tatil-sepeti
Dr. Veysi  SEVİĞ

Dr. Veysi SEVİĞ

Diğer Yazıları

DR. VEYSİ SEVİĞ

Vergi Usul Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın işyerinde yapılır. İşyerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin işyerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları talep ederlerse inceleme dairede yapılabilmektedir. Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenir.

Söz konusu madde hükmü uyarınca vergi incelemesinin incelemeye tabi olanın işyerinde yapılması esastır. İşyerinde yapılan incelemelerde ayrıca defter ve belge ibraz talebinde bulunulmasına gerek yoktur. Çünkü; defter ve belgeler zaten mükellefin işyerinde inceleme kapsamında incelemeye yetkili kişilere sunulacak ve bu bağlamda da defter ve belgelerin ibrazı incelemenin dairede yapılması halinde söz konusu olacaktır.

Gizleme suçu bakımından önemli olan konu, incelemenin işyerinde yapılmaması halinde, vergi incelemesinde esas olan bu kuralın hukuka uygun bir şekilde yapılmadığının ortaya konulmuş olması ve bu hususun tevsik edilmesi, kanıtlanmasıdır. Aksi takdirde gizleme suçunun unsurunun oluştuğundan bahsedilemeyecektir.

Konuya ilişkin Yargıtay kararları müstakar hale gelmiş bulunmaktadır. Yargıtay bir kararında, “…213 sayılı VUK’un 139. maddesine göre;

‘Vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın işyerinde yapılır. İşyerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin işyerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir” şeklindeki düzenleme karşısında, işyeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağından gizleme suçunun unsurlarının oluşamayacağı nazara alındığında; defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkartılan tebligatın, sanığa… tarihinde işyeri adresinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren Vergi Usul Kanunu’nun 139/2. maddesindeki istisnadan birinin varlığının önceden belirlenip, belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılması gerektiğine ilişkin bir tespiti varsa buna ilişkin belgenin dosyaya ibrazının istenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay kararlarında gizleme suçu bakımından incelemenin mükellefin işyerinde yapılmaması ve buna bağlı olarak defter ve belgelerin ibraz edilmesi talebi karşısında mükelleflerce defter ve belgelerin çalındığı, kaybolduğu, bulunamadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde Vergi Usul Kanunu’nun 139. maddesinde yazılı hususlarla usulüne uygun tebligat aranmayacaktır.

Bazı durumlarda vergi incelemesi sırasında inceleme kapsamında bulunan mükelleflerin ilişkide bulunduğu diğer mükellefler nezdinde de karşıt tespit tutanağı düzenlemesi amacıyla defter ve belge ibraz talep edilebilmektedir. Bu kapsamda talep edilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi durumunda ibraz talebinde bulunulan mükellefler nezdinde geçerli bir vergi incelemesi olmadığından gizleme suçunun varlığından bahsedilemeyecektir.

Gizleme suçunun oluşabilmesi için defter ve belge ibraz isteminin vergi incelemesi sırasında istenilmesiyle birlikte bu istemin incelemeye yetkili kimseler tarafından yapılmış olması gerekmektedir.

12 Ağustos 2022 Cuma