılaşmamış olan enflasyonu indirmedeki kararlılığın korunmasıdır. Beklenti yönetimi doğru yapılabildiği ölçüde enflasyon ve büyüme hedefleri yakınsanabilir. Yapısal reformların realize edilmesinde de anlayışın değiştiğine yönelik kanaat omurgayı oluşturur. En az iki yıl daha seçim olmaması halen en büyük avantaj durumundadır.

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : enflasyon reyting büyüme Fitch kredi

PROF. DR. NURULLAH GÜR



Türkiye’de enflasyon, yıllık bazda tek haneli rakamları en son Ekim 2019’da görmüştü. Salgın döneminde yüzde 10-20 bandında dolanan enflasyon oranı, Aralık 2021’den itibaren başka bir safhaya geçti. O tarihten bu yana ortalama enflasyon yüzde 57.5 seviyesinde gerçekleşti. Beklediğimiz dezenflasyon süreci, Haziran 2024 itibariyle nihayet başladı. Yıllık enflasyon, son üç ayda yüzde 75.45’ten yüzde 51.97’ye geriledi. Bu gerilemeye neden olan temel unsurları şöyle özetleyebiliriz:

 

* Geçen yılın yaz döneminde çok yüksek seviyelerde gerçekleşen aylık enflasyon rakamlarının Haziran-Ağustos 2024 döneminde devreden çıkması neticesinde baz etkisi oluştu. Bu matematiksel durum, yıllık enflasyonu otomatik olarak aşağıya çekti.  

 

* Sıkı para politikası ve ekonomi politikalarındaki artan öngörülebilirliğin bir sonucu olarak döviz kurları, daha istikrarlı bir aralıkta seyretmeye başladı. Hatta TL reel bazda değerlendi. Bu gelişme, ithalat fiyatlarının enflasyonu artırıcı etkisini sınırladı. 

 

* Sıkı para politikası, iç talebi yavaşlattı. 

 

n Küresel emtia fiyatlarının stabil bir seyir izlemesi ve asgari ücrete ara dönemde zam yapılmaması, reel sektör için maliyetleri hafifletti. Böylece, bazı şirketlerin fiyat artışlarında aşırıya kaçmaya yönelebilmeleri için gerekçeleri azalmış oldu. 

 

TAHMİNLER GÜNCELLENDİ

 

Enflasyonda düşüş trendi başlamış olmasına rağmen Merkez Bankası’nın yüzde 38’lik yıl sonu hedefinin tutması mümkün gözükmüyor. Zaten geçtiğimiz günlerde açıklanan Orta Vadeli Program’daki (OVP) 2024 yıl sonu enflasyon tahmini de yüzde 41.5 olarak güncellendi. Önceki OVP’de 2024 yıl sonu için enflasyon tahmini yüzde 33 idi. Durum böyle olunca akıllara kritik bir soru geliyor: 

 

Neden enflasyon tahminleri tutmadı? Bu sorunun birkaç cevabı var: 

 

* Enflasyonu kontrol altına almak için para politikası sıkılaştırıldı. Bu gerekliydi. Ama para politikasını destekleyecek yapısal politikalar yeterince kapsamlı ve hızlı biçimde devreye giremedi. Önceki yazılarımda da altını çizdiğim üzere, sıkı para politikası enflasyonla mücadelenin ön koşulu olmakla birlikte yeterli koşulu değildir. 

 

* Para politikasının iletişim ayağı zayıf kaldı. Dolayısıyla, enflasyon beklentileri yeterince iyi yönetilemedi. Bu durum, fiyatlama davranışları ve tüketim eğilimlerinin normalleşmesini geciktirdi. 

 

* Fiyatı kamu tarafından yönetilen ve yönlendirilen mal ve hizmetlere yönelik fiyat ayarlamaları dezenflasyon sürecini yeterince desteklemedi.  

 

ÇÖZÜM NEREDE?

 

Peki, bundan sonra ne yapmalıyız? Para politikasının etki alanına girmeyen ama enflasyonu ilgilendiren alanlara dair diğer ekonomi politikalarını daha etkin çalıştırmamız lazım. Ekonominin planlama, üretim, teşvik, dağıtım ve aracılık faaliyetlerini ilgilendiren sorunlarına dair kalıcı çözümler üretmeliyiz. Enflasyonla mücadelenin her boyutunu vatandaşa ve şirketlere daha fazla dokunarak anlatmalıyız. Maliye politikalarını hem enflasyonla mücadeleyi destekleyecek hem de enflasyonla mücadelenin maliyetinin toplumda daha adil biçimde paylaşılmasını sağlayacak şekilde çalıştırmalıyız. 

 

Bunları yapmakta yetersiz kaldığımız durumda, sıkı para politikası daha uzun süre devrede kalabilir. Yani yüksek faiz, ekonomiyi gereğinden uzun süre yorabilir. Bu durum, reel sektörün üretim kapasitesine, yatırım iştahına ve rekabet gücüne zarar verir; sabit gelirli vatandaşların yaşam koşulları daha da zorlaşır. İşte bu yüzden enflasyonla mücadeleyi çok boyutlu bir strateji ve politika setiyle yürütmemiz gerekiyor. 

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : enflasyon