Giriş: 28.03.2016 - 00:00
Güncelleme: 21.10.2022 - 09:24
VEYSİ SEVİĞ

VEYSİ SEVİĞ

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde 6518 sayılı kanunla yapılan değişiklik gereği Maliye Bakanlığı;

  • Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla niteliklerini belirleyip onayladığı elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri kullandırmaya, bu cihaz ve sistemler vasıtasıyla bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin kullanılmasına ilişkin zorunluluk getirmeye,
  • Mükelleflere bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin verilmesinde, mükelleflerin Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğu getirmeye, bu zorunluluk kapsamına girecek amme alacaklarını tür ve tutar itibariyle tespit etmeye ve hangi hallerde bu zorunluluğun aranmayacağına,
  • Bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin basımı, dağıtımı ile sistemin kurulması ve işletilmesi hizmetlerinin Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi olmaksızın, süresi 5 yılı geçmemek üzere Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde; yetkilendirilecek gerçek veya tüzel kişiler tarafından yerine getirilmesine (Kamu İhale Kanunu’nun5. maddesinin 5. fıkrası hariç) bu hizmetlerde ve yetkilendirilecek gerçek veya tüzel kişilerde bulunması gereken özellikleri, yetkilendirilecek gerçek veya tüzel kişilerin faaliyetlerinin yönlendirilmesi, izlenmesi, denetlenmesi, yetkilendirmenin sınırlandırılması ve bunların uygulanması ve bunların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.

Ancak; mükelleflerin Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğu getirme konusunda Maliye Bakanlığı’na tanınan yetki gerek içerik ve gerekse düzenleme yapma boyutuyla iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır.

Anayasa Mahkemesi konuyu inceleyerek kanun koyucunun “…vergi hukuku alanında yetkisini kullanırken, Anayasa’nın temel ilkelerine ve vergi ile ilgili kurallarına bağlı kalmak koşuluyla kamu gelirlerinin doğru, etkin ve verimli biçimde nasıl ve hangi yöntemlerle sağlanacağı konusunda takdir yetkisi”ne sahip olduğunu,

“İptali istenilen kuralda ek bir vergi veya benzeri mali yükümlülük getirmediği gibi, Maliye Bakanlığı’na vergi ve mali yük konulması konusunda bir yetki de” verilmediği, kuralın vergi yükümlülüğü ile ilgisi bulunmadığı, iptali istenilen kural ile Maliye Bakanlığı’na verilen yetkinin, mükelleflere bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin verilmesinde, mükelleflerin Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğu getirilmesi ile ilgili olarak, bu kapsama girecek amme alacaklarını tür ve tutar itibariyle tespit etmeye ve hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağına” ilişkin olduğunu,

Dava konusu edilen kuralda kanun koyucu tarafından Maliye Bakanlığı’na bırakılan düzenleme alanının, vergilendirme ile ilgili temel kurallar olmayıp, kanunda belirlenen mükelleflerin Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğunun uygulanmasına ilişkin teknik düzenlemeler ve ayrıntıları içerdiği, bu bağlamda, kanunla düzenlemesi gerekmeyen bir konu hakkında Maliye Bakanlığı’na yetki verilmesinin yasama yetkisinin devri niteliğinde olmadığı, dolayısıyla Anayasa’ya aykırı olmadığı gerekçesiyle iptal istemini reddetmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin 08.12.2015 gün ve E.No:2014/87, K.No:2015/112 kararı 28 Ocak 2016 gün ve 29607 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi için bakınız: “Vergi Borcu Yoktur Yazısı Uygulaması Anayasaya Uygun mu?” Doç. Dr. Tahir Erdem, Diyalog Dergisi Mart 2016, sf:1-16