Salı, 05 Kasım, 2024
Türkiye Dental İmplant Sanayi Zirvesi’nde kaçak ve kayıtsız ürünler gündeme geldi. Daha önce yılda 250 bin diş implantı kullanılan Türkiye’de bu sayının milyonlara ulaştığını belirten sektör temsilcileri, “İthalatta menşe denetimi, GTİB kodlarında detaylandırma ve ÜTS kaydı şart” dedi.
HABER: ADEM ORHUN
Dental implant sektörünün temsilcileri, ilgili bakanlıklardan yetkililerin de katıldığı ‘Türkiye Dental İmplant Sanayi Zirvesi’ düzenledi. İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen zirveye, İTO Sağlık İhtisas Komitesi üyeleri, Dental İmplant ve İş İnsanları Derneği (İMPLANTDER) ve Diş Malzemeleri ve Sanayici İşadamları Derneği (DİŞSİAD) yöneticileri katıldı.
Zirveye İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de katılarak; sahadan aldıkları bilgilerle firmaları ve sektörü takip ettiklerini, buna göre gerekli kurumlar nezdinde temaslarda bulunduklarını dile getirdi. Avdagiç, dental implant sektörünün gelişime açık bir alan olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Sektör, sağlık hizmetleri ihracatı bakımından da önemli. Çok hızlı büyümeye açık. Hizmet olarak da çok önemsediğimiz bir alan. Zincirin sonunda ülkenin çok daha fazla katma değer üretmesini sağlayacak süreç var. 2030 yılında küresel implant pastasının 8-10 milyar dolar olması bekleniyor. Bu pastadan yerli üreticilerimizin aldığı payı artırmaya çalışıyoruz.”
SEKTÖR ARAŞTIRIYOR
İTO Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Büyükdede’nin de yer aldığı toplantının sunumunu ve moderatörlüğünü, İTO Meclis Üyesi ve İMPLANTDER Başkanı Oğuz Akyüz yaptı. Akyüz, “Sektörümüzdeki gelişmeleri takip etmek ve çözümler üretmek için ortak hareket etmek üzere İMPLANTDER’i kurduk. Şimdi yine bakanlık yetkililerinin önünde, sektördeki kaçak ve kayıt dışı problemlerini dile getireceğiz” dedi.
Zirvenin ilkini 2020 yılında yaptıklarını hatırlatan Akyüz, “Yerli üretime karşılık, ithalat ve kayıtsız ürün çok hızlı bir şekilde artıyor. Türkiye’de 10 yıl önce implant tedavilerinde yıllık 250 bin adet kullanım vardı. Şimdi bu milyonlara ulaştı. Bu da Türkiye’nin önemli bir pazar haline geldiğini gösteriyor. Halbuki bizim yerli üreticilerimizin global pazarda daha fazla pay almasını konuşmamız lazım” dedi.
ÜTS YETERLİ OLMUYOR
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından zorunlu kılınmış olan Ürün Takip Sistemi (ÜTS) listesinde kayıtlı olmayan ürünlerin ithalatında yasaklayıcı bir unsur olmadığına dikkat çeken Akyüz, durumu şöyle açıkladı: “ÜTS sistemine kayıtların eksik ve yanlış yapılması ve hatta ÜTS sistemine kayıt yapılırken belirtilen farklı ürüne ait GTİP kodu ile ithalat yapılması, sektörümüzde büyük bir kayıt dışı ekonominin oluşmasına ve denetime tabi tutulmamış riskli ürünlerin piyasaya sürülmesine neden oluyor.”
KAYITSIZ ÜRETİM
Bakanlık yetkililerine, dernek olarak tespit ettikleri kayıt dışılık ve kaçak ürünler hakkında bir sunum yapan Oğuz Akyüz’ün paylaştığı bazı bilgiler şunlar oldu: “Piyasada neredeyse kayıtlı ürün kadar sahte ve kaçak ürün var. İki-üç yıl önce, kayıtlı şekilde yurt dışından dental implant ithalatı yapan bir firma, sonraki yıllarda hiç ithalat yapmadığı halde broşürlerine ‘üretim yeri Almanya’ yazarak binlerce ürün satmaya devam edebiliyor.”
Menşe girişinde belge zorunluluğu olmamasının sorunu büyüttüğünü belirten İMPLANTDER Başkanı Akyüz, şöyle devam etti: “Öyle firmalar var ki, sattığı implanta bir gün ‘İsrail malı’, başka bir gün ‘Alman malı’ diyor. O kadar cesur olmaya başladılar ki, kaçakçılığı konuşuyoruz, evrakta sahteciliği konuşuyoruz, insanların sağlığını tehdit edenleri konuşuyoruz.”
A.TR DOLAŞIM BELGESİ ALIYORLAR
Söz konusu kaçak veya kayıt dışı ürünlerin A.TR dolaşım belgesi alabildiğini belirten Oğuz Akyüz, şunları söyledi: “A.TR dolaşım belgesi alan İsrail malı ürünler Türkiye’de satılıyor. Hem de Almanya diye yazıyorlar. Ticaret Bakanlığı, A.TR dolaşım belgesi varsa incelemeye almıyor, hangi birini alacak? Risk analizi lazım olan, teknik incelemeye tabi tutulması gereken bir ürün. Bu problemlerin önüne geçemiyoruz. Buradan sesleniyorum, bizim sektörü ‘kırmızı hat’a alın. Alın ki, denetim artsın, kaçak ve sahte ortaya çıksın.”
KAÇAK NASIL ÖNLENECEK?
İMPLANTDER Başkanı Akyüz, konuşmasına şöyle devam etti: “Ticaret Bakanlığı’ndan ve Sağlık Bakanlığı’ndan talebimiz menşe kontrolü ve GTİP kodları konusunda detaylı bir uygulama yapılmasıdır. Bakanlık, her üründe menşe kontrolü yapmalı. Bu ürünün ithalatını, üretildiği yeri, hatta stok kontrolünü yapmaları lazım. Ayrıca ÜTS’de tıpkı ilaçlarda olduğu gibi dental implantların da ‘ithalatta denetime tabi ürünler listesinde yer almasını’, Sağlık Bakanlığı’nda kayıtlı değilse ithalatının önlenmesini istiyoruz. Dernek olarak 130 dental implant ithalatçısı firmanın faaliyette olduğunu biliyorduk. Ancak ilgili bakanlıklar, bu sayının 400’ün üzerinde olduğunu belirtiyor. Ticaret Bakanlığı, gümrükte, tek pencere sisteminde bu ürünü gördüğü zaman, ‘Sisteme kayıtlı değil, ithalatını yapamazsınız’ demesi lazım. Buradaki gri bölgeyi kaldırmadığımız sürece 400’lü sayılar çok yakında iki binli sayılara ulaşacak. İşte bu noktada ilgili bakanlıklardan, kurumlardan burada sıkı bir düzenleme ve denetim bekliyoruz.”
G. KORE ANTİ DAMPİNG ETKİSİ TİCARET BAKANLIĞI KARARINI BEKLİYOR
Dental implant zirvesinde ayrıca Güney Kore menşeli ürünlerin sektöre etkisine ve anti dampinge dikkat çekildi. Sektör temsilcilerinin paylaştığı bilgiye göre İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2022/12) kapsamında damping soruşturmasının yürürlüğe konulması kararı, 14 Nisan 2022’de yayımlandı. Bu kararla birlikte, Güney Kore menşeli ithalat ve Güney Koreli üretici/ihracatçı şirketlere çeşitli oranlarda (hesaplanan damping oranlarından daha düşük oranlarda) ‘damping vergisi’ uygulanmaya başladı.
Sektör temsilcileri, alınan anti-damping önlemlerine rağmen, bazı firmaların, birim fiyatlarını düşürmek suretiyle bu önlemleri etkisiz hale getirdiğine dikkat çekti. Sektör temsilcileri konu hakkında şunları dile getirdi: “Bu durum, büyük miktarlarda ithalat yapılmasına neden olmuş ve yerli üreticiler ile diğer ithalatçı firmalar arasında haksız rekabetin devam etmesine yol açmıştır. Özellikle, bu firmaların gerçekleştirdiği ithalat miktarlarının Türkiye toplam ithalatının yüzde 50 oranlarına ulaştığı tespit edilmiştir. Ticaret Bakanlığı tarafından G. Kore implantları için 16 Şubat 2024 tarihinde yayımlanan Tebliğ-2024/7 ile ‘yeniden soruşturma’ başlatıldı. Söz konusu soruşturma kapsamında, daha önce uygulanan damping önlemlerini etkisiz hale getiren firmaların işlemleri detaylı şekilde incelendi. İncelemeler sonucunda 19 Temmuz 2024 tarihinde Bakanlık tarafından hazırlanan nihai bildirim raporu yayınlandı ve firmalardan birinin yüzde 222.1 diğerinin ise yüzde 36.2 oranında yeniden damping yaptığı tespit edildi.”
Bu kapsamda yerli üreticiler, yeniden soruşturma nihai bildirim raporunda belirlenen oranların altında kalmadan ve alınan önlemlerin yeniden etkisiz hale getirilmesinin engellenmesi amacıyla kararın eksiksiz uygulanmasını bekliyor.
Sektör temsilcileri konu hakkında şunları söylediler: “Ticaret Bakanlığı Damping ve Sübvansiyon Dairesi Başkanlığınca tespit edilen iki Güney Koreli firmanın, belirlenen oranlarda damping vergisinin resmi gazetede yayınlanması, yerli sanayinin gelişimi, haksız rekabetin ve vergi kaybının önlenmesi ve hatta kararın emsal teşkil edici bir olması açısından büyük önem arz ediyor. Ticaret Odamızdan da Ticaret Bakanımız ile görüşerek konunun ehemmiyetini bir kez daha vurgulamasını bekliyoruz.”
EN ÇOK İTHALAT YAPAN 9’UNCU ÜLKE
Türkiye, dental implant sektörü genel ithalatında 2019’da 16’ncı sıradaydı, 2023’te 150 milyon dolarlık ithalatla 9’uncu sıraya yükseldi. İhracatta ise 2019’da 35’inci sırada olan Türkiye, yüzde 100’ün üzerinde büyümeyle 2023’te bu alanda 17’nci büyük ihracatçı oldu.
ZİRVEYE KAMUDAN TAM KADRO KATILIM
Dental implant zirvesine ilgili kurumlardan yetkililer de katıldı. Sağlık Bakanlığı’ndan Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Emre Korkut, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Tıbbi Cihaz Sektörel Hizmetler Dairesi Başkanı Servet Sarıhan, aynı kurumdan ürün denetmeni Derya Karacan ve mühendis Nazan Kalafat, toplantıda sektör temsilcilerini dinleyip, bazı bilgileri paylaştı. Ticaret Bakanlığı’ndan da Ticaret Araştırmaları ve Risk Değerlendirme Genel Müdürlüğü Ticari Araştırmalar ve Risk Analiz Dairesi uzmanı Nazım Günaydın, Gümrükler Genel Müdürlüğü ticaret uzman yardımcısı Buse Konuralp, gerekli bilgileri aldıklarını ifade etti.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN YAPTIRIMLARI ARTIRILMALI
Sektör temsilcileri, daha etkili yaptırım beklediklerini belirterek, şunları söyledi: “Tıbbi Cihaz Denetim Dairesi’nin sahte, belgesiz ve kayıtsız ürünler karşısında firmalara yapılacak cezai ve idari yaptırımları, caydırıcılık niteliği taşımıyor. Konuyla ilgili 7223 sayılı kanun yaptırımları yetersiz kalıyor. Halk sağlığını riske atan sahte, kaçak ve belgesiz ürün faaliyetlerine karşı TİTCK Denetim Dairesi’nin uygulama yetkileri artırılmalı. Ürün toplatma ve etkili para cezası dışında, firma faaliyetlerini durdurma ve hatta hapis cezası uygulanmalı.”
MEVZUAT NASIL AŞILIYOR?
Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından yayımlanan yönetmelikler, tıbbi cihaz ürünlerinde şu kısıtlamaları uyguluyor:
1. Satış yetki belgesi olmayan ve ruhsatlandırma sürecini tamamlamamış satıcılar, tıbbi cihaz ticareti ile iştigal edemezler.
2. ÜTS kaydı yapılmamış ürünlerin satışı yapılamaz.
3. Ürün güvenliği CE belgesi olmayan üreticiler tıbbi cihaz üretemez.
Ancak sektör temsilcileri, yönetmeliklere rağmen sahada yaşananları şöyle sıraladı:
* Birçok firma, belgesi olmadan tıbbi cihaz imalatı yapıyor.
* ÜTS kayıt şartı olmasına rağmen sadece firma kaydı olan ama ürün kaydı olmadan ticaret yapan firmalar bulunuyor.
* Çok sayıda firma ÜTS kaydı ve satış yetki belgesi olmadığı halde tıbbi cihaz ithalatı yapıyor.
* Farklı GTİP numarası kullanıp ithalat yaparak önlemleri etkisiz kılan firmalar var.
* Yıllardır Güney Koreli firmalar, damping uygulayarak, uluslararası piyasanın çok altında fiyatla Türkiye’de satış yapıyor. Bakanlığın uyguladığı anti damping oranları etkisiz hale getiriliyor.
* İthalat beyannamelerinde farklı GTİP koduyla işlem yapılıyor.
* Yüzde 10 KDV ile ithal edilen ürünlerin ÜTS listesine girmeden piyasaya sürülmesi için yüzde 20 KDV ödeyerek, takip edilemeyen milyonlarca adet riskli ürün ithal ediliyor.
* Menşe yanıltarak, ithalat yasağı olan İsrail’den mal alımına devam ediliyor.
* İthalat işlemi yapılmadığı halde, yurt içinde ruhsatsız üreticilerden temin edilen ürünler, başka bir ülkenin ürünüymüş gibi satılıyor..
25 Eylül 2024 Çarşamba
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı